|
Dairesi
Arsa karşılığı arsa sahibi gerçek kişilere yapılan iş yeri teslimlerinde KDV matrahı, VUK’nun 267. maddesine göre takdir komisyonunca belirlenen emsal bedelidir.
|
|
Karar No
1997/146
|
|
Esas No
1995/5052
|
|
Karar Tarihi
13-01-1997
|
|
|
Danıştay Onbirinci Daire
Arsa karşılığı arsa sahibi gerçek kişilere yapılan iş yeri teslimlerinde KDV matrahı, VUK’nun 267. maddesine göre takdir komisyonunca belirlenen emsal bedelidir. İstemin Özeti: inşaat müteahhitliği yapan yükümlü şirketin arsa payı karşılığı inşa ettiği iş merkezinin arsa sahibi gerçek kişilere teslim ettiği bağımsız bölümler (işyerleri) için düşük katma değer vergisi beyan ettiği ve yine aktifleştirilen bağımsız bölümlere ilişkin olarak hesaplanan katma değer vergisinin de düşük beyan edildiğinin yapılan inceleme ile tespiti sonucu bulunan matrah farkı üzerinden adına 1989 yılı Ocak, Mart, Nisan, Eylül ve 1990 yılı Şubat ayları için ikmalen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarh edilmiştir. Vergi Mahkemesi kararı ile; 3065 sayılı Kanunun 1. maddesinin 1. bendinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğunun hükme bağlandığı, 2. bendinde ise sözkonusu faaliyetlerin devamlılığının, kapsamının ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği hükmüne yer verildiği, 2. maddesinde, teslim bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olarak belirtildikten sonra, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37. maddesi ile Borçlar Kanununun 182. ve 232. maddesinden söz edilerek, tüm bu Kanun hükümlerinden, bir kişinin kat edinme karşılığında arsasını müteahhide vermesi ve inşa edilen binadan kat sahibi olması olayı hukuki açıdan bir çok işlemi içeren ve arsanın değerlendirilmesi amacına yönelik, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanmasın) da gerektiren, tamamen kendine özgü (sui generis) bir hukuki muamele olarak nitelendirilebileceğinden arsa sahibine bırakılan yerler için katma değer vergisi uygulanmasının yerinde görülmediği, kaldı ki, varsayım ve benzetme yolu ile vergilendirme yapmanın kanunilik ilkesi ile de bağdaşmayacağının tartışmasız olduğu, aktifleştirilen bağımsız bölümlere ilişkin olarak bulunan matrah farkının ise, yükümlü şirketin 2, 3, 8 ve 9 No.lu bağımsız bölümleri aktifleştirerek katma değer vergisini maliyet bedeli üzerinden ödediği, kurumlar vergisi yönünden yapılan incelemede, 1 No.lu bağımsız bölümün arsa sahibi uhdesinde kaldığı, bununla beraber arsa sahibine, 300 milyon lira ödendiği, bu paranın, binanın tamamının maliyetine intikal ettirilmesi gerekirken, yansının intikal ettirildiği, diğer yansının ise 1 No.lu bağımsız bölümünün maliyetine intikal ettirildiğinin saptandığı, sözkonusu raporda da belirtildiği üzer 1989 yılında satışı yapılan 1 No.lu bağımsız bölüm maliyetinin 82.653.777 lira fazla hesaplanması nedeniyle, bu tutarın 2, 3, 8 ve 9 No.lu bağımsız bölümlerin toplan inşaat alanı içinde yeralan oranlarına göre dağıtılarak maliyetlerine eklenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı, raporda belirtilen bu hesaplamanın mahkemelerince de uygun bulunduğu, ancak, olayda vergi kaybı bulunmakla birlikte vergi kaçırma kastı bulunmadığı anlaşıldığından kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesinin daha uygun olacağı gerekçesiyle davayı kısmen kabul edip tarhiyatı, aktifleştirilen bağımsız bölümler yönünden yerinde bularak kusur cezalı olarak onamış, arsa karşılığı arsa sahibine teslim edilen bağımsız bölümlerin teslimine ilişkin olarak tarh edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisini ise terkin etmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatın aynen onanması gerektiğim’ ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Temyiz konusu, inşaat müteahhitliği yapan yükümlü şirketin arsa payı karşılığı inşa ettiği iş merkezlerinden arsa sahibi gerçek kişilere teslim ettiği bağımsız bölümlerle (iş yerleri) aktifleştirdiği bağımsız bölümlere ilişkin olarak hesaplanan katma değer vergisini düşük beyan ettiğinin yapılan inceleme ile tespiti sonucu bulunan matrah farkı üzerinden adına ikmalen tarh edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin arsa sahiplerine yapılan teslimlere ilişkin kısmım tümden kaldıran, aktifleştiren taşınmazlara ilişkin kısmım ise kusur cezalı olarak onayan mahkeme kararının Vergi Dairesi Müdürlüğünce aleyhine olan k.ısımlarınin bozulması istemine ilişkindir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinin 1. fıkrasında ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinin konusunu teşkil ettiği, aynı maddenin 2. fıkrasında da ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre bu yasada açıklık bulunmadığı hallerde Türk Ticaret Kanunu ile ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı hükme bağlanmıştır. Yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca inşaat işiyle devamlı olarak uğraşanların ticari faaliyetleri sonucu elde ettikleri kazançları katma değer vergisi kapsamına girmektedir. Katma Değer Vergisi Kanununa 3393 sayılı Yasanın 4. maddesiyle eklenen geçici 8, maddede; net alanı 150 m^ye kadar olan konutların teslimi ile konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri 31.12.1992 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesna olduğu belirtilmiş, yine bu maddeye açıklık getirmek amacıyla 16.12.1988 gün ve 20021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 30 seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin D bölümünün ’Müteahhit Tarafından Arsa Sahibine Konut veya işyeri Teslimi’ başlıklı kısmında da, müteahhit tarafından arsa sahibine arsanın karşılığı olarak yapılan 150 m^ye kadar konut teslimlerinde katma değer vergisi uygulanmayacağı ancak araç sahibine yapılan işyeri veya 150 rr^’den büyük konutların teslimlerinde ise emsal bedel üzerinden katma değer vergisi uygulanacağı açıklanmıştır. Öte yandan, 213 sayılı Kanunun ’ikmalen vergi tarhı’ başlıklı 29. maddesinde, ’ikmalen vergi tarhının, her ne şekilde olursa olsun bir vergi tarh edildikten sonra bu vergiye müteallik olarak meydana çıkan ve defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak miktarı tespit olunan bir matrah veya matrah farkı üzerinden alınacak verginin tarh edilmesi olduğu belirtilmiş, aynı Kanunun 267. maddesinde ise, emsal bedeli, gerçek bedeli belli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olarak tanımlanmış, maddenin devam eden bentlerinde ise emsal bedelin sıra ile ortalama fiyat esası, maliyet esası, takdir esası olduğu belirtilerek bu usullerin nasıl ve ne zaman uygulanacağı hususları hükme bağlanmıştır. 3065 sayılı Kanunun yukarıda anılan hükümleri ve konuyla ilgili 30 seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin ’D’ bölümü uyarınca, yükümlü şirket tarafından arsa karşılığı arsa sahibi gerçek kişilere yapılan iş yeri teslimleri ticari faaliyet kapsamına girdiğinden katma değer vergisine tabi olacağı açıktır. Ancak, olayda yükümlü şirket tarafından arsa sahiplerine arsa karşılığı yapılan işyeri teslimleri nedeniyle maliyet bedeli üzerinden beyanda bulunulmuş olup tarhiyat sözkonusu beyanların düşük olmasından kaynaklandığından mahkemece sözkonusu teslimin katma değer vergisine tabi bir teslim olduğuna yönelik yukarıda belirtilen mevzuat ve ilkeler doğrultusunda olay yeniden irdelenirken 213 sayılı Kanunun ikmalen tarhiyat ve emsal bedeli tespitine ilişkin düzenlemelere yer veren 29. ve 267. maddelerine göre takdir komisyonunca belirlenen emsal bedellerin yerinde olup olmadığı hususlarının da ayrıca irdeleneceği tabiidir. Bu durumda, yükümlü anonim şirket adına yapılan arsa karşılığı iş yeri teslimlerinde kaynaklanan cezalı tarhiyat kısmı hakkında yukarıda belirtilen hu suslar gözönüne alınarak karar verilmesi gerekirken, bu hususlar irdelenmeden sözkonusu kısma ilişkin cezalı tarhiyatın terkini yolunda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulü ile ....... Vergi Mahkemesinin kararının arsa iş yeri teslimleri ile ilgili hüküm fıkrası yönünden bozulmasına, aktife alınan satışlarla ilgili vergi aslı üzerinden kesilen kaçakçılık cezasının kusura çevrilmesi ile ilgili hüküm fıkrasının ise onanmasına oyçokluğu ile karar verildi.
|
|