YAPILAN İNCELEME VE TESBİTLER SONRASI YAPILDIĞI İLERİ SÜRÜLEN İHRACA-
TIN GERÇEK DIŞI OLMASI NEDENİYLE YÜKÜMLÜNÜN VERGİ İADESİ HAKKI DOĞMADI
ĞI SAPTANMIŞ VE KESİNLEŞEN YARGI KARARLARI İLE DE DURUM DOĞRULANMIŞ
İSE; KATMA DEĞER VERGİSİ İADESİ YÖNÜNDEN 1.1.1987 TARİHİNDEN SONRA DÜ-
ZENLENMİŞ OLUMSUZ EN 2 İNCELEME RAPORU ŞARTININ ONANMASININ GEREKMEDİ-
Ğİ HK.
Yükümlü şirketin yaptığı ihracat nedeniyle doğan katma değer vergisi
si alacağının aynı vergi dairesine olan vergi borçlarından mahsup edil
memesi nedeniyle düzenlenip tebliğ olunan ödeme emrini; 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununun 32.maddesine göre yükümlülerin mahsup ve
ya iadeye hak kazanabilmelerinin gerçek olarak ihracat yapmalarına bağ
lı olduğu, oysa yükümlü şirket hakkında düzenlenen 2 adet inceleme ra-
poru olumsuz olup, inceleme raporunda da, muhteviyatı itibariyle yanıl
tıcı vesika ve sahte fatura düzenlediği ve ihracatın gerçekleşmediği
ve uyuşmazlık dönemlerinde de gerçekleşmeyen ihracat için hesaplanan
katma değer vergilerinin diğer vergi borçlarından mahsubunun mümkün ol
madığı gerekçesiyle tasdik eden İstanbul 5.Vergi Mahkemesinin
19.4.1990 gün ve 1990/529 sayılı kararının bozulması istenilmektedir.
Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 77.maddesinde değişiklik yapıl
masına dair yönetmeliğin 1.maddesinin 3.fıkrasında, "iade hakkına" sa-
hip mükelleflerden; a) ihracatçılara, b) ihraç kaydıyla ihracatçılara
mal teslim eden imalatçılar ile tecil-terkin sisteminden yararlanması-
na müsaade edilerek mal teslim eden mükelleflere, c) Uluslararası an-
laşmalar gereğince vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlarla
bunların mensuplarına mal tesliminde veya hizmet ifasında bulunanlara,
yapılması gereken iadelerin, hak sahiplerince, kendilerinin veya mal
veya hizmet satın aldıkları mükelleflerin katma değer vergisi veya di-
ğer vergi borçlarına mahsubu talep edildiği takdirde, vergi inceleme
raporu ve teminat aranmaksızın mahsup işleminin yapılacağı, mahsubu ta
lep edilmiyen iade alacağının, bu madde ile nakden iadeler için belir
lenen usul ve esaslara göre iade edileceği, inceleme raporu aranılma-
dan iade yapılabilmesi için, nakden iadelere ait belirlenen sınır, mah
subu talep edilmeyen alacağın iadesi için de geçerli olduğu, 6.fıkrası
nın (a) bendinde, Maliye ve Gümrük Bakanlığının, sahte veya muhteviya-
tı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı vergi incele
me raporlarıyla tesbit edilen mükelleflere ve bu mükelleflerin kurduk-
ları veya ortak oldukları şirketlere, teminat göstermiş olsalar dahi,
vergi incelemesi sonuçlanmadan iade veya mahsup yaptırtmamaya yetkili
olduğu belirtilmiş, bu değişikliklere göre yapılacak iade işlemlerinin
usul ve esaslarını tesbit eden 28 seri nolu katma Değer Vergisi Genel
Tebliğinin (D) fıkrasında, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı
belge düzenlediği veya kullandığı 1.1.1987 tarihinden sonra düzenlen-
miş en az 2 inceleme raporu ile tesbit edilmiş mükelleflerin veya bun-
ların kurduğu veya ortak olduğu şirketlerin, iade veya mahsup taleple-
rinin, miktara bakılmaksızın, teminat göstermiş olsalar dahi yerine ge
tirilmiyeceği, bunlar hakkında düzenlenecek vergi inceleme raporları
sonuçlarına göre işlem yapılacağı, öte yandan haklarında sahte veya
muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı ko-
nusunda, 1.1.1987 tarihinden sonra sadece 1 adet vergi inceleme raporu
düzenlenmiş olan mükelleflerin veya bunların kurduğu veya ortak olduğu
şirketlerin iade taleplerinin iadesi istenen vergi miktarı ile ayrıca
bu miktarının 3 katı tutarında verecekleri banka teminat mektubu karşı
lığında yerine getirtilebileceği belirtilmiştir.
Gerek ihracatçılar, gerekse ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara mal
teslim eden imalatçılar hakkında ihracat istisnası nedeniyle yapılacak
iadelerin belirtilen şartlarda mahsubu ancak "iadeye hak kazanmak" kay
dıyla mümkün olacağı sözü edilen yönetmelik hükmünün bir gereğidir.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3.maddesinin (b) bendinde ifade edil-
diği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin
muamelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak yüküm
lülerin iade ve mahsup haklarından yararlanabilmelerinin ön şartı, ver
giden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesi
kaların gerçeği yansıtması, bir başka anlatımla yükümlü tarafından ih-
raç edildiği bildirilen mallar için gerçekte katma değer vergisi öden-
miş olmasıdır.
Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir katma değer vergisi
ödemesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi iadesi yapılamayacağından,
bu gibi durumlarda gerçek "hak sahibi"nin varlığından ve dolayısıyla
mahsup imkanından söz etmek mümkün değildir.
Zira yukarıda sözü edilen Yönetmelik hükümleri gerçek hak sahipleri
için getirilmiş işlemleri kolaylaştıran ve çabuklaştıran bir düzenleme
sayılmak gerekir. yapılan inceleme sonucunda ihracatın gerçekleşmediği
ya da gerçek bir mal hareketine dayanmadığı hususlarının tesbiti halin
de gerçek mal sahipleri için öngörülen mahsuba ilişkin hükümlerin uygu
lanması tabii ki düşünülemez.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket hakkında düzenlenen 17.8.1987
gün ve 735/230-4 sayılı Katma Değer Vergisi inceleme raporunda, 1985
yılına ilişkin ihracatta vergi iadesi yönünden yapılan inceleme ile
söz konusu şirketin büyük miktarlarda gerçek dışı ihracat (hayali ihra
cat) yaptığına değinilmiş olup konuyla ilgili 3.9.1986 gün ve
659/151-14 sayılı inceleme raporuyla, şirketin 1985 yılındaki ihracatı
nın gerçekleşmediği bulunmaktadır.
Bu tesbitler sonunda şirkete yapılan vergi iadelerinin idarece geri is
tenilmesi üzerine açılan ve vergi mahkemesince reddedilen davayla ilgi
li temyiz başvurusu Danıştay Onuncu Dairesinin 13.6.1989 gün ve
1989/1311 sayılı kararı ile reddedilmiş, keza bu konuda yapılan karar
düzeltme istemi de aynı Dairenin 18.6.1990 gün ve 1990/1434 sayılı ka-
rarı ile reddedilmek suretiyle ihracatın hayali olduğu, dolayısıyla ih
racatta haksız vergi iadesi alındığı hususu hukuken kesinlik kazanmış-
tır.
Bu duruma nazaran, yükümlü tarafından yapıldığı ileri sürülen ihraca-
tın gerçekleşmediği, kesin delil niteliği taşıyan yargı kararı ile sa-
bit bulunmasına göre, bu ihracata dayalı katma değer vergisi iadesi yö
nünden ihracatçı firmanın gerçek bir hak sahibi olduğu düşünülemeyece-
ği gibi, vergi borçlarına mahsubununda söz konusu edilemeyeceği tabii-
dir.
Her ne kadar, yukarıda sözü edilen genel tebliğde sahte veya muhteviya
tı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı 1.1.1987 ta-
rihinden sonra düzenlenmiş en az 2 inceleme raporu ile tesbit edilenle
rin iade ve mahsup taleplerinin yerine getirilmiyeceği belirtilmiş ise
de, hayali ihracatın saptanmasına ilişkin usul ve esasları içeren söz
konusu tebliğ hükümleriyle öngörülen iki inceleme raporu aranması şar-
tının olaya etkisi düşünülemez. Zira yapılan inceleme ve tesbitler so-
nucu yapıldığı ileri sürülen ihracatın gerçek dışı olması nedeniyle yü
kümlünün vergi iadesi hakkının doğmadığı saptanmış, kesinleşen yargı
kararları ile de keyfiyet doğrulanmış bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine sonucu itibariyle yerin-
de görülen mahkeme kararının onanmasına karar verildi.
ŞT/SE
|