Dairesi
VERGİ İADESİNİN HATALI YAPILDIĞININ SONRADAN ANLAŞILMASI ÜZERİNE
Karar No
1224
Esas No
877
Karar Tarihi
24-04-1995
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ONBİRİNCİ DAİRE
1995
1224
1995
877
24/04/1995
 
KARAR METNİ

VERGİ İADESİNİN HATALI YAPILDIĞININ SONRADAN ANLAŞILMASI ÜZERİNE YAPI-
LAN TARHİYATI ONAYAN MAHKEME KARARININ SONUCUNA GÖRE HESAPLANAN VE DA-
VACIYA TEBLİĞİNDEN İTİBAREN 30 GÜNLÜK YASAL SÜRESİ İÇİNDE ÖDENEN VER-
GİYE ÖDENDİĞİ TARİHE KADAR GEÇEN SÜRE İÇİN GECİKME FAİZİ UYGULANMASI
YERİNDE OLUP, İADENİN OLUMLU İNCELEME RAPORUNA DAYALI OLARAK YAPILMA-
SININ OLAYA 213 SAYILI YASANIN 369.MADDESİNİN KIYASEN UYGULANMASINI
SAĞLAMAYACAĞI HK.

Turistik termal otel inşaatı ile iade hakkı doğuran temel gıda madde-
leri teslimi işini birlikte yapan yükümlü şirketin 1990 yılı Mayıs-
Ekim dönemlerinde gerçekleştirdiği temel gıda maddeleri teslimi nede-
niyle yüklenip de indirim konusu yapamadığı katma değer vergilerinin
teminat karşılığında inceleme raporlarına dayanılarak iade edilmesin-
den sonra düzenlenen inceleme raporu ile bu iadenin 3065 sayılı Kanu-
nun 29.maddesinin 2.fıkrasının yanlış uygulanması sonucu haksız yere
yapıldığı tespit edilerek, iadenin düzeltme fişi ile yapıldığı tarih-
ten bu iadenin haksız alındığından bahisle tarhedilen vergi aslının
mahkeme kararı ile onanması üzerine mahsuben ödendiği 9.3.1992 tarihi-
ne kadar geçen süre için adına gecikme faizi tahakkuk ettirilmiştir.

Afyon Vergi Mahkemesi 10.3.1993 gün ve E:1992/174, K:1993/45 sayılı
kararı ile; 213 sayılı Kanunun "özel ödeme zamanları" başlığını taşı-
yan 112.maddesi ile normal vade tarihinden sonra ödenen amme alacağı-
nın ekonomik koşullar nedeniyle değer kaybetmesini önlemenin amaçlan-
dığı, bu nedenle haksız alındığı tespit edilen amme alacağı için ge-
cikme faizi uygulaması yerinde bulunduğundan aksi yöndeki davacı iddi-
alarında isabet görülmediği, ancak, olayda iki ayrı inceleme yapıldığı
ilk inceleme raporunda iadelerin yapılması için olumlu görüş bildiril-
diği, yine aynı konunun başka bir inceleme elemanınca incelenmesi so-
nucunda düzenlenen raporda iadenin haksız yapıldığı sonucuna ulaşıla-
rak iade edilen tutarın cezası ile birlikte geri alınması gerektiği
hususunun önerilmesi üzerine vergi tarhiyatı yapıldığının anlaşıldığı,
bu durumda gecikme faizi bir ceza olmamakla birlikte 213 sayılı Kanu-
nun 369.maddesinin olaya kıyasen uygulanması halinde, uyuşmazlık konu-
su gecikme faizinin olumlu görüş bildiren ilk inceleme raporlarının
vergi dairesine tevdi tarihlerine göre hesaplanmasının hakkaniyete da-
ha uygun düşeceği sonucuna varıldığı gerekçesiyle gecikme faizini 1990
yılı Mayıs-Ağustos dönemleri için 18.12.1990 günlü, 1990 yılı Eylül ve
Ekim dönemleri için 8.3.1991 tarihli olumlu görüş bildiren inceleme
raporlarının vergi dairesine tevdi tarihleri dikkate alınarak amme
alacaklarının normal vade tarihleri ile bu tevdi tarihleri arasında
geçen süreler için yeniden hesaplanacak miktarlar üzerinden değişik-
likle onamıştır. Yükümlü, iadelerin haksız yere alındığı yolundaki
idarece yapılan tebligat üzerine söz konusu miktarları bir aylık yasal
süresinde ödediklerini, bu nedenle gecikme faizi hesaplanmasının kanu-
na aykırı olduğunu, vergi dairesi müdürlüğü ise, yükümlüce iadenin alı
nış tarihinden, mahsuben ödendiği tarihe kadar geçen süre için hesap-
lanan gecikme faizi tahakkukuna ilişkin işlemin 213 sayılı Kanunun
112.maddesi kapsamında yapıldığı, bu durumda gecikme faizinin tamamen
onanması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Temyiz isteminin konusu, haksız alındığı inceleme raporu ile saptanan
ve yargı kararı ile de kesinleşen katma değer Vergisi iadesine ilişkin
olarak hesaplanacak gecikme faizinin hangi tarihten itibaren uygulana-
cağı hususunun çözümüne ilişkindir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun gecikme faizi uygulaması ile ilgili
ilkeleri belirleyen "özel ödeme zamanları" başlıklı 112.maddesinin 3.
fıkrasının (b) bendinde, dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılma-
mış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili
bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı
kararının tebliğ tarihine kadar; geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna
göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı
hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, temel gıda maddeleri teslimi nedeniyle yüklenip de indirim ko-
nusu yapamadığı katma değer vergilerinin teminat karşılığında iadesi
istemi üzerine 1990 yılı Mayıs-Ağustos ve Eylül, Ekim dönemleri için
ayrı ayrı düzenlenen inceleme raporları sonucuna göre bu talebin yeri-
ne getirilmesine karşın, bu konuda aynı dönemler için daha sonra dü-
zenlenen inceleme raporu ile söz konusu iadenin 3065 sayılı Katma De-
ger Vergisi Kanununun 29.maddesinin 2.fıkrası hükmünün hatalı uygula-
ması sonucu haksız yere yapıldığının anlaşılması üzerine, iadenin dü-
zeltme fişi ile yapıldığı tarihten, haksız alındığından bahisle tarhe-
dilen vergi aslının mahkeme kararı ile onanması üzerine yükümlü tara-
fından bu kararın sonucuna göre ve kendisine tebliğinden itibaren otuz
günlük yasal süresi içinde mahsuben ödendiği tarihe kadar geçen süre
için adına 213 sayılı Kanunun 112.maddesi hükmüne göre gecikme faizi
tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, yukarıda sözü edilen 213 sayılı Kanunun 112.maddesinin 3.
fıkrasının (f) bendi hükmüne göre, haksız bir biçimde, iade olarak a-
lınan katma değer vergisinin normal vade tarihinden vergi aslına iliş-
kin mahkeme kararının tebliği tarihine kadar geçen süre için gecikme
faizi tahakkuk ettirilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Kanunun 3.maddesinin (A) fıkrasının 2.bendinde
"vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olma-
dığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hü-
kümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı
gözönünde tutularak uygulanır" hükmüne yer verilmiş olup, aynı Kanunun
369.maddesinin yalnızca vergi cezalarına ilişkin olarak düzenlendiği-
nin tartışmasız olması, diğer taraftan söz konusu uyuşmazlık hakkında
da 112.maddenin 3.fıkrasının (b) bendinde açık hüküm bulunmasına kar-
şın aynı Kanunun 369.maddesinin olaya kıyaslama sonucu uyfulanarak hü-
küm tesisine esas alınıp, gecikme faizinin yükümlünün yanıltıldığını
ileri sürdüğü ve iadenin yapılması yönünde olumlu görüş bildiren ilk
inceleme raporlarının vergi dairesine tevdi tarihleri esas alınmak su-
retiyle hesaplanması gerektiği yolunda tesis edilen mahkeme kararında
isabet görülmemiştir.

Kaldı ki, olayda, vergi aslına ilişkin olarak yapılan tarhiyatın onan-
ması yolunda ki mahkeme kararının bu hüküm fıkrası Danıştay 7.Dairesi-
nin 26.12.1994 gün ve E:1992/7370, K:1995/6487 sayılı kararı ile onan-
mış olup, vergi aslına bağlı kaçakçılık cezasına ilişkin olarak da,
"yükümlü şirketçe idarece yanıltıldığından söz edilemeyeceği, sadece
idarece kanun maddesinin yanlış yorumlanmasından kaynaklanan yanılma
hali olduğu, dolayısıyla tarhiyata ceza uygulanamayacağı" şeklinde
mahkemece tesis edilen hüküm fıkrasının aynı Dairece olaya kusur ceza-
sı uygulanması icabettiği gerekçesiyle bozulması ile de, olayda yüküm-
lünün yanıltılması hali bulunmadığı ve durumun yalnızca 213 sayılı Ka-
nunun 29.maddesinin 2.fıkrasının yanlış uygulanması sonucunda oluştuğu
hususu yargı kararı ile de kesinleştiğinden mahkemece tesis edilen ge-
rekçede bu yönüyle de isabet bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle vergi dairesi temyiz isteminin kabulü ile Vergi
Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verildi.

(MT/ES)

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı