|
Dairesi
İçeriği itibariyle yanıltıcı olduğu sonucuna varılan faturalarda yazılı olan KDV’nin indirim konuşu yapılması mümkün değildir.
|
|
Karar No
1999/4641
|
|
Esas No
1998/4323
|
|
Karar Tarihi
06-12-1999
|
|
|
Danıştay Onbirinci Daire
İçeriği itibariyle yanıltıcı olduğu sonucuna varılan faturalarda yazılı olan KDV’nin indirim konuşu yapılması mümkün değildir. İstemin Özeti: Canlı hayvan komisyonculuğu ile dolmuş işletmeciliği faaliyetleriyle uğraşan yükümlünün 1992 yılında bazı kişilerden aldığı faturaların içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu, bu nedenle indirim konuşu yapılamayacağı belirtilerek 1992 yalının muhtelif dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarh edilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; yükümlüye 1992 yılında fatura düzenleyen (AE), (NE), (YE) ile (AB) hakkında yapılan tespitlere göre bu kişiler tarafından düzenlenen faturaların içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğunun anlaşılması karşısında bu faturalarda gösterilen katma değer vergisinin indirim konuşu yapılamayacağı, dolayısıyla kaçakçılık cezalı tarhiyatta yasa’ya aykırılık bulunmadığı AZLIK OYU: X Defter ve belgelerin zayi olduğu mahkeme kararıyla tespit ettirildiği takdirde, 5 yıllık muhafaza mecburiyetine ilişkin 213 Sayılı Kanunun 253. maddesinde öngörülen düzenleme gözönünde bulundurularak alış belgelerinin temin edilebilmesi için mükelleflere makul bir süre verilmesi, 5 yıllık sürenin dolması halinde ise alış belgelerinin mükelleflerden istenilmemesi gerekir. Bu hüküm karşısında defter ve belgeleri su baskınında zayi olan yükümlü şirketin, aradan 5 yıldan fazla süre geçtikten sonra alış belgelerim temin edip mahkemeye sunmasının beklenemeyeceği, bu nedenle 04.12.1998 tarihli ara kararı gereğince yerine getirilmediğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle Daire kararma katılmıyorum. AZLIK OYU: XX Dosyanın incelenmesinden, 1011.06.1997 tarihinde meydana gelen sel felaketinde defter ve belgelerinin zayi olduğunu mahkeme kararıyla tespit ettiren yükümlü şirket hakkında 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesindeki mücbir sebep hali tahakkuk ettiğinden, bu tarihten önceki dönemler için yükümlü şirketçe beyan edilen indirilecek katma değer vergilerinin, yükümlü şirketten belge istenilme gereği duyulmadan kabulü gerekmektedir. Aksine mücbir sebep bulunduğu ve bu kabul edildiği halde, yükümlü şirketten belge istenilmesi durumunda mücbir sebebin hukuki sonuç doğurması mümkün değildir ve bunun idarece şeklen kabulü söz konusudur. Su baskınında defterinin zayi olduğunu ispatlayan yükümlü şirket adına idarece inceleme yapılmadan (zayi olan belgelerle ilgili hususların aksini ispat külfeti idareye geçtiğinden) yasal defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle indirimlerin kabul edilmemesi suretiyle salınan vergide kanuna uyarlık görülmediğinden davanın reddine ilişkin kararın bu gerekçeyle bozulması icap ettiği oyuyla verilen karara bu yönden karşıyım. gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Yükümlü tarafından, cezalı tarhiyatın yasa’ya aykırı olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulmasi istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine, Vergi Mahkemesi kararının onanmasına, 2.790.000 lira karar harcının temyiz isteminde bulunan yükümlüden alınmasına oybirliği ile karar verildi.
|
|