Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1993/75
Karar No
1994/109
Esas No
1993/75
Karar Tarihi
11-02-1994

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o VERGİ MAHKEMELERİNİN GÖREVİ (6183 Sayılı Yasanın Uygulamasına Yönelik Hangi Davaların Vergi Mahkemelerinin Görevine Girdiği)

o 6183 SAYILI YASANIN UYGULAMASINDA YÖNELİK DAVALAR (Hangilerinin Vergi Mahkemesinde Görüleceği)

o GECİKME ZAMMI (Malmüdürlüğüne İletilmek Üzere Alınan Gelir ve Damga Vergisini Geç Ulaştırma Nedeniyle-Görevli Mahkeme)

o TAHSİL EDİLEN GELİR VERGİSİNİN MALMÜDÜRLÜĞÜNE GEÇ İLETİLMESİ (Gecikme Zammı İçin Ödeme Emri Düzenlenmesi-Görevli Mahkeme)

Özet : Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlük ve bunların zam ve cezalarıyla ilgili olmadıkça, 6183 s. Yasa uyarınca kurulan işlemlerin vergi mahkemelerince yargısal denetime tabi tutulmayacağı hakkında.

İstemin Özeti ... Malmüdürlüğüne iletilmek üzere müşteriden tahsil eğilen Gelir (stopaj) Vergisi ve Damga Vergisini üç ay gecikerek ileten ... Bankası ... Şube Müdürlüğü adına 6183 sayılı Yasanın 51 inci maddesine 3209 sayılı Yasayla eklenen fıkra uyarınca istenen gecikme zammı için ödeme emri düzenlenmiştir.

Sakarya Vergi Mahkemesi, Banka tarafından açılan davayı reddetmiş ve verilen bu karar temyiz edilmiştir.

Temyiz incelemesini ise Danıştay Onuncu Dairesi yapmıştır. Danıştay Onuncu Dairesi K: 1992/338 sayılı Kararıyla; Vergi Usul Kanunu'nun 8.maddesi karşısında Banka şubesini vergi yükümlüsü veya sorumlusu olarak nitelemeye olanak bulunmadığı gibi ortada çözümü gereken bir vergi uyuşmazlığının da bulunmadığı, davanın görüm ve çözümünün 2576 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde belirtilen türde olmaması nedeniyle idare mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Sakarya Vergi Mahkemesi 22.12.1992 günlü ve E: 1992/275, K: 1992/338 sayılı Kararında; 6183 sayılı Yasanın 41 inci maddesine göre tahsilatını (7) gün içinde Vergi Dairesine intikal ettirmesi gereken Bankanın bu zorunluluğa uymadığı, aynı maddenin beşinci fıkrasına göre davaya konu yapılan ödeme emrinin düzenlendiği, gecikme zammının ödeme emriyle istenmesi konusunda yasal bir düzenleme bulunmamakla beraber incelenen ödeme emrinin matbu metni altında dava süresinin (30) gün olduğu yolundaki açıklama karşısında, işlemde sonucu itibarıyla yasaya aykırılık bulunmadığı, gecikme zammı için ve 6183 sayılı Yasanın 41 inci maddesine dayanılarak düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın görüm ve çözümünün Vergi Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.

Direnme kararı, Banka tarafından temyiz edilmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi: S.K.

Danıştay Savcısı T.C.'nin Düşüncesi: Temyiz başvurusu; davalı Malmüdürlüğünün hesabına havale olunmak üzere vergi sorumlusundan tahsil olunan gelir (stopaj) vergisi ile damga vergisini geç intikal ettirmesi sebebiyle davalı Banka adına hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali talebiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararını, davanın çözümünün idare mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle bozan Danıştay Onuncu Dairesi kararına vaki ısrar kararının bozulması istemine ilişkindir.

Danıştay Onuncu Dairesinin bozma kararı, tahsil ettiği vergiyi süresi içerisinde alacaklı vergi dairesine intikal ettirmeyen banka şubesinin vergi mükellefi veya sorumlusu olmadığı gibi, ortada, bir vergi uyuşmazlığı da bulunmadığı gerekçesine dayalı bulunmaktadır. Buna karşılık; Vergi Mahkemesi, gecikme zammı hesaplanmasını gerektiren kamu alacağının vergi olduğu gerekçesiyle bozma kararına ısrar etmiştir.

2576 sayılı Kanunun 3410 sayılı Kanunla değişik 6 ncı maddesinin (b) bendinde, (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amne Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaların vergi mahkemeleri tarafından çözümleneceği açıklanmış olup; söz konusu (a) bendinde de, çözümlenmeleri vergi mahkemelerinin görevine giren davalar; Genel bütçeye, il özel idareleri belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu düzenlemelere göre; 2576 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin (b) bendi uyarınca çözümü vergi mahkemelerinin görevine giren davaların, borçlusu vergi mükellefi veya vergi sorumlusu olan kamu alacakları dolayısıyla 6183 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin davalar değil; söz konusu 6183 sayılı Kanunun, borçlusunun niteliği ve sıfatı ne olursa olsun, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının tahsili amacıyla uygulanmasından doğan davalar oldukları anlaşılmaktadır.

Başka anlatımla; 2576 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin (b) bendi uyarınca vergi mahkemelerinin görevlerinin belirlenmesinde esas alınan ölçüt, kamu borçlusunun niteliği ve sıfatı değil; 6183 sayılı Kanunun uygulanmasını gerektiren kamu alacağının vergi ve benzeri mali yüküm niteliğinde olup olmadığıdır. Olayda, ödeme emri ile istenilen gecikme zammı; sorumlusu tarafından alacaklı Malmüdürlüğüne gönderilmek üzere davacı banka şubesine teslim edilen gelir (stopaj) vergisi ile damga vergisinin banka şubesince alacaklı Malmüdürlüğüne geç ödenmesi sebebiyle bu Malmüdürlüğü tarafından ve 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesi uyarınca hesaplanmış bulunmaktadır. Daha açık olarak; ödeme emrinin konusu olan gecikme zammının hesaplanması, 2576 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin (a) bendinde yazılı konularda 6183 sayılı Kanunun uygulanması sonucu olup; dava, (b) bendinde öngörüldüğü gibi bu uygulamaya ilişkindir.

Bu bakımdan; anılan gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini konu edinen iptal davasının, Vergi Mahkemesince kendi görevinde görülerek, esasına bakılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Ancak; Danıştay Onuncu Dairesinin bozma kararında yer alan düşüncemde açıklamış bulunduğum nedenlerle, davanın esası hakkında verilen kararda hukuka uyarlık görülmediğinden, Vergi Mahkemesi kararının yeniden verilmek üzere bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Türk Milleti Adına Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca Kıdemli Tetkik Hakimi Semra Kayır'ın yazılı ve sözlü açıklamalarından sonra dosya incelenerek gereği görüşüldü:

Kaynarca Malmüdürlüğü hesabına ödenen parayı üç ay geciktirerek ileten ... Bankası ... Şube Müdürlüğünden istenen gecikme zammı için düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın görüm ve çözüm yerinin, vergi mahkemeleri olduğu yolundaki Sakarya Vergi Mahkemesi direnme kararı temyiz edilmiştir.

2576 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde vergi mahkemelerinin çözmekle görevlendirildiği davalar, üç ayrı fıkrada düzenlenmiştir. Maddenin (b) fıkrasında, 6183 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin davalar, aynı maddenin (a) fıkrasına giren konularla sınırlı olarak anılan mahkemelerin görevlerinden sayılmıştır. Dolayısıyla, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarıyla ilgili olmadıkça, 6183 sayılı Yasa uyarınca kurulan işlemlerin vergi mahkemelerince yargısal denetime tabi tutulmasına olanak yoktur.

... Bankası ... Şube Müdürlüğünden 6183 sayılı Yasanın 41 inci maddesine dayanılarak ve asıl yükümlüsünden ... Malmüdürlüğüne iletilmek üzere kabul edilen paranın, üç ay gecikmeyle gönderilmiş olması nedeniyle istenen gecikme zammının, genel bütçeye, il özel idaresi, belediye veya köy idaresine ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerle hiç bir bağıntısının bulunmaması karşısında, salt hesabı yönünden yapılan ödemeyle ilgi kurulan gecikme zamnına karşı açılan davanın görüm ve çözüm yeri, vergi mahkemesi değildir.

Bu nedenle Danıştay Onuncu Dairesinin K: 1992/3126 sayılı bozma kararına uyulmaksızın verilen Sakarya Vergi Mahkemesinin 22.12.1992 günlü ve E: 1992/275, K: 1992/338 sayılı direnme kararının bozulmasına, yargılama giderleri yeniden verilecek kararda karşılaacağından bu konuda hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 11.2.1994 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

6183 sayılı Yasanın 41 inci maddesi uyarınca, Maliye Bakanlığının türlerini belirleyeceği amme alacakları, bankalar veya postaneler vasıta kılınarak ödenebilir. Amme alacağı, devletin, il özel idarelerinin, belediyelerin yasalarda belirtilen istisnalar dışındaki her türlü alacağını kavrayan genel bir deyimdir. Olayımızda, bankaya yatırılan amme alacağı, tür olarak gelir vergisi ve damga vergisine ait bir ödemedir. Vergi borçlusu süresinde ödeme görevini yerine getirmiştir ama, banka şubesi 41 inci maddede belirlenen 7 gün içinde bu parayı ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerdeki banka hesabına aktarmamıştır. Bankadan yine 41 inci madde uyarınca gecikme zammı istenmesi, türü belli olmayan bir amme alacağının değil, ismen belli bir vergi alacağının vergi dairesi hesabına geç yatırılmasından kaynaklanmaktadır. Muhatabının vergi yükümlüsü değil, banka olması; işlemin vergi yasalarına değil, 6183 sayılı Yasaya dayanması bu gecikme zammının, vergi alacağıyla bağlantılı olması gerçeğini değiştirmez.

2576 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinin (a) ve (b) fıkraları hükmü gereğince görevli mahkeme vergi mahkemesidir.

Uyuşmazlığın idare mahkemesince çözümlenmesi gerektiğine ilişkin karara bu nedenle katılmıyoruz.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı