Dairesi
İçeriği itibarıyla yanıltıcı belge kullandığından bahisle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına 1996 yılının Şubat dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınabilir.
Karar No
2003/24
Esas No
2002/480
Karar Tarihi
01-01-2000
T.C. DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ

GENEL KURULU

İstemin Özeti: Davacı kurumun içeriği itibarıyla yanıltıcı belge kullandığından bahisle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına 1996 yılının Şubat dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.

? 3.Vergi Mahkemesi 13.3.2001 günlü ve E:2000/1345, K:2001/223 sayılı kararıyla tarhiyatı kaldırmıştır.

Temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 24.10.2001 günlü ve E:2001/2433, K:2001/3848 sayılı kararıyla; dosyada mevcut vergi inceleme raporu ile eklerinin incelenmesinden, yükümlünün piyasadan faturasız temin ederek ihraç ettiği ya da ihraç etmiş göründüğü malların faturalarını belli bir organizasyon çerçevesinde kurulmuş bir sistemden komisyon karşılığı temin ettiği anlaşıldığından yapılan tarhiyatta isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan İzmir 3.Vergi Mahkemesi 18.1.2002 günlü ve E:2002/14, K:2002/33 sayılı kararıyla; inceleme raporu eki belgelere göre satıcı firmalara ait kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bulunan işletme ayrıntılı bilançolarında önemli tutarda mal satışı beyanında bulunduğunun görüldüğü, Yeminli Mali Müşavirlerce düzenlenen tasdik raporu ve tutanakları yok sayacak herhangi bir somut tespit bulunmamasının da söz konusu satıcı firmaların 1996 yılında fiilen faaliyette bulunduklarını gösterdiği, büyük ticaret hacmine sahip olan davacı kurumun katma değer vergisini indirim konusu yapabilmek için içeriği itibarıyla yanıltıcı belge temini yoluna başvurduğu sonucuna varılmasının iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymadığı gerekçesiyle kararında direnmiştir.

Vergi dairesi başkanlığının temyiz istemini inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 21.6.2002 günlü ve E:2002/200, K:2002/302 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğunun belirtildiği, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde de, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebileceklerinin öngörüldüğü, indirim hakkından yararlanabilmek için teslim ve hizmetlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, başka bir anlatımla satın alındığı belirtilen hizmet veya emtia için gerçekten katma değer vergisi ödenmiş olması gerektiği, yükümlüye fatura düzenleyenler hakkında yapılan tespitlerden, bilinen işyeri adreslerini bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeden terk ettikleri, elde etmiş göründükleri hasılatı temin için kapasitelerinin yetersiz olduğu, ödenecek katma değer vergisinin çıkmadığı, ihracat bedellerinin emtiayı almış görünen yurt dışındaki aynı firma yada şahsa geri gönderildiği, yurda gelen dövizlerin genellikle aynı şahıslar tarafından bankalardan tahsil edildiği, bazı gümrük çıkış beyannamelerinin teyidinin sağlanamadığı, bazı katma değer vergisi beyannamelerindeki muhasebeci imzalarının gerçek dışı olduğu, davacıya nakliye faturası düzenleyen şahsın da ifadesinde faturanın içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğunu belirttiği, bütün bu tespitlerden bu firma ve şahısların gerçekte tacir olmadıkları, şeklen vergi yükümlülüklerini tesis ettirip ihtiyaç duyanlara belli bir bedel karşılığında fatura sağladıkları, yükümlünün de, faturasız temin ederek ihraç ettiği veya ihraç etmiş gibi gösterdiği malların faturalarını söz konusu organizasyondan komisyon karşılığı temin ettiği sonucuna varıldığından, yükümlü adına yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle ısrar kararını bozmuştur.

Yükümlü tarafından, aracılı ihracat gerçekleştirdikleri, vergisel ödevlerinin tümüyle yerine getirildiği, incelemenin varsayıma dayalı olduğu ileri sürülerek kararın düzeltilmesi istenmektedir.

Savunmanın Özeti: Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi ??in Düşünçesi : Kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı ?.?nın Düşüncesi : Karar düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesinde, Danıştay dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bu maddede yazılı sebeplerle kararın düzeltilmesinin istenebileceği belirtildiğinden ve dilekçe sahibinin ileri sürdüğü sebeplerin bunlardan hiçbirine uymadığı anlaşıldığından, yerinde olmayan istemin reddine, 31.1.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı