Danıştay Dördüncü Daire
Mal sahibi ile aralarındaki ihtilaf nedeniyle kira bedellerinin ödenmemiş olması, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesine göre tevkifat yapılacak beyanda bulunulmasına engel teşkil etmez. Yükümlünün kiracı olarak faaliyette bulunduğu kirasını mal sahibi ile olan ihtilaf nedeniyle ödememesinin, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesine göre vergi tevkif ederek beyanda bulunmasına engel teşkil edip etmediği hususu uyuşmazlığın esasını oluşturmaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinde, gerçek gelirini beyan etmeye mecbur ticaret ve serbest meslek erbabının 70. maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığında yaptığı ödemelerden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur olduklar, 96. maddesinde de, vergi tevkifatının 94. madde kapsamına giren nakten veya hesaben yapılan ödemeler üzerinden gerçekleştirileceği, hesaben ödeme deyiminin ise vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumunda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade edeceği kurala bağlanmıştır. Olayda, Yükümlünün sözkonusu işyerinde kiracı durumunda bulunduğu ancak mal sahibi ile aralarındaki ihtilaf nedeniyle kira bedelini ödemediği sabittir. Gelir Vergisi Kanunu'nun yukarıda değinilen madde hükümlerinde vergi tevkifatı yapılması kira bedelinin salt nakten ödemesine bağlı tutulmamış hesaben ödeme suretiyle borçlu duruma geçilmesinin de tevkifatı gerekli kıldığı belirtilmiştir. Bu haliyle, uyuşmazlık yılında işyerinde kiracı durumu devamlı yükümlünün mal sahibine karşı borçlu durumda olduğu kuşkusuz olup, kira bedelinin defter kayıtlarında gösterilmemiş olmasının sonucu değiştirilmeyeceği tabiidir. Nitekim icra takibi yapılması da yükümlünün mal sahibine karşı borçlu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu durumda asgari itilaflı hale gelmemiş ve yükümlü tarafından kabul gören kira bedeli üzerinden ve başlangıçta mevcut kira sözleşmesine göre, kiranın tahakkuk ettiği tarihi itibariyle Gelir Vergisi Kanunu'nun konuya ilişkin hükümleri dairesinde gerekli vergi tevkifatı yapılarak beyanda bulunulması gerekirken anılan görevlerin yerine getirilmemesi nedeniyle Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca re'sen takdire başvurulmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak icra takibine konu edilen kira bedelinin takdir edilen matrahın dayanağı kabul edilmesi ve uyuşmazlığın bu çerçeve incelenerek çözümü icab ederken aksi gerekçelerle cezalı tarhiyatın tamamen terkinine ilişkin Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlık hakkında yukarıda belirtilen çerçevede araştırma ve inceleme yapılarak yeniden karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.