Dairesi
TİCARİ İŞLETMENİN AKTİFİNDE KAYITLI TAŞIT ARACI SATIŞ BEDELİNİN
Karar No
193
Esas No
359
Karar Tarihi
21-09-1997
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1997
359
1996
193
21/09/1997
 
KARAR METNİ

TİCARİ İŞLETMENİN AKTİFİNDE KAYITLI TAŞIT ARACI SATIŞ BEDELİNİN KASKO
SİGORTA DEĞERİNDEN DÜŞÜK GÖRÜLMESİ ÜZERİNE TAKDİR KOMİSYONU KARARINA
DAYANILARAK UYGULANAN TARHİYATA KARŞI AÇILAN DAVANIN, MAHALLİ TİCARET
ODASI, ŞÖFÖRLER VE OTOMOBİLCİLER DERNEĞİ GİBİ KURULUŞLARDAN SATIŞ TA-
RİHİNDEKİ DEĞER HAKKINDA ALINACAK GÖRÜŞ DEĞERLENDİRİLDİKTEN SONRA SO-
NUÇLANDIRILMASI GEREKTİĞİ HK.

Nakliyecilik faaliyetinde kullandığı kamyonun beyan edilen satış bede-
li düşük bulunarak yükümlü adına Nisan 1993 dönemi için resen kaçakçı-
lık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Adana 1.Vergi Mahkemesi
3.3.1994 günlü ve 1994/208 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanununun 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde
matrahın açıklandığı, 492 sayılı Harçlar Kanununun 43 üncü maddesinin
sonuna 3689 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle eklenen fıkrayla getiri-
len kasko sigorta değerinin ise sadece noter harçları uygulamasıyla
ilgili olduğu ve bunun diğer vergilere yaygınlaştırılmasının mümkün
bulunmadığı, olayda, alım satıma taraf olanlar bilindiğine ve gerçek
usulde vergilendirildiğine göre tarafların bilgisine başvurulması ve
gerekirse defter ve belgeleri üzerinde karşıt inceleme yapılması sure-
tiyle taşıtın beyan edilen satış değerinin doğruluğunun araştırılıp
saptanması gerekirken,salt yasal zorunluluktan dolayı satış senedinde
gösterilen kasko sigorta değeri esas alınmak suretiyle takdir edilen
matrah farkı üzerinden yükümlü adına cezalı tarhiyat yapılmasında ya-
saya uygunluk görülmediği gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır.
Bu karara karşı vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini in-
celeyen Danıştay Onbirinci Dairesi 16.3.1995 günlü ve 1995/642 sayılı
kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27 nci ve 213 sa-
yılı Vergi Usul Kanununun 267 nci maddelerinden bahisle, Nisan 1993 a-
yında satılan araç için yükümlünün beyan ettiği ve katma değer vergi-
sine esas matrahı teşkil eden satış bedelinin idarece düşük görülmesi
üzerine olayın takdir komisyonuna sevkedildiği, takdir komisyonunca,
anılan yasa hükmünde belirtilen hususlara uyulmadan, aracın kasko si-
gorta değeri gözönüne alınarak matrah takdir edilmesi sonucunda, tak-
dir edilen matrahtan beyan edilen miktar düşülmek suretiyle kaçakçılık
cezalı katma değer vergisi salındığı, ticari faaliyette kullanılan a-
racın satışı nedeniyle beyan edilen satış bedelinin idarece düşük gö-
rülmesi üzerine olayın takdir komisyonuna sevkinin yerinde olduğu, an-
cak, komisyonca aracın gerçek satış değerinin ne olabileceği konusunda
herhangi bir araştırma yapılmaksızın doğrudan kasko sigorta değerine
göre takdirde bulunulmasının hatalı olduğu, nitekim, 170 seri no'lu
Gelir Vergisi Tebliğinin (D) bölümünde, taşıtın gerçek satış bedelinin
tespiti sırasında, diğer unsurlarla birlikte satış tarihi itibarıyla
geçerli olan kasko sigortasına esas alınan bedelden de yararlanılabi-
leceğinin belirtildiği, olay tarihinden sonra olmakla birlikte, Maliye
Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünce düzenlenen 1994/2 sıra nolu İç
Genelgede, sadece kasko bedellerinden hareketle mükellefler adına tar-
hiyat yapılmaması, gerçek satış bedellerinin tesbiti sırasında diğer
hususların da incelenmesi gerektiğinin ifade edildiği, 2577 sayılı Ya-
sanın 20 inci maddesi ile idari yargı yerlerine resen araştırma yetki-
si tanındığı, bu itibarla, takdir komisyonunca saptanan ve uyuşmazlık
konusu cezalı tarhiyatın dayanağını oluşturan bedelin, 3065 ve 213 sa-
yılı Yasalarda tanımı yapılan emsal bedeline uygun olup olmadığının
tespiti amacıyla, Ticaret Odası, Şoförler ve Otomobilciler Derneği ile
gerekli görülecek başka ilgili merciler nezdinde yapılacak araştırma
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle veri-
len kararda isabet görülmediği gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuş-
tur.

