Okunma Sayısı : 4198
   
Sizden Gelenler - 5510 SAYILI YENİ SOSYAL GÜVENLİK KANUNUNDA İŞ SÖZLEŞMESİNE İSTİNADEN ÇALIŞTIRILANLAR AÇISINDAN İŞ KAZASI SİGORTA OLAYI (4-a’lılar Açısından İş Kazası Sigorta Olayı)
Yayımlanma Tarihi: 16.11.2006
 
5510 SAYILI YENİ SOSYAL GÜVENLİK KANUNUNDA İŞ SÖZLEŞMESİNE İSTİNADEN ÇALIŞTIRILANLAR AÇISINDAN İŞ KAZASI SİGORTA OLAYI 
(4-a’lılar Açısından İş Kazası Sigorta Olayı)
 
Mahmut ÇOLAK-Sigorta Müfettişi
 
I-GİRİŞ
 
Ülkemizde ekonominin tarımsal nitelikten sanayileşmeye geçme sürecinde makinenin kullanılması ile birlikte çalışanların yeterli nitelikler kazandırılmadan üretim sürecine katılmaları, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin çoğu zaman bilgisizlikten yeterince alınmaması, ekonomik, sosyal, psikolojik ve çevresel bir dizi etkenler iş kazalarının meydana gelmesine neden olmaktadır.
 
İş kazası sigortası, geçici yahut sürekli gelir kaybına uğrayan sigortalıya veya yakınlarına yardımlar sağlar.
 
İş kazası, ani (kesintisiz devam eden) bir olayın sonucu meydana gelir. İş kazası sonucu sigortalının uğrayacağı zararların giderilmesi, ülkemizde ilk kez 07.07.1945 tarihinde kabul edilen 4772 sayılı İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortası Kanunu ile 01.07.1946 tarihinden itibaren uygulamaya konulmuştur. 01.03.1965  tarihinde yürürlüğe giren 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 4772 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış ve diğer sigorta kolları ile birlikte anılan Kanunda yer almıştır. 5510 sayılı Kanunda da iş kazası sigorta olayına yer verilmiştir.
 
İş kazası niteliği bakımından mesleki risk sigorta kolu, amaç yönünden ise kısa vadeli sigorta koludur.
 
Bilindiği üzere, sosyal güvenlik kuruluşlarının tek çatı altında toplanması 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu[1] ile gerçekleştirilmiş olup, bu yapılandırmada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşu olan, kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî açıdan özerk, bu Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda özel hukuk hükümlerine tâbi bir Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (SGKB) kurulmuştur.
 
Teşkilat Kanununun ardından uygulama kanunlarından birisi olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu[2] da TBMM’de görüşülerek kabul edilmiş ve yayımlanmıştır.
 
Bu çalışmamızda, işyerlerinde bir hizmet akdine istinaden çalışan sigortalıların sosyal güvenliğini sağlayan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun ve 5510 sayılı Kanunda (Madde 4a) iş kazası sigorta olayı işlenmeye çalışılacaktır.
 
İş kazası sigorta olayının irdelenmesinden önce sigortalı kimdir, genel anlamda kimler sigortalı sayılırlar konusuna açıklık getirmek yerinde olacaktır.
 
Sigortalı kavramı; Kanunda “kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları[3] bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi” olarak ifade edilmiştir.
 
Sigortalı sayılanlar
 
Madde 4
 
Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;
 
a) Hizmet akdi[4] ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,
 
b) Köy ve mahalle muhtarları, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;
 
1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,
 
2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulan meslek odalarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlar,
 
3) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,
 
4) Tarımsal faaliyette bulunanlar,
 
c) Kamu idarelerinde;
 
1) (a) bendine tâbi olmayanlardan, kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp, ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar,
 
2) (a) ve (b) bentlerine tâbi olmayanlardan, sözleşmeli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,
 
sigortalı sayılırlar.
 
  II-506 VE 5510 SAYILI KANUNLAR AÇISINDAN İŞ KAZASI
 
 Konuyu tablo yolu ile açıklamaya çalışacağız:
 
Konu
506 Sayılı Kanun
5510 Sayılı Kanun
Tanımı
İş kazası, aşağıdaki hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır.
 
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada;
 
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla;
 
 
 
c) Sigortalının işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda;
 
 
d) Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda;
 
e)Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında.
 
İş kazası;
 
 
 
 
 
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
 
  b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle işyeri dışında,
 
  c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
 
  d) Emziren kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
 
  e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
 
 
  meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır.
 
  Açıklama: Önceki mevzuat ile yeni mevzuat açısından iş kazasının tanımında genel anlamda bir değişikliğe gidilmemiş olup, yargıya intikal eden ve devamlı olarak sorun oluşturan iş kazası sayılan hallerden birisi olan “Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında” halindeki toplu ifadesi kaldırılarak daha geniş bir anlam verilmiştir. Önceki mevzuata göre aşağıdaki açıklamalarda bulunmak yarar sağlayacaktır düşüncesindeyim:
( e ) fıkrası hükmünün uygulanmasında iki koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlar, işverence sağlanan bir taşıtın bulunması ve sigortalıların işin yapıldığı yere bu taşıtla toplu olarak götürülüp, getirilmeleridir.
Sözü edilen aracın, işverene ait olması veya kiralanmış bulunması maddenin uygulanması yönünden önemli değildir.
Madde, toplu taşım sırasında meydana gelen tüm kazaları iş kazası saydığından kaza ifadesini sadece trafik kazaları şeklinde değerlendirmek mümkün değildir.
Toplu olarak götürülüp getirilme ifadesi, tüm işçilerin aynı anda taşınması olarak düşünülmemelidir.
İşverenin, sigortalıları işyerine götürüp getirme işini, işin mahiyeti ve zorunluluk gereği (işyerinin uzak oluşu, iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmesi gibi) olmayıp, sosyal bir amaçla yapması halinde de toplu taşıma gerçekleşmiş sayılır.
Topluluk ifadesi en az iki işçinin taşınması anlamındadır.
 
 
 
Sağlanan Yardımlar-Haklar
a) Sağlık yardımı yapılması,
 
b) Geçici iş göremezlik süresince günlük ödenek verilmesi,
 
 
 
c) Sürekli iş göremezlik hallerinde gelir verilmesi,
 
d) Protez araç ve gereçlerinin sağlanması, takılması, onarılması ve yenilenmesi,
 
e) a ve d fıkralarında yazılı yardımlar için sigortalının başka yere gönderilmesi,
 
f) İş kazası dolayısıyla bedeni veya ruhi bir arızaya uğrayanlardan, yurt içinde tedavisi kabil olmayıp, ancak yabancı bir ülkede kısmen veya tamamen tedavisi mümkün görülen ve mesleğinde uğradığı iş göremezlik derecesinin azalabileceği sağlık kurulu raporu ile tespit edilen sigortalının ve bu raporda belirtilmişse, beraber gidecek kimselerin yabancı ülkelere gidip gelme yol paraları ile o yerdeki kalış ve tedavi masraflarının ödenmesi,
 
g) Cenaze masrafı karşılığı verilmesi,
 
h) Sigortalının ölümünde hak sahiplerine gelir bağlanması. 
 
 
 
a) Sigortalıya; geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi,
 
b) Sigortalıya; sürekli iş göremezlik geliri bağlanması,
 
c) Gelir bağlanmış olan eş ve çocuklara; evlenme ödeneği verilmesi,
 
NOT: Evlenmeleri nedeniyle bağlanan gelir veya aylıkları kesilmesi gereken eş veya çocukların, evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin bir yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenir. Evlenme ödeneği alan hak sahibinin aylığının kesildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde boşanması halinde, bir yıllık sürenin sonuna kadar gelir veya aylık bağlanmaz.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
d) İş kazası sonucu ölen sigortalı için; cenaze ödeneği verilmesi,
 
NOT: İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine, asgarî ücretin üç katı tutarında cenaze ödeneği ödenir. Cenaze ödeneği, sırasıyla sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana babasına, o da yoksa kardeşlerine verilir.
 
e) İş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine; gelir bağlanması,
 
Açıklama: Cenaze ödeneği konusunda, önceki mevzuattaki tutarların artırıldığı görülmektedir.
 
Önceki mevzuattaki hesaplama yöntemi,
Gösterge rakamı (5000) ile memur maaş katsayısının çarpımı
Devre
Tutar
01.01.2006-30.06.2006
213,25 YTL
01.07.2006-31.12.2006
218,65 YTL
 
Yeni mevzuata göre hesaplanma yönteminde, asgari ücrete endekslenmiş olup, 3 katı olarak öngörülmüştür.
 
Evlenme ödeneği konusunda, önceki mevzuata göre 1 yıl düşürüldüğü görülmektedir. Önceki mevzuatta, sigortalının ölümünden dolayı aylık ve gelir almakta olan hak sahibi kız çocuklarına evlenmeleri halinde bir defaya mahsus olmak üzere aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı evlenme yardımı olarak verilir.
 
Yeni mevzuatta, sağlık yardımları genel sağlık sigortası kapsamında karşılanacaktır.
 
 
 
 
 
İş Kazasının Soruşturulması
Haber verme kağıdında bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için, gerekirse Kurumca soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda, haber verme kağıdından yazılı hususların gerçeğe uymadığı ve vakanın iş kazası olmadığı anlaşılırsa Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan masraflar işverenden alınır.
 
İlgililer hakkında genel hükümlere göre ayrıca kovuşturma yapılır.
 
Haber verme kağıdında (vizite kağıdı) bildirilen bir olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerekirse Kurumun soruşturma yaptırabileceği, soruşturma sonucunda haber verme kağıdında yazılı bilgilerin gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığının anlaşılması halinde Kurumun bu olay için yersiz olarak yaptığı masrafları işverenden tahsil edeceği ve yanlış bilgi verenler hakkında genel hükümlere göre ayrıca kovuşturma yapılmak üzere ilgili dairelere bildireceği,
 
Hükme bağlanmıştır.
 
Kurum istediği olayların soruşturmasını yaptırmaya yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, yersiz işgücü ve masrafın önlenmesi bakımından da bütün iş kazalarının soruşturmalarının yaptırılması öngörülmemiştir.
 
Şüpheli görülen ve tereddüt edilen olaylar ile Kuruma büyük mali yük getiren, ölüm ve maluliyetle sonuçlanan iş kazaları olaylarının soruşturmalarının yapılması icap etmektedir.
 
  Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, tahsil edilir.
 
Açıklama: Önceki mevzuatta iş kazalarının soruşturulması görevi Sigorta Müfettişlerine verilmiş iken, yeni mevzuatta ise genişletildiği görülmektedir. Şöyle ki; Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından (Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişleri, Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir.
Sigortalının Kastı Ve Suç Sayılır Hareketi  İle Sigortalının Bağışlanmaz Kusuru
 
 
Kasti bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ve sürekli iş göremezlik geliri verilmez. Sigortalıya yalnız gerekli sağlık yardımları yapılır. 
 
Suç sayılır bir hareketi yüzünden  iş kazasına uğrayan, sigortalıya verilecek geçici iş göremezlik ödeneği ve sürekli iş göremezlik geliri, suça esas kusur derecesinin yarısına kadar indirilerek ödenebilir.
 
Bağışlanmaz kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan, sigortalıya verilecek geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri, bu kusurun derecesine göre, Kurumca, yarısına kadar eksiltilebilir.  
 
Tehlikeli olduğu veya hastalığa sebep olacağı bilinen yahut yetkili kimseler tarafından verilen emirlere aykırı olan veyahut açıkça izne dayanmadığı gibi hiç bir gereği veya yararı bulunmayan bir işi elinde olarak sigortalının yapması veya yapılması gerekli bir hareketi savsaması kusurun bağışlanmazlığına esas tutulur.
 
Kasdi bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan veya Kurumun yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya, yarısı tutarında ödenir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan sigortalının kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadarı Kurumca eksiltilir.
 
  Açıklama: Kasti bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan sigortalıya önceki mevzuatta hiçbir şekilde ödenek veya gelir verilmez iken, yeni mevzuatta ½ tutarında ödeme yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Önceki mevzuatta bağışlanmaz kusur, yeni mevzuatta ağır kusur olarak nitelendirilmiş olup, ½ eksiltme oranı 1/3’e yükseltilerek ceza sorumluluğu olanların hariç  tutulduğu belirtilmiştir.
İşverenin Ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu
 
İş kazası, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya hak sahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin hesaplanacak sermaye değerleri toplamı sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere Kurumca işverene ödettirilir.
 
İşçi ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
 
 
 
 
 
İş kazası, 3 üncü bir kişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3 üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.
 
 
 
 
İş kazası sonucu ölümlerde bu Kanun uyarınca hak sahiplerine yapılacak her türlü yardım ve ödemeler için, iş kazasının meydana gelmesinde kastı veya kusuru bulunup da aynı iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine Kurumca rücu edilemez.  
 
 
İş kazası sigorta olayında madde metninde belirtilen müeyyideden işverenin sorumlu tutulabilmesi için, aşağıdaki sayılan hallerden herhangi birinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
 
a) İş kazası veya meslek hastalığının, işverenin bilerek ve isteyerek bir davranışı sonucu meydana gelmesi, 
 
b) İş kazası veya meslek hastalığının, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucu meydana gelmesi,
 
c) İş kazası veya meslek hastalığının, işverenin suç sayılabilir bir hareketi sonucu meydana gelmesi.
 
Madde metninin incelenmesinden, işveren sadece sayılı ve sınırlı durumlarda sorumlu tutulduğundan, kaçınılmaz dış etkenlerden, kötü rastlantılardan, teknik arıza ve araç ve gereçlerdeki yapım hatalarından dolayı sorumlu tutulamaz.
 
506 sayılı Kanunun 4958 sayılı Kanunla değişik 26 ncı maddesi birinci fıkrasına “ İşçi ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. “ hükmü ilave edilmiştir. Kaçınılmazlık ilkesi kavramının tanımı, anılan Kanunda belirtilmediği gibi, ilgili tüzük ve yönetmeliklerle de yapılmamıştır. Esas tanımını yargı kararlarında bulmuştur. Yerleşik yargı kararlarına göre kaçınılmazlık ilkesi; olayın meydana geldiği tarihte, geçerli bilimsel ve teknik kurallar gereğince, alınacak tüm önlemlere rağmen, zararın meydana gelmesi durumu olarak tanımlanmıştır. Evrensel teknik düzey göz önünde tutularak, önlenmesi olanaksız zararların kaçınılmazlık olarak değerlendirilmesi mümkündür. Kaçınılmazlık ilkesinin[5] daha iyi anlaşılabilmesi için yargı kararlarına bakmak gerekir.
 
- Kaçınılmazlık durumunda işvereni, Sosyal Sigortalar Kanununun 26 ncı maddesi gereğince sorumlu tutmak olanağı yoktur. Çünkü, bu madde, genel hukuktan ayrı bir sorumluluk düzenlenmesi içinde, işvereni, sadece ve sadece bu maddede gösterilen sayılı ve belli hallerde sorumlu tutmuştur.[6]
 
- Kaçınılmazlık, olayın meydana geldiği tarihte geçerli bilimsel ve teknik kurallar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen zararın kısmen ya da tüm olarak meydana gelmesi durumudur.[7]
 
- Kaçınılmaz durumdan ötürü işveren sorumlu tutulamaz.[8]
 
-Rücu davasındaki olayda %100 kaçınılmazlık durumu varsa 26/1.deki şartlar gerçekleşmemiş demektir.[9]
           
Kaçınılmaz bir nedenden kaynaklanan iş kazası ya da meslek hastalığından ötürü işverenin sorumlu tutulmaması için, mevzuat gereği alınması gerekli tüm önlemleri almış olması gerekir. İşveren alınması gerekli bir önlemi almamış ise olayın kaçınılmazlığından söz edilemez. Gerçekten, iş kazasına ya da meslek hastalığına neden olan olayların büyük bir bölümü, işverenin alacağı önlemlerle, kısmen de olsa bertaraf edilebilir, kaçınılmazlık durumu ortadan kaldırılabilir. Teknolojik gelişmeler önlemez ise de bunun insan sağlığına etkisi denetim altına alınabilir, alınmalıdır da. Kaçınılmaz bir yazgı olarak değerlendirilmemelidir.[10]
 
İş kazası, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
 
İş kazasının, Kanunda belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir.
 
İş kazası üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.
 
İş kazası sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücû edilmez.
 
İşveren, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla işveren tarafından yapılan ve belgelere dayanan sağlık hizmeti giderleri ve yapılacak masraflar Kurum tarafından karşılanır.
 
 
Yukarıdaki fıkrada belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesindeki ihmalinden veya gecikmesinden dolayı, genel sağlık sigortalısının tedavi süresinin uzamasına veya malûl kalmasına veya malûllük derecesinin artmasına sebep olan işveren, Kurumun bu nedenle yaptığı her türlü sağlık hizmeti giderini ödemekle yükümlüdür.
 
İş kazası, işverenin kastı veya sigortalının iş sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri işverene tazmin ettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
 
Açıklama: İş kazasında işveren ve üçüncü kişilere rucü işlemlerinde ilk peşin sermaye değeri esası getirilmiş, üçüncü kişi sorumluluğunda anılan değerin yarısı kabul edilmiştir. Ayrıca, işverenin sorumluluğunda suç sayılabilir hareketi kaldırılmıştır.
 
 
Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle tedavi süresinin uzaması, iş göremezliğinin artması
 
İş kazası dolayısıyla hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uyulmaması yüzünden tedavi süresinin uzamasına, malul kalmasına veya malullük derecesinin artmasına sebep olan sigortalının geçici iş göremezlik ödeneğinin veya sürekli iş göremezlik gelirinin kendisine yüklenebilecek kusurun raporda belirtilen oranındaki kısmı, Kurum tarafından düşürülebilir. Şu kadar ki, bu düşürme % 50'yi geçemez.
 
Kurumun yazılı bildirisine rağmen, teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya, tedavi için Kuruma başvuracağı tarihe kadar sağlık yardımı yapılmayacağı gibi geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri de verilmez.
 
Sigortalının aşağıdaki sayılan nedenlerden dolayı iş kazasına uğraması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri;
 
a) Ceza sorumluluğu olmayanlar ile kabul edilebilir bir mazereti olanlar hariç, sigortalının iş kazası nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadarı Kurumca eksiltilir.
 
 
Tedavi gördüğü hekimden, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez, ödenmiş olanlar da yersiz yapılan ödeme tarihinden itibaren geri alınır.
 
Açıklama: Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle tedavi süresinin uzaması, iş göremezliğinin artması durumunda, ödenek veya gelir önceden %50’ye kadar eksiltilirken yeni mevzuatta oran %25 olarak belirlenmiştir.
 
 
 
Zamanaşımı, Hakkın Düşmesi Ve Avans
 
Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazasından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden aybaşından itibaren başlar.

İş kazası sigortasından kazanılan diğer haklar ise, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse düşer.

Geçici iş göremezlik ödeneğini veya herhangi bir döneme ilişkin gelir veya aylığını beş yıl içinde almayanların, söz konusu ödenek, gelir veya aylıkları ödenmez.
 
Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası halinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, beş yıl geçtikten sonra, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlar.
 
Kuruma müracaat etmemenin haklı bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında, yukarıdaki hükümler uygulanmaz.
 
Kısa vadeli sigorta kollarından ve ölüm sigortasından kazanılan diğer haklar, hakkın doğduğu tarihten itibaren beş yıl içinde istenmezse düşer.
 
Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklarını tahakkuk ettirildiği tarihlerden itibaren aralıksız altı ay sonuna kadar tahsil etmeyenlerin gelir ve aylıkları, gelir ve aylık bağlanma şartlarının devam edip etmediğinin tespiti amacıyla durdurulur.
 
 
Süresinde Bildirilmeyen Sigortalılıktan Doğan Sorumluluk
 
Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde[11] bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, halinde ilgililerin sigorta yardımları Kurumca sağlanır.
 
 
Sigortalı çalıştırmaya başlandığı Kuruma bildirilmiş veya bu husus Kurumca tespit edilmiş olmakla beraber, yeniden işe alınan sigortalılardan, süresi içinde Kuruma bildirilmeyenler için de, iş kazası halinde gerekli sigorta yardımları Kurumca sağlanır.
 
 Ancak, yukarıdaki fıkralarda belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile, gelir bağlanırsa bu gelirlerin hesap edilecek sermaye değerleri tutarı, sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.  
 
Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde[12], bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası hali sonucu ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca ödenir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarı, sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.
 
İş Kazasının Bildirilmesi
İş kazası, en geç kazadan sonraki gün içinde işverene veya Kuruma bildirilir.
 
İşveren, iş kazasını, o yer yetkili zabıtasına derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki iki gün içinde yazı ile bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirme örneği Kurumca hazırlanan haber verme kağıtları doldurulup verilerek yapılır.
 
 
 
 
 
İşverenin kasten ve ağır ihmali neticesi iş kazasını bu madde gereğince Kuruma zamanında bildirilmemesinden veya haber verme kağıdında yazılı bilginin eksik veya yanlış olmasından doğan ve ileride doğacak olan Kurum zararlarından işveren sorumludur.
 
Yazılı süre içinde Kuruma bildirilmeyen iş kazası dolayısıyla, bildirme tarihine kadar işveren tarafından yapılmış olan harcamalar kurumca ödenmez.
 
Yukarıdaki yükümlerin yerine getirilmesindeki savsama ve gecikmeden dolayı, sigortalının  tedavi süresinin uzamasına, malul kalmasına veya malullük derecesinin artmasına sebep olan işveren, Kurumun bu yüzden uğrayacağı her türlü zararı ödemekle yükümlüdür.
 
İş kazasına uğrayan sigortalının, Kurumca tedavi altına alınıncaya kadar geçecek sürede, işverenin gereken sağlık yardımlarını yaptırması ödevidir. Yaptığı tedavi masrafları ile yol paraları, belgelere dayanmak ve en geç kazadan sonraki iki gün içinde Kuruma haber vermesi şartıyla Kurumca ödenecektir.
 
 
 
 
 
 İşveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde, iş kazası bildirgesinin doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
 
  Açıklama: İş kazasının Kuruma bildirilme süresi  2 günden 3 iş gününe çıkartılmış, ayrıca ilave olarak iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
 
İlk Sağlık Yardımı Yapma
 
İşveren, iş kazasına uğrayan sigortalıya, Kurumca işe el konuncaya kadar, sağlık durumunun gerektirdiği sağlık yardımlarını yapmakla yükümlüdür. Bu amaçla yapılan ve belgelere dayanan masraflarla yol paraları Kurum tarafından işverene ödenir. ,
 
Yukarıdaki fıkrada belirtilen yükümlerin yerine getirilmesindeki savsama ve gecikmeden dolayı, sigortalının tedavi süresinin uzamasına, malul kalmasına veya malullük derecesinin artmasına sebep olan işveren, Kurumun bu yüzden uğrayacağı her türlü zararı ödemekle yükümlüdür.
 
 
İşveren, yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarında çalışan sigortalının, iş kazası, halinde, Kurum tarafından işe el konuluncaya kadar sağlık durumunun gerektirdiği her türlü sağlık yardımlarını, Kanundaki esaslar dairesinde sağlamakla, ayrıca,bu Kanuna göre hak kazandığı geçici iş göremezlik ödeneğini de vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesindeki savsama ve gecikmeden dolayı işveren, gerek Kurumun gerekse sigortalının uğrayacağı her türlü zararlardan sorumludur.
 
Yeni mevzuatta, sağlık yardımları genel sağlık sigortası kapsamında karşılanacaktır.
 
Vizite Kağıdındaki Bilgilerin Doğruluğunu Sağlama
 
İşveren, iş kazası halinde, sigortalının kazancını ve prim ödeme gün sayılarını göstermek üzere, örneği Kurumca hazırlanacak belgeyi düzenleyerek sigortalıya vermekle yükümlüdür.
 
Vizite kağıdındaki bilginin eksik veya yanlış olması sebebiyle, sözü edilen fıkralarda belirtilen kimseler için Kurumca yersiz olarak yapılan her türlü masraflar işverene ödetilir. Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen üç gün içinde yerine getirmeyenlere aylık asgari ücret tutarında idari para cezası verilir.
 
İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
 
 
  


[1] 16.05.2006 tarihinde kabul edilmiş, 20.05.2006 tarih ve 26173 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
[2] 31.05.2006 tarihinde kabul edilmiş, 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, 01.01.2007 tarihi itibariyle yürürlüğe girecektir.
[3] Kısa vadeli sigorta kolları; iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası kollarını, uzun vadeli sigorta kolları ise; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası kollarını ifade eder.
[4] 22/04/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda tanımlanan hizmet akdini ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesini veya hizmet akdini ifade eder.
[5] Kaçınılmazlık İlkesinin Anlamı : Olayın meydana geldiği tarihte, geçerli bilimsel ve teknik kurallar gereğince, alınacak tüm önlemlere rağmen, zararın meydana gelmesi durumudur. Evrensel teknik düzey göz önünde tutularak önlenmesi olanaksız zararların kaçınılmazlık olarak değerlendirilmesi mümkündür
[6] Yarg. 10. HD., 9.5.1984, 2431/2554
[7] Yarg. 10. HD., 24.3.1983, 1307/1468
[8] Yarg. 9. HD., 15.5.1973, E: 40577, K:16804
[9] Yarg. 10.HD., 21.10.1997, 1997/5347 E., 1997/7135 K
[10] Ali GÜZEL-Ali Rıza OKUR, Sosyal Güvenlik Hukuku, İstanbul, Ekim 1998, Sayfa: 249
 
[11] İşveren, çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kurum’a doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kurum’a verilen veya iadeli taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.
 
Dışişleri Bakanlığının sigortalı olarak yurt dışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, kuruma en geç üç ay içinde gönderilir.
 
[12] İşverenler sigortalı sayılan kişileri, sigortalılık başlangıcından (Sigortalılığın Başlangıcı: Çalışmaya, meslekî eğitime veya zorunlu staja başladıkları tarihten itibaren başlar.) önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Ancak işveren tarafından sigortalı işe giriş bildirgesi;
 
-İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için, en geç çalışmaya başlatıldığı gün Kuruma verilmesi halinde,
 
-Yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde; ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar, Kuruma verilmesi halinde,
 
-Kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların, işten ayrılmış olsalar dahi, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren üç ay içinde, Kuruma verilmesi halinde, (Sigortalıların, sigortalılığının sona ermesine ilişkin bildirimleri, üç ay içinde Kuruma yapılır.)
 
sigortalılık başlangıcından önce bildirilmiş sayılır.
 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı