|
|
|
Dairesi
İcra Safhasındaki Kefilli Alacaklara Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılabileceği
|
|
Karar No
2004/355
|
|
Esas No
2002/4579
|
|
Karar Tarihi
09-03-2004
|
|
|
Danıştay 4. Daire
VUK Md. 323
6183 Md. 10, 11
Kefilin malvarlığının, diğer teminat unsurları gibi hemen nakde çevrilmesi ve alacaklının uhdesine geçmesi söz konusu olmayıp, kambiyo usulüne göre takibi gerektiğinden ve risk faktörü taşımakta olduğundan kefalet teminat değildir.
VUK'un 323. maddesinde dava ve icra safhasında bulunan alacakların, şüpheli alacak sayılacağı açıkça belirtildiğinden, icra safhasında bulunan kefilli alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılabileceği.
İstemin Özeti: Factoring hizmetleriyle uğraşan davacı kurum 2000 yılı kurumlar vergisi beyannamesini icra safhasında bulunan kefilli alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılması gerektiği ihtirazi kaydıyla vererek tahakkuk eden vergi ve fon payının iadesi istemiyle dava açmıştır. Vergi Mahkemesi Kararıyla; kefilin malvarlığının diğer unsurlar gibi hemen nakde çevrilmesinin ve alacaklının uhdesine geçmesinin söz konusu olmadığı, kambiyo usulüne göre takip gerektirdiği, dolayısıyla şahsi kefaletin teminat olmadığı ve risk faktörü taşıdığı, nitekim 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da da teminatlar 10. maddede sayılmasına rağmen şahsi kefaletin 11. maddede düzenlendiği, davalı İdarece aciz vesikası alınmadan karşılık ayrılamayacağı yolundaki iddianın da Vergi Usul Kanunu'nun 323. maddesi hükmü karşısında geçersiz olduğu, hem borçlu hem de kefil hakkındaki takibin sonuçsuz kalması halinde alacağın şüpheli halden çıkıp, değersiz alacak haline geleceği, Kanun'un 323. maddesinde dava veya icra safhasında bulunan alacakların şüpheli alacak sayılacağının açıkça belirtildiği, bu durumda ihtirazi kayıt kabul edilmeyerek yapılan tahakkukta isabet bulunmadığı gerekçesiyle tahakkuk eden vergi ve fon payının kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, şahsi kefaletin teminat sayıldığını ve kefili alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayadığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.
|
|
ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi
|
|
Excel Dokümanı
|
|
|
|
|
|
|
|