Danıştay Yedinci Daire
Veraset yoluyla intikal eden gayrimenkulün değerini belirlerken emlak vergisine esas değeri yerine daha yüksek beyan edildiği anlaşıldıktan sonra, düzeltme talebi ile idareden emlak vergisine esas değer üzerinden tarhiyat yapılması istemi yerine getirilmelidir. İstemin Özeti: Davacıya veraset yoluyla intikal eden taşınmazlara ilişkin olarak verilen beyannamede hata yapıldığı belirtilerek yapılan düzeltme isteminin reddi üzerine şikayet yoluyla yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; 7338 sayılı Kanun'un 10. maddesinin (b) bendinde, gayrimenkullerin, ticari işletmeye dahil olsun olmasın emlak vergisine esas olan değerle değerleneceğinin hükme bağlandığı, olayda, intikale konu taşınmazın 1/2 hissesinin 1997 (intikal) tarihindeki emlak vergisine esas değerinin tespiti için mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu taşınmazın tamamının değerinin 13.000.000.000 lira olarak belirlendiği, buna göre davacıya intikal eden 1/2 hisse için (13.000.000.000 x 1/2=) 6.500.000.000 lira beyan edilmesi gerekirken 21.000.807.444.285 lira beyan edilmesinin vergilendirme hatası kapsamında bulunması nedeniyle, şikayet yoluyla yapılan başvurun reddinde isabet görülmediği, bu itibarla mahkemelerince davaya konu taşınmaz için tespit edilen 6.500.000.000 lira ile intikale konu diğer iki taşınmaz için beyan edilen 635.000.000 liranın toplamı 7.135.000.000 liralık matrah üzerinden davacı adına yeniden tahakkuk yapılması icap ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu işlemin 7.135.000.000 liralık matrahın üzerinde kalan kısma isabet eden veraset ve intikal vergisine ilişkin kısmının iptali; davanın bu miktara ilişkin kısmının ise reddi yolundaki (...) Vergi Mahkemesinin kararının; konunun incelenmekte olduğu yolundaki yazıya karşı dava açıldığı, ayrıca beyan edilen matraha karşı dava açılamayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Davalı İdarece, her ne kadar 17.6.1998 tarihinde yapılan şikayet başvurusunun incelenmekte olduğu yolundaki kesin ve yürütülmesi zorunlu olmayan 30.6.1998 tarihli yazıya karşı dava açıldığı ileri sürülmekte ise de, 4.9.1998 tarihinde açılan davada, şikayet başvurusunun, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesinde öngörülen süre içerisinde cevaplandırılmamak suretiyle zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenildiğinden, bu iddia yerinde görülmemiştir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer iddialar da, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına oy birliğiyle karar verildi.