SAHTE VEYA MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE DÜZENLENDİĞİ VE KUL-
LANDIĞI VERGİ İNCELEME RAPORUYLA TESBİT EDİLEN MÜKELLEFLERE TEMİNAT
GÖSTERSELERDE VERGİ İNCELEMESİ SONUÇLANMADAN İADE VEYA MAHSUP YAPTIRMA
MAYA BAKANLIĞIN YETKİLİ OLDUĞU, BU ŞEKİLDE BELGE DÜZENLEDİĞİ VEYA KUL-
LANDIĞI 1.1.1987 SONRASI DÜZENLENEN EN AZ 2 İNCELEME RAPORUYLA TESBİT
EDİLEN YÜKÜMLÜYE İADE VE MAHSUP YAPILMAYACAĞI, VERGİ İNCELEME RAPORU
SONUCUNA GÖRE İŞLEM YAPILACAĞI, BU KONUDA 1.1.1987 SONRASI 1 VERGİ TU-
TARI+3 KAT TUTARINDAKİ TEMİNAT KARŞILIĞI İADE YAPILABİLECEĞİ HK.
Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 77.maddesinde değişiklik yapıl
masına dair yönetmeliğin 1.maddesinin 3.fıkrasında, "iade hakkına" sa-
hip mükelleflerden; a) ihracatçılara, b) İhraç kaydıyla ihracatçılara
mal teslim eden imalatçılar ile tecil-terkin sisteminden yararlanması-
na müsaade edilerek mal teslim mükelleflere, c) Uluslararası anlaşma-
lar gereğince vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlarla bunla-
rın mensuplarına mal tesliminde veya hizmet ifasında bulunanlara yapıl
ması gereken iadelerin, hak sahilerince, kendilerinin veya mal veya
hizmet satın aldıkları mükelleflerin katma değer vergisi veya diğer
vergi borçlarına mahsubu talep edildiği takdirde, vergi inceleme rapo-
ru ve teminat aranmaksızın mahsup işleminin yapılacağı, mahsubu talep
edilmeyen iade alacağının, bu madde ile nakden iadeler için belirlenen
usul ve esaslara göre iade edileceği, inceleme raporu aranılmadan iade
yapılabilmesi için, nakden iadelere ait belirlenen sınır, mahsubu ta-
lep edilmeyen alacağın iadesi için de geçerli olduğu, 6.fıkrasının (a)
bendinde, Maliye ve Gümrük Bakanlığının, sahte veya muhteviyatı itiba-
riyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullanıldığı vergi inceleme in-
celeme raporlarıyla tesbit edilen mükelleflere ve bu mükelleflerin kur
dukları veya ortak oldukları şirketlere, teminat göstermiş olsalar da-
hi, vergi incelemesi sonuçlanmadan iade veya mahsup yaptırtmamaya yet-
kili olduğu belirtilmiş, bu değişikliklere göre yapılacak iade işlemle
rinin usul ve esaslarını tesbit eden 28 seri nolu Katma Değer Vergisi
Genel Tebliğinin (D) fıkrasında, sahte veya muhteviyatı itibariyle ya-
nıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı 1.1.1987 tarihinden sonra dü
zenlenmiş en az 2 inceleme raporu ile tesbit edilmiş mükelleflerin ve-
ya bunların kurduğu veya ortak olduğu şirketlerin, iade veya mahsup ta
leplerinin, miktara bakılmaksızın, teminat göstermiş olsalar dahi yeri
ne getirilmiyeceği, bunlar hakkında düzenlenecek vergi inceleme rapor-
ları sonuçlarına göre işlem yapılacağı, öte yandan haklarında sahte ve
ya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı
konusunda, 1.1.1987 tarihinden sonra sadece 1 adet vergi inceleme rapo
ru düzenlenmiş olan mükelleflerin veya bunların kurduğu veya ortak ol-
duğu şirketlerin iade taleplerinin iadesi istenen vergi miktarı ile ay
rıca bu miktarının 3 katı tutarında verecekleri banka teminat mektubu
karşılığında yerine getirtilebileceği belirtilmiştir.
