T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o GEÇİCİ VERGİYE GECİKME FAİZİ UYGULANMASI (Tarhiyat Öncesinde Uzlaşılmış Olmasının Mani Olmaması)
o GECİKME FAİZİNİN GEÇERLİLİĞİ (Tarhiyattan Önce Uzlaşılmış Olan Geçici Vergiye Uygulanan)
o UZLAŞMAYLA KARARLAŞTIRILAN GEÇİCİ VERGİ (Gecikme Faizi Uygulanması ve Gecikme Faizinin Ödeme Emriyle İstenmesinin Hukuka Uygunluğu)
o TARHİYATTAN ÖNCE UZLAŞILAN GEÇİCİ VERGİ (Gecikme Faizi Uygulanması ve Gecikme Faizinin Ödeme Emriyle İstenmesinin Hukuka Uygunluğu)
o ÖDEME EMRİNİN İPTALİ TALEBİ (Tarhiyattan Önce Uzlaşılan Geçici Vergiye Uygulanan Gecikme Faizine İlişkin)
Özet : Tarhiyat öncesinde uzlaşılan geçici vergiye gecikme faizi uygulanmasında ve bu gecikme faizinin ödeme emriyle istenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
1993 takvim yılına ilişkin beyannamesi incelenerek düzenlenen inceleme raporunda; geçmiş yıl zararlarının mahsubu nedeniyle kurumlar vergisinin matrahsız beyan edildiği, aynı yıl işlemleri üzerindeki incelemede ikmalen tarhiyata konu matrah farkının ... lira saptandığı, bu fark üzerinden kurum adına ... lira kurumlar vergisi tarhı gerektiği, ikmalen salınması gereken farkın, aynı zamanda 1994 yılı geçici vergi matrah farkını oluşturduğu, bu fark üzerinden de kurum adına ... lira geçici verginin, Kurumlar Vergisi Kanununun mükerrer 40 ıncı maddesinin 3505 sayılı Yasanın 21 inci maddesiyle değişik kuralı ve ... sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca salınması ve kusur cezası kesilmesi önerilmiştir.
Rapor uyarınca davacı adına salınması önerilen cezalı geçici vergi için tarhiyat öncesi uzlaşmaya başvurulmuş, 29.11.1994 günlü uzlaşma görüşmesinde vergi miktarı aynen ödenmek ve kusur cezası yirmi beş milyon liraya indirilmek üzere uzlaşılmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğü, ... gününde düzenlediği ödeme emriyle; uzlaşılan geçici vergi nedeniyle hesapladığı ... lira gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlediği ödeme emrini tebliğ etmiştir. Dava, bu ödeme emrine karşı açılmıştır.
Davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi, ... günlü ve 1995/761 sayılı kararıyla; Vergi Usul Kanununun Ek 11 inci maddesine 3505 sayılı Yasanın 10 uncu maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasında, uzlaşılan vergilere aynı Yasanın 112 nci maddesi uyarınca gecikme faizi uygulanmasının öngörüldüğü, sözü geçen 112 nci maddenin ise uzlaşılan vergilerde (a) fıkrasında yazılı tarihten, uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için gecikme faizi uygulanmasının kabul edildiği, gecikme zammının önceden borçluya bildirilmesi gerekmediğinin, 6183 sayılı Yasanın 52 nci maddesinde kurala bağlandığı, Kurumlar Vergisi Kanununnun gönderme yaptığı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 nci maddesine 3946 sayılı Yasa ile eklenen dördüncü fıkrasında ikmalen ve resen geçici vergi tarhı ile ilgili düzenlemenin yer aldığı, yıllık beyanname verme süresi geçtikten sonra geçici vergi aslının aranmaması ancak, bu vergiye gecikme faizi ve ceza uygulanmasının öngörüldüğü, bu kurallar karşısında tarhiyat öncesinde uzlaşılan geçici vergiye gecikme faizi uygulanmasında yasal isabetsizlik görülmediği, gecikme faizinin önceden ihbarname ile duyurulmamasında da hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Karara karşı davacının temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 11.3.1996 günlü ve 1996/932 sayılı kararıyla; geçici verginin, verilen beyannameler üzerinden hesaplanıp, cari yılın vergisinden mahsup edilmek üzere ödenen peşin bir vergi niteliğini taşıdığı, bir vergi incelemesi ile yükümlülerin dönem kazançları yeniden tesbit edilerek ikmalen veya resen vergi tarhı sırasında ayrıca geçici vergi salınamayacağı, tarhiyattan önce uzlaşmaya varıldığından, ortada vergi aslı yönünden bir dava bulunmadığı için bu konunun incelenmediği, davaya konu edilen gecikme faizinin, aslında alınamayacak bir vergi üzerinden hesaplanmasının hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle ödeme emrine karşı açılan davanın reddi yolundaki kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi, 11.7.1996 gününde verdiği 1996/729 sayılı kararında; Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 120 nci maddesine 3946 sayılı Yasa ile eklenen 4 üncü fıkranın, 1.1.1994 tarihinde yürürlüğe girdiği, gecikme faizinin bu kuralın yürürlükte bulunduğu 1994 vergilendirme dönemi için tarhiyattan önce uzlaşılan geçici vergiye bağlı olarak istendiği, 1993 yılı beyannamesindeki bildirim üzerinden 1994 yılı vergisine mahsup edilmek üzere hesaplanan geçici verginin 1995 yılı içinde ödenip, Nisan 1995 ayında verilecek beyanname üzerinde mahsup edileceği, bu nedenle mükerrer 120 nci maddenin yukarıda anılan dördüncü fıkrasının uygulanması gerektiği, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun E:1988/5, K:1989/3 sayılı kararı ve Danıştay Dördüncü Dairesinin pekçok kararının yasa hükümlerinin yürürlük tarihi itibarıyla uygulanması yönünde olduğu, beyan döneminden önce yürürlüğe giren 3946 sayılı Yasa uyarınca ve inceleme ile ortaya çıkan verilere göre tarhiyattan önce uzlaşılarak kesinleşen geçici vergiye bağlı olarak hesaplanan gecikme faizinin, ödeme emriyle istenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı, kurum tarafından temyiz edilmiş ve geçici verginin, beyannameler üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilmek üzere ödenen peşin vergi olduğu, ikmalen ve resen yapılan tarhiyatlarda da ayrıca geçici vergi tarh edileceğine ilişkin bir kural bulunmadığı, tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılan vergiler için gecikme faizi hesaplanamayacağı, gecikme faizinin yükümlüye ihbarname ile bildirilmesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi Kararın özet bölümünde yazılı ... Vergi Mahkemesinin 11.7.1996 günlü ve 1996/729 sayılı Kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, karar verildi.