|
Dairesi
Vergiyi doğuran olay, idarece ortadan kaldırıldığından konusu kalmayan verginin, konu hata kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
|
|
Karar No
1998/1429
|
|
Esas No
1997/1357
|
|
Karar Tarihi
20-04-1998
|
|
|
Danıştay Yedinci Daire
Vergiyi doğuran olay, idarece ortadan kaldırıldığından konusu kalmayan verginin, konu hata kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İstemin Özeti: Davacı banka tarafından fuzulen ödendiği belirtilen verginin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Kanun’un 116 ve 117. maddeleriyle 6802 sayılı Kanun’un 28. maddesinden bahisle, banka ve sigorta muameleleri vergisinde vergiyi doğuran olayın meydana gelebilmesi için bir muamele yapılması, bu muamele neticesinde lehe nakden veya hesaben para kalması gerektiği, olayda bir muamele yapılarak vergiyi doğuran olayın sonradan ortadan kalkması halinde verginin de ortadan kalkacağı ve iadesinin gerekeceği yolunda herhangi bir yasal düzenlemenin bulunmadığı, bu sebeple Vergi Usul Kanunu’nun 117 ve 118. maddelerinde öngörülen vergi hatasının oluşmadığı gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının; açık olarak vergi mevzuuna girmeyen kıymet üzerinden vergi alınmasının vergilendirme halası teşkil ettiği, bu sebeple tahsil edilen verginin iadesinin gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116. maddesinde, vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır şeklinde tanımlanmış, 117. maddesinde, hesap hataları sayıldıktan sonra, 118. maddesinde de vergilendirme hataları belirtilmiştir. Sayılan vergilendirme hatalarından birisi de, açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınması şeklinde tanımlanan mevzuda hatadır. Aynı Kanun’un 19. maddesinde vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı hüküm altına alınmış, 6802 sayılı Kanunun ’Mevzu. Vergiyi Doğuran Olay’ başlıklı 28. maddesinde de, banka ve sigorta şirketlerinin 3226 sayılı Kanuna göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olacağı hükmüne yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden ........ Bankasınca, ......... Bankası ve ......... Bankası aracılığıyla, teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilecek gemi bakım ve onarım tersanesi inşasından dolayı ......... Uluslar arası Nakliyat ve Ticaret Anonim Şirketine ihracat garantili yatırım reeskont kredisi kullandırıldığı, teşvik mevzuatı uyarınca öngörülen teşvik tedbirleri arasında, vergi, resim ve harç istisnası ile düşük oranda faiz uygulamasının da bulunması sebebiyle, kullandırılan kredilere düşük oranda faiz uygulandığı, daha sonra Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Başkanlığının ........ Bankası idare Merkezi’ne yazdığı 24.07.1990 gün ve 49255 sayılı yazıyla, belge ile ilgili ihracat konusunda başkanlıklarınca bir ay içinde bilgi gönderilmediği takdirde anılan belgenin iptal edilmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine, ...... Bankası idare Merkezince 10.09.1990 gün ve 6938 sayılı yazıyla .......Bankası ....... Şubesine, iptal edilen teşvik belgesi kapsamında kullandırılan kredilere gerekli müeyyidelerin uygulanmasının istenildiği, uygulanan teşviklerin geri alınması çerçevesinde, başlangıçta uygulanan düşük oranlı faiz ile normal faiz oranı arasındaki farktan kaynaklanan faiz ve bu faize isabet eden banka ve sigorta muameleleri vergilerinin, aracı bankaların .......Bankasındaki hesaplarına borç kaydedilerek tahsil edildiği ve vergilerin vergi dairesine yatırıldığı, fakat Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Başkanlığınca 26.04.1991 gün ve 23087 sayılı yazıyla, firmaya uygulanan müeyyidenin durdurulduğu ve ihracat taahhüt süresinin uzatıldığının bildirilmesi üzerine, tahsil edilen fark faizlerinin davacı bankaca iade edildiği, iade edilen sözkonusu faizlere ilişkin olup daha önce ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin dava konuşu edildiği anlaşılmıştır. Dava konuşu olayda, banka ve sigorta muameleleri vergisini doğuran olay, Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Başkanlığının isteği doğrultusunda ve uygulanan teşviklerin gen alınması çerçevesinde fark faizin tahsil edilmesidir. Tahsil edilen bu faiz yine aynı idari makamın isteği üzerine iade edildiğinden verginin konuşu kalmamıştır. 6802 sayılı Kanun’un 28. maddesi anlamında banka lehine alınan para, teşvik mevzuatıyla ilgili konularda yetkili ve görevli idari makamın tesis ettiği işleme istinaden iade edildiğinden, verginin dayandığı hukuki neden idarece ortadan kaldırılmış olup, ortada vergiye tabi meblağ kalmadığından, 213 sayılı Kanun’un 19. maddesindeki vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuundan da söz edilemez. Bu durumda, tahsil edilmiş olmasına karşın, vergiyi doğuran olayın idarece ortadan kaldırılmış olması sebebiyle, konuşu kalmayan verginin, vergi mevzuuna girmeyen bir kıymetten vergi alınması şeklinde tanımlanan mevzuda hata kapsamında değerlendirilmesi suretiyle ilgilisine iadesi gerekirken, aksi yolda tesis edilen işlemde ve bu işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca karar verilmesine gerek bulunmadığına oybirliği ile karar verildi.
|
|