Gerek ihracatçılar, gerekse ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara mal
teslim eden imalatçılar hakkında ihracat istisnası nedeniyle yapılacak
iadelerin belirtilen şartlarda mahsubu ancak "iadeye hak kazanmak" kay
dıyla mümkün olacağı sözü edilen yönetmelik hükmünün bir gereğidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3.maddesinin (b) bendinde ifade edildi
ği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin mua-
melelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak yüküm-
lülerin iade ve mahsup haklarından yararlanabilmelerinin ön şartı, ver
giden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesi
kaların gerçeği yansıtması, bir başka anlatımla yükümlü tarafından ih-
raç edildiği bildirilen mallar için gerçekte katma değer vergisi öden-
miş olmasıdır.
Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir katma değer vergisi
ödemesi ve bubub sonucu olarad da bir vergi iadesi yapılamayacağından,
bu gibi durumlarda gerçek "hak sahibi"nin varlığından ve dolayısıyla
mahsup imkanından söz etmek mümkün değildir.
Zira yukarıda sözü edilen Yönetmelik hükümleri gerçek hak sahipleri
için getirilmiş işlemleri kolaylaştıran ve çabuklaştıran bir düzenleme
sayılmak gerekir. Yapılan inceleme sonucunda ihracatın gerçekleşmediği
ya da gerçek bir mal hareketine dayanmadığı hususlarının tesbiti halin
de gerçek mal sahipleri için öngörülen mahsuba ilişkin hükümlerin uygu
lanması tabii ki düşünülemez.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket hakkında düzenlenen 17.8.1987
günlü Katma Değer Vergisi inceleme raporunda, 1985 yılına ilişkin ihra
catta vergi iadesi yönünden yapılan inceleme ile söz konusu şirketin
büyük miktarlarda gerçek dışı ihracat (hayali ihracat) yaptığına deği-
nilmiş olup konuyla ilgili 3.9.1986 günlü inceleem raporuyla, şirketin
1985 yılındaki ihracatının gerçekleşmediği saptanmış bulunmaktadır.
Bu tesbitler sonunda şirkete yapılan vergi iadelerinin idarece geri is
tenebilmesi üzerine açılan ve vergi mahkemesince reddedilen davayla il
gili temyiz başvurusunun Danıştay Onuncu Dairesinin 13.6.1989 gün ve
1989/1311 sayılı kararı ile reddedilmiş, keza bu konuda yapılan karar
düzeltme istemi de aynı Dairenin 18.6.1990 gün ve 1990/1434 sayılı ka-
rarı ile reddedilmek suretiyle ihracatın hayali olduğu, dolayısıyla ih
racatta haksız vergi iadesi alındığı hususu hukuken kesinlik kazanmış-
tır.
Bu duruma nazaran, yükümlü tarafından yapıldığı ileri sürülen ihraca-
tın gerçekleşmediği, kesin delil niteliği taşıyan yargı kararı ile sa-
bit bulunmasına göre, bu ihracata dayalı katma değer vergisi iadesi yö
nünden ihracatçı firmanın gerçek bir hak sahibi olduğu düşünülemiyece-
ği gibi, vergi borçlarına mahsubununda söz konusu edilemeyeceği tabii-
dir.
Herne kadar, yukarıda sözü edilen genel tebliğde, sahte veya muhteviya
tı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı 1.1.1987 ta-
rihinden sonra düzenlenmiş en az 2 inceleme raporu ile tesbit edilenle
rin iade ve mahsup taleplerinin yerine getirilmeyeceği belirtilmiş ise
de, hayali ihracatın saptanmasına ilişkin usul ve esasları içeren söz
konusu tebliğ hükümleriyle öngörülen iki inceleme raporu aranması şar-
tının olaya etkisi düşünülemez. Zira yapılan inceleme ve tesbitler so-
nucu yapıldığı ileri sürülen ihracatın gerçek dışı olması nedeniyle yü
kümlünün vergi iadesi hakkının doğmadığı saptanmış, kesinleşen yargı
kararları ile de keyfiyet doğrulanmış bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile, mahkeme kararının
bozulmasına karar verildi.
BŞ/YÖ
|