Bozma kararına uymayan vergi mahkemesi, ilk kararında direnmiş-
tir.

Malmüdürlüğü ısrar kararının bozulmasını istemektedir.
Nakliyecilik faaliyetinde kullanılan taşıtın beyan edilen satış
bedelinin düşük görülmesi üzerine takdir komisyonunca saptanan bedel
ile beyan edilen bedel arasındaki fark üzerinden resen salınan kaçak-
çılık cezalı katma değer vergisini kaldıran vergi mahkemesi direnme
kararı malmüdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27 nci maddesinde,
bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat,
hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın, işlemin
mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu belirtilmiş, be-
delin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük
bulunması ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamaması
halinde, matrah olarak emsal bedel veya emsal ücretin esas alınması,
emsal bedel ve emsal ücretin, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre sap-
tanması kurala bağlanmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesinde; gerçek be-
deli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen
bir malın değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz o-
lacağı değer, emsal bedeli olarak tanımlanmış, 3 üncü sırasında ise
emsal bedel takdirinin, takdir komisyonunca maliyet bedeli ve piyasa
kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dere-
celeri nazara alınmak suretiyle yapılması kabul edilmiştir.

Bir işlem nedeniyle bildirilen bedelin, emsal bedeline göre dü-
şük görülmesi ve bu düşüklük hakkında yeterli açıklama yapılamaması
halinde emsal bedel takdiri için Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesi-
nin üçüncü sırasında yazılı olduğu gibi takdir komisyonuna başvurulma-
sı gerekmekle birlikte, takdir komisyonunun, maliyet bedeli, piyasa
kıymetleri ve yıpranma derecesini de araştırmak suretiyle işlemin ya-
pıldığı tarihteki gerçeğe en yakın bedeli emsal bedeli olarak takdir
etmesi, sözü edilen kuralların gereğidir.

Davacının ticari işletmesine dahil olan kamyonun bildirilen sa-
tış bedeli, emsaline göre düşük bulunarak takdir komisyonuna başvurul-
muş, komisyonca, satış senedinde yazılı kasko sigorta değeri dışında
somut herhangi bir saptama yapılmadan emsal bedel takdir edilmişse de,
tarhiyata karşı açılan davanın incelenmesi sırasında, satış bedeli
tartışmalı olan taşıtın satış tarihindeki değerinin, aracın tüm özel-
likleri gözönüne alınarak, mahalli ticaret odası, şoförler ve otomo-
bilciler derneği gibi kuruluşlardan görüş istenerek, bu bilgiler de-
ğerlendirildikten sonra matrah farkı doğduğu takdirde tarhiyatın, ku-
sur cezalı olarak değiştirilmesi gerekirken, kaldırılmasında hukuka
uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Adana 1.Vergi
Mahkemesinin 20.6.1995 günlü ve 1995/613 sayılı direnme kararının bo-
zulmasına, karar verildi.

XX - K A R Ş I O Y

Dosyada; kasko değeri ... TL.olan kamyonunu ... TL.ya sattığını
beyan eden davacı adına, takdir komisyonunca ... TL. olarak takdir o-
lunan emsal bedel üzerinden yapılan katma değer vergisi tarhiyatı ile
bu vergiye bağlı olarak tesis edilen ceza kesme işlemini, kasko değeri
esas alınarak emsal bedel takdiri yapılamayacağı gerekçesiyle iptal e-
den vergi mahkemesi kararının; herhangi bir araştırma yapılmaksızın
doğrudan kasko değeri esas alınmak suretiyle emsal bedel takdiri yapı-
lamayacağı; ancak, anılan bedelden de yararlanılabileceği, bu nedenle,
İdari Yargılama Usulü Kanununun 20 nci maddesince tanınan re'sen araş-
tırma yetkisi uyarınca kararda yazılı yerlerden sorularak emsal bedel
tespiti gerektiği gerekçesiyle Danıştay Onbirinci Dairesince bozulma-
sından sonra aynı Mahkemece verilen direnme kararı temyiz başvurusuna
konu edilmiştir.

Buna göre; temyiz başvurusunun karara bağlanabilmesi için, ön-
celikle, re'sen araştırma yetkisinin, idarenin emsal bedel takdirinin
hukuka aykırı bulunmasından sonra mahkemece hukuka uygununun tespiti
yetkisini de verip vermediğinin; ikinci olarak da, kasko değeri baz a-
lınarak emsal bedel takdiri yapılıp yapılamayacağının belirlenmesi ge-
rekmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin 2
nci fıkrasında; idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hu-
kuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu belirtilmiştir. Hukuka
uygunluk denetimi, öz olarak, olaya uygulanacak hukukun ne olduğunu
söylemek demektir. Bu çerçevede yapılacak denetim sonunda, idari yargı
yeri, yapmış olduğu saptamalarına göre, ya dava konusu işlemin (kısmen
veya tamamen) iptaline ya da davanın (kısmen veya tamamen) reddine ka-
rar vermekle yetinmek zorundadır. Daha ileriye giderek, idarenin yap-
madığı işlemlerin yapılmasına veya yanlış yaptığının doğrusunun tesi-
sine karar veremez. Anılan Kanunun 20 nci maddesinde yasal anlatımını
bulan re'sen araştırma ilkesi, yukarıda açıklanan hukuka uygunluk de-
netimi çerçevesinde, ilgili yerlerden belge ve bilgi isteme, keşif ve
bilirkişi incelemesi yapma yetkilerini içerir.

Olayda; emsal bedel takdiri, 213 sayılı Kanunun 267 nci madde-
siyle takdir komisyonlarına verilen bir idari işlem tesisi yetkisidir.
Bu yetkinin, hukuka uygunluğunun denetimi, yapılan takdir işleminin
veya bu takdire dayanılarak tesis edilen tarh işleminin iptalini ge-
rektirir. Yoksa; yeni bir takdir yapma yetkisini yargı yerine vermez.
Dosyada da; Vergi Mahkemesince, yapılan takdir isabetli görülmeyerek,
bu takdire dayalı tarh ve ceza kesme işlemlerinin iptaline karar ve-
rilmiştir. Dolayısıyla, bu yönden, kararın bozulmasını gerektiren her-
hangi bir neden mevcut değildir.

Kasko değerinin emsal bedel takdirinde baz alınıp alınamayacağı
hususuna gelince;

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27 nci maddesinin 2
nci fıkrasında; bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık
bir şekilde düşük olması ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple
açıklanamaması halinde, matrah olarak emsal bedelin veya emsal ücretin
esas alınacağı açıklanmıştır. Buna göre; katma değer vergisi matrahı-
nın, satışı yapılan emtia veya malın emsal bedelinden düşük olması o-
lanaklı değildir. Dolayısıyla; olayda söz konusu olan, beyan edilen
satış bedelinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı değil, satışa konu taşı-
tın emsal bedelinin ne olduğunun belirlenmesidir.

Bu belirleme, olayda, takdir komisyonunca, kasko değerinden ya-
rarlanılarak yapılmıştır. Motorlu kara taşıtları için gerekli olan
kasko değeri, her yıl belli tarihlerde yetkili kuruluşlarca günün eko-
nomik koşulları, taşıtın model, marka ve yaşı ile diğer kimi özellik-
leri dikkate alınarak belirlenen; ancak, ülkede cari olan yüksek enf-
lasyon sebebiyle, belirleme tarihinden sonraki tarihlerde yapılan sa-
tışlarda satış tarihine kadar gerçek piyasa değerinin altında kalan
bir değerdir. Başka anlatımla; modeli, yaşı, markası ve diğer kimi ö-
zellikleri bilinen aracın satış tarihindeki en düşük emsal değeridir.

Dolayısıyla, değerini azaltıcı bir kusuru bulunmayan araç için takdir
komisyonunca daha yüksek bir değer takdiri olanaklı bulunmaktadır. An-
cak, olayda, takdir komisyonunca mükellef lehine hareket edilerek, en
düşük emsal değer olan kasko değerinden çok daha az takdirde bulunul-
muş; idarece de, buna herhangi bir itiraz yöneltilmemiştir. Ayrıca;
dosyada satışa konu aracın değerini düşürücü bir kusurunun varlığını
kanıtlayıcı nitelikte bir belgeye de rastlanılamamıştır.
>
Bu durumda; takdir komisyonunca en düşük emsal değer olan kasko
değerinin altında yapılan takdirde herhangi bir isabetsizlik bulunma-
dığından; aksi yolda verilen ısrar kararının bu gerekçeyle bozulması
gerektiği görüşü ile çoğunluk kararının gerekçesine katılmıyoruz.

MT/ES
(DAN-DER; SAYI:95)



 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı