Dairesi
İŞLETMENİN AKTİFİNDE KAYITLI ARACI SATARAK TİCARİ FAALİYETİNE
Karar No
495
Esas No
224
Karar Tarihi
28-11-1997
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1997
495
1996
224
28/11/1997
 
KARAR METNİ

İŞLETMENİN AKTİFİNDE KAYITLI ARACI SATARAK TİCARİ FAALİYETİNE SON VE-
REN YÜKÜMLÜNÜN BU SATIŞTAN ELDE ETTİĞİ KAZANCIN 193 SAYILI YASANIN
82/5.MADDESİNE GÖRE TİCARİ KAZANÇ SAYILAMAYACAĞI HK.

Ticari işletmesinin aktifinde kayıtlı otobüsü 26.11.1987 tarihinde sa-
tan yükümlü adına, aracın satış değerini düşük beyan ettiğinden bahis-
le takdir komisyonu tarafından saptanan matrah üzerinden kaçakçılık
cezalı katma değer vergisi salınmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi
25.1.1995 günlü ve 1995/22 sayılı kararıyla; olayda resen takdir nede-
ni bulunduğu, aracın emsal bedelinin ara kararı ile ... ve ... Şoför-
ler ve Otomobilciler Odasından sorulduğu, cevap yazılarında bildirilen
değerlerin ortalaması olan ... liranın aracın alım-satım değeri olarak
kabulü gerektiği, bu nedenle tarhiyatın, beyan edilen ... liranın,
tespit edilen matrahtan düşülmesi sonucu bulunan ... lira matrah farkı
üzerinden kaçakçılık cezalı olarak değişiklikle onanmasına karar ver-
miştir.

Tarafların temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Daire-
si, 4.7.1995 günlü ve 1995/1856 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun 82 nci maddesinin 5 inci fıkrası ile 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin incelenmesinden, ger-
çek usulde vergiye tabi mükelleflerin ticari faaliyet kapsamında olma-
yan arızi nitelikteki mal teslimlerinin katma değer vergisine tabi ol-
madığı sonucuna varıldığı, otobüs işletmeciliği yapan yükümlünün, oto-
büsünü ... tarihinde satarak, vergi dairesi müdürlüğüne ... tarihinde
işi terk dilekçesi verdiği, söz konusu aracın satılması ile yükümlünün
ticari faaliyetinin sona erdiği, başka aracının da bulunmadığı, yüküm-
lünün ticari faaliyetini sona erdirdiği gözönüne alındığında, takdire
konu araç satışından elde ettiği gelirin arızi kazanç olarak nitelene-
ceği ve katma değer vergisine tabi tutulamayacağı gerekçesiyle vergi
dairesi müdürlüğünün temyiz isteminin reddine, yükümlü temyiz istemi-
nin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir.

Bozma kararı üzerine davayı yeniden inceleyen ... Vergi Mahke-
mesi, 3.10.1995 günlü ve 1995/332 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin son fıkrasında, arızi
ticari kazancın tanımlandığı, 3065 sayılı Yasanın 1 inci maddesinde
de, ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslimlerin katma değer ver-
gisine tabi olduğunun hükme bağlandığı, söz konusu hükümler karşısında
ticari işletmeye dahil, amortismana tabi iktisadi kıymet olan otobüsün
satış yoluyla tesliminin katma değer vergisine tabi olduğu, mahkemele-
rince yapılan emsal araştırması sonucunda, aracın ortalama rayiç bede-
linin ... lira olduğunun saptandığı, bu durumda, tarhiyatın beyan edi-
len değer ile saptanan değer arasındaki fark olan ... lira üzerinde
yapılması gerektiği sonucuna varmakla birlikte bu kez, kaçakçılık ce-
zasının, matrah farkının bulunuşundaki yöntemden dolayı kusur cezasına
dönüştürülmesine karar vermiştir.

Karar taraflarca temyiz edilmiş ve yükümlü tarafından; resen
takdir nedeni bulunmadığı, vergi dairesi müdürlüğünce ise, takdir ko-
misyonu kararına dayanılarak resen yapılan cezalı tarhiyatın yasaya
aykırı olmadığı aynen onanması gerektiği ileri sürülerek kararın bo-
zulması istenmiştir.

Ticari işletmesinin aktifinde kayıtlı otobüsü 26.11.1987 tari-
hinde satan yükümlü adına, aracın satış değerini düşük beyan ettiğin-
den bahisle takdir komisyonu tarafından saptanan matrah üzerinden sa-
lınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini; matrahı azaltıp, cezayı
kusura çevirmek suretiyle değişiklikle onayan vergi mahkemesi kararı,
taraflarca temyiz edilmiştir.

Vergi mahkemesinin ilk kararının, matrahın azaltılması yolunda-
ki hüküm fıkrasına karşı vergi idaresince yapılan temyiz başvurusu,
Danıştay Dokuzuncu Dairesince reddedilmiş ve söz konusu hüküm, karar
düzeltme yoluna başvurulmaksızın vergi idaresi yönünden kesinleşmişir.

Bu hüküm fıkrasının; diğer yan aleyhine olan hüküm fıkrasının bozulma-
sı üzerine verilen ısrar kararının varlığına dayanılarak yeniden tem-
yiz incelemesine tabi tutulmasına olanak bulunmamaktadır. Kararın, ke-
silen cezanın kusura çevirilmesi yolundaki hüküm fıkrası yönünden ile-
ri sürülen iddialar ise dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşı-
sında istemin kabulünü gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin 1
inci fıkrasında, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faa-
liyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisi-
ne tabi olması öngörülmüş, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 82 nci
maddesinin 5 inci fıkrasında ise, gerçek usulde vergiye tabi mükellef-
lerin terk ettikleri işleriyle ilgili olarak sonradan elde ettikleri
kazançların arızi kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.

Yukarıda açıklanan yasa hükümlerinden görüleceği üzere gerçek
usulde vergiye tabi mükelleflerin ticari faaliyetlerine son verdikten
sonra bu işleriyle ilgili olarak elde ettikleri kazançların arızi ka-
zanç olması nedeniyle bu kapsamdaki teslim ve hizmetlerin katma değer
vergisine tabi olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Ticari işletmesinin aktifine kayıtlı otobüsü ile taşımacılık
faaliyetinde bulunan yükümlü, aracını ... tarihinde satarak ticari fa-
aliyetine son vermiştir. İşini terk ettiğini, ... tarihinde bağlı ol-
duğu vergi dairesine bildiren yükümlünün söz konusu taşıtı satması,
ticari faaliyet çerçevesinde yapılmış bir teslim olarak düşünülemeye-
ceği gibi daha önce söz konusu ticari faaliyet sırasında yüklenilen
katma değer vergisinin indirimi de mümkün olamayacaktır.

Açıklanan nedenlerle vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemi-
nin reddine, yükümlü isteminin kabulü ile ... Vergi Mahkemesinin
3.10.1995 günlü ve 1995/332 sayılı kararının bozulmasına, karar veril-
di.

X - K A R Ş I O Y

Yükümlünün temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler, bozulma-
sı istenen mahkeme kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe
karşısında yerinde ve ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nite-
likte değildir.

Bu nedenle, yükümlü isteminin de reddi gerektiği görüşüyle ka-
rara katılmıyoruz.

XX - K A R Ş I O Y

Otobüs işletmeciliğiyle iştigal eden ve gerçek usulde gelir
vergisi mükellefi olan davacının, ticari işletmesinin aktifine kayıtlı
otobüsü satması, ticari faaliyet çerçevesinde yapılan bir teslimdir ve
bu nedenle 3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre katma değer ver-
gisine tabidir. Davacı da 26.11.1987 gününde sattığı aracı bu hükme
uygun olarak vergi dairesine bildirmiş ve 7.12.1987 günü kayda giren
dilekçe ile mükellefiyetinin bitmesini istemiştir.

Ancak, noter senedi ile satılan taşıtın satış bedelinin bu se-
netteki bedelden daha yüksek olduğu yolunda somut bir tesbit bulunma-
dan, hiç araştırmaya dayanmayan takdir komisyonu kararına göre resen
vergi salınması yerinde değildir. Mahkemece aracın değerinin Otomobil-
ciler ve Şoförler Odasından ve Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketler
Birliğinden sorularak, verilen rakamların ortalaması alınıp, bir değer
tesbitine gidilmesi de, hukuka uygun somut bir tesbit yerine geçemez.

Bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile kararın ge-
rekçesine karşıyım.

XXX - K A R Ş I O Y

Uyuşmazlık, sahibi bulunduğu nakil vasıtası ile taşımacılık
yapmakta iken, bu aracını satarak işini terkeden davacının bu satış
nedeniyle katma değer vergisi mükellefi olup olmadığı, başka bir ifade
ile, işi terk nedeniyle verdiği son katma değer vergisi beyannamesine
bu satıştan elde ettiği bedeli de dahil edip etmeyeceği hususuna iliş-
kin bulunmaktadır.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun, "Verginin konusunu
teşkil eden işlemler" başlığını taşıyan 1.maddesine, ticari, sınai,
zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim
ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu durumda, işini terk eden bir mükellefin işletmesini satması halinin
yukarıda sayılan hangi tür bir faaliyet kapsamına girdiğinin belirlen-
mesi gerekmektedir.

Bu işlemin bir sınai veya zirai veyahut serbest meslek faaliye-
ti olmadığı hususu tartışmasız olduğu gibi Gelir Vergisi Kanununun ti-
cari kazanç ile ilgili 37. ve müteakip maddelerinde de bu satıştan el-
de edilen hasılatın ticari kazanç sayılacağı yolunda bir işaret veya
ibare bulunmamaktadır.

Aksine; olayın 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Sair kazanç
ve iratlar" ile ilgili bölümünün mükerrer 80/6.maddesine göre değer
artış kazancına tabi olduğu, bu tür kazançların ise Katma Değer Vergi-
si Kanununun yukarıda anılan 1.maddesi uyarınca katma değer vergisine
tabi tutulmasına olanak bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, olayın Gelir Vergisi Kanununun 82/5.maddesine
dayanılarak arızi kazanç sayılması, bu maddenin anlam ve amacına uygun
düşmemektedir. Zira, burada arızi kazanç olarak vergiye tabi tutulmak
istenenler, maddede örnek olarak verilen, değersiz alacak ve şüpheli
alacakların sonradan tahsil edilmesi halleri gibi, ticari faaliyetle
ilgili olup da faaliyetin terkinden sonra elde edilen hasılatlardır.

Açıklanan nedenlerle, bozma kararına sonucu itibariyle katıl-
makla beraber, konunun "arızi kazanç" sayılması gerektiği yolundaki
gerekçesine katılmıyorum.

(MT/ES)

(DAN-DER; SAYI:96)


 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı