Dairesi
Hayat standardı gibi güvenlik müesseseleri dahilinde, belli ölçülerin uygulanması suretiyle mükellefler hakkında yapılan tarhiyata kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezası kesilemez.
Karar No
1995/765
Esas No
1994/815
Karar Tarihi
14-03-1995

Danıştay Üçüncü Daire

Hayat standardı gibi güvenlik müesseseleri dahilinde, belli ölçülerin uygulanması suretiyle mükellefler hakkında yapılan tarhiyata kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezası kesilemez. İstemin Özeti: 1992 takvim yılı faaliyetlerinin incelenmesi neticesinde yükümlünün muhtelif kişilere ait binaların karkas inşaatlarının yapımından gelir elde ettiği halde mükellefiyet tesis ettirmediğinin ve gelirini beyan etmediğinin belirlendiği iddiasıyla inceleme elemanınca re'sen takdir olunan matrahın hayat standardı esasına göre düşük görülmesi üzerine hayat standardı temel göstergeleri dikkate alınarak bulunan matrah üzerinden adına salınan gelir vergisi ve kesilen kaçakçılık cezası ile tesis edilen mükellefiyete karşı açılan davayı; 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, 'Vergiyi Doğuran Olay' başlıklı 19. maddesinde, vergi alacağının vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı, 134. maddesinde, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tesbit etmek ve sağlamak olduğu, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37. maddesinde, gayrimenkullerin alımı ve satımı ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden doğan kazançlarının ticari kazanç sayılacağı, mükerrer 116.maddesinde ise, gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari kazanç sahiplerinin beyan ettikleri gelirin hayat standardı esasına göre bulunacak tutardan düşük olduğu takdirde, bu şekilde tesbit olunan tutardan 31. maddedeki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktarın vergi tarhına esas alınacağının hükme bağlandığı, olayda ise gerek yükümlünün, nezdinde düzenlenen yoklama tutanağındaki ifadesi gerekse, karkas inşaatlarım pazarlık usulüyle yükümlüye yaptırdıklarım belirten (A. S. B.) ve (N. Ç.) adlı şahısların ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde, yükümlünün anılan kişilere ait binaların karkas inşaatlarım yaptığı, bu yoldan gelir elde ettiği ve bunu kayıt ve beyan dışı bıraktığının kabulü gerektiği, hal böyle olunca da davacı adına mükellefiyet tesisinde ve gelir vergisi salınmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, diğer taraftan, 213 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 341. maddesinde; vergi ziyaının, mükellefin ve sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerin! zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi şeklinde tanımlandığı, hayat standardı esasına göre vergi idaresinin mükelleflerden istediği ek gelir vergisinin, mükellefin vergi ile ilgili ödevlerin! yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesinden değil, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tesbit edilen kanuni ölçülerin uygulanması nedenine dayandığı, her hal ve takdirde mükellefin ödevlerin! yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi nedeniyle tarhiyat yapılması ile hayat standardı gibi güvenlik müesseseleri dahilinde, belli ölçülerin uygulanması suretiyle mükellef hakkında tarhiyat yapılmasının farklı durumlar olduğu, birincisinde verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesinde mükellefin kasdi veya ihmali bulunmamasının kesin olduğu, ikincisinde ise yapılan tarhiyat mükellefin kanunla tesbit edilen ölçüler içindeki bir karı sağlayamamış olduğu gerekçesine dayandığından kasıt ve ihmalinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla 213 Sayılı Kanunun 341. maddesinde tanımı yapılan vergi ziyaı doğmadığından kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezasının kesilmemesi gerektiği, ancak olayda yükümlünün vergi ile ilgili ödevlerini yerine getirmemesi suretiyle, başka bir ifadeyle kasıt ve ihmali nedeniyle kayıt ve beyan dışı bıraktığı gelir 3.728.000. lira olduğundan bu gelir üzerinden kaçakçılık cezası kesilmesi gerekirken hayat standardı temel göstergeleri dikkate alınarak belirlenen matrah üzerinden kaçakçılık cezası kesilmesinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul ederek salınan gelir vergisi matraha isabet eden kısmım tasdik eden, fazla kısmım kaldıran Trabzon Vergi Mahkemesinin 30.11.1993 Gün ve 1993/450 Sayılı kararının; Vergi Usul Kanununun 344/7. maddesi hükmüne göre kaçakçılık cezasının aynen onanması gerektiği ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Trabzon Vergi Mahkemesinin 30.11.1993 Gün ve 1993/450 Sayılı karan, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı