Bakın neler olmuş neler..
Başından başlayarak anlatalım.
ARSA
VE DAİRELER
- Necla Teyze ile Abdi Bey, 1991 yılında Ankara’da bir arsa alırlar.
-
Aradan yıllar geçer ve arsa değerlenir.
- 2008 yılında arsalarını, daire
karşılığı müteahhide verip karşılığında altı daire alırlar.
- Dairelerden
birini kendilerine ayırıp, dördünü 2009’da, birini de 2010 yılında satarlar.
- Satıştan, iki milyon liraya yakın bir gelir elde ederler.
Sonuçtan çok
memnun olan Necla Teyze, eşi Abdi Bey’e;
“20 yıl önce o arsayı almakla ne
iyi yapmışız. Bak, iki milyon lira paramız bir de dairemiz oldu. Bu para bize de
yeter, çocuklara da hatta torunlara da..” der.
Aradan bir yıl geçer, Necla
Teyze’nin içine bir kurt düşer. Abdi Bey’e;
“- Abdi, bu paranın vergisi var
mı, yok mu? Birilerine sordum. ‘Beş yıl geçtikten sonra satılırsa vergi yok’
dedi ama ben yine de emin olamadım” der ve Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi
Dairesi Başkanlığı’na başvurup, durumlarını sorarlar.
MALİYE NE DİYOR?
Bir süre sonra, bekledikleri yazılı açıklama (özelge) gelir.
Özetle şöyle
denilmektedir;
“Arsa karşılığı edinilen gayrimenkulün, kat karşılığı
verilerek daire alınması, gayrimenkulün vasfını değiştirmektedir. Bu bağımsız
bölümlerin tapuya tescil tarihinin veya fiili kullanım tarihinin, yeni bir
iktisap olarak gözönüne alınarak, bu tarihten itibaren;
- Aynı kişiye farklı
tarihlerde veya
- Ayrı kişilere aynı tarihte ya da izleyen tarihlerde
satılması durumunda,
Bu satıştan elde edilen kazancın, Gelir Vergisi
Kanunu’nun 37’nci maddesine göre ticari kazanç olarak vergilendirilmesi
gerekmektedir” (20.02.2012 Tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-120 [37-11/18]-253
sayılı özelge).
OLAY CİDDİ
Ticari kazanç demek;
- Arsanın 1991 yılındaki alış bedeli ile dairelerin
2009 ve 2010 yılındaki satış bedeli arasındaki fark “neredeyse satış bedelinin
tamamına yakın kısmı” anlamına geliyor.
Bu durumda, Necla Teyze ve Abdi Amca
tarafından;
- Satış kazancının yüzde 35’ine yakın “gelir vergisi” ödenmesi
(olayın Maliye tarafından tespiti halinde vergi kadar ceza ve ayrıca gecikme
faizi alınması),
- Satılan dairelerin büyüklüğüne göre “yüzde 1 veya 18 KDV”
ödenmesi (olayın Maliye tarafından tespit edilmesi halinde, KDV kadar ceza ve
ayrıca gecikme faizi alınması)
söz konusu olabilecek.
NE
YAPABİLİRLERDİ?
- Arsayı daire karşılığı olarak vermeyip arsa olarak satsalardı,
-
Daireleri ayrı kişilere değil de bir defada bir kişiye satsalardı,
- Arsayı
müteahhide daire karşılığı değil de “hasılat paylaşımı” şeklinde verselerdi,
gelir vergisi ödemeleri söz konusu olmayacaktı.
Şimdi bu yazıyı okuyan
çok kişinin “eyvah!” dediğini duyar gibiyim..
İmtiyazlarla ilgili süre
uzatıldı
9 Nisan 2012 tarihli yazımızda uzatılması gerektiğini
belirttiğimiz, eski Ticaret Kanunu’nda yer alan imtiyazlarla ilgili 12 Nisan
2012’de sona eren süre, 11 Nisan 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ
ile 2 Temmuz 2012 tarihine kadar uzatıldı.
Bu makalenin içeriği www.hurriyet.com.tr adresinden alınmaktadır.