Danıştay Dördüncü Daire

Adi şirketin ortaklarının bu şirketin finanse ettiği kollektif şirketin de ortağı olması, kollektif şirketin adi şirkete ödediği kar payının faiz olarak kabulünü gerektirmez. Ortağı bulunduğu kollektif şirketin 1971 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda; bu yılda sağlanan kardan;K.G. adi ortaklığına ödediği kar payının, ortakların cari hesabına yürütülen faiz olduğu, bu nedenle gider yazılmayacağı tesbit olunarak, davalı adına ikmalen salınan gelir vergisini; K.G. adi ortaklığıyla, C.G. ve her iki kollektif sirkelinin aralarında yaptıkları 25.12.1969 günlü mukavele hükümleri uyarınca, adi ortaklığın maddi ve manevi imkanlarını kullanarak kollektif şirketi finanse etmesi karşılığında kollektif şirketin kar ve zararına 1970 yılında %13, 1971 yılında %25 nisbetinde iştirak edeceğinin kararlaştırıldığı, bu mukavele hükmü gereğince adi şirkete ihtilaflı yılda ödenen kar payının şirket defterlerine intikal ettirilerek, bünyesindeki masrafların tenzilinden sonra hisse oranında tevzi ve ortaklar tarafından beyan edildiği, bu durumun Ticaret Kanunu ile Borçlar Kanunu ve Vergi Usul Kanunu'na aykırı bir yönü mevcut olmadığı, bu suretle elde edilen gelirin adi şirket yönünden ticari kazanç sayılması gerektiği, zarara iştirakin de öngörüldüğü mukavele hükmü uyarınca, kollektif şirket tarafından adi şirkete ödenen kar payının faiz addedilemeyeceği gerekçesiyle terkin eden Temyiz Komisyonu Üçüncü Dairesi kararının;mükellefin ortağı bulunduğu kollektif şirketi hesabı cari yoluyla finanse eden adi ortaklığın bir kısım ortaklarım aynı zamanda kollektif şirketin de ortağı olduğu, 25.12.1969 tarihli mukavele hükmü uyarınca, adi ortaklığa ödenen kar payının aslında ortakların cari hesaplarına yürütülen faiz olarak kabulü ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 41. maddesinin 4. fıkrası uyarınca gider kabul edilmeyen ödemelerden sayılacağı iddia edilerek bozulması isteğinin reddine oybirliğiyle karar verildi.