Dairesi
DEFTER VE BELGELERİNİ İNCELEMEYE İBRAZ ETMEYİP MAHKEMEYE İBRAZ EDEN YÜKÜMLÜ ŞİRKETİN, BU BELGELERİNDEN VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN DE HABERDAR EDİLMESİ SONUCU, BU İDARE TARAFINDAN GÖNDERİLEN YÜKÜMLÜ ŞİRKET ADINA FATURA DÜZENLEYEN ŞİRKETLER HAKKINDA HAZIRLANAN VERGİ İNCELEME RAPORLARINI İNCELEMEDEN KA
Karar No
3381
Esas No
5192
Karar Tarihi
20-05-2004
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DOKUZUNCU DAİRE
2004
3381
2002
5192
20/05/2004
 
KARAR METNİ

DEFTER VE BELGELERİNİ İNCELEMEYE İBRAZ ETMEYİP MAHKEMEYE İBRAZ EDEN YÜKÜMLÜ ŞİRKETİN, BU BELGELERİNDEN VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN DE HABERDAR EDİLMESİ SONUCU, BU İDARE TARAFINDAN GÖNDERİLEN YÜKÜMLÜ ŞİRKET ADINA FATURA DÜZENLEYEN ŞİRKETLER HAKKINDA HAZIRLANAN VERGİ İNCELEME RAPORLARINI İNCELEMEDEN KARAR VEREN MAHKEME KARARINDA İSABET BULUNMADIĞI HK.

Temyiz İsteminde Bulunan : Çarşamba Vergi Dairesi Müdürlüğü

Karşı Taraf : ? Orman ve Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.

İstemin Özeti : 1996 yılına ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen yükümlü şirket adına aynı yılın Mart-Aralık dönemleri için re'sen tarh edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; Mahkemelerince verilen ara kararı ile yükümlü şirketten sözkonusu defter ve belgelerinin istenildiği, sunulan belgeler üzerinde yapılan incelemede, indirim konusu yapılan faturaların şeklen usule uygun olduklarının tespit edildiği ve bu faturaların içeriği ve esasına ilişkin herhangi bir karşı iddia olabilir veya yeni bir inceleme yapılabilir gerekçesiyle ilgili faturaların liste halinde davalı idareye sunulduğu, öte yandan, indirime konu edilen faturalar sayı, tarih ve satıcı şirket yönüyle davalı idareye bildirildiğinden, idarece ilgili faturaların gerçek bir ticari muamele sonucu düzenlenmediği, yani sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olduğu kanaatine varılırsa 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30/4. maddesi gereğince re'sen takdir sebebi oluşturularak yeni bir inceleme yapılabileceğinden, davanın bu aşamasında gönderilen ya da gönderilecek olan karşıt inceleme sonuçlarına göre Mahkemelerince değerlendirme yapılmasının, tespitlerin yeterliliği ya da yetersizliği noktasında idarenin yerine geçerek karar verme olacağından re'sen takdir sebebi oluşturularak yapılan cezalı tarhiyata dair iş bu davada yerindelik denetiminin yapılamayacağı, bu nedenle yükümlü şirketin yapmış olduğu mal ve teslimlere ilişkin faturalarda yer alan katma değer vergisi indirimlerinin kabulü icap ederken başkaca bir tespit bulunmaksızın salt defterlerin sunulmadığından bahisle cezalı tarhiyat yapılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kabul eden Samsun Vergi Mahkemesinin 24.6.2002 tarih ve 2002/358 sayılı kararının; yükümlü şirketin mal alımında bulunduğu kişi ve şirketler hakkında yapılan incelemelerde sahte fatura düzenlediklerinin tespit edildiği, bu nedenle yükümlü şirketin indirim konusu yaptığı belgelerin yasal olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerekeceği savunulmaktadır.

Danıştay Savcısı Zerrin Güngör'ün Düşüncesi : 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. ve 34.maddeleri hükümleri karşısında katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirim konusu yapılacak verginin fatura ve benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir.

Olayda, yükümlü şirketin 1996 yılına ait defter ve belgelerini ortada hiç bir mücbir sebep olmadığı halde, sadece bulamadığından bahisle incelemeye ibraz etmediği tartışmasızdır.

Bu durumda yükümlü şirket tarafından defter ve belgelerin iradesi dışındaki herhangi bir sebepten dolayı elinden çıktığı yolunda herhangi bir mücbir sebebin varlığı iddia ve ispat olunamadığına göre, daha sonra dava aşamasında mahkemeye ibraz edilen emtia alış faturalarından tespit edilen katma değer vergilerinin indiriminin kabul edilmesi Katma Değer Vergisi Kanunuyla getirilen esaslara uygun olmadığından katma değer vergisinin terkini yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir.

Öte yandan, matrah farkı yükümlü şirketin ihtilaflı dönem katma değer vergisi beyannamesinde mevcut bilgilerden çıkarıldığından vergi ziyaı nedeniyle uygulanacak cezanın kaçakçılık değil kusur cezası olması gerekmektedir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi Güneş Kurtoğlu Karacık'ın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA


Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
İstem; 1996 yılına ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen yükümlü şirket adına aynı yılın Mart-Aralık dönemleri için re'sen tarh edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasına ilişkindir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesinin (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) bendinde ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanununun yukarıda sözü edilen 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtmasıdır.

Anılan madde hükmünün değerlendirilmesinden, vergilendirme işlemi yapılırken, Kanuna uygun olarak biçimlendirilen muamelelerin bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasında yemin hariç her türlü delile izin vermiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumları, işyerlerinin durumu, arandığında bulunup bulunamamasına ilişkin tespitler olabilir.

Dosyanın incelenmesinden, 1996 yılına ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen yükümlü şirketin katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığı, bu cezalı tarhiyata karşı açılan davada Vergi Mahkemesince verilen ara kararı ile sözkonusu defter ve belgelerin istenildiği, cevaben sunulan defter ve belgeler üzerinde Vergi Mahkemesinin yaptığı incelemede indirim konusu yapılan faturaların şeklen usule uygun olduklarının tespit edildiği ve bu faturaların liste halinde davalı idareye sunulduğu, davalı idarece de cevaben yükümlü şirketin vergisi ihtilaflı yılda mal alımında bulunduğu Devlet Orman İşletmeleri hariç ? (? Ticaret), ?, ? Kereste Fab. Amb. ve Palet San. Tic. Ltd. Şti., ? Orman Ür. Tic. Ltd. Şti., ? San. Tic. İth. İhr. Ltd. Şirketleri hakkında sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı fatura düzenledikleri hususunda olumsuz raporların ve tespitlerin bulunduğu bildirildiği halde Vergi Mahkemesince; idarenin bu şirketlerin düzenlediği faturaların sahte olduklarını tespit etmesi halinde yeni bir inceleme yapılabileceği, bu raporların incelenmesinin idarenin yerine geçerek karar verme olacağı belirtilerek bu hususlar incelenmeden karar verildiği anlaşılmıştır.

Ancak idari yargıda re'sen araştırma ilkesi esas olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesinde, Danıştay, İdare ve Vergi Mahkemelerinin bakmakla yükümlü oldukları davalara ait her çeşit incelemeyi kendiliklerinden yapmaları öngörülmüştür. Buna göre bakılan davalarla ilgili dosyada mevcut bilgi ve belgelerin gerçeğe ulaşılmasında yeterli görülmemesi halinde, mahkemelerce madde hükmünde öngörülen her türlü incelemenin yapılması, gerek re'sen araştırma ilkesi, gerekse sözü geçen kanun hükmü karşısında zorunluluk arzetmektedir. Gerçeğe ulaşılma doğrultusunda yapılan araştırma ve incelemelerin idarenin yerine geçme olarak düşünülmesi de mümkün değildir.

Mal alışları nedeniyle yüklenilen katma değer vergilerinin indirim ve iade konusu yapılabilmesi için faturaların gerçek bir mal alım satımı karşılığı düzenlenmesi gerektiğinden, Vergi Mahkemesince yükümlü şirketin 1996 yılında mal alımında bulunduğu kişi ve şirketler hakkında düzenlenen vergi inceleme raporları ve tespitler incelenerek ve bu kişi ve şirketlerin adlarına cezalı tarhiyat yapılıp yapılmadığı, bunlara karşı dava açılıp açılmadığı hususları araştırılarak düzenledikleri faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olup olmadıklarının tespitinin yapılması ve bu incelemenin sonucuna göre şayet varsa sahte olduğu tespit edilen faturaların katma değer vergisi indiriminin reddi, sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olmadığı tespit edilen faturaların katma değer vergisi indiriminin kabulü icap ederken, bu inceleme yapılmadan cezalı tarhiyatın terkinine ilişkin kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, Samsun Vergi Mahkemesinin 24.6.2002 tarih ve 2002/358 sayılı kararının bozulmasına 20.5.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

(DAN-KAR-DER SAYI:6)

YÖ/ŞGK

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı