T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o KAÇAKÇILIK CEZASI (Yasal Süreden Sonra Verilen Beyan Üzerinden Kaçakçılık Cezası Kesilemeyeceği)
o VERGİ HATASI (Yasal Süreden Sonra Verilen Beyan Üzerinden Kaçakçılık Cezası Kesilemeyeceği)
o YASAL SÜREDEN SONRA KENDİLİĞİNDEN BEYANNAME VERİLMESİ (Kaçakçılık Cezası Kesilememesi - Vergi Hatası)
o YASAL SÜRESİNDEN SONRA VERİLEN BEYANNAME (Kaçakçılık Cezası - Vergi Hatası)
Özet : Yasal süreden sonra verilen beyannameye göre tahakkuk eden vergi üzerinden kaçakçılık cezası kesilmesi hukuka aykırıdır. söz konusu durum vergi hatası niteliği taşımakta olduğu hakkında.
İstemin Özeti : 1991 takvim yılına ait yıllık gelir vergisi beyannamesini yasal süresinden sonra pişmanlık talebiyle veren, ancak tahakkuk eden vergiyi ve pişmanlık zammını süresinde ödemeyen yükümlü adına kesilen kaçakçılık cezasının düzeltilmesi isteminin vergi dairesince reddi üzerine yapılan şikayet başvurusu Maliye Bakanlığınca reddedilmiştir.
Bu işlemin iptali istemiyle açılan davayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi 7.4.1994 günlü ve E:1993/4119, K:1994/2004 sayılı kararıyla; yasal süresinden sonra verilmiş olsa da, beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen verginin kasten ziyaa uğratıldığından söz edilemeyeceğinden, kesilen kaçakçılık cezasının yasaya uygun bulunmadığı, nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun kaçakçılığın tanımına ilişkin 344 üncü maddesinde parantez içinde yer alan hükümde; beyanname dışında ayrıca bir tetkike ihtiyaç göstermeksizin beyannamede yazılı bilgilere dayanılarak vergi dairesince tespiti mümkün olan noksan bildirimler hakkında bu madde hükmünün uygulanmayacağının belirtildiği, aynı kanunun ağır kusurun tanımına ilişkin mükerrer 347 nci maddesinde de buna paralel bir kurala yer verildiği, yasal süreden sonra verilen beyannameye göre tahakkuk eden vergi üzerinden kaçakçılık ve ağır kusur cezalarının kesilemeyeceği açık olduğu halde kaçakçılık cezası uygulanmasıyla yapılan hatanın, Vergi Usul Kanunu`nun vergi cezalarında yapılan hataların bu kanunda vergi hataları için belli edilen usul ve şartlara göre düzeltileceği hükmünün yer aldığı 375 inci maddesi dikkate alınarak düzeltilmesi gerekirken, aksi düşünceyle kurulan işlemde yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.
Karar, Maliye Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
Savunmanın Özeti İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Dr. A.Ö.`nün Düşüncesi: İleri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay Dördüncü Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi kararın özet bölümünde yazılı Danıştay Dördüncü Dairesinin 7.4.1994 günlü ve E:1993/4119, K:1994/2004 sayılı kararı aynı gerekçe ve nedenlerle kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin REDDİNE, 28.4.1995 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Olayda kesilen cezanın niteliği uyuşmazlık konusu olup, hukuki yorum ve değerlendirmeyi gerektiren bu konu 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116 ve müteakip maddelerinde düzeltme ve şikayet yolu ile düzeltilebilmesi öngörülen vergi hataları kapsamına girmediğinden, temyiz isteminin kabulü ve kararın bozulması gerektiği görüşü ile aksine verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.