Dairesi
ALIŞLARINI GERÇEĞE AYKIRI FATURALARLA BELGELENDİREN YÜKÜMLÜ ŞİRKETİN
Karar No
135
Esas No
147
Karar Tarihi
21-02-1997
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1997
135
1995
147
21/02/1997
 
KARAR METNİ

ALIŞLARINI GERÇEĞE AYKIRI FATURALARLA BELGELENDİREN YÜKÜMLÜ ŞİRKETİN
BU FATURALARDA GÖSTERİLEN KATMA DEĞER VERGİLERİNİ İNDİRİM KONUSU YAPA-
MAYACAĞI HK.

Bakliyat ticareti yapan şirket adına bakliyat alımlarını gerçeğe aykı-
rı faturalarla belgelendirerek haksız katma değer vergisi indirimi uy-
guladığından bahisle 1988 yılının Kasım dönemi için kaçakçılık cezalı
katma değer vergisi salınmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen İçel 1.Vergi Mahkemesi
25.10.1990 günlü ve 1990/424 sayılı kararıyla; yükümlü şirketin 1988
yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesinden, 1988 yılındaki
tüm alışlarının ... TL. olduğu, gerçeği yansıtmadığı kabul edilen fa-
turalarla yapılan alışların, yıl içindeki tüm alışların % 29.95'ini
teşkil ettiğinin anlaşıldığı, söz konusu faturaların, Vergi Usul Kanu-
nu hükümlerine uygun olduğu, gerek inceleme raporunda, gerekse vergi
dairesi savunmasında faturaların gerçeği ifade etmediğine ilişkin so-
mut bir delilin de ileri sürülmediği gerekçesiyle, tarhiyatı kaldır-
mıştır.

Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay
Yedinci Dairesi 24.12.1992 günlü ve 1992/6174 sayılı kararıyla; yüküm-
lü şirkete 1988 yılında fatura düzenleyenlerden tenkit konusu edilen
kişi ve şirketlerin sermayelerinin, faturalarda belirtilen miktarda
yüksek meblağlı alım-satım yapmaya elverişli olmadığı, bir kısmının i-
se adreslerinde bulunamadığının anlaşıldığı, yükümlü şirkete fatura
düzenleyen bu kişilerin ve şirket yetkililerinin, kilogram başına ko-
misyon ücreti alarak alım-satıma aracılık ettiklerinin bizzat kendile-
ri tarafından inceleme elemanına verilen ifadelerle saptandığı, bu be-
yanların kendilerini bağlayıcı kesin delil niteliğinde olduğu, bunla-
rın komisyoncu olduklarının kabulü halinde ise kendi düzenledikleri
satış faturalarının sahte olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle,
mahkeme kararını bozmuştur.

Bozma kararına uymayan İçel 1. Vergi Mahkemesi 13.10.1994 günlü
ve 1994/824 sayılı kararıyla; yükümlü şirkete sahte fatura düzenledik-
leri iddia edilen kişi ve şirketlerin, zirai ürün alım-satımı yapmak
üzere vergi dairesinde mükellefiyet tesis ettirdikleri, defterlerini
onaylattıkları, usulüne uygun fatura bastırdıkları ve beyannamelerini
verdikleri, söz konusu kişi ve şirket yetkililerinin yükümlü şirkete
sahte fatura düzenledikleri yolunda herhangi bir beyanlarının olmadı-
ğı, aksine zirai ürün alıp-sattıklarını beyan ettikleri, ifadeleri a-
lınamayan kişiler hakkında ise yeterli tespit bulunmadığı, yükümlü
şirketin 1988 yılında gerek tüccardan gerekse müstahsilden fatura ve
müstahsil makbuzu karşılığı yaptığı toplam zirai mahsul alımlarının %
70 gibi büyük bir kısmının tenkit konusu edilmediği, % 30'luk kısmının
eleştirildiği, sahte olduğu ileri sürülen faturalarda gösterilen mah-
sullerin çiftçilerden alındığı yolunda bir tespitin de olmadığı, yöre-
deki ticari teamüllere göre faturaların, müstahsilden malı aldıktan
sonra tüccara satımı sırasında kullanılmış olabileceği gibi faturayı
düzenleyen kişi ve şirketlerin müstahsille anlaşarak mahsulü kendi ma-
lı gibi satmasının da mümkün olduğu, nitekim, yükümlü şirkete sahte
fatura düzenlediği ileri sürülen kişi ve şirketlerden bir kısmının zi-
rai ürünlerin alım-satımına aracılık yaptıklarını beyan ettikleri, yü-
kümlü şirketin, kendisine zirai ürün satanların, bizzat malın sahibi
olarak mı yoksa aracı sıfatıyla mı sattıklarını araştırma zorunluluğu
bulunduğunun söylenemeyeceği, dolayısıyla bu faturaları kendi adlarına
düzenleyen kişi ve şirketlerin, bu belgeleri komisyon gelirlerini gös-
termek suretiyle tanzim etmeleri gerektiği kabul edilse dahi, bu fatu-
ralar Vergi Usul Kanununa uygun olarak düzenlenmiş satış faturaları
olduğundan, faturaların sadece bu sebeple sahte olduklarının kabulünün
mümkün görülmediği, yükümlü şirkete sahte fatura düzenlediği iddia e-
dilen kişi ve şirketler nezdinde dava konusu cezalı tarhiyatla ilgili
olarak karşıt inceleme yapılmadığı, söz konusu kişilerden alınan ürün-
lerin tamamının yükümlü şirket tarafından tediye fişleri, çek, havale
ve makbuz karşılığında ödendiği ve muhasebeleştirildiği, alımların ti-
caret borsasına tescil edildiği, katma değer vergisi beyannamelerinin
de süresinde verildiği, bu durumda, yükümlü şirkete sahte fatura dü-
zenlediği ileri sürülen kişi ve şirketler hakkında yapılan tespitle-
rin, söz konusu kişi ve şirketlerce düzenlenen faturaların gerçeği
yansıtmadığının kabul edilebilmesi için yeterli olmadığı sonucuna va-
rıldığı, kısaca, dava konusu cezalı tarhiyatın eksik incelemeye dayalı
olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü yolundaki kararında direnmiştir.

Direnme kararı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edil-
miştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 3
üncü maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya i-
lişkin işlemlerin gerçek niteliğinin esas olduğu kurala bağlandığın-
dan, vergilendirme ile ilgili belgelerin biçimsel kurallara uygun dü-
zenlenmiş olması, olayın gerçek niteliğinin araştırılmasına ve sonu-
cuna göre işlem yapılmasına engel değildir. Bu tür belgelerin gerçeğe
aykırı veya içeriği yönünden yanıltıcı olduğu, usulen geçerli başka
kanıtlarla ispatlanabilir.

Yükümlünün uyuşmazlık konusu dönemde fatura aldığı kişilerle
ilgili olarak yapılan tespitler, bu kişilerin gerçekte tacir olmadık-
larını ve şeklen vergi yükümlülüklerini tesis ettirip, ihtiyaç duyan-
lara belli bir bedel karşılığında fatura sağladıklarını ortaya koymak-
tadır. Dolayısıyla, faturaların biçimsel kurallara uygun olması, sevk
irsaliyesi ve çek düzenlenmesi, borsada tescil yapılması gibi işlem-
ler, faturalarda gösterilen emtianın gerçekten faturaların düzenleyi-
cisi görünen kimselerden satın alındığını kanıtlamaya yeterli değil-
dir. Esasen, gerçeğe aykırı fatura gibi sevk irsaliyesi düzenlenerek
de işlemlere gerçek görüntüsü verilebileceği gibi kimi kişilere çekle
ödeme yapılıp, tahsil edilen paranın geri alınması da mümkün olmakta-
dır. 5590 sayılı Yasanın 52 nci maddesine göre borsada tescil, kural
olarak üzerine tescil yükümlülüğü düşen tarafın başvurusu üzerine ger-
çekleştirilen beyana dayalı bir işlem olduğundan, tescil konusu emti-
anın gerçekten satın alındığına kesin bir kanıt sayılamaz.

Uyuşmazlık konusu dönemde yükümlünün gerçeğe aykırı fatura al-
dığı ileri sürülen kişilerle ilgili tespitlerin değerlendirilmesinden,
müstahsilden satın alınan bakliyatın, bu kişilerden sağlanan fatura-
larla belgelendirildiği ve bu faturalarda yer alan ancak, gerçekte ö-
denmeyen katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasıyla vergi kay-
bına yol açıldığı sonucuna varıldığından, tarhiyatın kaldırılması yo-
lundaki direnme kararında yasaya uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemi-
nin kabulüyle, İçel 1.Vergi Mahkemesinin 13.10.1994 günlü ve 1994/824
sayılı direnme kararının bozulmasına, karar verildi.

(MT/ES)






 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı