KANUNİ DEFTER VE BELGELERİN VERGİ İNCELEME ELEMANINA MAZERET OLMADAN
İBRAZ EDİLMEMESİ NEDENİYLE YAPILAN CEZALI TARHİYATIN YERİNDE OLDUĞU
HK.
Kanuni defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle 1987
yılı Eylül dönemine ilişkin olarak yükümlü şirket adına resen takdir
yoluyla salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini; 3065 sayılı
Kanunun 11.maddesi 1.fıkrası a bendi hükmünden bahisle, olayda yükümlü
şirketin defter ve belgelerinin mahkemeye getirtilerek incelenmesin-
den, tarh döneminde yapılan ihracat nedeniyle katma değer vergisi al-
maya hak kazandığının anlaşıldığı, bu itibarla cezalı tarhiyat yapıl-
masında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle terkin eden İstanbul 3.
Vergi Mahkemesinin 6.11.1992 gün ve 1992/1861 sayılı kararının bozul-
ması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 134.maddesinin 1.fıkrasında, vergi in-
celemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araş-
tırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu, 135.maddesinde vergi incele-
mesinin; hesap uzmanları, hesap uzman muavinleri, ilin en büyük malme-
muru, kontrol memurları veya vergi dairesi müdürleri tarafından yapı-
lacağı, maliye müfettişleri, maliye müfettiş muavinleri, gelirler
kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörlerinin her hal ve takdirde
vergi inceleme yetkisini haiz oldukları belirtilmiştir.
Aynı kanunun "Defter ve belgelerin ibrazı mecburiyeti" başlıklı 256.
maddesinde, bu kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olan gerçek ve
tüzel kişilerin bu kısım gereğince muhafaza ettikleri her türlü def-
ter, vesika ve karneleri muhafaza süresi içinde yetkili makam ve me-
murların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmeye mecbur ol-
dukları hükmü yer almıştır.
Diğer taraftan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29.maddesin-
de, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesapla-
nan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler
dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gös-
terilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş, aynı ka-
nunun 34.maddesinin 1.fıkrasında; yurt içinden sağlanan veya ithal e-
dilen mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya
benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu
vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği, 54.
maddesinin 1.fıkrasında da katma değer vergisi mükelleflerinin, tutul-
ması mecburi defter kayıtlarını, bu verginin hesaplanmasına ve kontro-
lüne imkan verecek şekilde düzenlemeleri gerektiği hükme bağlanmış,
fıkranın devamında, bu kayıtlarda yer alması gereken asgari hususlar
dört bent halinde sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; yükümlü şirketin iade (mahsup) talebi ile
ilgili incelemeye esas olmak üzere 1987 takvim yılına ait defter ve
belgeleri üzerinden inceleme yapılmasına lüzum görüldüğünden, defter
ve belgelerin ibraz edilmesi hususunun yükümlü şirketin adresine teb-
liğ edilememesi üzerine şirketin yönetim kurulu başkanının ve üyeleri-
nin ikametgah adreslerine tebliğ edildiği, ancak defter ve belgelerin
ibraz edilmemesi nedeniyle takdir komisyonunca yükümlü şirkete iadesi
(mahsubu) gereken katma değer vergisi esas alınarak kaçakçılık cezalı
tarhiyat yapıldığı, açılan davada mahkemece yükümlü şirketin 1987 yı-
lına ilişkin kanuni defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, 1987
yılı Eylül döneminde 86386 numaralı fatura ile 6.064.734 liralık ihra-
cat yapıldığı ve iadesi gereken 724.490 lira katma değer vergisi bu-
lunduğu gerekçesiyle tarhiyatın terkin edildiği anlaşılmaktadır.
213 sayılı Kanunun 3.maddesinin (B) fıkrasında ifade edildiği üzere,
vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin
gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak yükümlülerin
Katma Değer Vergisi Kanununun yukarıda sözü edilen 32.maddesi hükmün-
den yararlanabilmelerinin ön şartı, vergiden istisna edilmiş bulunan
işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması,
yani mükelleflerin, kendilerine yapılan ve hizmetler dolayısıyla dü-
zenlenen fatura ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen katma değer
vergisini gerçektüen ödemiş olmalarıdır.
Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir katma değer vergisi
ödemesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi indirimi söz konusu edile-
meyeceği cihetle, vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların
gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarının saptanması, anlaşmazlığın
çözümü bakımından önem arz etmektedir.
Düzenlenen bir faturanın gerçek dışı (naylon olup olmadığının saptan-
ması, bu faturanın düzenlenmesinden önce gelen alım-satım kademelerin-
deki bütün işlemlerin incelenmesine bağlıdır. Bu inceleme ise, anılan
kanun maddesinde belirtilen incelemeye yetkili elemanlar tarafından
yapılabilecektir. Zira alım-satım kademelerindeki mükelleflerin kayıt-
larını incelemek, ilgililerin beyanlarına başvurmak, karşıt inceleme
yapmak inceleme elemanlarının görevidir. Bunun için de defter ve bel-
gelerin inceleme elemanına ibraz edilmesi gerekir. Aksi halde, kanunen
geçerli hiçbir mazerete dayanmaksızın defter ve belgelerini inceleme
elemanına ibraz etmeyen yükümlülerin, vergi incelemesi dışında kalma-
sı, diğer bir ifadeyle, inceleme elemanlarının kanunla kendilerine ve-
rilmiş bulunan ve yukarıda açıklanan görev ve yetkilerini kullanamama-
ları yani devre dışı bırakılmaları sonucu ortaya çıkar ki; bunun kabu-
lü mümkün değildir.
Diğer taraftan, yükümlünün doğrudan mahkemeye ibraz edilen defter ve
belgeleri üzerinde mahkemece Vergi Usul Kanununun öngördüğü şekilde
bir vergi incelemesi (örneğin karşıt inceleme) yapılarak indirime veya
iadeye (mahsuba) konu katma değer vergisinin gerçekten ödenip ödenme-
diğinin saptanmasının mümkün olamayacağının kabulü gerekir.
Sözü edilen durumlarda mahkemece ancak belgelerde gösterilen katma de-
ğer vergisinin defterlere doğru kaydedilip kaydedilmediğinin saptanma-
sı mümkündür.
Ayrıca, bu defter ve belgelerin inceleme elemanına mazereti bulunmak-
sızın ibraz edilmeyerek daha sonra mahkemeye verilmesi, belgelerin in-
celeme için istenilmesi sırasında henüz düzenlenmediği veya daha sonra
tedarik edildiği yahut defterlerin kanuni süreler içinde kayıt görme-
diğini düşündüren diğer hususlardır.
Bütün bu değerleme ve açıklamalardan sonra, kanunen geçerli hiçbir ma-
zeret öne sürülmeksizin defter ve belgelerini incelemeye ibraz etme-
yip, mahkemeye ibraz eden yükümlünün, Katma Değer Vergisi Kanununun
yukarıda sözü edilen hükümleri karşısında katma değer vergisi indirim
veya iadesinden (mahsubundan) yararlanması mümkün olamayacağı cihetle,
mahkemece tarhiyatın yazılı gerekçe ile terkininde isabet bulunmamak-
tadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bo-
zulmasına karar verildi.
(MT/NÇ)
|