Dairesi
YÜKÜMLÜ KURUMUN, İNCELEME ELEMANINCA İDDİA EDİLEN MİKTARDA
Karar No
301
Esas No
63
Karar Tarihi
04-10-1996
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1996
301
1996
63
04/10/1996
 
KARAR METNİ

YÜKÜMLÜ KURUMUN, İNCELEME ELEMANINCA İDDİA EDİLEN MİKTARDA İNŞAAT DE-
MİRİ İMAL EDEMEYECEĞİNİN VE GERÇEĞE UYGUN OLDUĞU SAPTANAN FATURALARDA
YER ALAN KATMA DEĞER VERGİSİNİN İNDİRİM KONUSU YAPILABİLECEĞİNİN Bİ-
LİRKİŞİ İNCELEMESİ SONUCU DÜZENLENEN RAPORDA SAPTANMASI ÜZERİNE ANILAN
RAPORA DAYANILARAK CEZALI TARHİYATI KALDIRAN MAHKEME KARARININ HUKUKA
UYGUN OLDUĞU HK.

Faturasız olarak satın aldığı kütük demirleri, sahte ve içeriği itiba-
rıyla yanıltıcı faturalara dayanarak yasal defterlerine inşaat demiri
olarak kaydettiği, ayrıca, bir kısım emtianın belgesiz olarak satılıp
elde edilen satış hasılatının, defterlere kaydedilmediği saptanarak
1989 yılının Ocak, Şubat, Mart, Nisan dönemlerine ilişkin olarak yü-
kümlü kurum adına resen cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen İstanbul 3.Vergi Mahke-
mesi 14.9.1992 günlü ve 1992/1517 sayılı kararıyla; yükümlü tarafın-
dan, defterlere intikal ettirilen belgelerin gerçek işlemlere dayandı-
ğı, kayıt dışı üretimin bulunmadığı, esasen, işletmede kullanılan üre-
tim girdileri ve kapasite itibarıyla da açıktan üretim yapılmasının
mümkün olmadığı ileri sürülerek, dava dilekçesi ekinde T.M.M.O.B. E-
lektrik Mühendisleri Odası Ekspertiz Raporu ile .... Asliye Hukuk
Mahkemesi Teknik Bilirkişi Raporu ve diğer ilgili belgeler ibraz edi-
lerek, bilirkişi incelemesi yaptırılmasının istendiği, uyuşmazlığın
çözümünün teknik incelemeyi gerektirmesi ve adli yargı mercilerince
maddi olayların tespitine ilişkin olarak verilen kararların aksi sabit
olmadıkça vergi yargısı açısından hukuksal geçerliliğe sahip olması
nedeniyle, adli yargı yerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucun-
da saptanan veriler de dikkate alınmak suretiyle dosyadaki belgeler i-
le yükümlünün defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptı-
rılmasına karar verildiği, bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen
raporda; yükümlü kurumun sahte ve içeriği itibarıyla yanıltıcı belge
kullanmadığı, bütün alışlar ile bunlara ilişkin ödemelerin defter ka-
yıtlarına intikal ettirildiği şekilde gerçek ve doğru olduğu, ... Çe-
lik Endüstri Anonim Şirketi ile ilgili olduğu ifade edilen çeklerin,
faturasız kütük demir alımıyla ilgili olmayıp, ...... ...'in ...'ye
hisse senedi satışından kaynaklandığı, teknik verilere ve kullanılan
fueloil ile elektrik enerjisi itibarıyla yapılan tespitlere göre dönem
içinde gerçekleştirilen üretimin, defter kayıtlarına tamamen uygun ol-
duğu ve açıktan üretimin söz konusu olmadığı, bilirkişi raporuna ida-
rece yapılan itirazın yerinde görülmediği, bu itibarla, vergi inceleme
raporuyla saptanan matrah farkının dayanaktan yoksun olduğu sonucuna
varıldığı gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır.

Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay
Yedinci Dairesi 11.4.1995 günlü ve 1995/1531 sayılı kararıyla; 3065
sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin 1 inci fıkra-
sının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler ü-
zerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan tes-
lim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri
vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebileceklerinin be-
lirtildiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) ben-
dinde ise; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin
muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğunun belirtildiği, bu kura-
lın bir gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanununun yuka-
rıda sözü edilen 29 uncu maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön
koşulunun, vergisi indirim konusu yapılabilecek işlemlerle ilgili fa-
tura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, yani mükelleflerin
kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura
ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen katma değer vergisini gerçek-
ten ödemeleri olduğu, gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla
bir katma değer vergisi ödemesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi
indirimi söz konusu edilemeyeceğinden, vergi inceleme raporunda sahte
ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu belirtilen ve ihtilaflı dö-
nemde vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansı-
tıp yansıtmadığı hususlarının saptanmasının, anlaşmazlığın çözümü ba-
kımından önem taşıdığı, diğer taraftan, vergi inceleme raporunda, yü-
kümlü şirket tarafından ilgili dönem içinde bir kısım emtianın fatura-
sız satıldığı ve elde edilen satış hasılatının yasal defterlere kayde-
dilmediği yolundaki tesbitin doğru olup olmadığının ya mahkemece ya da
bilirkişi tarafından yapılacak inceleme sonucunda saptanabileceği, o-
layda ise, mahkemece düzenlenen ... günlü tutanak ile bilirkişilerden,
"her iki tarafın iddiaları dikkate alınarak, dosyada mevcut Ege Bölge-
si Sanayi Odası ekspertiz raporları, T.M.M.O.B., Elektrik Mühendisleri
Odası ekspertiz raporu, Bornova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi teknik bi-
lirkişi raporları, kapasite raporları ve diğer ekli belgeler dikkate
alınmak suretiyle yükümlü şirketin ihtilaflı yıldaki üretim kapasite-
sinin hesaplanması ve üretimin defter kayıtlarına uygun olup olmadığı-
nın, açıktan üretim varsa miktarının tespiti ve buna istinaden varsa
matrah farkının ve dönemler itibarıyla katma değer vergisi matrah
farklarının tespit edilmesinin" istendiği, bilirkişi raporunda ise yü-
kümlü şirketin, sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kulla-
nıp kullanmadığı hususu ile açıktan üretimi olup olmadığı hususlarının
irdelenmesi suretiyle, ortada matrah farkı bulunmadığının belirtildiği
ve mahkemece de bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiğinin
anlaşıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31 inci mad-
desinin atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275. mad-
desinde, bilirkişi incelemesine, dava ile ilgili olup, çözümü hakim
tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilginin gerekli olduğu hallerde
başvurulacağı, anılan Yasanın 286. maddesinde de hakimin delilleri
serbestçe takdir edeceği ve bilirkişi raporunun hakimi bağlamayacağı-
nın hüküm altına alındığı, bilirkişiliğin hakime, önüne gelen bir ih-
tilafı çözmek için gerekli olan özel ve teknik bilgiyi sağlamak amacı-
na yönelik bir müessese olduğu, bilirkişinin hukuki tavsif yapmak gibi
bir görevi, bilirkişi raporunun da davayı sona erdirici bir karar ni-
teliğinin bulunmadığı, uyuşmazlığı çözüme bağlayacak kararı verme gö-
rev ve yetkisinin hakime ait olduğu, vergi inceleme raporunda sahte ve
muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu belirtilen ve ihtilaflı dönem-
de vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp
yansıtmadığı hususunun hukuki bir ihtilaf olduğu, hakimlik mesleğinin
gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenebilecekken ve inceleme
raporundaki ifadeler, tespitler irdelenmek suretiyle bir karar veril-
mesi gerekirken, bilirkişi raporunda, bu hususun incelenmesi istenme-
diği halde yükümlü şirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı
belge kullanmadığı kanaatine varıldığının belirtilmesi üzerine mahke-
mece bilirkişi raporuna aynen uyulmak suretiyle hiç bir irdeleme ya-
pılmaksızın karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmediği, açıktan ü-
retim yapılıp yapılmadığının teknik bilgi ve ihtisası gerektirdiği, bu
konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmasında hukuka aykırılık bulunma-
dığı ancak, vergi inceleme raporu ile bilirkişi raporu mukayese edil-
meksizin ve bilirkişi raporuna katılma sebepleri açıklanmaksızın karar
verilmesinde bu bakımdan da isabet bulunmadığı gerekçesiyle, mahkeme
kararını bozmuştur.

Bozma kararına uymayan İstanbul 3.Vergi Mahkemesi 29.9.1995
günlü ve 1995/1420 sayılı kararıyla; Danıştay Yedinci Dairesinin bozma
kararında, uyuşmazlığın çözümünün katma değer vergisi indirimine esas
olan faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının tesbitine bağlı ol-
duğu belirtilerek incelemenin bu esasa göre yapılmasının istendiği,
mahkemelerince bu esastan hareketle bilirkişi incelemesi yaptırıldığı
ve bilirkişi heyetince de, uyuşmazlık döneminde yükümlü kurumun ince-
leme elemanlarınca iddia edildiği kadar inşaat demiri imal etmesinin
mümkün olmadığının ortaya konulduğu, imal edilmesi mümkün olmayan in-
şaat demirinin üretilmiş gibi gösterilerek, bir kısım inşaat demiri
alışının yok sayılamayacağı, alış faturalarının sahte ve içeriği iti-
barıyla yanıltıcı olduğunun, bu faturaları düzenleyen şirketin müdürü-
nün beyanına dayanılarak iddia edilemeyeceği, zira, şirketin müdürü i-
le yükümlü kurum arasında husumet bulunduğu ve yükümlü kurumun, ifade
veren müdürün temsil ettiği şirket aleyhine haciz uygulanmasını iste-
diği, dolayısıyla, inceleme raporunun soyut ifadeden ibaret kaldığı,
ayrıca, sahte olduğu iddia edilen alış faturaları ile ilgili olarak,
yükümlü kurumun çekle ödeme yaptığının inceleme elemanınca tespit e-
dildiği, yine inceleme elemanınca yapılan saptamalara göre uyuşmazlık
dönemi mal hareketleri dengesinde bir hata bulunmadığı, bu itibarla,
sadece ...'ın soyut beyanına dayanarak davacı kurumun mal alış fatura-
larının sahte ve içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu esasından hare-
ketle uyuşmazlık döneminde yapılan katma değer vergisi ödemeleri ile
ilgili indirimler kabul edilmeyerek yapılan cezalı tarhiyatta isabet
bulunmadığı, bu durumda mahkemelerinin tarhiyatın terkini yolundaki
kararının yerinde olduğu, aynı olay nedeniyle yapılan cezalı kurumlar
vergisi tarhiyatının kaldırılması yolundaki mahkeme kararının, Danış-
tay Dördüncü Dairesince onanarak kesinleştiği gerekçesiyle, tarhiyatın
kaldırılması yolundaki ilk kararında direnmiştir.

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi Kararın özet bölümünde
yazılı İstanbul 3.Vergi Mahkemesinin ... ve 1995/1420 sayılı Israr Ka-
rarı, aynı gerekçe ve nedenlerle Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve tem-
yiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Kararın bozulmasını gerektire-
cek durumda görülmemiştir.

Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, karar verildi.

XX - K A R Ş I O Y

Danıştay bozma kararı üzerine verilen ilk derece kararının bir
ısrar kararı olup olmadığı hususunun; hüküm fıkrasında "ısrar edilme-
si" şeklinde bir ibarenin bulunup bulunmaması koşuluna bağlı olmaksı-
zın, bu kararın gerçekten ısrar niteliği taşımış olmasının tespitine
bağlı olduğu gibi bozma kararı üzerine bu karara uyulmak suretiyle ya-
pılan bir inceleme üzerine verilen kararda mahkemenin aynı hukuki so-
nuca ulaşmış olmasının bu karara ısrar niteliği kazandırmıyacağı husu-
su da kuşkusuz olmak gerekir.

Olaya bu açıdan bakıldığında; hukuki uyuşmazlığı çözme görevi
yüklenen mahkemelerin, bilirkişi incelemesi yoluna sadece dava ile il-
gili olup, çözümü hakim tarafından bilinemeyen özel ve teknik bilgile-
re gereksinim duyulması halinde başvurabileceği ve bu raporların haki-
mi bağlamayacağı, oysa olayda hukuki bir sonuca ulaşılan bilirkişi ra-
porunun, sebepleri de belirtilmeksizin aynen benimsenmesi suretiyle
hüküm tesis edilmesinin hukuka uygun bulunmadığı yolundaki bir gerekçe
ile mahkeme kararı bozulduktan sonra, inceleme ve bilirkişi raporları-
nın mukayese edilmesinden ve hukuki uyuşmazlığın buna göre irdelenme-
sinden sonra bir karar verilmesi gerektiğine hükmedilmiş olup, mahke-
mece bu hususlar yerine getirildikten, yani sözü geçen raporların mu-
kayese ve münakaşa edilmesinden sonra bir hukuki sonuca varıldığı ve
fakat sonucun eski karar paralelinde olduğu görülmektedir.

Bu durumda, mahkeme kararının bir ısrar kararı olmadığı görüşü
ile dosyanın Kurulumuzca incelenemeyeceği ve temyiz istemini incele-
mekle görevli Daireye gönderilmesi gerekeceği oyu ile karara usul yö-
nünden katılmıyorum.

(MT/NÇ)
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı