Danıştay Dokuzuncu Daire 

İlanen tebliğ yoluyla duyurulan ve kesinleşen vergi ve cezalara ilişkin ödeme emrine karşı açılan davada, ilanen tebliğin usulüne uygun olduğundan söz edilebilmesi için, ihbarnamelerin yükümlünün idarece bilinen en son adresine tebliğ edilmeleri gerekliliği karşısında, tarhiyatların duyurulmak istendiği tarihte davacının bilinen en son adres veya adreslerinin hangi adresler olduğunun, bu adreslerde usulüne uygun tebligat yapılıp yapılmadığının saptanmasının, ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin ne şekilde ve ne zaman idarenin ıttılaına girdiğinin belirlenmesi uyuşmazlığın çözümü için zorunludur. Bu nedenle mahkemece yukarıda sözü edilen hususların araştırılması ve yapılacak araştırma sonucuna göre, olayda ilanen tebliğ koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. İstemin Özeti: Yükümlü adına 1997/OcakTemmuz dönemleri için salınan katma değer vergisi ile kesilen kusur cezasının terkini istemiyle açılan davayı; katma değer vergisi beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle takdir komisyonunca matrah takdirinde bulunulması yerinde ise de, takdir komisyonu kararlarında takdirin dayanağının gösterilmesi gerektiği, olayda ise yükümlünün uyuşmazlık dönemlerinde herhangi bir gelir elde ettiği hususunda idarece bir tespit yapılmadığı, bu durumda re'sen salınan kusur cezalı katma değer vergisinde isabet görülmediği gerekçesiyle kabul eden (...) Vergi Mahkemesi kararının; yapılan tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 103. maddesinde; muhatabın adresinin hiç bilinmediği, bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olduğu ve bu yüzden gönderilmiş olan mektubun geri geldiği, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmadığı hallerde tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hükme bağlanmıştır. Kahvehane işletmeciliğinden ötürü gelir vergisi mükellefi olan davacı adına 19951996 takvim yıllarına ait gelir vergisi beyannamelerini vermemesi nedeniyle takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden re'sen salınan vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin davacının bilinen adresinde bulunmaması nedeniyle ilanen tebliğ edildiği, vadesinde ödenmediği ve dava da açılmayarak kesinleştiği ileri sürülerek düzenlenen ödeme emrine karşı açılan dava, vergi mahkemesince davacının adres değişikliğini idareye bildirme yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu nedenle bilinen adresinde iki kez tebliğ edilmek istenen vergi ve cezaların ilanen tebliğinde ve ihtilafsız kesinleşmeleri nedeniyle düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacı tarafından (....) adresi idareye iş yeri adresi olarak bildirilmiş, idare tarafından yapılan 07.01.1998 tarihli yoklamada, davacının bu adresi 31.12.1997 tarihinde terk ettiği, adresin boş ve kapalı olduğu saptanmıştır. Davacının idareye bildirildiği (...) sokakta bulunan ikametgah adresinin kapı ve daire numaraları bazı belgelerde (...) bazılarında ise (...) olarak yer almakla birlikte idarece düzenlenen yoklama tutanakları ve ihbarnamelerden, yukarıda yazılı adreslerin tümünün idarece bilindiği anlaşılmaktadır. Ödeme emri içeriği vergi ve cezalara ilişkin ihbarnameler, davacının ikametgah adresine gönderilmiş, 11.05.1998 tarihli tebliğ zarfının üzerine (...) yok, muhatap ismen tanınmıyor, 21.09.1998 tarihli zarfın üzerine (...) numarası yoktur, muhatap tanınmıyor şerhi düşülerek, tebliğ zarfları iade edilmiştir. 21.09.1998 tarihli zarf üzerine sokağın (...) kapı numaralı binası bulunduğu yazılmasına ve davacının bilinen adresleri arasında bu numarayı içeren adres de yer almasına karşın ihbarnamelerin bu adrese gönderilmediği anlaşılmaktadır. Dava konusu ödeme emri ise davacının iş yeri adresine gönderilmiş, bu adresin üzeri çizilmiş, zarfın üzerine davacının dava dilekçesinde de gösterdiği (...) adresi yazılmış ve ödeme emri bu adreste davacının oğluna tebliğ edilmiştir. İlanen tebliğ yoluyla duyurulan ve kesinleşen vergi ve cezalara ilişkin ödeme emrine karşı açılan davada, ilanen tebliğin usulüne uygun olduğundan söz edilebilmesi için, ihbarnamelerin yükümlünün idarece bilinen en son adresine tebliğ edilmeleri gerekliliği karşısında, tarhiyatların duyurulmak istendiği tarihte davacının bilinen en son adres veya adreslerinin hangi adresler olduğunun, bu adreslerde usulüne uygun tebligat yapılıp yapılmadığının saptanmasının, ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin ne şekilde ve ne zaman idarenin ıttılaına girdiğinin belirlenmesi uyuşmazlığın çözümü için zorunludur. Bu nedenle mahkemece yukarıda sözü edilen hususların araştırılması ve yapılacak araştırma sonucuna göre, olayda ilanen tebliğ koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile (...) Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.