Danıştay Dördüncü Daire

Sermaye şirketlerinin holding bünyesinde toplanmalarının amacının, yönetim, sermaye ve denetim açısından birleşmek suretiyle hem finans ve yönetim yapılarını güçlendirmek hem de bu şekilde ticari hayata ve organizasyonlara daha güçlü kalıtım sağlamak olduğundan finans kaynaklarının holding amaçları doğrultusunda işbirliği içinde kullanılmasının yasal olduğu, her ikisinin de kurumlar vergisi mükellefi olması nedeniyle birinin lehine hesaplanan faizin diğerinin giderini teşkil etmesi ve verginin sabit oranlı olmasından dolayı vergi ziyaı bulunmadığı. İstemin Özeti : Davacı şirketin 1996 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu aynı holding bünyesinde bulunan şirketlere faizsiz borç para vermek suretiyle örtülü kazanç dağıtımında bulunduğundan sözedilerek re'sen kurumlar vergisi ve geçici vergi salınmış, fon payı hesaplanıp, kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinde dört bent halinde sayılan hallerde kazancın tamamen veya kısmen örtülü kazanç dağıtıldığının kabul edileceğinin belirtildiği, olayda davacı şirketin holding bünyesinde bulunan şirketlere para kullandırdığı konusunda ihtilaf bulunmadığı sermaye şirketlerinin holding bünyesinde toplanma amaçlarının, yönetim sermaye ve denetim açısından birleşmek suretiyle hem finans ve yönetim yapılarını güçlendirmek ve hem de bu suretle ticari hayata ve ticari organizasyonlara daha güçlü katılımı sağlamaya yönelik olduğu, aynı holdinge bağlı şirketlerden birinin lehine hesaplanan faizin diğer şirketin giderini teşkil ettiği ve kurumlar vergisinin de artan oranlı bir vergi olmaması nedeniyle vergi ziyaından söz etmenin mümkün olmadığı, bu durumda tek taraflı yapılan inceleme sonucu örtülü kazanç dağıtımının varlığından sözedilemeyeceği gerekçesiyle, tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, tarhiyatın vergi inceleme raporunda yeralan tespitlere dayandığını ve davacı şirketin kullandığı paralar için faiz ödediği yolunda defterlere intikal etmiş bir kayıt bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.