Danıştay Üçüncü Daire
Binaların duvar dış yüzeylerinin kiralanmasından elde edilen irad gayrimenkul sermaye iradı sayılır, stopaja tabi tutulacaktır. Davacı şirketin ......’de bazı binaların duvar dış yüzeylerini reklam işinde kullanmak üzere kira mukavelesi ile 1983 yılından itibaren 2 ve 3’er yıllığına kiraladığı dosyada bulunan yoklama tutanakları ve kira mukavelesi fotokopilerinden anlaşılmaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinin 3. fıkrasında; gayrimenkulleri, ayrı olarak kiraya verilen mütemmim cüzileri ve teferruatı ile bilumum tesisatı demirbaş eşyası ve döşemesinin kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu açıklanmış, aynı kanunun 2574 sayılı kanunla değişik 94. maddesinin 1. fıkrasının olay tarihinde yürürlükte olan şeklinde; Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, menkul kıymetler yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest, meslek erbabı, zirai kazançlarım bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin aynı maddenin diğer bentlerinde sayılan ödemeleri yaptıkları sırada istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış, aynı maddenin 6. bendinde de; 70. maddede yazılı mal ve haklarının kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden tevkifat yapılacağı öngörülmüştür. Bu hükümlerin birlikte incelenmesinden, maddede sayılan kurum, kuruluşlar ve tüzel kişiler ile gerçek gelirini beyan etmeye mecbur olan gerçek kişilerin ticari amaçla kiraladıkları gayrimenkul veya ayrı olarak kiralanan mütemmim cüzilerin kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden, istihkak sahiplerinin gelir vergisine mahsuben vergi tevkif etmek zorunda oldukları anlaşılmaktadır. Davacı şirketin kiraladığı bina duvar dış yüzeylerinin, binaların mütemmim cüzileri olduğu ve bu kiralama karşılığı elde edilen iradın gayrimenkul sermaye iradı sayılması gerektiği konusunda kuşku bulunmamaktadır. Hal böyle olunca elde eden yönünden gayrimenkul sermaye iradı olan ve ödemede bulunan şirket yönünden ticari amaçla kiralandığı konusunda kuşku bulunmayan bina duvar dış yüzeyinin kirasından stopaj yapılması zorunludur. Bu bakımdan, stopaj yapmayan davacı şirket adına gelir (stopaj) vergisi salınmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Kesilen kaçakçılık cezasına gelince 213 sayılı Kanunun mükerrer 347. maddesinin 4. fıkrasında, beyanname veren ve ek süre geçtiği halde ücret, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ile sair kazanç ve iratların vergi dairesinin itilaf dışında bırakılması ağır kusur cezasını gerektiren hal olarak tanımlandığından, gayrimenkul sermaye iradına ilişkin gelir vergisine mahsuben vergi tevkifatının yapılmaması nedeniyle olaya kaçakçılık değil ağır kusur cezası uygulanması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne ....... Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davanın vergi aslına ilişkin kısmı ile ağır kusur cezasına isabet eden kısminin reddine, cezanın ağır kusuru aşan kısminin iptaline oybirliğiyle karar verildi.