BİR ALACAĞIN ŞÜPHELİ ALACAK HALİNE GELEBİLMESİ İÇİN DAVA AÇILMASI VEYA
İCRA SAFHASINDA OLMASI VE BU HUSUSLARIN DA MAHKEME İLAMI VE DİĞER BEL-
GELERLE KANITLANMIŞ OLMASI GEREKTİĞİ HK.
Deri konfeksiyon imalat ve ihracatı işiyle uğraşan yükümlü şirket adı-
na 1989 takvim yılına ilişkin olarak salınan gelir (stopaj) vergisi i-
le kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; Vergi Usul Kanunu-
nun 323.maddesi hükmüne göre, bir alacağın şüpheli alacak haline gele-
bilmesi için dava açılması veya icra safhasında olması ve bu hususla-
rın da mahkeme ilamı ve diğer belgelerle kanıtlanmış olması gerektiği,
ayrıca aynı maddeye göre tahsili hemen mümkün olmadığı kanıtlanan a-
lacağın ticari defterlerde şüpheli alacak olarak değerlendirildiği
günde pasifte karşılık ayrılmış olmasının gerektiği, her ne kadar yü-
kümlü şirket, malın kendisi tarafından ihraç edildiğini, tebliğlerden
ileri gelen ve şirket aracılığı ile malın ihraç edilmesi halinde daha
fazla vergi iadesinden istifade edebilmek için yapılan sözleşmeye da-
yanılarak aracı şirket kanalı ile ihracatın gerçekleştirildiğini, bu
nedenle de faturaların İmeks A.Ş. adına düzenlendiğini, esas alacaklı
oldukları Federal Almanya'da bulunan firmanın iflas etmesi nedeniyle
mal bedelinin tahsil edilmediğini ve zorunlu oldukları için de karşı-
lığın müteakip yılda ayrıldığını, esasen kendilerinin yabancı firmadan
mal bedelini tahsil edemediklerini, yabancı firmanın iflas ettiğine
dair mahkeme kararının mevcut olduğunu iddia etmekte ise de, mevcut
belgelere göre, yükümlü şirket tarafından imal edilen sanayi ürünleri-
nin İmeks A.Ş.'ne fatura karşılığı satıldığı ve bu şirket tarafından
ihracatın gerçekleştirildiği, esas gerçek görünen durumun, ihraç edil-
mek üzere İmeks A.Ş.'ne satılan mal bedelinin yükümlü şirkete ödenme-
miş olması olduğu, şirket kayıtlarının da bu hususu teyit ettiği, hal
böyle olunca, Vergi Usul Kanununun 323.maddesine göre borçlu olarak
görünen İmeks A.Ş. aleyhine dava açılmadığı gibi, icra takibine de ge-
çilmediği, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığının gö-
rüldüğü, diğer taraftan inceleme elemanının da ileri sürmüş olduğu gi-
bi ilgili madde hükmüne göre, şüpheli alacak karşılığının, alacağın
şüpheli hale geldiği dönemde ayrılacağı, şüpheli hale geldiği dönemde
karşılık ayrılmayan alacaklar için sonraki dönemlerde karşılık ayrıla-
rak zarar yazılamayacağından kar/zarar hesabına atılmak suretiyle ku-
rum kazancından düşülen 107.364.194.- liranın matrah farkı olarak a-
lınmasının yerinde olduğu, öte yandan, ihracatı gerçekleştiren İmeks
A.Ş.'nin ithalatçı firma aleyhine açmış olduğu dava nedeniyle yüklen-
miş olduğu masraflar ile ihraç bedelinin süresinde yurda getirilmemesi
üzerine ödenen cezalara ait makbuz bedelleri toplamı olan 1.567.095.-
liranın 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 41.maddesine göre yükümlü
şirket tarafından gider olarak kabulü mümkün olmadığından kurum kazan-
cına ilave edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, sonuç olarak, yükümlü
şirketin ihtilaflı dönem kurum kazancına ilave edilmesi gereken farkın
108.931.189.- lira olduğu, diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun
8. maddesine göre vergiden müstesna tutulan 189.635.765.- lira kazanç
üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94/8. maddesi hükmü gereğince %10 o-
ranında gelir (stopaj) vergisi kesintisi yapılması gerektiği, matrah
farkı, inceleme elemanı tarafından yükümlü şirketin defter ve belgele-
ri üzerinden inceleme sırasında tespit edilmiş olduğundan tarhiyata
kaçakçılık cezası yerine kusur cezası uygulanması gerektiği gerekçe-
siyle kısmen kabul ederek tarhiyatı kusur cezalı olarak tadil eden İz-
mir Birinci Vergi Mahkemesinin 1995/563 sayılı kararının; yükümlü şir-
ket tarafından, muhasebe kaydı ile aktif hesabın adının değiştirilerek
bilançonun şeffaf olması arzusunun güdüldüğü, alacağın tahsil edileme-
yeceğine dair belge 1989 yılında geldiği için o yılda karşılık ayrıl-
ddığı, bunun da bir hata olarak kabul edilemeyeceği, vergi dairesi
başkanlığı tarafından ise, yükümlü şirket adına kesilen kaçakçılık ce-
zasında kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istem-
leridir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açık-
lanan İzmir Birinci Vergi Mahkemesinin 22.5.1995 gün ve 1995/563 sayı-
lı kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş o-
lup temyiz istemlerine ilişkin dilekçelerde ileri sürülen iddialar sö-
zü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz
istemlerinin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.
(MT/ES)
|