Danıştay Üçüncü Daire
Vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık olmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. İstemin Özeti: Davacının 1986 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna istinaden bulunan matrah üzerinden salınan gelir (stopaj) vergisi ile kesilen kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezalarına karşı açılan davayı; sahte ve içeriği itibariyle yanıltıcı belge verdikleri belirtilen (C.K.) ile (M.Y.)'nin vergi dairelerinde mükellefiyet kayıtlarının olduğu, belirli bir sermaye ile yerli mahsul veya hayvan alım satımı işi yaptıkları, geçimlerini bu yolla temin ettikleri, sahte fatura düzenlemedikleri, alım satım karşılığında bizzat fatura düzenledikleri ve halen de bu işle iştigal ettiklerinin tespit edildiği sahte ve içeriği itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri yolunda inandırıcı bir tespit bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek tarhiyatı terkin eden Gaziantep Vergi Mahkemesinin 22.4.1992 Gün ve E: 1991/874, K:1992/551 Sayılı Kararının, yapılan inceleme sonucu C.K. ile M.Y.'nin sahte fatura düzenlediklerinin saptandığı, salınan cezalı vergide Yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararının, C.K.'nin ilgili dönemde düzenlediği fatura tutarı üzerinden saptanan matrah kalemine ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun bulunmuştur. M.Y.'nin düzenlediği fatura tutarı üzerinden saptanan matrah kalemine gelince; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık olmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı hükme bağlanmıştır. Dosyada bulunan inceleme raporu ve eklerinin incelenmesinden; davacıya fatura veren M.Y'nin 7.6.1989 tarihinde alınan ifadesinde; faaliyeti süresince mal alıp satmadığım, işini komisyonculuk şeklinde gerçekleştirdiğini, mal alıp satacak ekonomik gücünün olmadığının, kendi adına hiç kimseden mal alıp satmadığım, sadece buğday pazarına köylülerin getirmiş olduğu buğday ve mercimeğin tüccara satılması hususunda aracılık yaptığım, satılan mala karşılık komisyon faturası yerine sanki kendi mal satmış gibi kendi faturasını mal satış faturası olarak düzenlediğinı, kendi defterlerine kaydetmek için de sahte fatura aldığım beyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının bu kişiden aldığı faturaların gerçek mal alışlarına ilişkin olduğu düşünülemeyeceğinden Vergi Mahkemesince davanın bu kısminin kabul edilmesinde isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen kabulü ile Gaziantep Vergi Mahkemesinin 22.4.1992 Gün ve E:1991/894, K:1992/551 Sayılı Kararının; M.Y'ye ait fatura tutarı üzerinden saptanan matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, C.K. tarafından düzenlendiği ileri sürülen fatura tutarları nedeniyle bulunan matrah farkına ilişkin temyiz isteminin reddiyle kararın bu kısminin onanmasına, oybirliğiyle karar verildi.