Danıştay Üçüncü Daire
Vergi sorumluluklarının, istihkak sahipleri adına yapılması gereken tevkifatın konusunda dava açmaları mümkün değildir. 213 sayılı V.U.K.'nun 377 ve 378. maddelerinde itiraza yetkili olanların, adlarına vergi tarh olunan gerçek ve tüzel kişiler olduğu açıklanmış ve aynı yasanın 8. maddesinin son fıkrasında, yasanın sonraki maddelerinde geçen 'mükellef deyiminin vergi sorumlularım da kapsadığı belirtilmiş ise de, GVK'nun 94. maddesinde sayılan ödemeleri yapanla, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar. Bir başka ifadeyle tevkifat, mükellef adına ve 107/3. madde gereğince sorumlu olarak yapılmaktadır. Bu nedenle, vergi alacağının miktar itibariyle saptanması olarak tanımlanan tarh işlemine konu olan alacak, esasen mükelleflere ait istihkaklardır. Vergi kesintisi yapmakla sorumlu olanların bu kesintiyi yapmaları nedeniyle tarhiyata muhatap tutulmaları halinde, ödemeleri gereken vergiler önce onların mal varlığından çıkacağından itiraz hakkını kullanmaları düşünülebilir ise de, vergi sorumlularına ihtirazi kayıtla beyanname vermeleri koşuluyla itiraz hakkı tanınması halinde, olasılığın varlığı karşısında, uygulamada birçok karışıklık ve haksızlığa yol açılacağı ve bu durumun ise pratik sonuç yaratmayacağı açıktır. Kararın metnine GVK.'nun 94/A1. maddesiyle ilgili bölümünde yer verilmiştir. GVK ve VUK hükümleri ile kendilerine bazı görevler verilen vergi sorumlularının bu görevleri gereği gibi yerine getirmemelerinin yaptırımı ve buna karşı sorumluların başvurabilecekleri talep ve dava hakları, VUK'nunda ayrıca ve açıkça gösterilmiştir. Ancak, bu hakkın esasın istihkak sahipleri adına yapılması gereken tevkifatın miktarına yaygınlaştırılmasına olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine oybirliğiyle karar verildi.