Dairesi
İşletmenin aktitinde kayıtlı bulunan nakil vasıtalarının her birinin ayrı bir işyeri olarak kabulü olanaklı bulunmadığından, her bir nakil vasıtası için ayrı hayat standardı temel göstergesi uygulanması mevzuata uygun değildir.
Karar No
1992/4462
Esas No
1992/1069
Karar Tarihi
19-10-1992

Danıştay Dördüncü Daire

işletmenin aktitinde kayıtlı bulunan nakil vasıtalarının her birinin ayrı bir işyeri olarak kabulü olanaklı bulunmadığından, her bir nakil vasıtası için ayrı hayat standardı temel göstergesi uygulanması mevzuata uygun değildir. Uyuşmazlık, adi ortaklık halinde kum, çakıl hafriyat ve nakliyesiyle uğraşan davacı adına, işletmenin aktifinde kayıtlı nakil vasıtalarının her birinin ayrı birer işyeri kabul edilerek hayat standardı temel göstergelerinin birden sonraki her bir işyeri için %50 oranında artırılarak uygulanmasından kaynaklanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu'na 3689 sayılı Kanunla eklenen geçici 35. maddede; aynı veya ayrı neviden birden fazla işyerinde ticari faaliyette bulunan mükelleflerin temel gösterge tutarlarının, birden sonraki her bir işyeri için %50 oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş, Vergi Usul Kanunu'nun 156. maddesinde ise; ticari, sınai, zirai veya mesleki faaliyette işyeri, mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane, şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yer olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 5. maddesinin 2365 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle değişen fıkrasında da; gelir vergisi mükelleflerinin ve sermaye şirketlerinin, her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarım gösteren levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına, iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorunda oldukları belirtilmiştir. Bu hükümlerden ticari, sınai, zirai veya mesleki faaliyetin icrasına tahsis edilen bir yerin işyeri olarak kabul edilebilmesi için, bu yerin kanunda tanım ve anlamı verilen niteliklere sahip elması ve müşterilere mal teslimi yapılan, hizmet ifa edilen bir yer olması, faaliyetin icrası yönünden ayrı ve bağımsız niteliklere sahip olmasının gerekli olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre kum, çakıl, hafriyat ve nakliyeci işiyle uğraşan adi ortaklığın aktifinde kayıtlı bulunan ve sözkonusu faaliyetin sürdürülebilmesi için ticari açıdan gerekliliği açık olan nakil vasıtalarının her birinin ayrı birer işyeri olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu itibarla hayat standardı uygulamasında Maliye Bakanlığı'na usul ve esaslar hakkında düzenleme yetkisi verilmiş olması, kanunda belirtilen hususlarda Kanun'un belirlediği ilke ve amaçları aşan düzenlemeler yapılmasına olanak vermez. Esasen hayat standardı uygulaması kanuni ölçülere göre vergilemeyi öngörmektedir. Verginin Kanunla konulacağına ilişkin Anayasa kuralı karşısında, Bakanlığın düzenlemesiyle mükelleflere kanunda öngörülenin üzerinde vergi yükü tahmili de mümkün değildir. Bu itibarla, Genel Tebliğ hükümlerine dayanılarak işletmenin aktifinde kayıtlı nakil vasıtalarının her birinin ayrı birer işyeri olarak kabulü suretiyle hayat standardı uygulanmasında yasaya uygunluk bulunmadığından, bu görüşle tahakkuk ettirilen vergilerin terkini dileğiyle açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı