Dairesi
DEFTER VE BELGELERİNİ İNCELEMEYE SUNMAYAN DAVACIDAN SÖZÜ EDİLEN BELGELER GETİRTİLEREK VERGİ DAİRESİ DE HABERDAR EDİLMEK SURETİYLE YAPILACAK ARAŞTIRMA SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
Karar No
549
Esas No
472
Karar Tarihi
27-12-2002
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
2002
549
2002
472
27/12/2002
 
KARAR METNİ

DEFTER VE BELGELERİNİ İNCELEMEYE SUNMAYAN DAVACIDAN SÖZÜ EDİLEN BELGELER GETİRTİLEREK VERGİ DAİRESİ DE HABERDAR EDİLMEK SURETİYLE YAPILACAK ARAŞTIRMA SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.

Temyiz Eden : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü

Karşı Taraf : ... Limited Şirketi

İstemin Özeti : 1997 yılı defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacı adına 1997 yılının Mart ila Kasım dönemleri için resen ağır kusur cezalı katma değer vergisi salınmış ve usulsüzlük cezası kesilmiştir.

... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla; şirkete ait defter ve belgelerin incelemeye ibrazını isteyen yazının şirket elemanı ...'a 14.11.1997 gününde tebliğ edildiği, ancak, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediğinin anlaşıldığı, usulsüzlük cezası kesilmesine ilişkin işlemde isabetsizlik bulunmadığı, 213 sayılı Yasanın 30 uncu maddesi ile 3065 sayılı Yasanın 29 ve 34 üncü maddeleri karşısında, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinin resen takdir nedeni olduğu, ancak, resen tarh edilen vergilere karşı açılacak davalarda, davacılara ispat hakkının tanınmasının hukukun temel ilkelerinden olması nedeniyle ve davacı şirketin zamanında verdiği beyannameler ve beyan ettiği matrahlar esas alınarak vergi inceleme raporunda tarhiyat önerildiği hususu da dikkate alınarak; mahkemelerince davacı şirketin defter ve belgelerinin istenildiği, mahkemelerine ibraz edilen defter ve belgelerin yasal süresinde noterlikçe tasdikinin yapıldığı, alış faturalarının fatura nizamına uygun ve karşıt incelemeye müsait olduğu, faturalarda yüklenilen katma değer vergilerinin mahsup fişlerine dayalı olarak yevmiye defterine kaydının yapıldığının görüldüğü, buna göre, beyannamelerde yer alan indirimlerin kabul edilmemesi suretiyle katma değer vergisi salınması ve ağır kusur cezası kesilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle cezalı katma değer vergisi tarhiyatını kaldırmış, usulsüzlük cezasına yönelik davayı reddetmiştir.

Temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 20.2.2002 günlü ve E:2000/5586, K:2002/742 sayılı kararıyla; vergi mahkemelerinin, vergi idaresine ait vergi incelemesi ve karşıt inceleme yapma yetkisinin kullanılışının hukuka uygunluğunu denetlemekle yetinecekleri, onların yerine geçerek, vergi incelemesi ve karşıt inceleme yoluyla defter kayıtlarının ve bu kayıtların dayanağı olan belgelerin gerçek durumla uyumlu olup olmadıklarını araştıramayacaklarının tabii olduğu, bunun sonucu olarak; vergi incelemesi yapmaya yetkili denetim elemanına ibraz edilmediği için, biçimselliğinin gerçek mahiyetle uyumlu olup olmadığı tespit edilemeyen defter ve belgelerin, çıkan uyuşmazlık dolayısıyla açılan idari davada, karşıt inceleme yetkisi bulunmayan idari yargı yerince, davacı lehine verilecek karara dayanak alınmasının vergilemede esas olan "gerçek mahiyet"in biçimselliğe feda edilmesi anlamına geleceği, vergiyle ilgili muamelelerin gerçek mahiyetlerini vergi idaresinin denetiminden kaçırmayı düşünen vergi mükelleflerinin, bunu sağlamak amacıyla, defter ve belgelerini inceleme elemanı yerine yargı yerlerine ibrazını yeğlemelerine yol açılabilecek böyle bir anlayışa Kanun Koyucunun izin verdiğinin düşünülemeyeceği, inceleme elemanına ibraz olunmayan defter ve belgelerin, gerçek mahiyetle uygunluğu saptanmadan, yargı kararına esas alınmasının uygun olmadığı, mahkemece biçimsel kurallara uygun ve gerçek mahiyette olup olmadıklarının saptanması amacıyla davacı tarafından dava aşamasında sunulan defter ve belgeler üzerinde davalı vergi dairesince inceleme yapılmasına olanak sağlanması ve bu incelemenin sonuçlandırılmasından sonra uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiğinden, dava hakkında bu yapılmadan hüküm tesisinde isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca ısrar etmiştir.

Direnme kararı vergi dairesince temyiz edilmiş, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacı adına yapılan tarhiyatta yasaya aykırlık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Gülsen BİŞKİN'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Emel CENGİZ'in Düşüncesi : Davacı şirkete ait defter ve belgelerin vergi incelemesine ibraz edilmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerk salınan katma değer vergisi, kesilen ağır kusur cezası ile usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı kısmen kabul ederek usulsüzlük cezasını onayan, ağır kusur cezalı katma değer vergisini kaldıran mahkeme kararının, ağır kusur cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasını bozan Danıştay Yedinci Daire Kararına direnerek ilk kararında ısrar eden vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin 1/a bendi ve aynı kanunun 34 üncü maddesinin 1 inci bendine göre, katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir.

Davada, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilememesi nedeniyle vergi matrahının tamamen veya kıbmen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağı ortadankalkmış olduğundan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesi hükmüne göre resen takdir sebebinin varlığının kabulü zorunludur.

Ancak, defter ve belgelerin ibraz edilememiş bulunması, 213 sayılı Kanunun 30 uncu maddesindeki ispat ve ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldırıcı hukuki bir neden olarak düşünülemez. Zira, Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesine göre vergi kanunlarının uygulanması bakımından vergiyi doğuran olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetini her türlü delille ispat edebilecek olan yükümlülerin emtia alımına ilişkin belgelerin mevcudiyetini ispat olanağına sahip bulunması, iktisadi, ticari ve teknik icaplara da uygun bulunmaktadır.

Bu durumda, ispat külfeti kendisine düşen yükümlüler tarafından ibraz edilebilen fatura ve benzeri belgelerin, vergi dairesi müdürlüğünün de bilgisine sunulması suretiyle söz konusu faturaların gerçekten alış yaptığı emtialara ait alış faturaları olup olmadığının araştırılması ve gerçek alış faturaları gözönüne alınarak ödenmesi gereken verginin tespiti gerekmektedir.

Olayda, davacı tarafından vergi mahkemesine ibraz edilen defter ve belgelerin incelemeye yeterli olduğu, belgelerde yazılı mal ve hizmet alışlarının iş ve işletmeyle ilgili bulunduğu, katma değer vergilerinin teslim bedellerinden ayrı gösterildiği, belgelerin kanuni defterlere kayıtlı olduğu tespit edilmiş ise de, söz konusu belgelerin sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olup olmadığının tespitinin bu türlü bir inceleme ile mümkün olamaması karşısında, indirim konusu yapılan söz konusu faturalardan vergi dairesi müdürlüğünün de haberdar edilmesi suretiyle gerçek alış faturaları olup olmadığının araştırılması ve gerçek alış faturaları gözönüne alınarak ödenmesi gereken verginin tespiti yoluna gidilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir.

Bu durumda, vergi mahkemesince, yukarıda sözü edilen araştırma tamamlandıktan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, vergi dairesi temyiz isteminin kabulüyle, vergi mahkemesinin ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Defter ve belge isteme yazısının tebliğine rağmen davacı tarafından ibraz edilmemesi üzerine düzenlenen vergi inceleme raporu ile, ilgili dönemde yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılamayacağı belirtilerek, davacı adına katma değer vergisi salınması ve ağır kusur cezası kesilmesinin önerildiği; yapılan tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davada, vergi mahkemesince; kendisine ibraz olunan defter ve belgeleri incelemek suretiyle, yükümlünün ihtilaflı döneme ilişkin vermiş olduğu katma değer vergisi beyannamesinde indirim konusu yaptığı katma değer vergilerini gerçekten yüklendiği ve indirim konusu yapmaya hak kazandığından bahisle tarhiyatın kaldırıldığı anlaşılmaktadır.

Türk vergi sisteminde vergiyi doğuran olay ve hukuki durumlarla ilgili her türlü muamelenin prensip olarak belgeye bağlanması kabul edilmiştir. Belge ve kayıt düzeni adı verilen bu esas, mükellef yönünden; vergi idaresine, ortaklarına, üçüncü kişilere karşı olayları tevsik etmek, vergi idaresi açısından ise; vergi kanunlarının etkin bir biçimde uygulanmasını temin ve mükelleflerin faaliyetlerinin denetlenmesi, incelenmesi ve tespitinin sağlanması açısından önem taşımaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun belge düzenine ilişkin hükümleriyle ve Katma Değer Vergisi Kanununun 54 üncü maddesinde bu vergiye ilişkin olarak yapılan düzenlemelerle vergi sistemimizdeki bu amacın sağlanmasına çalışılmıştır.

Usulüne uygun olarak düzenlenen belge ve kayıtlarla tevsik edilen hukuki muamelelerin vergilendirmeye esas alınabilmesi için biçimsel uygunluk yeterli olmayıp, bu hukuki muamelelerin gerçek durumu yansıtıyor olması da gereklidir. Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılması ise, Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin "İspat" başlıklı B fıkrasında öngörülen ilkelere göre vergi idaresine aittir.

Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin belirlenmesi, defter ve belgelerin istenildiğinde vergi idaresinin denetim ve incelemesine sunulması ve usulüne uygun belgelerle tevsik edilen hukuki durumlarla ilgili muamelelerin karşı tarafı nezdinde inceleme ve araştırma yapılması ile mümkündür. Bu amaçla Vergi Usul Kanununun 256 ncı maddesinde mükelleflere ve vergiyi doğuran olayla ilişkisi olan gerçek ve tüzel kişilere, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter belge ve karneleri ile bilgilere ilişkin kayıtların, muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz zorunluluğu getirilmiş, vergi incelemeleri başlıklı 134 ve devamı maddelerinde de, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak için vergi idaresine, mükellefler ve onlarla hukuki ilişkide bulunan kişi ve kuruluşlar nezdinde inceleme yapma yetkisi tanınmıştır. Biçimsel kurallara uygun olarak düzenlenen belgelerin, olayın gerçek mahiyetine de uygunluğunun belirlenmesi bu yetkinin kullanılmasıyla mümkündür. Söz konusu belgeler bu takdirde vergilemeye esas alınabilir. Bunun için de anılan kayıt ve belgelerin, vergi idaresine veya karşıt incelemeye yetkili elemanına ibrazı gerekmektedir.

Usulüne uygun olarak verilen süre içinde, haklı mazeret olmaksızın, defter ve belgelerin ibrazından kaçınılması, vergi idaresinin denetimi ile karşıt inceleme sonucu gerçek durumun ortaya çıkmasının engellendiğinin amaçlandığı anlamını taşımaktadır. Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesinin 2 nci fıkrasının 3 üncü bendinde, bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsinin veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesinin vergi matrahının resen takdirini gerektiren hallerden biri olarak sayılmasının nedeni de budur.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin 2 nci fıkrası gereğince, vergi mahkemeleri, vergi idaresine ait vergi incelemesi ve karşıt inceleme yapma yetkisinin kullanılışının hukuka uygunluğunu denetlemekle görevlidirler. Vergi idaresinin yerine geçerek vergi incelemesi ve karşıt inceleme yoluyla defter kayıtlarının ve bu kayıtların dayanağı olan belgelerin gerçek duruma uygunluğunu araştıramayacakları tabiidir. Bu bakımdan mahkemece, davacının inceleme elemanına ibraz etmeyip mahkemeye sunduğu defter ve belgeler üzerinde, davalı vergi idaresince inceleme yapılmasına imkan sağlanması ve bu incelemenin sonucu alındıktan sonra uyuşmazlığın karara bağlanması gerekirken, mahkemenin incelemeyi kendisi yapmak suretiyle tarhiyatın terkini yolunda verdiği karar hukuka uygun bulunmamıştır.

Bu nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, ... Vergi Mahkemesinin ... günlü ve ... sayılı ısrar kararının bozulmasına, 27.12.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

K A R Ş I O Y

Temyiz dilekçesinde ileri sürülün iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.

BŞ/ÖEK

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı