Danıştay Dördüncü Daire
Enflasyon indirimi uygulandıktan sonra yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilen, menkul sermaye iradı üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, beyannameye dahil edilmeyen irat kısmından yapılan vergi tevkifatı mahsup edilemez. İstemin Özeti: Davacı 1998 yılı gelir vergisi beyannamesini elde, ettiği menkul sermaye iradından tevkif yoluyla kesilen gelir vergisi ve fon payının indirim oranına isabet eden kısmının mahsup edilememesi nedeniyle ihtirazi kayıtla vermiş, fazladan tahakkuk ettirilen vergi ve fon payının iadesi istemiyle dava açmıştır. (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75 ve 87. maddelerinde menkul sermaye iradının tanımlandığı ve menkul sermaye iratları sayılarak ihtiyari toplama ve beyanla ilgili hükümlere yer verildiği, aynı Kanun’un geçici 39. maddesinin 5. bendinde ise yıllık beyanname ile beyanı gereken ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin 2. fıkrasının 5, 6, 7, 12 ve 14 No.lu bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarına belirlenen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın 31.12.1999 tarihine kadar gelir vergisinden müstesna olduğu ve indirim oranının Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Maliye Bakanlığı’nca belirlendiği, bu durumda enflasyondan arındırılacak menkul sermaye iradıyla ihtiyarı toplama ve beyanla ilgili yıllık kazanç ve irat miktarı yukarıda belirtilen’ Kanun hükümlerine uygun şekilde tespit edilerek mükelleflerle, Maliye Bakanlığı ve Maliye Teşkilatına duyurulduğu anlaşıldığından yapılan tahakkukta yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı tahakkuk ettirilen vergi ve fon payının yasal olmadığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından 22.01.1999 gün ve 23588 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 220 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin 3.4. ’Kesilen Vergilerin Mahsubu başlığı altında yer alan’ indirim oranı uygulanan menkul sermaye iratlarının yıllık beyanname ile beyan edilmesi sırasında sadece beyannamede gösterilen kısım üzerinden yapılan vergi kesintisinin mahsup ve iadesi yapılabilecektir. Başka bir ifadeyle, ’kazanç ve iradın indirim oranına isabet eden kısmı üzerinden yapılan vergi kesintisinin mahsup ve iade edilmemesi gerekmektedir.’ bölümünün iptali ve ihtirazi kayıtla verilen 1998 yılına ait gelir vergisi beyannamesi üzerinden fazladan yapılan tahakkukun kaldırılması istemiyle 19.03.1999 tarihinde açılan davada, Danıştay Dördüncü Dairesinin kararıyla davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece tarafları aynı olan ve tahakkuka karşı açılan bu davada incelenmeksizin ret kararı verilmesi gerekirken, dava esastan sonuçlandırılmıştır. Bu durumda mahkeme kararı sonucu itibarıyla yerinde olduğundan, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle davacı temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.