Danıştay Üçüncü Daire
Yoklama tutanağını imzalayan araç sürücüsü şirketin yetkili adamı olmadığı gibi tutanağın düzenlendiği tarih itibariyle sevk irsaliyesinin düzenlendiği tarih itibariyle sevk irsaliyesinin düzenlendiği dava dilekçesine ekli belgelerden anlaşıldığından özel usulsüzlük cezası kesilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. İstemin Özeti: Davacı şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesine göre uyuşmazlık konusu tutar 10.000.000. lirayı aşmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmediği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinin 5. bendinde, satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, (malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması şarttır) hükmünün yer aldığı, aynı Kanunun 353. maddesinin 2. bendinde ise; sevk irsaliyesinin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde özel usulsüzlük cezası kesileceğinin hükme bağlandığı, olayda, davacı şirketin (...)'dan (...)'ya sevk ettiği çimento için sevk irsaliyesi düzenlenmediği ve araçta bulundurulmadığı hususunun 28.11.1998 gün ve 666648 no.lu tutanakla tespit edildiği, tutanağın araç sürücüsü tarafından ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalandığı, sözü edilen tutanağa istinaden dava konusu cezanın kesildiğinin anlaşıldığı, sözü edilen yasa hükümleri ile, satılan malların satıcı tarafından taşıttırılması halinde satıcıya sevk irsaliyesi düzenleme ve sevkiyat esnasında da irsaliyeleri taşıtta bulundurma zorunluluğunun getirildiği, yoklama sırasında satıcı tarafından taşınan mallar için sevk irsaliyesinin araçta bulundurulmadığı tartışmasız olduğundan kesilen özel usulsüzlük cezasında yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddeden (...) Vergi Mahkemesi kararının; duruşma taleplerinin yerine getirilmediği, tutanak tarihi itibariyle sevk irsaliyelerinin düzenlendiği ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesi 1. bendinin 3622 sayılı Kanunun Ek 1. maddesi ile değişik şeklinde Danıştay ile idare ve Vergi Mahkemelerine açılan iptal ve 10 milyon lirayı aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı 10 milyon lirayı aşan vergi davalarında taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılacağı öngörüldüğünden ve dava konusu özel usulsüzlük cezası miktarının da 10 milyon lirayı aşmadığı anlaşıldığından mahkemece duruşma yapılmamasında sözü edilen kanun hükmüne aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin değişik 2. bendinde, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde her bir belge için bentte belirlenmiş olan miktarda özel usulsüzlük cezası kesileceği öngörülmüş ise de; cezai yaptırıma bağlanmış olan bir fiilin tüm unsurları ile oluşmuş bulunduğu saptanmadıkça faile ceza uygulanamayacağı yolundaki genel ceza hukuku idari cezalar için de geçerli bulunduğundan, yukarıda değinilen bent hükmü uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için bentte sayılmış olan belgelerin düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin hukuken geçerli biçimde tespit edilmiş olması zorunludur. Olayda ise bu tür somut ve yükümlüyü bağlayıcı nitelikte bir tespit bulunmadığı, uygulanan ceza idarenin özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği sonucuna ulaşmış olmasına dayandırıldığı cihetle, cezai yaptırıma bağlanmış olan fiilin tüm unsurları ile oluşmuş bulunduğu söylenemez. Öte yandan 28.11.1998 tarihli tutanağı imzalayan araç sürücüsü davacı şirketin yetkili adamı olmadığı gibi tutanağın düzenlendiği tarih itibariyle de sevk irsaliyesinin düzenlendiği dava dilekçesine ekli belgelerden anlaşıldığından kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile (...) Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi.