Danıştay Dördüncü Daire
1)OYAK'ın tüccardan aldığı tarım ürünü sebebiyle vergi kesintisi yapması üzerine tüccarın üreticiden alım sırasında tevkifat yapıldığından söz ederek vaki iade istemi vergi hatasının düzeltilmesi kapsamındadır. 2)Tüccarın bu olaydaki durumunun Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesinde öngörülen müteselsil sorumluluk dışındadır. İstemin Özeti: 1988/Ağustos ayında Ordu Yardımlaşma Kurumu Genel Müdürlüğü'ne sattığı mercimeğin satış bedeli üzerinden vergi tevkif edilmesinin yerinde olmadığı, şirket olarak müstahsil durumunda olmadıkları, yasal olmayan bu uygulama nedeniyle kesilen verginin iadesi gerektiği istemiyle vergi dairesi müdürlüğüne yapılan başvurunun reddi üzerine Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na vaki şikayet başvurunun cevaplandırılmaması suretiyle tesis edilen işlemin iptaliyle söz konusu verginin iade tarihine kadar geçen süre için kredi faizine göre hesaplanacak tutarda tazminat hükmedilmesi istemine ilişkindir. Karar: Hububat, bakliyat ve bitkisel yağlar ve sanayi ürünleri imali, dağıtım ve pazarlamasın! yapan davacı kurumun Ordu Yardımlaşma Kurumu Genel Müdürlüğü'ne sattığı zirai üründen, alıcı kuruluşun tevkif ettiği gelir vergisinin mükerrer elması nedeniyle iadesi isteminin yerine getirilmemesi suretiyle tesis olunan olumsuz işlem davanın konusunu oluşturmaktadır. 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 3239 Sayılı Kanun'la değişik 94. maddesinin A fıkrasında, zirai mahsullerin müstahsilden 'alımı sırasında vergi tevkifatı yapılması öngörülmüştür. Bu safhada vergi tevkifatı yapılmakla birlikte tacirden mal alan başka bir tacirin, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesine dayanılarak yayınlanan Gelir Vergisi Kanunu 153 Sayılı Genel Tebliğinde belirtildiği biçimde ayrıca bir tevkifat yapması halinde, bir muameleden Kanun'un öngörmemesine karşın mükerrer vergi alınması sonucu doğacağından 2. defa tahsil edilen vergilerin Vergi Usul Kanunu'nun 17. maddesinde, sözü edilen 'verginin mükerrer olması' iddiasına dayanması nedeniyle vergilendirme hatası kapsamında görülüp incelenmesi ve mükerrerlik varsa bunun idarece sonuçlandırılması gerekir. Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesindeki sorumluluk, alım satıma taraf olanlar ile bir hizmetten yararlananlar arasında söz konusudur. Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin A fıkrası 13 Numaralı bendine göre yapılması gerekli tevkifatta vergiyi doğuran olay, müstahsilden mal alımı olduğuna göre bu verginin sorumluları ilk satışa taraf olanlar olabilir. Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesine 3418 Sayılı Kanun'la eklenen son fıkra hükmüyle ayrıca verginin ödenmesinden sorumlu tutulabilecekler sadece, zirai ürünlerin alım satımına aracılık eden kuruluşlar ile ticaret borsalarıdır. Maliye Bakanlığı söz konusu 153 ve aynı konuda bilahare yayınlanan 155 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliğleriyle, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinde sözü edilen ve kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum, kuruluş ve kişilerce müstahsilden zirai ürün alımı dolayısıyla yapılacak tevkifatın safhası değiştirilmemiştir. Tebliğlerde, tüccardan zirai ürün alanların müteselsil sorumluluktan kurtulmak amacıyla tevkifat yapabileceklerinin belirtilmesi nedeniyle bu ürünlerin 2. ele satışında tevkifat yapılmış ise bunun 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 'vergi hatalarım düzeltme' ile ilgili hükümleri çerçevesinde düzeltilmesi gerekmektedir. Bunun için Kanun'da öngörülen şart ve usullerin dışında yeni usuller getirilerek düzeltme isteminin sonuçlandırılmasının uzun ve belirsiz tarihlere kadar ertelenmesinin yasal dayanağı olmadığından olayda olduğu gibi mükerrer vergi alındığı iddiasıyla yapılan düzeltme başvurusunun, genel hatları ile yapılacak bir inceleme ve araştırma ile sonuçlandırılması ve eldeki belgelere göre mükerrer bir vergi alındığı saptanmış ise bunun red ve iadesi gerekirken, verginin tevkif edildiği tarihten, aylarca sonrasına kadar bu incelemenin sonuçlandırılmaması ve bu konuda tesis edilecek işlemin vergi incelemesi nihayetine bırakılması yerinde görülemez. Bu bakımdan davacının mükerrer vergilendirme iddiası ile yaptığı düzeltme ve şikayet başvurusunun, açıklanan çerçevede gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonuçlandırılması yerine reddinde isabet bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı tarafından mükerrer verginin red ve iadesi istemiyle yapılan şikayet başvurusuna davalı idarece cevap verilmemekle tesis olunan olumsuz işlemin iptaline, işbu iptal kararı davacının iddia ettiği ölçüde alacaklı bulunduğunu göstermeye yeterli olmadığından ve bu husus düzeltme isteminin incelenmesiyle ortaya konulabileceği ve zarar tutarının hesaplanması da ancak bundan sonra mümkün, olabileceği cihetle tazminat isteminin bu safhada incelenmesi mümkün bulunmadığından bu kısma ilişkin isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.