Okunma Sayısı : 50650
   
Mehmet MAÇ - YILLARA SARİ İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİNDE GEÇİCİ VERGİ
Yayımlanma Tarihi: 1.01.2000
 

Yıllara Sari İnşaat ve Onarma İşlerinde Geçici Vergi

Mehmet MAÇ                                    

Eski Hesap Uzmanı ve                     
Yeminli Mali Müşavir
 
1.         YILLARA SARİ İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİNDE VERGİLEME PRENSİBİ :
Bilindiği gibi yıllara sari inşaat ve onarma işleri (YSİOİ).nden elde edilen kazancın vergilendirilmesi özellik arz etmektedir. Bu işlerin vergilendirilmesine ilişkin, 2361 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeyle bugünkü şeklini alan GVK’nun 42. maddesi uyarınca, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yılda kesin olarak tespit edilip, tamamı işin bittiği yılın geliri sayılarak ve o yılın beyannamesine dahil edilerek vergilendirilir.
Bununla birlikte, 193 sayılı Kanunun gerekçesinde de belirtildiği üzere, kazancın işin bitiminde tespit  edilmesi, böylece verginin işin bitiminde yani yıllar sonra topluca ödenmesi Hazine açısından mahsurlara yol açacağından ve işin bitiminde alınacak vergiye mahsuben bir miktar verginin kaynakta alınması işin mahiyetine de uygun olduğundan, 42 nci madde kapsamına giren işler için vergi tevkifatı esası kabul edilmiştir. GV Kanununun 94’ üncü maddesinin 3’ üncü fıkrasına eklenen hüküm ile 42’ inci madde kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri yapanlara (kurumlar dahil) ödenen istihkak bedellerinden %5 kesinti yapılmaktadır.
 
Bilindiği gibi KVK’nun safi kurum kazancının tespiti başlıklı 13 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında safi kurum kazancının tespitinde GVK’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Kurumlar vergisi mükellefleri de yıllara sari işleri nedeniyle GVK’nun  42-44’üncü maddeleri kapsamında belirlenen esaslar dahilinde vergilenmektedir.
 
2.         GEÇİCİ VERGİ SİSTEMİNDE YSİOİ’NİN DURUMU :
2.1. Geçici Vergi Sistemi ve YSİOİ’nin Kar yada Zararla Sonuçlanması Durumu : 
Bilindiği gibi, geçici verginin hesaplanıp ödenmesinde alternatif bir yöntem olarak Kanun metninde bugüne kadar zaten var olan ve fakat uygulamada mükellefler tarafından pek tercih edilmeyen, üçer aylık kazançlar üzerinden geçici vergi ödeme yöntemi 4369 sayılı Kanunla 1.1.1999 tarihinden itibaren zorunlu hale getirilmiş, yaygın olarak kullanılan geçmiş yıl kazançları üzerinden geçici vergi hesaplayıp ödeme yöntemi yürürlükten kaldırılmıştır.
 
Geçici verginin hesaplanmasında, bir önceki takvim yılına ilişkin olarak hesaplanan gelir veya kurumlar vergisi tutarının esas alındığı yöntemde, ödenecek geçici vergi tutarı ile mükellefin cari yıldaki faaliyeti arasındaki ilişkinin kopmuş olması nedeniyle doğan sakıncanın giderilmesi için geçici verginin geçmiş yıl kazancı esas alınarak hesaplanması yöntemi kaldırılmıştır. Böylece olmayan kazançtan vergi alınması sonucunu doğuran bir uygulamanın kaldırılarak, gerçek gelirin vergilendirilmesi amaçlanmışsa da, mükelleflerin henüz böyle bir sisteme ayak uydurabilecek alt yapısı olmadığından uygulamada pek çok sorunla karşılaşılacağı aşikardır.
 
Geçici verginin, geçmiş yıl vergisi üzerinden  hesaplanıp ödendiği eski yöntemde, GVK’nun 42 nci maddesi kapsamında yıllara sari inşaat ve onarma işleri (YSİOİ) yapan mükelleflerin münhasıran bu işlerden elde ettikleri kazançları geçici vergi kapsamına girmemekteydi. Çünkü bu işlerde peşin vergileme istihkaklardan %5 (+ fon payı) kesinti yapılması şeklindeki farklı bir yöntemle olmaktaydı. Ancak mükelleflerin YSİOİ yanında diğer kazançlarının olması durumunda, YSİOİ dışındaki kazançları için geçici vergi ödemeleri esası benimsenmişti. 
 
Bu esas geçici verginin 4369 sayılı Kanunla değişen şeklinde de aynen korunmaktadır. 4369 sayılı Kanunun gerekçesinde, eskiden olduğu gibi, GVK’nun 42 nci maddesi kapsamındaki YSİOİ’nden sağlanan kazançlar üzerinden geçici vergi hesaplanmayacağı belirtilmiştir.
 
4369 sayılı Kanunla geçici vergiye ilişkin GVK’nun Mükerrer 120 nci maddesinin konumuza ilgili kısmı şöyle değiştirilmiştir.
“Ticari kazanç sahipleri (basit usulde vergilendirilenler hariç) ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere ... belirlenen ilgili hesap döneminin üçer aylık kazançları (42 nci madde kapsamına giren kazançlar ... hariç) üzerinden, ... geçici vergi öderler.”
 
Geçici vergiye ilişkin yayımlanan 217 seri no.lu GV Genel Tebliğinde de YSİOİ yapan mükelleflerin bu kazançları üzerinden geçici vergi ödemeyecekleri ancak, mükelleflerin bu kazançları dışında kalan ticari veya mesleki kazançları için geçici vergi ödeyecekleri belirtilmiştir.
 
Bununla birlikte, hem eski hem yeni düzenlemede, geçici vergi döneminde tevkif edilen gelir vergisinin hesaplanan geçici vergiden mahsup edileceği belirtilmiş, ancak 42 nci madde kapsamında icra edilen işlerin istihkak bedelleri üzerinden yapılan tevkifatın bu mahsuba dahil edilmeyeceği vurgulanmıştır. Böylece yıllara sari işlerden elde edilen kazançlar geçici vergiye tabi olmamakla beraber bu kazançlar üzerinden kesinti yoluyla alınan vergiler de geçici vergiden mahsup edilemeyecektir.
 
Bu açıklamalar çerçevesinde,
— Münhasıran yıllara sari inşaat ve onarma işi yapan mükellefler hiçbir şekilde geçici
vergi ödemeyeceklerdir,
 
Örneğin 42 nci madde kapsamında, münhasıran bir otoyolun inşası ile iştigal eden ABC İş Ortaklığı işin devam ettiği yıllarda kar veya zarar beyan etmeyeceğinden geçici vergi açısından da hiçbir işlem yapmayacaktır. Yine söz konusu işin 30.05.1999 tarihinde bittiğini ve kar veya zararın da bu tarihte belli olduğunu düşünürsek, mükellef, 30.06.1999 tarihinde veya müteakip geçici vergi dönemlerinde bu kazancı için geçici vergi hesaplamayacaktır. Ancak bu mükellef işin devam ettiği veya bittiği dönemde duran varlık satışı, makine kirası gibi arızi nitelikte kazanç elde ettiğinde bu kazancı ilgili dönemin geçici vergi beyannamesi ile beyan edip, yalnızca bu kazancın geçici vergisini ödeyecektir. (YSİOİ nedeniyle istihkak bedelleri üzerinden yapılan tevkifatlar ödenecek geçici vergiden mahsup edilmeyecektir. ) Bununla birlikte bu işlerle iştigal edenlerin ticari kazanç elde etmeleri nedeniyle geçici verginin mükellefi olmaları, yalnızca 42 nci madde kapsamında yaptıkları işlerden elde ettikleri kazançları için geçici vergiden muaf tutulmuş bulunmaları nedeniyle boş da olsa her dönem geçici vergi beyannamesi vermeleri gerektiğini düşünüyoruz.
—        YSİOİ yanında ticari ve sınai faaliyet de icra eden mükellefler, YSİOİ’nden elde ettikleri kazançları nedeniyle geçici vergiye tabi olmamakla birlikte diğer işlerden elde ettikleri kazançlar üzerinden geçici vergi ödeyeceklerdir.
 
Örneğin yıllara sari bir  inşaat işi ile birlikte inşaat malzemesi alım - satımı ile de iştigal eden ABC A.Ş.’nin yıllara sari inşaat işi 30.05.1999 tarihinde bitmiş ve bu işten 50 milyar TL. gelir elde etmiş olduğunu, 30.06.1999 itibariyle firmanın inşaat malzemesi alım – satımı işlerinden de 150 milyar TL. kazanç elde ettiğini düşünelim. Firma 30.06.1999 tarihi itibariyle vereceği geçici vergi beyannamesinde altı aylık dönem karı olan 200 milyar TL. yi beyan edecek ancak, 42 nci madde kapsamında yaptığı iş nedeniyle elde ettiği kazancı (50 milyar TL.) diğer indirim olarak geçici vergi matrahından indirecek ve yalnızca inşaat malzemesi alım – satımı işlerinden elde ettiği 150 milyar TL. üzerinden (150 X 0,25=37,5 milyar TL.) geçici vergi ödeyecektir. (YSİOİ nedeniyle istihkak bedelleri üzerinden yapılan tevkifatlar ödenecek geçici vergiden mahsup edilemeyecektir. )
 
—        YSİOİ yanında ticari ve sınai faaliyeti veya diğer arızi kazançları olan mükelleflerin, YSİOİ’nin ZARAR İLE SONUÇLANMASI DURUMUNDA, BU ZARAR Dİ/ER İŞLERDEN ELDE EDİLEN KAZANÇTAN İNDİRİLEREK GEÇİCİ VERGİ MATRAHININ BELİRLENMESİ GEREKİR. Çünkü;
 
—        Geçici verginin ihdas edildiği 3505 sayılı Kanunun gerekçesinde konumuzla ilgili şu ifadeler yer almaktadır.
“ Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamına giren inşaat ve onarma işi yapan ticari kazanç mükelleflerinin gelirleri üzerinden aynı Kanunun 94 üncü maddesinin (A) fıkrası gereğince gelir vergisi tevkifatı yapıldığından, bu mükelleflerin söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar, geçici verginin hesabında dikkate alınmayacaktır. “
 
Bu ifadelerden de anlaşıldığı üzere 42 nci madde kapsamında yapılan işler stopaj yoluyla zaten geçici bir vergiye tabi tutulmaktadır. Bunlar üzerinden tekrar ayrı bir geçici vergi hesaplatmak mükerrerliğe yol açacaktır. Bu işin zararla yada karla sonuçlanması stopaj yoluyla peşin vergisinin ödenmiş olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Yıllara sari iş kazançla sonuçlandığında, üzerinden geçici vergi hesaplanmayarak mükerrer vergi alınması önleniyorken, işin zararla sonuçlanması halinde bu zararın diğer işlerden doğan gelirden indirilmemesi aslında olmayan bir matrahın geçici vergiye tabi tutulmasına böylece de - zararla sonuçlanan işten tevkif yoluyla alınmış peşin bir vergi zaten varken-  mükerrer vergilemeye yol açacaktır.
—  Geçici vergi cari yılın gelir veya kurumlar vergisine mahsuben alınır. Madem ki 4369 sayılı Kanunun gerekçesinde olmayan kazançtan vergi alınmasının yarattığı sakıncanın ortadan kaldırılması ve gerçek gelirin vergilendirilmesinin amaçlandığı vurgulanmaktadır, o halde yıllara sari iş nedeniyle doğan ve yıl sonunda cari yıl vergi matrahını düşüreceği belli olan (üstelik istihkak üzerinden stopaj yoluyla peşin vergi ödenmiş bulunan) bir zararın geçici vergi dönemlerinde dikkate alınmamasının, var olmayan kazancın peşin vergilendirilmesine yol açacağı ve Kanunun amacına ters düşeceği de aşikardır.
Örneğin, Mükellefin, 1999 yılının ilk üç ayı içerisinde sona eren 42 nci madde kapsamındaki bir işten 500 milyar lira zarar ettiğini, diğer işlerden de aynı dönemde 100 milyar lira gelir elde ettiğini düşünelim. 42 nci madde zararının geçici vergi matrahını etkileyip, etkilememesine göre aşağıdaki sonuç oluşacaktır.
 
        Zararın geçici vergi matrahından indirilmesi durumu   (milyarTL.)                                 
 
Zararın geçici vergi matrahından indirilmesi durumu   (milyarTL.)
 
1. 42 nci madde ZARARI
(500)
1. 42 nci madde ZARARI
(500)
2. Sair işler KARI
100
2.  Sair işler KARI
100
3. Ocak,Şubat,Mart 1999 sonucu (2-1)
(400)
3. Ocak, Şubat, Mart 1999 sonucu (2-1)
(400)
4. Geçici vergi matrahı (2)
100
4.    Geçici vergi matrahı (3)
(400)
5.   Geçici Vergi  (4 X 0.25)
  25
5.   Geçici Vergi  (4 X 0.25)
 
 
Mükellef 42 nci madde kapsamındaki işten 500 milyar lira zarar etmiştir. Söz konusu işler sektörel icaplar çerçevesinde değerlendirildiği zaman, bu zararın en az  2.500 milyar liralık bir hasılat ile doğmuş olması muhtemeldir. Bu hasılatın da %5 stopaja tabi tutularak 125 milyar lira peşin vergisi zaten ödenmiştir. Zararın indirilememesi durumunda  mükellef dönemi 400 milyar lira zarar ile kapatmasına rağmen, hem 25 milyar lira geçici vergi ödeyecek, hem de indiremediği zarar üzerinden ödediği 125 milyar lira peşin vergiyi mahsup edemeyeceğinden, toplam 150 milyar liralık bir  vergi külfetine katlanmış olacaktır. Mükellefin müteakip üçer aylık dönemlerde de diğer işlerden ilk üç aylık dönem karı tutarında kar elde ettiğini ve yıl sonu itibariyle diğer işlerden elde edilen karın  400 milyar lira olduğunu düşünürsek, dönem ticari sonucu,  400 milyar lira olan diğer işler gelirlerinden, 42 nci madde kapsamında uğranılan 500 milyar liranın düşülmesiyle bulunan 100 milyar lira zarar olacaktır.  Mükellef yılı zararla kapatmasına ve buna mukabil ödenecek vergisi çıkmamasına rağmen , yıl içerisinde üçer aylık dönemlerde 42 nci madde kapsamında uğranılan zararların indirilememesi nedeniyle haksız olarak vergi ödetilmiş ve finansal olarak sıkıntıya sokulmuş olacaktır.
 
-          Vergi hukukçusu Sn. Yılmaz ÖZBALCI’nın da belirttiği (I/132 no.lu Sirküler) bizim de tamamen  katıldığımız görüşe göre, geçici vergiye ilişkin 217 no.lu GV Genel Tebliğinde, geçmiş yıllardan devren gelen zararların geçici vergi matrahının tespitinde indirilebileceği belirtilmiş, bu zararın kaynağı hususunda bir ayrım öngörülmemiştir. Yani İdare önceki dönemden gelen zararın YSİOİ’nden mi, yoksa diğer işlerden mi geldiğini sorgulamamaktadır. Öyleyse İdare önceki dönemden gelen YSİOİ’nin zararını geçici vergi matrahından indirmeyi kabul etmiş olduğuna göre, geçici vergi hesap dönemlerinde  YSİOİ’ nden doğan zararların, geçici vergi matrahından indirilmesi de mümkün olmalıdır.  Yine de İdarenin bu konuda görüş belirtmesi yerinde olacaktır.
Yukarıda açıkladığımız nedenlerle Maliye İdaresi’nin bu görüşlerimize paralel yaklaşımda bulunması, aksine görüş ortaya çıkması halinde vergi yargı organlarının tutumu, görüşlerimiz doğrultusunda olmalıdır.
 
2.2.  İndirim ve İstisnaların Olması Durumunda YSİOİ Kar veya Zararının Durumu :
YSİOİ yanında diğer işlerle de iştigal eden mükelleflerin vergi indirim ve istisnasına konu olan işlemlerinin olduğu durumda, öncelikle yıllara sari işin sonucunun değerlendirilmesi gerekir. YSİOİ kazancı geçici verginin dışındadır, zararı da dönem matrahını öncelikli olarak azaltmalıdır.  
 
Örneğin,
1. 42 nci madde KÂRI (1 inci iş)                             100
2. 42 nci madde ZARARI (2 nci iş)                         (30)
3. Sair işler KARI                                                    150
4. Yatırım İndirimi Potansiyeli                                  200
5. Ocak, Şubat, Mart 1999 sonucu (1+3-2)            220
6. Kârla sonuçlanan 42 nci madde işi (1)               100
7. Yatırım İndirimine esas  matrah  (5-6)                120
8. Kullanılan Yatırım İndirimi                                    120       
7 . Geçici vergi matrahı (7-8)                                  —                                 
 
Örnekten de izlendiği üzere kurumun geçici vergi matrahı hesaplanırken öncelikle YSİOİ kapsamındaki kazanç ve zararı dikkate alınmış daha sonra bir vergi istisnası olan yatırım indirimi değerlendirilmiştir.
 
2.3. YSİOİ’nin Diğer İşlerle Birlikte Yapılması Durumunda Müşterek Gider Dağıtımı :
Bilindiği gibi YSİOİ’nin diğer işlerle birlikte yapılması durumunda, işletme bünyesinde işlerle direkt ilgili olarak oluşan maliyet ve giderler işlere direkt yansıtılır. Ancak bir takım giderler vardır ki, işlerle direkt ilişkilendirilmesi mümkün olmadığından birebir dağıtımı da mümkün değildir. İşletme bünyesinde tüm işler için ortak olarak oluşan ve müşterek giderler diye adlandırılan genel giderlerin dağıtılmasına ilişkin GVK’nun 43 üncü maddesinde bir takım esaslar belirlenmiştir. Bu esaslar uyarınca ;
 
—        Yıl içinde tek veya birden fazla inşaat ve onarma işi 42 nci madde kapsamına girmeyen işlerle birlikte yapılıyorsa her yıla ait müşterek genel giderler tahsil olunan istihkak bedelleriyle diğer işlere ait satış veya hasılat tutarının birbirine olan oranı dahilinde dağıtılacaktır.
 
—        Yine YSİOİ ve diğer işlerde ortak olarak kullanılan makine, teçhizat, bina, nakil vasıtaları gibi duran varlıkların amortismanları bunların her işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtılır.
 
Müşterek gider dağıtımı sırasında şu hususlara dikkat edilmelidir.
 
—        Kanun metnindeki “diğer işler” den maksat her türlü ticari ve sınai faaliyeti yanında yıllara sari iş organizasyonu çerçevesinde yapılan makine veya gayrimenkul kiralamaları, duran varlık satışları, iştirak gelirleri gibi arızi gelirleri de kapsamaktadır . Dolayısıyla,  müşterek giderlerden bunlara da pay verilmelidir. (Konuyla ilgili muhtelif Danıştay kararları da mevcuttur.)
 
—        Ticari işletmenin faaliyetlerinin bir sonucu olan mevduat faizi ve repo geliri gibi finansman gelirlerine de müşterek giderlerden pay verilebilmesi mümkündür. (14.4.1997 tarih ve B.07.0.GEL.0.51/5114 – 36 /15541 sayılı Bakanlık muktezası bu yönde görüş vermiştir.)
 
—        Müşterek finansman giderleri dağıtılırken,  bize göre işletme bünyesinde oluşan finansman gelirlerinin finansman giderlerinden mahsup edilmesi (netleştirilmesi), bu mahsup sonrası artan finansman giderlerinin dağıtıma tabi tutulması uygun olacaktır.
 
Bu anlayış çerçevesinde örneğin ABC A.Ş.’ nin 30.06.1999 tarihi itibariyle henüz bitmemiş yıllara sari işinden yıl içinde 450 milyar TL. istihkak aldığını, inşaat malzemesi alım satım işlerinden  1000 milyar TL. hasılat elde ettiğini ayrıca firmanın yıllara sari inşaat işleri için kullandığı bir iş makinasını kiraya verdiği ve aynı dönemde 50 milyar TL. kira geliri elde ettiğini ve firmanın dağıtıma tabi tutabileceği müşterek giderlerinin 200 milyar TL. olduğunu düşünelim. Bu takdirde mükellefin bu tarihte vereceği geçici vergi beyannamesinde geçici vergi matrahını tespit ederken aşağıdaki esasların dikkate alması gerekir.
 
Müşterek giderlerin YSİOİ ne ait kısmı şöyle hesaplanır :
 
  YSİOİ ‘nden elde edilen istihkak toplamı                  = 450 = 0,3,  200 milyar x 0,3= 60 milyar TL.
Tüm işlerden elde edilen hasılat ve istihkak toplamı    1500
 
Kalan 140 milyarlık kısım ise diğer işlere ait gider payıdır.
 
Müşterek giderler yukarıdaki şekilde dağıtıldıktan sonra, giderlerin 60 milyarlık kısmı yıllara sari inşaat işinin maliyetine atılacak, kalan 140 milyar TL. lık kısmı geçici vergi döneminde beyan edilecek olan inşaat malzemesi alım – satım işi ile diğer arızı kira gelirinin, maliyeti olarak dönem karından indirilecektir. 
 
2.4. Birden Fazla YSİOİ Olduğu Durumda Geçici Vergi Hesabı :
Birden fazla YSİOİ ile birlikte, 42 nci madde kapsamı dışındaki diğer işlerle de iştigal edilmesi durumunda, geçici vergi matrahı belirlenirken, bize göre yıl içerisinde biten YSİOİ nin kar veya zararlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi, dolayısıyla kazancın geçici vergi matrahı dışında tutulması zararın diğer işlerden oluşan kardan indirilmesi gerekir. 42 nci madde kapsamındaki işin sonucu kar olduğunda bu karı geçici vergi matrahı dışında tutarken, aynı kapsamda uğranan zararı diğer işlerden sağlanan kazançtan indirmek çelişkili gibi görünmekle beraber, gerçekte çelişki yoktur ve her iki uygulamanın da yasal ve mantıki dayanağı mevcuttur.
 
Örneğin ABC A.Ş.’ nin 30.06.1999 tarihi itibariyle durumu aşağıdaki gibi olsun, bu taktirde geçici vergi matrahı şöyle hesaplanmalıdır.
 
1. 42 nci madde KÂRI (1 inci iş)                          100
2. 42 nci madde ZARARI (2 nci iş)                    (20)
3. Sair işler KARI                                                   50
4. Ocak, Şubat, Mart 1999 sonucu (1+3-2)       130
5. Geçici vergi matrahı (4-1)                                  30
 
2.5. Geçici Kabul Yapıldıktan Sonra Alınan İstihkakların Geçici Vergi Karşısındaki Durumu :
Yukarıdaki bölümlerde belirttiğimiz üzere 42 ci madde kapsamındaki işlerden elde edilen kazancın geçici vergiye tabi olmamasının ana gerekçesi, bu işlerden elde edilen hasılatın stopaja tabi tutulmasıdır.
 
Bilindiği gibi 42 nci madde kapsamındaki işlerde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın düzenlendiği tarih, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bu işlerin bitim tarihi olarak kabul edilmektedir. Bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve elde edilen istihkak ve diğer gelirler, elde edildikleri yılın kar veya zararının tespitinde dikkate alınır.(GVK 44. Madde)  
 
Bu çerçevede 42 nci madde kapsamındaki işler geçici kabulün yapılması, fiilen bitmesi yada bırakılması ile sınırlı tutulmaktadır. Bu işlerin tamamlanmasından sonra elde edilecek hasılatlar alelade bir gelir olarak ilgili dönemde beyan edileceğinden bunlar üzerinden stopaj da yapılmaz.
 
Dolayısıyla 42 nci madde kapsamındaki işlerin tamamlanmasından sonra bu işlerden elde edilen hasılatlar bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, elde edildiği dönemin geçici vergi matrahına dahil edilerek geçici vergiye tabi tutulması gerekir.
 
2.6. Yıl İçerisinde Başlayıp Bitmesi Öngörülen İnşaat ve Onarma İşlerinde Geçici Vergi:
Bilindiği gibi bir işin GVK’nun 42 nci maddesi kapsamına  girmesi için,
 
-          İnşaat ve onarma işi olması,
-          Bir taahhüde bağlı olarak yapılması,
-          Bir takvim yılını aşarak, müteakip yıla sirayet etmesi,
 
şartlarını taşıması gerekir.
 
Dolayısıyla, aynı takvim yılı içerisinde başlayıp biten, taahhüde dayalı inşaat ve onarma işleri 42 nci madde kapsamında değerlendirilmez ve işin istihkak bedelleri üzerinden stopaj yapılmaz. Bu durumda yıl içerisinde başlayıp biten inşaat ve onarma işleri 42 nci madde kapsamında olmadığından kazançları geçici vergiye tabi olacaktır.
 
Örnek :
6 Ocak 1999 tarihinde başlayan bir inşaat taahhüt işinin 25 Kasım 1999 da bitmesi öngörülmüş ve iş 7 Aralık tarihinde bitirilerek 21 Aralık itibarîyle geçici kabul işlemi yapılmıştır.
 
Bu örnekteki taahhüt işi yılara sari olmadığı için geçici vergi konusuna girmekle beraber, ilk üç geçici vergi döneminde kazanç oluşmadığı (inşaat istihkakları ve maliyetleri bilanço hesaplarında izlenmeye devam edildiği) için bu taahhüt işinin mevcudiyeti, geçici vergi miktarlarını etkilemeyecektir.
 
Taahhüt işi yıl içinde başlayıp bittiğine göre bu işin kazancı son geçici vergi döneminde geçici vergi matrahına dahil olacak, iş zararla sonuçlanmışsa yine son dönem geçici vergi hesabında negatif olarak yer alacaktır.
 
Şayet örneğimizdeki taahhüt işinin 1999 içinde bitmeyeceği anlaşıldığı için bir ek sözleşme ile süre uzatımı yapılsaydı veya iş 1999 da fiilen bitmediği için, işin 2000 de devam etmesi durumu ortaya çıksaydı, bu müteahhit, istihkakları ve maliyetleri 1999 sonunda da bilanço hesaplarında göstermeye devam edecekti ve bu iş son dönemde de geçici vergiyi etkilemeyecekti.
 
Dikkat edilirse böyle durumlarda, taahhüt işi süre uzatımına kadar veya yıl sonuna kadar hem stopajın, hem de geçici verginin dışında kalmakta olup bu durum Maliye İdaresince doğal karışlanmakta yani sonradan yıllara sari nitelik kazanan işlerde stopaja uğramamış istihkaklara yönelik stopaj gerekmediği gibi, işin yıllara sari oluşu nedeniyle geçici vergi söz konusu olmamakta, stopaj yoluyla peşin vergileme işlemi, süre uzatımından veya yıl bitiminden sonraki istihkaklardan (veya istihkak avanslarından) itibaren başlamaktadır.
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı