Dairesi
GELİR EKSİĞİNİN TAKİPTEN KALDIRILMASINI SAĞLAYACAK BELGENİN İBRAZ EDİLMEMESİ HALİNDE, 6183 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANACAĞININ SÖYLENMİŞ OLMASI VE ANILAN KANUN HÜKÜMLERİNİN DE, ANCAK TAHSİLİ KABİL HALE GELEN KAMU ALACAKLARI BAKIMINDAN UYGULANABİLİR OLMASI KARŞISINDA; İSTENİLEN BELGEYİ İBRAZDAN
Karar No
1376
Esas No
4804
Karar Tarihi
20-05-2004
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
2004
1376
2001
4804
20/05/2004
 
KARAR METNİ

GELİR EKSİĞİNİN TAKİPTEN KALDIRILMASINI SAĞLAYACAK BELGENİN İBRAZ EDİLMEMESİ HALİNDE, 6183 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANACAĞININ SÖYLENMİŞ OLMASI VE ANILAN KANUN HÜKÜMLERİNİN DE, ANCAK TAHSİLİ KABİL HALE GELEN KAMU ALACAKLARI BAKIMINDAN UYGULANABİLİR OLMASI KARŞISINDA; İSTENİLEN BELGEYİ İBRAZDAN İMTİNA EDEN DAVACININ İTİRAZININ REDDEDİLDİĞİNİN KABULÜ GEREKTİĞİ HK.

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü Karşı Taraf : ... Deniz Ticaret Sanayi Anonim Şirketi

İstemin Özeti : Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğünde tescilli 18.1.1993 tarih ve 3115 sayılı beyanname muhteviyatı eşya nedeniyle davacı Şirket adına tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin vadesinde ödenmediğinden bahisle tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ olunan 4.12.2000 tarih ve ... sayılı ödeme emrini; davacı Şirket tarafından, 2581 sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen ithalata, katma değer vergisi muafiyetinin uygulanabilmesi için, ithal konusu geminin envantere kaydedilmesi ve işletmede kullanıldığının belgelenmesi gerektiği; olayda da davacı Şirket tarafından böyle bir belge ibraz edilmediği için katma değer vergisi tahakkuk ettirilmiş ve vadesinde ödenmemesi üzerine ödeme emri düzenlenmiş ise de; idarenin tahakkukun yasal dayanağı olarak gösterdiği Katma Değer Vergisi Kanununun 13 maddesinin (a) fıkrasının dava konusu olayda uygulanmasına olanak bulunmadığı, söz konusu hükmün, teşvik belgeli yatırımlar için getirilen bir istisna hükmü olduğu, yükümlü şirketin yaptığı ithalatın ise, 2581 sayılı Deniz Ticaret Filosunun Geliştirilmesi ve Gemi İnşa Tesislerinin Teşviki Hakkında Kanuna dayandığı, bu Kanunda, muafiyet için ilgili merciilerin müsaadesinin yeterli görüldüğü; ayrıca, deniz taşıtının işletmede kullanıldığının tevsiki amacıyla bir belge ibrazının öngörülmediği, ayrıca, davacı Şirket tarafından ek tahakkuka yapılan itirazın reddine dair bir işlem tesis edilmediğinin anlaşıldığı, dolayısıyla ortada kesinleşmiş bir amme alacağı bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle iptal eden İstanbul Dördüncü Vergi Mahkemesinin 7.6.2001 günlü ve E:2001/2; K:2001/830 sayılı kararının, 7 seri nolu Katma Değer Vergisi İç Genelgesi gereğince istisnadan yararlanılabilmesi için, araçların işletildiğinin veya kiralandığının vergi dairesinden alınacak bir yazı ile tevsik edilmesi gerektiği, davacı Şirketin de istenilen bu belgeyi ibraz etmediği, dolayısıyla yapılan işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Kadir Özkaya'nın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Emel Cengiz'in Düşüncesi:Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Olay tarihinde yürürlükte bulunan 1615 sayılı Gümrük kanununun 78'inci maddesinin 5'inci fıkrasında, mükelleflerin, muaflık hükümlerinin yerine getirilmemiş veya yanlış tatbik edilmiş olması nedeniyle gümrük vergisi tahakkuklarına karşı itirazda bulunabilecekleri belirtilmiş, "İdari İtiraz Yolu" başlıklı 84'üncü maddesinde ise mükelleflerin 78'inci maddenin 4, 5 ve 7'inci fıkralarında yazılı sebeplerden biriyle onbeş gün içinde tahakkuku yapan idarenin bağlı bulunduğu gümrük müdürlüğüne itirazda bulunabileceği, bu merciin bir ay zarfında vereceği kararlara karşı onbeş gün içinde, Bakanlıkça tespit edilecek normal fiyata kadar olan miktarlar için bağlı bulundukları gümrükler başmüdürlüklerine ve bu miktardan yukarı değerde olanlar için Gümrükler Genel Müdürlüğüne itiraz olunabileceği, bu itirazların başmüdürlüklerde iki ay, Gümrükler Genel Müdürlüğünce üç ay içinde karara bağlanacağı, bu karara karşı ise, mükelleflerin, idari yargı mercilerine müracaat edebileceği hükme bağlanmıştır.

6183 sayılı Kanununun 58'inci maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının, Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğünde tescilli 18.1.1993 tarih ve 3115 sayılı giriş beyannamesi kapsamında bir adet geminin ithalatını, Ulaştırma Bakanlığı İstanbul Ulaştırma Bölge Müdürlüğünün 14.1.1993 tarih ve 76/162 sayılı yazısı ve 2581 sayılı Deniz Ticaret Filosunun Geliştirilmesi ve Gemi İnşa Tesislerinin Teşviki Hakkında Kanun hükümlerine göre, tasdikli faturaya istinaden, vergiden muaf olarak gerçekleştirdiği; idare tarafından ise, 3065 sayılı Kanunun 13 maddesinin (a) fıkrası hükmü uyarınca, söz konusu ithalatın katma değer vergisinden muaf tutulabilmesinin geminin, envantere kaydedilmesi ve işletmede kullanıldığının belgelenmesi şartına bağlı olduğu, davacının da böyle bir belgeyi ibraz etmemesi nedeniyle, katma değer vergisi tahakkuk ettirildiği, tahakkukun tebliği üzerine davacı tarafından süresi içinde, gümrük müdürlüğüne itiraz edildiği, anılan müdürlükçe, bu itiraza cevaben, 6.9.1995 tarih ve 6166 sayılı yazı ile, vergi dairesinden gerekli yazının ibrazı halinde gelir eksiği takibatının kaldırılacağının, aksi takdirde, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tahsili cihetine gidileceği hususunun bildirildiği; bu bildirim üzerine, davacı Şirket tarafından herhangi bir başvuruda bulunulmaması üzerine de, söz konusu kamu alacağının tahsili amacıyla davaya konu 4.12.2000 günlü 17131 sayılı ödeme emrinin düzenlenip tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Mahkeme kararında, davacının, itirazının reddine dair bir işlemin tesis edilmediği belirtilmekte ise de; Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünün anılan yazısında; gelir eksikliğinin takipten kaldırılmasını sağlayacak belgenin ibraz edilmemesi halinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağının söylenmiş olması ve anılan Kanun hükümlerinin de ancak tahsili kabil kamu alacakları bakımından uygulanabilir olması karşısında; istenilen belgeyi ibrazdan imtina etmesi durumunda, davacı Şirketin itirazının reddedildiğinin kabulü zorunludur. Olayda da, anılan işlemin tebliği üzerine, davacı tarafından, ithal edilen geminin envantere kaydedildiği ve işletmede kullanıldığına dair belge ibraz edilmediği gibi, Gümrük Kanununun 84'üncü maddesinin yukarıda anılan hükümleri uyarınca üst makama itirazda da, bulunulmamıştır. Hal böyle olunca, söz konusu ithalat nedeniyle yapılan katma değer vergisi tahakkuku kesinleşmiş bulunmaktadır.

Bu bakımdan, kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, davanın reddi yolunda karar verilmesi gerekirken, ödeme emrinin, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçe ile iptalinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 20.5.2004 gününde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

AZLIK OYU

Temyiz başvurusu; davacı Şirket adına tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin vadesinde ödenmediğinden bahisle tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ olunan 4.12.2000 tarih ve 17131 sayılı ödeme emrini; ortada kesinleşmiş bir amme alacağı bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması istemin ilişkindir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının, Ulaştırma Bakanlığı İstanbul Ulaştırma Bölge Müdürlüğünün 14.1.1993 tarih ve 76/162 sayılı yazısı ve 2581 sayılı Deniz Ticaret Filosunun Geliştirilmesi ve Gemi İnşa Tesislerinin Teşviki Hakkında Kanun hükümlerine göre, tasdikli faturaya istinaden, vergiden muaf olarak gerçekleştirdiği geminin ithalatının, 3065 sayılı kanunun 13 maddesinin (a) fıkrası hükmü uyarınca, katma değer vergisinden muaf tutulabilmesi için, geminin, envantere kaydedilmesi ve işletmede kullanıldığının belgelenmesi şartına bağlı olduğu, davacının da böyle bir belgeyi ibraz etmediği nedenine dayanılarak, katma değer vergisi tahakkuk ettirildiği, tahakkukun tebliği üzerine davacı tarafından süresi içinde, gümrük müdürlüğüne itiraz edildiği, anılan müdürlükçe, bu itiraza cevaben, 6.9.1995 tarih ve 6166 sayılı yazı ile, vergi dairesinden gerekli yazının ibrazı halinde gelir eksiği takibatının kaldırılacağının, aksi takdirde, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tahsili cihetine gidileceği hususunun bildirildiği; bu bildirim üzerine, davacı Şirket tarafından herhangi bir başvuruda bulunulmaması üzerine de, sözkonusu kamu alacağının tahsili amacıyla davaya konu 4.12.2000 günlü 17131 sayılı ödeme emrinin düzenlenip tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Olayda, Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünce davacı Şirkete verilen cevap, niteliği itibarıyla itirazın reddine ilişkin bir işlemdir. Bu nedenle, anılan işlemin tebliği üzerine, davacı tarafından, ya ithal edilen geminin envantere kaydedildiğinin ve işletmede kullanıldığının belgelemesi ya da Gümrük Kanununun 84'üncü maddesinin yukarıda anılan hükümleri uyarınca üst makama itirazda bulunulması gerekirken, bu yollara başvurulmamıştır. Hal böyle olunca, söz konusu ithalat nedeniyle yapılan katma değer vergisi tahakkuku kesinleşmiş bulunmaktadır. Bu nedenle tahsil amacıyla ödeme emri düzenlenmesi yerindedir.

Diğer yandan; 6183 sayılı Kanununun 58'inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği belirtildiğinden, davacı iddialarının, "borcum yoktur" kapsamında incelenmesi mümkün ise de, tahakkuk aşamasında, davacı Şirket tarafından, idarece muafiyet uygulayabilmek için istenilen belge ibraz edilmediği gibi, üst makama da itiraz edilmediğinden, davada, bunun yapılması mümükün değildir.

Bu nedenle Mahkeme Kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararının gerekçesine katılmıyoruz.

YÖ/ÖEK


 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı