Danıştay Üçüncü Daire
Açtığı kredi karşılığında tesis edilen gayrimenkul ipoteğinin değerinin zamanla azalması halinde, kredi alacağının ipotek değerindeki azalma miktarında teminatsız kaldığının kabulü gerekir ve 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun 32. maddesinin 3. bendi uyarınca Bakanlar Kurulu'nca çıkarılarak 11.12.1985 gün ve 18955 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 85/10128 sayılı Kararnamede yazılı koşullarla bu miktar için karşılık ayrılarak, ayrılan karşılığın kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak yazılabilmesi mümkündür. Uyuşmazlık, A.D. firmasına çeşitli tarihlerde açtığı kredi karşılığında F.Ö. adındaki kişinin 1/8 hisse ile maliki olduğu taşınmazlara 75.000.000 lira üzerinden ipotek tesis eden bankanın taşınmazın değerinin icra dairesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu 29.637.897.50 lira olarak tespiti üzerine bu iki rakam arasındaki fark için 31.12.1985 tarihinde karşılık ayırıp ayıramayacağı hususuna ilişkin bulunmaktadır. Mükellef banka, karşılığın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 323. maddesine göre değil, 3182 sayılı Bankalar Kanunu'na göre ayrıldığım iddia ederek tarhiyat işlerinin iptali talebiyle dava açmış olup Vergi Mahkemesi'nin temyize konu kararı île tarhiyat işlemi mükellef bankanın sözü edilen kanun ve bu kanuna göre çıkartılan Bakanlar Kurulu Kararında öngörülen koşullara uygun olarak ayırdığı karşılığı kurumlar vergisi yönünden gider yazmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle iptal edilmiştir. Yukarıda sözü edilen ve 2.5.1985 gün ve 18742 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun 32. maddesinin 3. bendinde, Bakanlar Kurulu'nun 1. fıkra dışında, bankalarca verilen kredilerin durum ve özelliklerim gözönünde bulundurarak doğabilecek muhtemel zararlar için karşılık ayrılmasına ve buna ilişkin usu ve esaslara tesbite yetkili olduğu, bankaların Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca ayırmak zorunda kaldıkları karşılıkların teminatsız kalan kredilere tekabül eden kısımlarının, ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edileceği hükme bağlanmış olup, bu hüküm uyarınca çıkarılan ve 11.12.1985 gün ve 18955 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85/10128 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin geçici 1. maddesinde ise, kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış kredilerden doğan temerrüde düşmüş alacaklar için maddede öngörülen süre ve oranlarda karşılık ayrılabileceği öngörülmüş ve 18. ayın sonunda en az %5 oranında karşılık ayrılabileceği belirtilmiştir. Bu hükümler karşısında, kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış kredilerden doğan temerrüde düşmüş alacaklar için karşılık ayrılması, temerrüt tarihinden itibaren en az 18 aylık sürenin geçmiş bulunması halinde mümkün olduğundan Vergi Mahkemesi Kararının, Geçici 1. madde halinde mümkün olduğundan Vergi Mahkemesi kararının, Geçici 1. maddede öngörülen sürelerin karşılığın ayrılması gereken en uzun süreyi ifa ettiği yolundaki gerekçesinde isabet görülmemiştir. Açıklanan sebeple temyiz isteminin kabulüne ve Bakanlar Kurulu Kararnamesinin 3. maddesinde tarifi yapılan temerrüt halinin meydana geldiği tarihten itibaren Geçici 1. maddede öngörülen asgari 18 aylık sürenin geçirilmiş olup olmadığının araştırılmasından sonra işin esası hakkında yeniden bir karar verilmek üzere temyize konu Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.