T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o TARHİYAT ÖNCESİ UZLAŞMA (Yangın Nedeniyle Matrah Tesbiti - Gecikme Faizi İstenemeyeceği)
o GECİKME FAİZİ (Yangın Nedeniyle Matrah Tesbiti - Tarhiyat Öncesi Uzlaşma)
Özet : Yangın nedeniyle dönem matrahının saptanmasını isteyen yükümlü adına belirlenen matrah tarhiyat öncesi uzlaşma konusu olduğundan gecikme faizi uygulanmayacağı hakkında.
İstemin Özeti: Akaryakıt ve oto lastik bayiliği yapan yükümlünün işyerinde 25.10.1994 tarihinde çıkan yangın sonucu defter ve belgelerinin yandığını idareye bildirerek, 1.1.1994-25.10.1994 dönemine ilişkin kazancının takdirini istemesi üzerine 20.11.1995 günlü rapordaki verilere göre tarhiyat öncesi uzlaşılan gelir vergisine uygulanan gecikme faizine karşı dava açılmıştır.
Tahakkuka karşı açılan davayı inceleyen Tekirdağ Vergi Mahkemesi 23.9.1996 günlü, E: 1996/99, K: 1996/483 sayılı Kararıyla; inceleme sonucunda saptanan ve tarhiyat öncesi uzlaşılan vergi miktarı üzerinden gecikme faizi istenmesinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Ek 11 ve 112 nci maddelerine uygun bulunduğu gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 5.5.1997 günlü, E: 1996/5484, K: 1997/1399 sayılı Kararıyla; davacının işyerinin 25.10.1994 tarihinde yanması üzerine 3.11.1994 tarihli dilekçesiyle defter ve belgelerinin zayi olduğunu bildirdiği, idarece 21.11.1994 tarihli sevk fişi ile dönem matrahının takdiri için takdir komisyonuna başvurulduğu, davacının da 25.11.1994 tarihli dilekçe ile aynı döneme ait kazancın takdirini istediği, takdir komisyonunca olayın inceleme elemanına aktarıldığı, incelemenin 20.11.1995 tarihinde sonuçlandırıldığı ve matrahın belirlendiği, davacının gelir vergisi beyannamesini yasal süre içinde vererek yangın tarihinden 31.12.1994 tarihine kadar olan döneme ait kazancını beyan ettiği, inceleme elemanınca belirlenen matrahın ikmalen ya da re'sen idarece belirlenen matrah olmadığı, zorunlu bir sebebe bağlı olarak davacının talebi üzerine belirlenmiş bir matrah olduğu, bu matrahın takdir komisyonunca takdiri yerine inceleme elemanınca tayin olunmasının sonucu değiştirmeyeceği, re'sen takdir sebebinin varsayıma dayalı olduğu, uzlaşılan verginin, Vergi Usul Kanununun Ek 1 ve Ek 11 inci maddeleriyle 112 nci maddede öngörülen nitelikte tarha konu olmadığı, bu vergi üzerinden gecikme faizi hesaplanamayacağı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozmaya uymayan Tekirdağ Vergi Mahkemesi, 30.9.1997 günlü, E: 1997/148, K: 1997/274 sayılı Kararıyla; davacının dönem matrahının takdiri için yaptığı başvurunun idarece yapılan tarhiyatın re'sen tarh edilmiş olma niteliğini değiştirmeyeceği, defter ve belgelerin yandığından bahisle inceleme elemanına ibraz edilememesinin re'sen takdir nedeni olduğu gerekçesiyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve tarhiyatın kendi talebi üzerine yapıldığı, takdir komisyonunda geçen süre için kendisinden tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre gecikme faizi istenmesinin yasal olmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi G.B.'nin Düşüncesi: Gecikme faizi istenmesine neden olan ve tarhiyat öncesi uzlaşmaya konu edilen vergi, Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinde sözü edilen, ikmalen ve re'sen ya da idarece tarha konu bir matraha dayalı olmayıp, davacının işyerinde meydana gelen yangını müteakip ve ilgili dönem beyannamesini vermesinden çok önce davalı idareden takdirini talep ettiği matrahtır. Yangının meydana geldiği tarihten yıl sonuna kadar geçen süreye ait beyannamesini vererek vergisini ödemiştir.
Matrahın belirlenmesi sırasında inceleme aşamasında geçen süre için gecikme faizi istenmesi 112 nci maddenin amaçladığı gecikme faizi olmadığından vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı N.A.'nın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen ısrar kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Akaryakıt ve oto lastiği bayiliği yapan yükümlünün, defter ve belgelerinin, işyerinde 25.10.1994 gününde meydana gelen yangında yandığını belirterek 1994 yılına ilişkin gelir vergisi matrahının belirlenmesi istemi üzerine re'sen takdir yoluyla belirlenen matrah üzerinden tarhiyat öncesi uzlaşılan vergilerin ödendiği tarihe kadar geçen süre için istenen gecikme faizine karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Uzlaşmanın Mevzuu" başlıklı Ek 1 inci maddesinde, re'sen ya da ikmalen tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi cezalarının tahakkuk edecek miktarları mevzuunda, idarenin maddede yazılı hükümler dairesince mükellefler veya cezaya muhatap olanlarla uzlaşabileceği belirtilmiş, Ek 11 inci maddesinde de Maliye Bakanlığının inceleme raporuna dayanılarak salınacak vergi ve kesilecek cezalarda tarhiyat öncesi uzlaşma yapılmasına izin verilebileceği, bu suretle uzlaşılan vergi miktarı üzerinden bu Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanacağı kurala bağlanmıştır. 112 nci maddede ise ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergilerin ödeme zamanları belirtildikten sonra bu vergilerin dava konusu yapılmadan veya ihtilaf yaratılarak ya da uzlaşılarak ödenmesi halinde uygulanacak gecikme faizinin tatbik süresi düzenlenmiş, sondan önceki fıkrada uzlaşılan vergilere ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden başlayarak uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar gecikme faizi uygulanması kabul edilmiştir.
Yükümlünün işyerinde 25.10.1994 tarihinde meydana gelen yangında dönem defter ve belgelerinin yandığı asliye hukuk mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi soncu verilen raporla tespit ettirilmiş, 3.11.1994 tarihli dilekçe ile bu husus idareye bildirilmiş, idarece 21.11.1994 tarihli sevk fişi ile matrahın re'sen takdiri için takdir komisyonuna başvurulmuş, 25.11.1994 tarihli dilekçe ile yükümlü de dönem kazancının takdirini istemiştir. Bununla birlikte yükümlü, 1994 yılı beyannamesiyle 25.10.1994-31.12.1994 dönemine ilişkin kazancını beyanname verme süresi içinde beyan etmiştir.
Takdir komisyonunca yükümlünün 1.1.1994-25.10.1994 dönemi kazancının belirlenmesi için olay inceleme elemanına aktarılmış ve inceleme 20.11.1995 tarihinde sonuçlandırılarak vergi inceleme raporu düzenlenmiştir. Tarhiyat öncesi uzlaşılan vergiler bu rapora dayanmaktadır.
Uzlaşılan vergilerde gecikme faizi verginin ikmalen, re'sen veya idarece tarhı halinde uygulanabilir. Olayda tarhiyat öncesi uzlaşılan vergi ise ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilmiş bir vergi olmadığından gecikme faizi uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenle yükümlünün temyiz isteminin kabulü ile Tekirdağ Vergi Mahkemesinin, 30.9.1997 günlü ve E: 1997/148, K: 1997/274 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, 8.1.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerekiği görüşü ile karara katılmıyoruz.