Dairesi
EŞANTİYON OLARAK TESLİM EDİLEN MALLARIN TİCARİ TEAMMÜLERE UYGUN
Karar No
3222
Esas No
1837
Karar Tarihi
02-10-1997
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ONBİRİNCİ DAİRE
1997
3222
1997
1837
02/10/1997
 
KARAR METNİ

EŞANTİYON OLARAK TESLİM EDİLEN MALLARIN TİCARİ TEAMMÜLERE UYGUN NİTE-
LİKTE VE MİKTARDA OLMASI VE AYRICA BİR SATIŞA KONU OLMAYACAK ŞEKİLDE
VERİLMESİ DURUMUNDA SÖZ KONUSU TESLİMLERİN KATMA DEĞER VERGİSİNE TABİ
OLAMAYACAĞI HK.

Oto radyatör imalatı ile uğraşan yükümlü şirketin 1992 yılı Aralık dö-
neminde eşantiyon eşya dağıtımı yaptığı halde katma değer vergisi he-
saplamadığı ve beyan etmediğinin tespit edilmesi üzerine inceleme ra-
poruna dayanılarak ikmalen kusur cezalı katma değer vergisi salınmış-
tır. İstanbul 2. Vergi Mahkemesi 14.3.1997 gün ve 1997/482 sayılı ka-
rarıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinde, ti-
cari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğunun be-
lirtildiği, 2. maddesinde, teslimin bir mal üzerindeki tasarruf hakkı-
nın malik veya onun adına hareket edenlerce devredilmesi olarak tanım-
landığı, 20. maddesinde ise teslim ve hizmet işlemlerinde katma değer
vergisi matrahının, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel oldu-
ğunun açıklandığı, kanun koyucunun bedelsiz gerçekleştirilebilecek mal
teslimleri ve hizmet ifalarını da katma değer vergisinin kapsamına al-
mak için aynı yasanın 27/1. maddesinde bedeli bulunmayan veya bilinme-
yen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka de-
ğerler olması halinde matrahın işlemin mahiyetine göre emsal bedeli
veya emsal ücreti olduğunu hüküm altına aldığı, anılan yasa hükümleri-
ne göre bedelsiz olarak dağıtılan eşantiyonların katma değer vergisine
tabi olduğu verginin matrahını ise söz konusu eşantiyon eşyanın emsal
bedelinin oluşturacağı, bu durumda inceleme raporu ile saptanan matrah
farkı üzerinden salınan kusur cezalı katma değer vergisinde yasal isa-
betsizlik görülmediği gerekçesiyle cezalı tarhiyatı onamıştır. Yükümlü
şirket tarafından, eşantiyon dağıtımının bedelsiz teslim hükmünde ol-
ması nedeniyle katma değer vergisine tabi olmadığı ileri sürülerek ka-
rarın bozulması istenilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1. maddesinde tica-
ri, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde ya-
pılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olduğu hükme bağlandıktan
sonra 2. ve 3. bendinde katma değer vergisinin konusunu teşkil eden
işlemler sayılmış, aynı maddenin 2. fıkrasında ticari sınai zirai faa-
liyet ve serbest meslek faaliyetinin devamlılığı kapsamı ve niteliği-
nin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda a-
çıklık bulunmadığı hallerde Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzu-
at hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği hükmüne yer verilmiş, 2.
maddesinde ise teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya
onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya onun adına hareket edenlere
devredilmesi olarak tanımlanmıştır. Yine, aynı yasanın 3/a maddesinde
vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlem-
ler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, işletme personeline üc-
ret prim, ikramiye, hediye teberru gibi namlarla verilmesinin de tes-
lim olduğu belirtilmiş, 10/a maddesinde mal teslimi ve hizmet ifası
hallerinde vergiyi doğuran olayın malın teslimi veya hizmetin yapılma-
sı olduğu kuralına yer verilmiştir.

Katma değer vergisi uygulaması yönünden bir teslim veya hizme-
tin katma değer vergisine tabi olması için mal teslimi veya hizmet i-
fasının ticari, sınai, zirai faaliyet veya serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılmış olması gerekmektedir.

Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37. maddesinde
her türlü ticari ve sınai ... faaliyetlerden doğan kazançlar ticari
kazanç olarak nitelendirildikten sonra maddede bendler halinde sayılan
faaliyetlerden elde edilen kazancın ticari kazanç kabul edileceği be-
lirtilmiştir.

Ticari faaliyetin ana unsurunun devamlılık, amacının kazanç el-
de etmek olduğu bilinen bir gerçek olup, bu faaliyet çerçevesinde ya-
pılan teslimlerle hizmet ifalarında katma değer vergisinin asıl yükle-
nicisi ise nihai tüketici konumunda bulunan malın alıcısı olan müşteri
veya hizmetten yararlanan kişi veya kuruluş olmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket tarafından 1992 yılı
Aralık döneminde satın alınan toplam ... lira tutarındaki yılbaşı e-
şantiyonunun (muhtelif triko, kalem, anahtarlık, toplantı çantası, a-
janda, masa takvimi) maliyet bedeli üzerinden satış giderleri hesabın-
da muhasebeleştirildiği ve söz konusu emtianın tamamının aynı dönemde
müşterilere dağıtıldığı halde katma değer vergisi hesaplanmadığının
saptanması üzerine bedelsiz olarak dağıtılan eşyanın da katma değer
vergisine tabi olacağı, bu durumda katma değer vergisi matrahının 3065
sayılı Yasanın 27/1. maddesi uyarınca emsal bedeli olduğu, emsal bede-
linin ise 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267. maddesinde belirtilen
maliyet bedeli esasından hareketle saptanması gerekeceği ileri sürüle-
rek, toplam tutara perakende satış için öngörülen %10 oranı uygulanmak
suretiyle belirlenen matrah üzerinden kusur cezalı katma değer vergisi
salındığı anlaşılmaktadır.

Katma değer vergisinin yansıtmalı bir vergi olması ve vergi yü-
künün nihai tüketici üzerinde kalması gibi özellikleri gözönünde bu-
lundurulduğunda, katma değer vergisine tabi olan işlemlerin esas iti-
barıyla satış mahiyetindeki mal teslimleri ve hizmet ifalarına ilişkin
olması gerekmektedir. Bunun sonucu olarak da katma değer vergisinden
sözedilebilmesi için teslim alan veya hizmetten faydalanan tarafın a-
lıcı ya da müşteri konumunda bulunması, teslim işleminin de satış akdi
niteliği taşıması gerekmektedir.

Vergi mükellefleri tarafından belirli dönemlerde, satışların
artırılması, veya satışı yapılan mallara olan talebi korumak ya da,
reklam ve faaliyetlerin genişletilmesi amacıyla bir kısım emtianın da-
ğıtılması, gelişen ve karmaşıklaşan üretim ve pazarlama sektörünün iş-
leyiş tarzının ve ticari yaşamın bir gerekliliği halini almıştır. Ti-

cari teamül olarak yerleşen ve eşantiyon adıyla dağıtımı yapılan ürü-
nün alıcısı, diğer bir ifade ile nihai tüketicisi ise yukarıda belir-
tilen amaçlarla hareket eden ve tacir sıfatını haiz kişi ve kuruluş-
lardır.

Olayda ise, eşantiyon dağıtımı yapılan kişi ve kuruluşların yü-
kümlü şirketin asıl faaliyet konusunu oluşturan oto radyotörünün alı-
cıları, yükümlü şirketin de eşantiyon eşyanın nihai tüketicisi olması
ve vergi yükünün yükümlü şirket üzerinde kalması nedeniyle bundan son-
raki aşamalardaki teslimlerin yeniden katma değer vergisine tabi tu-
tulmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu itibarla, eşantiyon olarak teslim edilen malların, ticari
teamüllere uygun nitelikte ve miktarda olması ve ayrıca bir satışa ko-
nu olmayacak şekilde verilmesi durumunda sözkonusu teslimler nedeniyle
katma değer vergisi hesaplanmayacağı tabidir.

Bu durumda, 3065 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtilen ve ti-
cari faaliyet kapsamında bulunmayan, Katma Değer Vergisi Kanununun a-
maçladığı anlamda teslim işlemi niteliğinde olmayan eşantiyon dağıtı-
mının emsal bedel üzerinden değerlendirilerek katma değer vergisine
tabi tutulması suretiyle yapılan cezalı tarhiyatın terkini gerekirken,
aksi yönde verilen vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 2.

Vergi Mahkemesinin 14.3.1997 gün ve 1997/482 sayılı kararın bozulması-
na karar verildi.


(MT/ES)
(DAN-DER; SAYI:95)







 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı