Okunma Sayısı : 1474
   
Sizden Gelenler - DAR MÜKELLEF KURUMLAR BAĞIŞ VE YARDIM İNDİRİMİNDEN YARARLANABİLİRLER Mİ?
Yayımlanma Tarihi: 30.04.2007
 
DAR MÜKELLEF KURUMLAR BAĞIŞ VE YARDIM İNDİRİMİNDEN YARARLANABİLİRLER Mİ?
 
 
Cem TEKİN
Gelirler Kontrolörü
 
            I. GİRİŞ:
 
            Bilindiği üzere 5520 sayılı K.V.K.’nın 3. maddesi uyarınca kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan kurumlar tam mükellef olarak adlandırılmakta ve gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilmektedirler. Buna karşılık kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar ise dar mükellef kurum olarak adlandırılmakta ve sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilmektedirler. Tam mükellef kurumların bir hesap dönemi içinde elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı, mahiyetine ve niteliğine bakılmaksızın kurum kazancı olarak adlandırılır ve ticari kazançların tabi olduğu usul ve esaslar çerçevesinde vergilendirilir. Buna karşılık dar mükellef kurumların Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar ise Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcilerinin mevcut olup olmamasına göre farklılık arz etmektedir. Buna göre dar mükellef kurumların iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla elde ettikleri kazanç ve iratların vergilendirilmesinde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümler uygulanacak olmakla birlikte, ticari ve zirai kazançları dışında kalan kazanç ve iratları hakkında ise G.V.K.’nın bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
 
            Tam mükellefiyeti haiz kurumlar, hesap dönemi içinde yapmış oldukları bir kısım bağış ve yardımları, 5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alabileceklerdir. Yazımızın izleyen bölümlerinde kurumlar vergisi mükelleflerinin yararlanabilecekleri bağış ve yardım indirimi uygulamasına ilişkin usul ve esaslar ana hatlarıyla açıklanacak, daha sonra ise dar mükellef kurumlarca bağış ve yardım indirimi uygulamasından yararlanılıp yararlanılamayacağı değerlendirilecektir.
 
            II. GENEL OLARAK BAĞIŞ VE YARDIM İNDİRİMİ UYGULAMASI
 
            Kurumlar vergisi mükellefleri 5520 sayılı K.V.K.’nın “Diğer İndirimler” başlıklı 10. maddesi uyarınca belirli şartlar altında yapmış oldukları bağış ve yardımları, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden ayrıca göstermek kaydıyla kurum kazancından indirim konusu yapabileceklerdir. Anılan düzenleme çerçevesinde indirim uygulamasına konu edebilecek bağış ve yardımlar, ana hatları itibariyle şunlardır;
 
            a. Genel Nitelikteki Bağış ve Yardımlar;
 
            5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesinin (1/b) bendi uyarınca kurumlar vergisi mükellefleri; genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, kamu menfaatine yararlı sayılan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapmış oldukları bağış ve yardımların, ilgili yıla ait kurum kazancının %5’ine kadar olan kısmını kurum kazancından indirim konusu yapabileceklerdir. Anılan düzenleme çerçevesinde kurumlar vergisi mükelleflerinin yapmış oldukları bağış ve yardımlar ile ilgili olarak indirim olanağından yararlanabilmelerine ilişkin şartlar şunlardır;
 
- Bağış ve yardım; genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, kamu menfaatine yararlı sayılan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlara yapılmalıdır.
- Bağış ve yardım, makbuz karşılığı yapılmış olmalıdır.
- Yukarıda belirtilen kurum ve kuruluşlara yapılan ödemelerin karşılıksız olması gerekmektedir.
- Bağış ve yardımın matrahtan indirimi o yıla ait kurum kazancının %5’i ile sınırlandırılmıştır.
- Bağış ve yardım, ilgili olduğu döneme ait kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınması gerekmektedir. Aksi takdirde ilgili olduğu dönemde indirim konusu yapılmayan bağış ve yardım tutarının izleyen yıllara ait kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınması mümkün değildir.
 
Anılan şartlar çerçevesinde yapılan bağış ve yardımların indirime esas kazanç tutarının tespitinde, zarar mahsubu dahil giderler ve iştirak kazançları düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki tutar esas alınacaktır. Örneğin; bağış ve yardımlar dikkate alınmadan önceki kurum kazancı 6.300.000 YTL olan bir kurumun bent metninde belirtilen kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığı yapmış olduğu bağış ve yardımların toplam tutarının 300.000 YTL olduğunu varsayalım. Buna göre kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecek azami tutar ; 6.300.000/1.05 = 6.000.000 YTL olup; bu durumda kanunen gider olarak kabul edilebilecek bağış tutarı (6.300.000 – 6.000.000 =) 300.000 YTL olacaktır. Bu kapsamda olmak üzere örneğimizde yer alan kurum, yapmış olduğu bağış ve yardımların tamamını kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alabilecektir.
 
            b. Eğitim ve Sağlık Amaçlı Bağış ve Yardımlar;
 
Kurumlar vergisi mükellefleri 5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi uyarınca; eğitim, sağlık ve bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve devamının sağlanması amacıyla genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere yapılan bağış ve yardımlar belirli şartların mevcut olması kaydıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabilecektir. Bu kapsamda olmak üzere;
 
- Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamaların,
- Söz konusu tesislerin inşası için yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarına yapılan her türlü bağış ve yardımların,
- Mevcut okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtları ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan nakdi ve ayni bağış ve yardımların,
 
tamamı, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.
 
Dikkat edileceği üzere anılan bent metninde kamuya yararlı dernekler ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara eğitim ve sağlık amaçlı yapılan bağış ve yardımların tamamının kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabileceğine ilişkin olarak herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Buna karşılık anılan kurumlara eğitim ve sağlık amacıyla yapılan bağış ve yardımlar, anılan maddenin (1/c) bendinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ve kurum kazancının %5’i ile sınırlı olarak kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabilecektir.
 
Kurumlar vergisi mükelleflerince yapılan ve 5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesinin (1/ç) bendi uyarınca bağış ve yardım indirimi uygulamasının kapsamına dahil bulunan bağış ve yardımların;
 
            - Bağışlanan okul, sağlık tesisi ve 100 yatak kapasitesinden az olmamak üzere (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin inşası için yapılan harcama,
            - Bu tesislerin inşası için yapılan bağış ve yardım,
            - Mevcut okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtlarının faaliyetlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla yapılan bağış ve yardım,
 
niteliğinde olması gerekmektedir. Anılan uygulama çerçevesinde; “okul” ifadesinden, doğrudan eğitim-öğretim hizmetlerinin verildiği temel birimlerin anlaşılması gerekmekte olup rehberlik ve araştırma merkezi, mesleki eğitim merkezi, iş eğitim merkezi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve akşam sanat okulları da bu kapsamda değerlendirilecektir. Diğer taraftan “sağlık tesisi” ifadesinden ise Sağlık Bakanlığınca sağlık tesisi kapsamında değerlendirilen kurum ve kuruluşların anlaşılması gerekmektedir.
 
Kurumlar vergisi mükelleflerinin eğitim ve sağlık amaçlı olmak üzere yapmış oldukları nakdi ve ayni bağışların tamamı, kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabilecektir. Buna göre bağış ve yardımların ayni olarak yapılması durumunda, bağışlanan veya yardımın konusunu oluşturan mal veya hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas alınacaktır.
 
            c. Kültürel ve Sanatsal Amaçlı Bağış ve Yardımlar;
 
5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesinin (1/d) bendinde genel ve özel bütçeli kamu idareleri ile il özel idareleri ve belediyeler, köyler ve kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen bir kısım faaliyetlere ilişkin olarak kurumlar vergisi mükellefleri tarafından yapılacak bağış ve yardımların kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda olmak üzere kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecek bağış ve yardımlar şunlardır;
 
- Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticarî olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine yönelik bağış ve yardımlar,
- Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarîsi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de dahil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına yönelik bağış ve yardımlar,
- Yazma ve nadir eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına yönelik bağış ve yardımlar,
- 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine yönelik bağış ve yardımlar,
- Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarına yönelik bağış ve yardımlar,
- Yurt dışındaki taşınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye’ye getirilmesi çalışmalarına yönelik bağış ve yardımlar,
- Kültür envanterinin oluşturulması çalışmalarına yönelik bağış ve yardımlar,
- 2863 sayılı Kanun kapsamındaki taşınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin sağlanmasına yönelik bağış ve yardımlar,
- Somut olmayan kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim ve faaliyetler ile bu alanlarda araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve film platosu kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatının tedariki ile film yapımına yönelik bağış ve yardımlar,
- Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültür ve sanat faaliyetlerinin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalışmalarına yönelik bağış ve yardımlar.
 
Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından yapılan yukarıda belirtilen nitelikteki bağış ve yardımların tamamının kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınması mümkün olmakla birlikte, Bakanlar Kurulu, bölgeler ve faaliyet türleri itibarıyla bu oranı yarısına kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar getirmeye yetkilidir.
 
Bununla birlikte kurumlar vergisi mükellefleri tarafından kültürel ve sanatsal amaçlı olarak yapılacak bağış ve yardımlar çerçevesinde indirim uygulamasından yararlanılabilmesi için bağış yapılan projenin Kültür Bakanlığı tarafından desteklendiği veya desteklenmesinin uygun görüldüğüne ilişkin ilgili Bakanlığın yazısının kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bağlı bulunulan vergi dairelerine verilmesi gerekmektedir.
 
            d. Doğal Afetler Dolayısıyla Yapılan Bağış ve Yardımlar;
 
Kurumlar vergisi mükellefleri, Bakanlar Kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığı ile makbuz karşılığında yapmış oldukları aynî ve nakdî bağışların tamamını, 5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi uyarınca kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alabileceklerdir.
 
III. DAR MÜKELLEF KURUMLARDA BAĞIŞ ve YARDIM İNDİRİMİ
 
a. Genel Açıklama;
 
5520 sayılı K.V.K.’nın 3. maddesinin ikinci fıkrasında, mezkur Kanunun 1. maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği belirtilmiştir. Anılan düzenleme çerçevesinde kanuni merkezden maksat, vergiye tabi kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkez, iş merkezi olarak ise iş bakımından işlemlerin bilfiil toplandığı ve yönetildiği merkez dikkate alınacaktır.
 
Dar mükellef kurum kazançlarının tespiti ve vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar, 5520 sayılı K.V.K.’nın “Dar Mükellefiyet Esasında Verginin Tarhı ve Ödenmesi” başlık üçüncü kısmında düzenlenmiş olup, dar mükellefiyette kurum kazancı aşağıdaki kazanç ve iratlardan oluşmaktadır;
 
            - Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançlar (Bu şartları taşısalar bile kurumların ihraç edilmek üzere Türkiye’de satın aldıkları malları Türkiye’de satmaksızın yabancı ülkelere göndermelerinden doğan kazançlar, Türkiye’de elde edilmiş sayılmaz. Türkiye’de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının ya da her ikisinin Türkiye’de olması veya satış sözleşmesinin Türkiye’de yapılmasıdır.).
            - Türkiye’de bulunan zirai işletmeden elde edilen kazançlar.
            - Türkiye’de elde edilen serbest meslek kazançları.
            - Taşınır ve taşınmazlar ile hakların Türkiye’de kiralanmasından elde edilen iratlar.
            - Türkiye’de elde edilen menkul sermaye iratları.
            - Türkiye’de elde edilen diğer kazanç ve iratlar.
 
            Anılan Kanunun 22. maddesinin (2) numaralı fıkrasında özetle; dar mükellefiyete tabi kurumların ticari ve zirai kazançlar dışında kalan kazanç ve iratları hakkında G.V.K.’nın bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ancak bu kazanç ve iratların Türkiye’de yapılmakta olan ticari ve zirai faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde ticari kazancın tespitine ilişkin usul ve esasların geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Öte yandan anılan maddenin (1) numaralı fıkrasında ise, dar mükellef kurumların Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde ettikleri kazanç ve iratların tespitinde aksi belirtilmediği sürece tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
 
Tam mükellefiyeti haiz kurumların bir hesap dönemi içinde elde etmiş oldukları kurum kazancının tespitine ilişkin usul ve esaslar, 5520 sayılı K.V.K.’nın “Tam Mükellefiyet Esasında Verginin Tarhı ve Ödenmesi” başlıklı ikinci kısmında düzenlenmiştir. Dikkat edileceği üzere tam ve dar mükellef kurumların kurumlar vergisine tabi kazanç ve iratlarının tespiti ve vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar, 5520 sayılı K.V.K.’nın iki ayrı kısmında düzenlenmiştir. Doğal olarak tam mükellef kurum kazançlarının tespitine ilişkin ikinci kısımda yer alan düzenlemelerin dar mükellef kurumlar açısından geçerli olabilmesi için, dar mükellef kurum kazançlarının tespitine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı üçüncü kısımda buna ilişkin atıfın yer alması gerekmektedir. Bilindiği üzere kurumlar vergisi mükellefleri tarafından yapılan bağış ve yardımların, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurum kazancından indirim konusu yapılmasına ilişkin usul ve esaslar 5520 sayılı K.V.K.’nın ikinci kısmında yer alan 10. madde de düzenlenmiştir. Bu kısım ise Kanunun sadece tam mükellef kurum kazançlarının tespitine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı bölümdür. Buna karşılık mezkur Kanunun üçüncü kısmında ise dar mükellef kurumların yapmış oldukları bağış ve yardım harcamalarına ilişkin indirim uygulamasından yararlanabilmeleri hususunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Sadece yukarıda da belirttiğimiz üzere dar mükellef kurumların Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde ettikleri kazanç ve iratların tespitinde aksi belirtilmediği sürece tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle bizce, sadece Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla kazanç ve irat elde eden dar mükellef kurumların anılan düzenleme uyarınca 5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde yapmış oldukları bağış ve yardımlar ile ilgili olarak indirim uygulamasından yararlanabilmeleri mümkün olacaktır. Buna karşılık Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunmayan dar mükellef kurumların, bütün şartların mevcut olması durumunda dahi bağış ve yardım indirimi uygulamasından yararlanamaması gerekmektedir.
 
Diğer taraftan 1 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde, K.V.K.’na göre vergileme yapılabilmesi için dar mükellef kurumların safi kurum kazançlarının tespit edilmesi gerektiği, safi kurum kazancının ise mükelleflerin hasılatlarından mezkur Kanuna göre indirebilecekleri gider veya maliyet unsurları ile diğer indirimleri düşmeleri ve indirimi kabul edilmeyen giderleri ilave etmeleri suretiyle bulunacağı belirtilmiştir. Ancak 5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesinde yer alan düzenlemenin tam mükellef kurumlar ile Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla faaliyette bulunan dar mükellef kurumlar açısından geçerli olması nedeniyle bizce Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunmayan dar mükellef kurumların anılan düzenleme çerçevesinde bağış ve yardım indirimi uygulamasından yararlanması mümkün değildir.
 
b. Dar Mükellef Kurumlarda Bağış ve Yardım İndirimi Uygulamasında Farklı Bir Yaklaşım;
 
            Yazımızın önceki bölümlerinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere sadece tam mükellef kurumlar ile Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunan dar mükellef kurumların yapmış oldukları bağış ve yardımlar ile ilgili olarak 5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesinde yer alan indirim uygulamasından yararlanabilecektir. Buna bağlı olarak, Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi olmayan dar mükellef kurumların elde etmiş oldukları; serbest meslek kazançları, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlardan oluşan kurumlar vergisi matrahı açısından anılan düzenlemede yer alan bağış ve yardım indirimi uygulamasından yararlanabilmeleri mümkün olmayacaktır. Ancak mezkur Kanunun 22. maddesinin (2) numaralı fıkrasında özetle; dar mükellef kurumların ticari ve zirai kazançlar dışındaki kazanç ve iratları hakkında G.V.K.’nın bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtildiğinden bizce Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcileri bulunmayan dar mükellef kurumların G.V.K.’nın 89. maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde yapmış oldukları bağış ve yardımlar ile ilgili olarak indirim uygulamasından yararlanabileceklerdir. Bilindiği üzere G.V.K.’nın 89. maddesinin birinci fıkrasının;
 
            - (4) numaralı bendinde, genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin %5’ini (kalkınmada öncelikli yörelerde %10’unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların,
 
            - (5) numaralı bendinde, genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdi veya ayni bağış ve yardımların tamamının,
 
            - (7) numaralı bendinde, genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurumlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen ya da desteklenmesi uygun görülen faaliyetler için yapılan ve bent metninde tadadi olarak belirtilen harcamalar ile bağış ve yardımların tamamının,
 
- (10) numaralı bendinde, Bakanlar Kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığıyla makbuz mukabili yapılan ayni veya nakdi bağışların tamamının,
 
gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabileceği hüküm altına alınmıştır. Dikkat edileceği üzere 5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesi ile G.V.K.’nın 89. maddesinde yer alan ve gelir/kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde indirim olarak dikkate alınması mümkün bulunan bağış ve yardımlar aynıdır. Bu nedenle bizce Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunmayan dar mükellef kurumların Türkiye’de G.V.K.’nın 89. maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde yapmış oldukları bağış ve yardımlar ile ilgili olarak indirim uygulamasından yararlanabilmeleri mümkün olacaktır.
 
IV. SONUÇ:
 
Kurumlar vergisi mükelleflerinin hesap dönemi içinde yapmış oldukları bağış ve yardımların, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurum kazancından indirilmesine ilişkin usul ve esaslar, 5520 sayılı K.V.K.’nın tam mükellef kurum kazançlarının tespitine ilişkin usul ve esasların yer aldığı ikinci kısmında bulunan 10. maddesinde düzenlenmiştir. Yeni K.V.K.’nın 4 ayrı kısım halinde düzenlenmiş olması ve her bir kısımda yer alan düzenlemelerin diğer kısımlardan kesin hatlarla ayrılmış olması nedeniyle, bu hususla ilgili herhangi bir atıf olmadığı sürece anılan madde metninde yer alan düzenlemelerin dar mükellef kurumlar açısından geçerli olması mümkün olmayacaktır. Bilindiği üzere dar mükellef kurum kazançlarının vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların düzenlendiği mezkur Kanunun üçüncü kısmında yer alan 22. maddenin (1) numaralı fıkrasında özetle; Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi vasıtasıyla faaliyette bulunan dar mükellef kurum kazançlarının vergilendirilmesinde tam mükellef kurumlar içinde geçerli olan hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu bu atıf nedeniyle Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla faaliyette bulunan dar mükellef kurumlar, 5520 sayılı K.V.K.’nın 10. maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde bağış ve yardım indirimi uygulamasından yararlanabilecektir. Buna karşılık bizce Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunmayan kurumlar ise G.V.K.’nın 89. maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde bağış ve yardım indirimi uygulamasından yararlanabileceklerdir.
 
 
                                                                                              Cem TEKİN
                                                                                              Gelirler Kontrolörü
 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı