Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Günümüzün ekonomik koşullarında aralarında yakın akrabalık bağı ve iş ilişkisi bulunmayanlara karşılıksız borç para verilmesi düşünülemeyeceğinden, ikrazatçılık faaliyeti ve bu faaliyetten elde ettiği faiz gelirini beyan etmediğinden bahisle yapılan gelir vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın reddinde hukuka aykırılık bulunmaktadır. İstemin Özeti: İkrazatçılık yaptığı halde bu faaliyetini ve elde ettiği faiz gelirini beyan etmediğinden bahisle davacı adına 1992 takvim yılı için resen gelir vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen (...) Vergi Mahkemesi, kararıyla: davacının, Mart 1992 ayında (...) ve (...) adlı şahıslara 80.000.000 lira faiz karşılığı borç para verdiği,, borç para alan şahısların müteahhitliğini yaptığı kooperatife ait alacağın temliki, verilen çekin tahsili. (...)'nin eşine ait otomobilin devri, ipotek konulan taşınmazın satışının durdurulması karşılığında verilen parayla birlikte toplam 311.000.000 lira faiz geliri elde ettiğinin anlaşıldığı, tarhiyatın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, kararıyla: borç para alan şahıslarla aynı şirkette çalışan bir şahsın ihbar dilekçesi üzerine inceleme yapıldığı ve matrahın borç alan şahısların ifadelerine dayanılarak belirlendiği, ifadeler dışında, davacının faiz geliri elde ettiği ve elde edildiği ileri sürülen faizin miktarı konusunda somut bir tespit bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur. Bozma kararına uymayan (...) Vergi Mahkemesi, kararıyla: ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe ile direnmiştir. Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş, vergi inceleme raporunun, aralarında husumet bulunan kişilerin ifadesine dayalı olduğu, hesaplanan faiz miktarının hiçbir somut dayanağı bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir. Karar: İkrazatçılık yaptığı halde faaliyetini ve bu faaliyetinden elde ettiği geliri vergi idaresinin bilgisi dışında bıraktığından bahisle adına 1992 yılı için salınan gelir vergisi ve banka sigorta muameleleri vergisi ile kesilen kaçakçılık cezalarına karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu, gelirin; bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu hükme bağlanmış, 2. maddesinde, ticari kazanç gelire giren ve maddede sayılan kazanç ve iratlar arasında sayılmıştır. Danıştay'ın yerleşik içtihatları ile yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında önemli miktarlardaki paraların günün ekonomik koşullarında karşılıksız olarak alınıp verilemeyeceği kabul edilmiş, bir yılda birden çok kişiye veya aynı kişiye birden çok yılda borç para verilmesi ikrazatçılık olarak kabul edilmiş, borç verme işlemlerinde faizin peşin alındığı, alacağın senet veya ipotek tesisi suretiyle güvenceye bağlanmasının da faiz alındığına delil teşkil edeceği belirtilmiştir. İkrazatçılık faaliyetinden elde edilen ve ticari kazanç olan faizin gelir vergisine tabi olması yukarıda açıklanan hükümler gereğidir. Dosyada bir örneği bulunan ve tarhiyatın dayanağı olan vergi inceleme raporu ve eklerini oluşturan banka kayıtları, tapu sicil müdürlüğü ve icra dairesi kayıtları ve borçluların ifadelerinden yükümlünün, 1992 yılında (...) ve (...) adındaki kişilere çek karşılığı ve ipotek tesisi suretiyle borç para verdiği, sözü edilen belgelerin faiz miktarını içerecek şekilde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayanlara karşılıksız borç para verilmesi düşünülemeyeceğinden davanın reddi yolundaki kararda hukuka aykırılık görülmemiştir. Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, oy çokluğu ile karar verildi.(*) (*) Karşı Oy: Israr kararının: Danıştay Dördüncü Dairesince verilen bozma kararı esasları doğrultusunda bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.