Dairesi
Veraset ve intikal vergisi uygulamasında vergi ziyaından söz edilebilmesi için; kanuni süre ve bu sürenin bitiminden sonraki 15 günlük birinci ek sürenin geçmesinden sonra mükelleflerin vergi dairesince yazı ile beyana çağrılmaları ve bu suretle kendilerine verilen ikinci 15 günlük ek sürede de beya
Karar No
0
Esas No
0
Karar Tarihi
01-01-2000
Maliye Bakanlığı Özelgesi Tarih : 01.02.2000 Sayı : B.07.0.GEL.0.60/60121430 Veraset ve intikal vergisi uygulamasında vergi ziyaından söz edilebilmesi için; kanuni süre ve bu sürenin bitiminden sonraki 15 günlük birinci ek sürenin geçmesinden sonra mükelleflerin vergi dairesince yazı ile beyana çağrılmaları ve bu suretle kendilerine verilen ikinci 15 günlük ek sürede de beyanda bulunmamış olmaları gerekmektedir. Bakanlığımıza intikal eden olaylardan; Veraset ve İntikal Vergisi beyannamelerini veren mükelleflerin sonradan herhangi bir nedenle beyan dışı kaldığı anlaşılan mirasa dahil malları ek beyanname ile beyan etmeleri halinde, bu beyanlar üzerinden verginin tarhı sırasında ceza ve gecikme faizi uygulamaları bakımından yapılacak işlemler konusunda tereddüte düşüldüğü anlaşılmış olup, konu hakkında aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür. Bilindiği gibi, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 9. maddesinin, 1. fıkrasına göre veraset ve intikal vergisi beyannamesi; ölüm Türkiye'de meydana gelmiş ise mükelleflerin Türkiye'de bulunmaları halinde ölüm tarihini izleyen 4 ay içinde, muris ve mirasçılardan birisi Türkiye'de, diğeri yabancı bir ülkede ise 6 ay, hem muris hem de mirasçılar ayrı ayrı yabancı ülkelerde ise 8 ay içinde verilmektedir. Yukarıda da açıklandığı üzere, Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 20. maddesine göre verilen beyannamede gösterilmeyen mallar ile beyanname verilmeyen hallerde mükellefiyet, intikal eden malların idarece tespit olunduğu tarihte başlamaktadır. Dolayısıyla, sözkonusu intikale konu malların mükellefler tarafından idarece beyana davet edilmeden kendi rızalarıyla veya beyana çağrı ile tanınan ek süre içinde ek beyanname ile beyanı halinde yapılan tarhiyat, bu mallar açısından ilk tarhiyat olmaktadır. Buna göre, belirtilen durumlarda ikmalen, re'sen veya idarece tarhiyattan söz edilemeyeceğinden, tahakkuk eden vergiler için gecikme faizi de uygulanmayacaktır. Ancak, sözkonusu tarhiyatın yapılması sırasında verginin, normal süresinde veya daha sonra ek beyannameden önce verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde bildirilen intikale konu malların değerleri toplamı da dikkate alınarak genel toplamın tekabül ettiği tarife dilimlerine göre hesaplanacağı tabiidir. Aynı Kanunun 20. maddesinin (b) fıkrasına göre de mükellefiyet, verilen beyannamelerde gösterilmeyen mallar ile beyanname verilmeyen hallerde, intikal eden malların idarece tespit olunduğu tarihte başlamaktadır. Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun veraset ve intikal vergisi uygulamasında dikkate alınacak ek sürelerle ilgili 342. maddesinde; veraset ve intikal vergisine ilişkin mükellefiyetlerde tahakkuk işlemlerinin yapılması için beyanname verme süresinin sonundan başlayarak 15 gün bekleneceği, beyannamenin bu süre içinde verilmesi halinde vergi ziyaı olmamış sayılacağı, ayrıca mükelleflerin, kendilerine tebliğ edilmek şartıyla verilen ikinci 15 günlük ek sürede beyanda bulunmaları halinde de aynı hükmün uygulanacağı belirlenmiştir. Bu hükümlere göre, veraset ve intikal vergisi uygulamasında vergi ziyaından söz edilebilmesi için; kanuni süre ve bu sürenin bitiminden sonraki 15 günlük birinci ek sürenin geçmesinden sonra mükelleflerin vergi dairesince yazı ile beyana çağrılmaları ve bu suretle kendilerine verilen ikinci 15 günlük ek sürede de beyanda bulunmamış olmaları gerekmektedir. Öte yandan, kanuni süresi içinde beyannamenin verilmesinden sonra beyan dışı kaldığı anlaşılan malların hangi süre içinde beyan edileceği konusunda gerek Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nda, gerekse Vergi Usul Kanunu'nda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, bugüne kadar ki uygulamada, kanuni süresi veya ek süreler içinde beyanname verdikten sonra beyan dışı kaldığı anlaşılan intikale konu malları, vergi dairesince beyana çağrı yapılmadan ek beyanname ile beyan eden mükellefler adına, Vergi Usul Kanunu'nun 342. maddesinde yeralan ek sürelerin ilk beyan için uygulanması gerektiği, yasal sürede beyanname verildikten sonra beyan dışı kaldığı anlaşılan malların beyanında anılan hükmün uygulanamayacağı düşüncesiyle tarhiyata vergi aslına bağlı cezalardan birinin kesilmesinin gerektiği yönünde görüşler verilmiştir. Oysa, mükelleflerin, beyan dışı kalan mallar için, idarece yazı ile süre verilmeden ek beyanda bulunmaları veya idarece yazı ile beyana çağrı yapılması suretiyle verilen 15 günlük ek sürenin sonuna kadar ek beyanname vermeleri halinde, tarh olunacak vergi üzerinden vergi ziyaı cezası kesilmemesi gerektiği konusunda vergi mahkemelerince verilen kararlar Danıştay'ca da, kabul görmüş ve bu yöndeki kararlar istikrar kazanmıştır. Bu durumda, sözü edilen hallerde vergi ziyaı cezasının kesilmemesi, Vergi Usul Kanunu'nun 352. maddesi hükmüne göre durumuna uygun usulsüzlük cezalarından birisinin kesilmesi ile yetinilmesi gerekir. Ayrıca, Vergi Usul Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasında ikmalen, re'sen ve idarece yapılan tarhiyatlarda tahakkuktaki gecikme süreleri dikkate alınarak gecikme faizi uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı