Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1992/248
Karar No
1992/466
Esas No
1992/248
Karar Tarihi
11-12-1992

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o VERGİ HATALARININ DÜZELTİLMESİNDE DAVA AÇMA SÜRESİ (60 Günlük Yasal Süre)

o MALİYE BAKANLIĞI İŞLEMLERİNE KARŞI AÇILAN DAVALAR (Dava Açma Süresi)

Özet : Maliye bakanlığı işlemlerine karşı açılan davalarda idari Yargılama Usulü Kanunu m.7`deki altmış günlük süre uygulanacağı hakkında.

İstemin Özeti: Mülkiyeti yükümlü kuruma ait olmakla beraber, imar planında okula ayrılan arsa nedeniyle 1984-1985 takvim yılları için ödeme emri ile takip edilen arsa ve bina vergisi 15.12.1989 tarihinde ödendikten sonra düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Başvurusu 3.1.1990 günlü işlemle reddedilen Kurum, 12.1.1990 tarihinde Bakanlığa şikayet dilekçesi vermiş ve altmış günlük süre içinde bir yanıt alınamamıştır.

Bakanlık, 29.8.1990 günlü işlemiyle yazılı olarak olumsuz yanıt verdiğinden, bu işlemin iptali istemiyle Danıştay Dokuzuncu Dairesinde dava açılmıştır.

Davayı inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi K. 1992/767 sayılı kararıyla; bir işlemin kaldırılması, değiştirilmesi, geri alınması istemiyle yapılan başvurular üzerine kurulan işlemlerde dava açma süresinin, 2577 sayılı Yasanın 11 inci maddesine göre hesabı gerektiği, Kanunun, bu maddede 10 uncu maddede olduğu gibi süresi içinde yanıt verilmediği takdirde dava açılmayan hallerde idarenin sonradan vereceği yanıt üzerine sürenin yeniden işlemeye başlayacağını öngören bir düzenleme yapmadığı, dolayısıyla 12.1.1990 tarihinde yapılan başvuruya altmış günlük yanıt süresi geçtikten sonra dava açmayan Kurumun, 29.8.1990 tarihli işleme dayanarak yeniden dava açma hakkı kazanamayacağı, gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Kurum, bu kararı temyiz etmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi : Semra KAYIR

Danıştay Savcısı: Gülşen MUTLU

Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay Dokuzuncu Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, Kıdemli Tetkik Hakimi Semra KAYIR`ın yazılı ve sözlü açıklamalarından sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

Vergi Usul Kanunu`nun 116 ncı maddesinde, vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar nedeniyle haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi ya da alınması, vergi hatası kabul edilmiş ve izleyen meddelerde hataların tanımı yapıldıktan sonra hataların meydana çıkarılması, istem üzerine veya re`sen düzeltmenin nasıl yapılacağı, düzeltmeye yetkili idari merci ve talebin incelenmesi hakkında düzenlemeler yapılmıştır.

Düzeltmenin kapsamını belirleyen 125 inci maddede, vergi mahkemesi, bölge idare mahkemesi ve Danıştay`dan geçmiş olan muamelelerde hata bulunduğu takdirde, hata hakkında bu yerlerce karar verilmemiş olmak koşuluyla söz konusu kararlar kesinleşmiş olsa dahi aynı hükümlere göre düzeltilebileceği kabul edilmiş, 126 ncı maddede ise vergi hatalarının tarh zamanaşımı süresi dolmadan düzeltilmesi öngörüldükten sonra düzeltme zamanaşımının özel hallerine yer verilmiştir.

Kanunun Altıncı Kısmının Üçüncü Bölümünde yapılan bu düzenlemelerde, düzeltme zamanaşımı ile ilgili süre dışında, ilgililerin düzeltme ve şikayet yollarına belli sürelerde buşvurmalarını zorunlu kılan herhangi bir kurala yer verilmemiştir.

Yöntemi Vergi Usul Kanunu`nda düzenlenmiş bulunan vergi hatalarının düzeltilmesi ile ilgili başvurularla ilgili olarak kurulan işlemlere karşı açılacak davalarda, 2577 sayılı Kanun`un 7 nci maddesinde öngörülen altmış günlük sürenin aranması ve bu sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlatılması gerekmektedir. Olayda geliştiği gibi şikayet başvurusu üzerine ilk defa kurulan olumsuz yanıt nedeniyle açılan davada bu işlemin yeni bir işlem olduğu gözardı edilerek, idari Yargılama Usulü Kanunu`nun idari makamların sükutu ve üst makamlara başvurmayı öngören 10 ve 11 inci maddelerin uygulanması yerinde görülmemiştir.

Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile davanın, 2577 sayılı Kanun`un 11 inci maddesinde öngörülen süreden sonra açıldığı gerekçesiyle reddine ilişkin Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 10.3.1992 günlü ve E. 1990/2981, K. 1992/767 sayılı kararının bozulmasına 11.12.1992 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin temyize konu kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında; temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların, başvurunun kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığı görüşünde olduğumuzdan, aksi yoldaki çoğunluk kararına katılmıyoruz.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı