Genel Tebliğ 1
Başlık 1 SERİ NO'LU VERGİ İADESİ GENEL TEBLİĞİ
Resmi Gazete No 19014
Resmi Gazete Tarihi 09/02/1986
Kapsam
 
 
 
Bilindiği üzere, 2978 sayılı Ücretlilere Vergi İadesi Hakkında Kanunun bazı hükümlerinde 4/12/1985 tarih ve 3239 sayılı Kanunun "Dördüncü Bölümünde" yer alan
hükümlerle değişiklikler yapılmıştır.
3239 sayılı Kanunun 2978 sayılı Kanun hükümlerinde değişiklik yapan hükümleri 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlüğe girmektedir. Bu nedenle, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren vergi
iadesi uygulamasının bu tebliğ esaslarına göre yapılması gerekli görülmüştür.
I — TEBLİĞİN ADI VE SIRA NUMARASI:
3239 sayılı Kanunla, 2978 sayılı "Ücretlilere Vergi İadesi Hakkında Kanun"un adı, "Vergi İadesi Hakkında Kanun" olarak değiştirilmiştir.
Daha önce çıkartılan 10 adet genel tebliğde, tebliğlerin adları "Ücretlilere Vergi İadesi Genel Tebliği" olarak zikredilmiştir. Kanunun adının değişmesi nedeniyle, tebliğlerin adlarının da
değişmesi icap etmektedir. Bu nedenle, daha önce çıkartılan 10 adet tebliğ, bu tebliğ ile yürürlükten kaldırılarak, tebliğin adı "Vergi İadesi Genel Tebliği Seri No: 1" olarak yeniden
düzenlenmiş bulunmaktadır.
II — VERGİ İADESİNDEN YARARLANACAK OLANLAR:
A — Tam Mükellefiyete Tabi Ücretliler:
2978 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde tam mükellefiyete tabi olup, ücret geliri elde edenlerin vergi iadesinden yararlanacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun değişik 61 inci maddesinde, ücret; "işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile
sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir." şeklinde tanımlanmıştır.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya
bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması bu ödemelerin ücret olma niteliğini ortadan kaldırmamaktadır.
Ayrıca, Gelir Vergisi uygulaması açısından;
1. Türkiye Büyük Millet Meclisi, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine ve yukarıda
sayılanlara benzeyen diğer kimselere bu sıfatları dolayısiyle,
2. Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısiyle,
3. Bilirkişilere, eksperlere, resmi arabuluculara, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine,
4. Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla,
5. İşveren tarafından evvelce yapılmış veya halen yapılmakta olan yahut gelecekte yapılacak olan hizmetler karşılığında,
ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler de ücret sayılmaktadır.
Diğer taraftan, anılan madde hükmüne göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi uyarınca kurulmuş olan, özel emekli sandıklar tarafından ödenen emeklilik,
malûliyet, dul ve yetim aylıklarının istisna dışında kalan kısımları ücret sayılmakla beraber, vergi iadesi uygulamasında emeklilik, malûliyet, dul ve yetim aylıkları da iadeye konu ücret
içerisinde mütelâa edileceğinden, anılan kurumlarca ödenen aylıkların tamamı istisna dışında kalıp kalmadığına bakılmaksızın ücret olarak kabul edilecektir.
Yukarıda yapılan ücret tanımından da anlaşılacağı üzere; ücret, para veya para ile temsil edilebilen ayın ve menfaat şeklinde de ödenebilmektedir. Ayın ve menfaatler ücretlinin tüketim
veya kullanımına tahsis edilmiş olmaları nedeniyle, vergi iadesi uygulamasında, iadeye konu ücret kapsamı içinde mütalaa edilmeyecektir. Örneğin, bir ücretliye nakit ödeme dışında
konut tahsisi suretiyle de bir menfaat sağlanmışsa bu menfaat ücret tanımına girmekle beraber, herhangi bir harcamaya kaynak teşkil etmeyeceğinden vergi iadesine esas tutulacak net
ücretin hesabında nazara alınması gerekir.
Ayrıca, 2978 sayılı Kanunun 1 inci maddesi uyarınca götürü usulde vergilendirilen ücretliler de vergi iadesinden yararlanacaklarından tam mükellefiyete tabi ücretlilerin gerçek veya götürü
usulde vergilendirilmelerine bakılmaksızın tamamının vergi iadesi hakkından yararlandırılması hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre;
1. Bir işverene tabi ve belli bir işyerine bağlı olarak çalışan ve ücretleri gerçek usulde tespit edilenler,
2. Kazançları götürü usulde tespit edilen ticaret, sanat ve serbest meslek erbabı yanında çalışanlar,
3. Özel hizmetlerde çalışan şoförler,
4. Özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri,
5. Gayrimenkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanlar,
6. Yukarıda sayılanlar dışında kalıpda ücretleri götürü olarak vergilendirilenler, vergi iadesi hakkından yararlanacaklardır.
B — Emekli, Malûliyet, Dul ve Yetim Aylığı Alanlar :
2978 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ve bu maddenin verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan 7/3/1984 gün ve 18334 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 27/2/1984 tarih ve 84/7777 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı hükümleri uyarınca, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu, Bütçe Kanunları ve 2022 sayılı
Kanun hükümlerine göre;
1. Emekli ve malûliyet aylığı alanlar,
2. Emekli aylığı almaya hak kazanmış olanlardan emekli olmadan veya emekli aylığı almakta iken vefat edenlerin dul ve yetim aylığı bağlanan eş ve çocukları veya ana ve babaları,
3. 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre kurulmuş bulunan özel emekli sandıklarından emekli, malûliyet, dul ve yetim aylığı alanlar,
4. Bütçe Kanunlarında yer alan vatani hizmet tertibinden aylık alanlar,
5. Şehit dul ve yetimi sıfatıyle dul ve yetim aylığı alanlar,
6. 2913 sayılı Dünya Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonluğu Kazanmış Sporculara ve Bunların Ailelerine Aylık Bağlanması Hakkında Kanun Hükümlerine göre aylık alanlar,
7. 1005 sayılı Kanuna göre istiklâl madalyası aylığı alanlar,
8. 2022 sayılı Kanun hükümleri uyarınca aylık alan 65 yaşını doldurmuş muhtaç, güçsüz, kimsesiz ve sakat Türk vatandaşları,
vergi iadesi hakkından yararlanacaklardır.
C — Tam Mükellefiyete Tabi Olup, Ticari ve Mesleki Kazançları Nedeniyle Gelir Vergisine Tabi Tutulanlar :
3239 sayılı Kanunla 2978 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde yapılan değişiklik ile ticari ve mesleki kazançları nedeniyle gelir vergisine tabi olan mükelleflerin de vergi iadesinden
yararlandırılması hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm uyarınca, tam mükellefiyete tabi olup, veya götürü usulde tespit edilen gelir vergisi mükellefleri 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren vergi iadesinden yararlandırılacaktır.
D — Çiftçiler :
2978 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde 3239 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, küçük çiftçi muaflığından yararlananlar da dahil olmak üzere, tam mükellefiyete tabi çiftçilerin de 1 Ocak
1986 tarihinden itibaren vergi iadesinden yararlandırılmaları esası getirilmiştir.
Buna göre, küçük çiftçi muaflığından yararlanan çiftçiler dahil olmak üzere, Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerine göre tam mükellefiyete tabi olup, çiftçi sayılanlar vergi iadesinden
yararlandırılacaktır.
III — VERGİ İADESİNDEN YARARLANAMAYACAK OLANLAR :
A — Gelir Vergisinden Mutlak Olarak Muaf Tutulmuş veya Gelir Vergisinden Mutlak Olarak İstisna Edilmiş Kazanç ve Ücret Geliri Elde Edenler :
Elde etmiş oldukları kazançları veya ücretleri gelir vergisinden mutlak olarak muaf tutulmuş veya istisna edilmiş bulunan kimseler, söz konusu gelirleri için vergi iadesi hakkından
yararlandırılmayacaktır.
Öte yandan, birden fazla yerden ücret alan ücretlilerin (ayrıca mevcut ise emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları dışında kalan) ücretlerinden herhangi birisi, mutlak olarak vergiden istisna
edilmiş veya muaf tutulmuş ise, bu kimseler de vergiden mutlak olarak istisna edilmiş veya muaf tutulmuş söz konusu ücretleri için vergi iadesinden yararlanamayacaklardır.
B — Yurt Dışında Bulunan Ücretliler veya Emekliler :
Kamu veya özel kurum ve kuruluşların, yurt dışı temsilciliklerinde, görevli Türk vatandaşlarının ücret geliri elde etmeleri ve Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesine göre tam mükellef
sayılmaları sebebiyle ve ayrıca Türkiye'de kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlarından emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanlardan yurt dışında yerleşmiş bulunanların 2978 sayılı
Kanun hükümlerine göre vergi iadesinden yararlandırılması gerekmektedir. Ancak, bu kimseler, Türkiye'de yaptıkları harcamaların bu tebliğde belirtilen belgelerle tevsik etmeleri kaydıyla,
vergi iadesinden yararlanabileceklerdir.
C — Yabancı Ülkelerde Bulunan Sosyal Güvenlik Kurumlarından Aylık Alanlar :
2978 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak 16/3/1984 gün ve 18343 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7/3/1984 gün ve 84/7791 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 5434, 506, 1479,
2913, l005 ve 2022 sayılı Kanunlara göre T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigorta Kurumu veya Bağ-Kur'dan aylık alanlar ile Bütçe Kanunlarına göre vatani hizmet tertibinden aylık alanların
vergi iadesinden yararlanma hakkına sahip oldukları hükme bağlanmıştır. Ayrıca; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesine 3239 sayılı Kanunla eklenen 13 numaralı bent
hükmü ile, yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumlarından emekli, malûliyet, dul ve yetim aylığı alanların, bu aylıklarının tamamının gelir vergisinden müstesna olduğu hükme
bağlanmıştır. Bu nedenle, yabancı bir ülkede bulunan sosyal güvenlik kurumlarından emekli, malûliyet, dul ve yetim aylığı alanların sözkonusu gelirleri nedeniyle vergi iadesinden
yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
D — Esnaf Muaflığından Yararlananlar :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde yer alan esnaf muaflığından yararlanan gerçek kişilerin bu gelirleri, gelir vergisinden mutlak olarak muaf tutulması nedeniyle, bu
kimseler de vergi iadesinden yararlandırılmayacaktır.
E — Menkul ve Gayrimenkul Sermaye İradı Geliri Elde Edenler:
Gelir Vergisi Kanununun 70 ve 75 nci maddelerinde yer alan kira, faiz, temettü, kâr payı gibi menkul ve gayrimenkul sermaye iradı gelirini elde edenler, bu gelirleri 2978 sayılı Kanun
kapsamına girmediğinden, vergi iadesi hakkından yararlanamayacaklardır.
F — Sair Kazanç ve İrat Geliri Elde Edenler:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Üçüncü Kısım" "Yedinci Bölüm"ünde yer alan değer artışı kazancı ile arızi kazançları elde eden mükellefler de kanun kapsamında bulunmadıklarından,
vergi iadesi hakkından yararlandırılmayacaktır.
G — Kazançları Gerçek Usulde Tespit Edilen ve Yılı İçinde Yeni İşe Başlıyan Ticari ve Mesleki Kazanç Sahiplerinin Yeni İşe Başladıkları Yıl ile İşe Başladıkları Yılı Takip Eden Yıldaki
Durumları :
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesinde, kazançları gerçek usulde tespit edilen ticari veya mesleki kazanç sahiplerinin net gelirlerinin, bir önceki yıl verdikleri
yıllık beyannamede gösterilen matrahın ticari veya mesleki kazanca ilişkin kısmı üzerinden hesaplanması gerektiği hükme bağlanmıştır.
Bu hükme göre, yeni işe başlayanların bir önceki yıl beyan edilmiş gelirlerinden sözedilemeyeceğinden ve bu kimselerin aynı zamanda işe başladıkları yıl içinde bu işleri ile ilgili yıllık
beyanname ile beyan edilen matrahlarıda olamayacağından gerek işe başlanılan yıl, gerekse takip eden yıl için iadeye konu net gelirleri de olmayacaktır.
Bu nedenle, ticari veya mesleki kazançları gerçek usulde tespit edilen kimseler yeni işe başladıkları yıl ile işe başladıkları yılı takip eden yılda vergi iadesi hakkından
yararlanamayacaklardır.
IV — VERGİ İADESİNE KONU OLAN VE VERGİ İADESİNE KONU OLMAYAN HARCAMALAR:
Bilindiği üzere; 26/12/1985 gün ve 18970 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 20/12/1985 tarih ve 85/10181 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi iadesine konu olan harcamalar ve vergi
iadesi kapsamı dışında tutulan harcamalar, l Ocak 1986 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden tespit edilmiş bulunmaktadır.
Bu nedenle, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren vergi iadesine konu olan harcamalar ile vergi iadesine konu olmayan harcamalar aşağıda açıklanmıştır.
A — Vergi İadesine Konu Olan Harcamalar :
1. DAYANIKLI TÜKETİM MALI ALIMLARI İLE BUNLARIN BAKIM VE ONARIM GİDERLERİ :
20/12/1985 gün ve 85/10181 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2 nci maddesi uyarınca, dayanıklı tüketim mallarına ilişkin harcamalar; mobilya ve mefruşat, her türlü halı, kilim gibi yer
döşemesine ait mallar, her türlü müzik aletleri tüketim malı niteliğinde olmamak şartıyla spor araç ve malzemeleri, tabanca ve av tüfeği alımları, radyo, televizyon, video; bilgisayar,
çamaşır makinası, buzdolabı, elektrikli süpürge, fırın, saç kurutma makinası, traş makinası, ütü gibi elektrikli ev aletleri, teyp ve video bandı ile plak alımları, kol ve duvar saati, avize, resim
çerçevesi; dürbün, telsiz, telefon makinası, fotoğraf makinası, resim tabloları, albüm, soba, soba borusu, çocuk oyuncakları, her türlü mutfak araç ve gereçleri, kuş kafesi, akvaryum,
daktilo, kamp çadırı ve benzeri nitelikte olan beklenilen ömrü bir yıldan fazla olup, hane halkının kullanımına tahsis edilen sair dayanıklı tüketim mallarına ilişkin olarak yapılan giderleri
ifade etmektedir.
Dayanıklı tüketim malı niteliğinde olup, aynı zamanda yaygın olarak inşaat alanında kullanılan (Örneğin, fırın üstü aspratör gibi) malların alımı vergi iadesi kapsamına girmemektedir.
Öteyandan, münhasıran özel ihtiyaçlarda kullanılan dayanıklı tüketim malı niteliğinde olan pense, keser, testere, çekiç gibi el aletleri için yapılan harcamalar da vergi iadesine konu
harcama olarak kabul edilecektir.
Ayrıca, yukarıda belirtilen dayanıklı tüketim malı niteliğinde olan malların bakım ve onarımı için yapılan harcamalar vergi iadesine konu harcama olarak nazara alınacaktır.
2. Yiyecek ve İçecek Giderleri :
Yiyecek ve içecek giderlerinden, sigara, alkollü içkiler ve bira hariç olmak üzere, şehir şebekesine bağlı su bedelleri ile her türlü yiyecek ve içecek giderlerine yapılan harcamaların
anlaşılması gerekir.
Lokanta ve pastane gibi yerlerde yiyecek ve içecek için yapılan ödemeler de yiyecek ve içecek giderleri kapsamına dahil bulunmaktadır.
3. İkamet Edilen Konuta Ait Yakacak Giderinin Tamamı ile Kira Giderinin % 20'si:
İkamet edilen konuta ait yakacak giderlerinden, satın alınan odun, kömür, fuel-oil, gaz, gazyağı, mazot gibi yakacak maddelerine yapılan ödemeler ile bunların nakliyesi için yapılan
giderlerin anlaşılması gerekir.
Birden fazla bağımsız bölümü bulunan binalar ile merkezi ısıtma sistemi ile ısıtılan binalarda, yukarıda denilen yakacak giderleri ortaklaşa ödeneceğinden, bu tür binalarda her bir
bağımsız bölüme düşen gider miktarının yakacak gideri olarak nazara alınması gerekir.
Ayrıca, işverenleri tarafından lojman verilmek suretiyle barınmaları temin edilen ücretlilerin oturdukları konutlar için ödedikleri kiranın yakıt bedelini de içermesi halinde, belgelendirilmek
suretiyle ödenen yakıt bedelleri de yakacak gideri olarak dikkate alınacaktır.
Öteyandan, ikamet edilen konuta ait kira bedelinin % 20'si de vergi iadesine konu harcama olarak kabul edilecektir.
Bu uygulamada, kira tutarının defaten veya birkaç aylık veya aylık dönemler itibariyle ödenmesinin önemi bulunmamaktadır.
ÖRNEK: Aylık net ücret geliri 50.000 lira olan bir ücretli, Ocak 1986 ayına ait harcama olarak sadece oturduğu evin kira bedelini bildirmiştir. Sözkonusu konuta ait ibraz edilen kira
mukavelesi örneğinden, konutun aylık kira tutarının 20.000 lira olduğu ve bir yıllık tutarı olan 240.000 liranın 15/1/1986 tarihinde defaten ödendiği, ibraz edilen banka makbuzundan
anlaşılmıştır.
Örnekte yer alan bu kişinin, banka makbuzu ile ödendiğini belgelediği kira tutarının % 20 si olan (24O.OOOx% 20 =) 48.000 lira; o aya ait net ücret gelirini aşmamak kaydıyla, vergi
iadesine konu harcama olarak kabul edilecek ve bu harcama üzerinden vergi iadesi hesaplanacaktır.
4. Her Türlü Giyim Giderleri:
Giyim giderleri ifadesinden, vergi iadesinden yararlanacak olanlar ile bunların eş, çocuk ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin kumaş, hazır elbise, kundura, şapka, iç çamaşır, çorap,
kemer gibi giyime müteallik her türlü malların satın alınması için yaptıkları harcamalar ile bunlara ilişkin dikim, tamir ve bakım, onarım gibi harcamalar ile giyim giderlerinin temizliğine
ilişkin, bu meyanda temizleyicilere ödenen paraların anlaşılması gerekmektedir.
5. Sağlık Giderleri:
Vergi iadesi hakkından yararlanacak olanlar ile bunların eş, çocuk ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin işverenler tarafından karşılanmayan ilaç, sağlık malzemesi ve hastane
giderleri ile muayene, tahlil, ameliyat, bakım, kaplıca, fizik tedavi ve diş protez ücretleri, gözlük ve lens alımları gibi sağlık giderleri vergi iadesine konu teşkil edecektir.
Ücretliler ile sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanların sağlık giderleri, kurumlarına başvurmaları halinde, kurumlarınca karşılanabilecek iken sözü edilen kimseler kurumlarına
başvurmayıp, sağlık giderlerini kendilerinin karşılaması durumunda da bu giderler vergi iadesine esas harcama olarak kabul edilecektir.
6. Eğitim, Öğretim, Anaokulu ve Kreş Giderleri :
Resmi veya özel eğitim ve öğretim kurumları ile anaokulu, kreş ve dershanelere yapılan ödemeler ile kurs ücretleri, kitap, kırtasiye ve okul taşıt giderleri ile gazete ve dergi alımları için
yapılan harcamalar, vergi iadesine esas alınacaktır
7. Vekalet Ücretleri:
Vergi iadesinden yararlanacak olanların işlerinin yürütülmesini sağlamak amacıyla vekillerine, serbest meslek makbuzu karşılığında yaptıkları ödemeler, vergi iadesine konu teşkil
edecektir. Bu nedenle, serbest meslek mensubu olmayan kimselerin vekil tayin edilmesi halinde bunlara yapılan ödemeler iadeye konu teşkil etmeyecektir.
8. Yolcu ve Yük Taşıma Giderleri :
20/12/1985 tarih ve 85/10181 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2 nci maddesinin (h) fıkrasında, yolcu ve yük taşıma giderleri; büyük kent, şehir ve kasaba belediyelerinin sınırları içinde
yapılan yolcu taşıma giderleri hariç olmak üzere, başlama ve bitme noktası Türkiye sınırları içinde olan kara, hava ve deniz yolları ile yolcu ve yük taşıması karşılığı yapılan harcamalar
olarak tespit edilmiştir.
Bu hüküm uyarınca;
— Büyük kent belediyeleri dahil olmak üzere, şehir ve kasabaların belediye sınırları içinde yapılan yolcu taşımaları karşılığı harcamalar vergi iadesi kapsamına girmemektedir.
— Ancak yukarıda belirtilen yolcu taşımaları karşılığı harcamalar hariç olmak üzere, şehir ve kasabaların belediye sınırları içinde (büyük kent belediyeleri dahil) yapılan yük taşımalarına ait
harcamalar ile başlama ve bitme noktası Türkiye içinde olan kara, hava ve deniz yolları ile yolcu ve yük taşıması karşılığı yapılan harcamalar vergi iadesi kapsamına girmektedir.
9. Otel, Motel ve Pansiyonlara Ödenen Konaklama Ücretleri :
Otel, motel ve pansiyon gibi konaklama yerlerinde, konaklamak amacıyla yapılan ödemeler de 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren vergi iadesi kapsamına alınmış bulunmaktadır.
Bu nedenle, bu tür yerlere ödenen oda, yatak ücreti gibi konaklama ücretleri vergi iadesine konu harcama olarak kabul edilecektir.
10. Tiyatro, Sinema ve Konser Verilecek Yerler gibi Mahallere Yapılan Giriş Ücreti Ödemeleri :
Tiyatro, sinema, konser salonu, plaj, yüzme havuzu gibi eğlence ve istirahat yerlerine girilmesi amacıyla ödenen bilet bedeline ait harcamalar da 1 Ocak 1986 tarihinden itiba-ren vergi
iadesine konu harcama olarak kabul edilecektir.
11. Süs ve Ziynet Eşyası Alımları:
Altın, gümüş ve platin, kıymetli taş (pırlanta, felemenk, yakut, zümrüt gibi), yarı kıymetli taş (akik, kehlibar, kara kehlibar), tabii ve suni inci alımları, bunlardan mamul her türlü ziynet eşyası
ve her türlü mücevherat alımları ile taklit süs eşyası alımları tutarının % 20'si; ayrıca, bunlardan mamul mutfak eşyaları ile dayanıklı tüketim malı niteliğindeki eşyaların tutarının % 20'si de
vergi iadesine konu harcama olarak nazara alınacaktır.
12. Diğer Bazı Tüketim Malı Alımları ile Bazı Hizmet Alımlarına Ait Harcamalar :
Temizlik madde ve malzemeleri alımları, her türlü kadın ve erkek tuvalet ve itriyat madde ve malzemesi alımları (kolonya dahil) ile kozmetik maddelerinin alımları, çiçek alımları, kuaför ve
berberlere ödenen ücretler, fotoğraf film ve tab ücreti, fotokopi ücreti, ampul, floresan ampul ve pil alımları, teyp ve video kaset kiralanması karşılığı ödenen ücretler, likit petrol gazı (LPG)
alımları, konutların boya ve badana (duvar kağıdı dahil) giderleri ile elektrik ve su tesisatı tamiratı için yapılan ödemeler vergi iadesine esas harcama olarak kabul edilecektir.
Ancak, konutların elektrik ve su tesisatı tamiratı ile ilgili parça (malzeme) bedelleri vergi iadesine konu harcama olarak kabul edilmeyecektir.
13. Belgelerde Yer Alan Katma Değer Vergisi :
Bilindiği üzere; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 1/1/1985 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle, 1/1/1985 tarihinden sonra vergi iadesine konu mal ve hizmet alımları
sırasında Katma Değer Vergisi de ödenmesi halinde, ödenen bu vergi de vergi iadesine konu harcama olarak kabul edilecektir.
B – Vergi İadesine Konu Olmayan Harcamalar :
1. Ticari, Zirai ve Mesleki Kazanca İlişkin Olarak Yapılan Harcamalar :
Vergi iadesine esas harcama olarak kabul edilen ve yukarıda belirtilen mülk ve hizmet alımlarının ticari, zirai ve mesleki kazanca ilişkin olmaması gerekir. Ticari, zirai ve mesleki kazancın
elde edilmesine ilişkin olarak yapılan her türlü mal ve hizmet alımları vergi iadesine tabi tutulmayacaktır.
2. Otomobil ve Benzeri Araç Alımları :
Dayanıklı tüketim malı niteliğinde olan otomobil, motorlu bisiklet gibi özel binek araçları ve her türlü deniz (yat, kotra ve her türlü tekneler) araçları alımları ile bunların bakım ve onarım
giderleri, 20/12/1985 gün ve 85/10181 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren vergi iadesine konu harcamalar kapsamı dışına çıkartılmıştır.
Bu nedenle, söz konusu bu harcamalar için 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren vergi iadesi hesaplanmayacaktır.
3. Zirai İşletmelerde Kullanılan Araçlar ile Ticari ve Mesleki Kazanca İlişkin Her Türlü Araç ve Gereç Alımları:
Zirai işletmelerde kullanılan traktör ile her türlü tarım araç ve gereçlerine ait harcamalar, ticari ve mesleki kazanca ilişkin her türlü araç ve gereçler, kamyon, kamyonet, triportör, yük-yolcu
motosikletleri gibi araçlar ile bunların bakım ve onarım giderleri vergi iadesine tabi tutulmayacaktır.
4. Gayrimenkul Alımları ile Bunların Bakım ve Onarım Giderleri :
Gayrimenkul alımları ile binaların 2 nci maddede belirtilen boya ve badana giderleri, binaların elektrik ve su tesisatı tamiratı için yapılan ödemeler dışındaki bakım ve onarım giderleri,
binalara yapılan kalorifer, güneş enerjisi ve benzeri nitelikteki tesisata ait giderler ile inşaat madde ve malzemeleri alımları vergi iadesine konu harcama olarak kabul edilmeyecektir.
Ayrıca, sıhhi tesisat malzemeleri olan lavabo, musluk, küvet gibi malzeme alımları da inşaat malzemesi sayılması nedeniyle vergi iadesine konu harcamalar kapsamına girmemektedir.
5. Hayvanların Tüketimi İçin Alınan Yiyecekler :
Evlerde beslenen kuş, kedi, köpek ile kümes hayvanları gibi hayvanların tüketimi için alınan yem, mama ve sair gıda maddelerine dair harcamalar vergi iadesine konu teşkil etmeyecektir.
V — VERGİ İADESİNE KONU HARCAMA BELGELERİ VE ADLARINA BELGE DÜZENLENECEK OLANLAR :
A — Vergi İadesine Konu Harcama Belgeleri :
Bilindiği üzere; 2978 sayılı Kanunun 3158 sayılı Kanunla değişik 1 inci maddesinde, mal ve hizmet alımlarının fatura, serbest meslek makbuzu, kamu idare ve müesseseleri tarafından
verilen belgeler ve birden fazla bağımsız bölümü muhtevi binalarda münhası-ran ortak yakacak giderlerinden müstakil birim başına isabet eden gideri gösteren belgelerle tevsik
edileceği; öteyandan, belirtilen bu belgeler dışında vergi iadesine konu harcamaları tevsik edici belgeler ve bu belgelerde yer alması gereken bilgileri tayin ve tespite Maliye ve Gümrük
Bakanlığının yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna göre, vergi iadesine konu harcama belgeleri ve bu belgelerin nitelikleri aşağıda açıklanmıştır.
1. Fatura:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesi gereğince, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler, müşterilerce istenilmesi halinde, sattıkları emtia
veya yaptıkları işler için fatura vermek zorundadırlar. Anılan Kanunun 230 uncu maddesi ve 2/2/1985 gün ve 18654 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi
Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik" hükümlerine göre, faturaların aşağıdaki bilgileri ihtiva etmesi gerekmektedir :
— Faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası ile fatura ibaresi,
— Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret ünvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası,
— Müşterinin adı ve adresi,
— Malın veya işin nev'i miktarı, fiyatı ve tutarı.
Harcamaların vergi iadesine konu olabilmesi için faturanın;
— Bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutan gerçek kişi tüccarlar ve sanayicilerden,
— Bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutan çiftçilerden,
— Kollektif ve adi komandit şirketler ile adi ortaklıklardan,
— Kurumlar vergisine tabi veya kurumlar vergisinden muaf olan kurumlardan,
alınması gerekmektedir.
Bunların dışında kalan ve kazançları götürü usulde tespit edilen tüccarlar ile gelir vergisine tabi olmayan gerçek kişilerden alınmış olan faturalar vergi iadesine esas harcama belgesi
olarak dikkate alınmayacaktır.
2. Perakende Satış Vesikaları :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde 3239 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, perakende satış vesikalarının düzenlenmesine ilişkin 10.000 liralık had 100.000 liraya
yükseltilmiştir.
Buna göre; aşağıda nitelikleri belirtilen perakende satış vesikalarının vergi iadesine konu harcama belgesi olarak nazara alınabilmesi için, bu belgelerin;
— Bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutan gerçek kişi ticaret erbabından,
— Bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutan çiftçilerden,
— Kollektif ve adi komandit şirketler ile adi ortaklıklardan,
— Kurumlar vergisine tabi veya kurumlar vergisinden muaf olan kurumlardan,
alınması gerekir.
Bunların dışında kalan ve kazançları götürü usulde tespit edilen tüccarlar ile gelir vergisine tabi olmayan gerçek kişilerden alınmış olan perakende satış vesikaları vergi iadesine esas
harcama belgesi olarak dikkate alınmayacaktır.
Perakende satış vesikaları ile bunların nitelikleri aşağıda açıklanmıştır.
a) Perakende Satış Fişi:
2978 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile Bakanlığımıza verilen yetkiye istinaden bundan böyle harcamaları belgelendirme ve tevsik açısından, 2/2/1985 gün ve 18654 sayılı Resmî
Gazete'de yayımlanan "Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik" hükümlerine uygun olmak kaydıyla;
— 3239 sayılı Kanun hükümlerinin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren, 100.000 liraya (100.000 lira dahil) kadar olan mal ve hizmet alımları "Perakende Sa-tış Fişi" ile
belgelendirilebilecek ve bu fişler, müşterinin (tüketicinin) kimliğine yani adı, soyadı ve adresine ilişkin bilgiler aranmaksızın satılan mal ve hizmetin cins ve nev'i belirtilmek suretiyle vergi
iadesine konu harcamaları tevsik edici belge olarak kabul edilecektir. Satılan malın cins ve nev'inin tek tek gösterilmesinin güçlük arzettiği durumlarda, bunların cins ve nev'inin
gruplandırılarak yapılması mümkün bulunmaktadır. Diğer taraftan, perakende satış fişinde, fişin tutarının yazı ile de ayrıca gösterilmesi zorunludur. Ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak
suretiyle verilen satış fişleri hariç, perakende satış fişlerinde, tutarın sadece rakamla gösterilmesi halinde, bu fişler vergi iadesinde nazara alınmayacaktır.
— 100.000 liranın üzerindeki mal ve hizmet alımlarına ilişkin harcamalar ise ancak, fatura ile belgelendirilmek kaydıyla vergi iadesine konu harcama olarak kabul edilecektir.
b) Yolcu Taşıma ve Giriş Biletleri:
2/2/1985 gün ve 18654 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik"
hükümlerine uygun olmak kaydıyla, yolcu taşıma ve giriş biletlerinin tutarı 100.000 liraya kadar (100.000 lira dahil) olması halinde, bu belgeler 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren vergi
iadesine konu harcama belgesi olarak kabul edilecektir.
100.000 liranın üzerinde olan biletler ise vergi iadesine konu teşkil etmiyecektir. Bu harcamaların fatura ile tevsik edilmesi zorunludur.
c) Ödeme Kaydedici Cihazlara Ait Satış Fişleri :
Bilindiği üzere; 3100 Sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun hükümlerine göre, bu Kanunun ve Bakanlığımızın
aradığı şartları taşıyan "ödeme kaydedici cihazlar"ın (yazar kasaların) kullanılmasına 11/7/1985 tarihinden itibaren fiilen başlanılmıştır.
Bu konuya ilişkin olarak 18/6/1985 gün ve 18788 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkındaki
Kanunla ilgili 3 Seri No. lu Genel Tebliğde"de açıklandığı üzere; 3100 sayılı Kanuna ve Bakanlığımızca aranan şartlara uygunluğu tespit edilerek onaylanmış bulunan ödeme kaydedici
cihazları kullananlar, cihazlarının Bakanlığımızca onaylandığını ve cihaz kullanmak suretiyle verecekleri satış fişlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca verilmesi gereken
"perakende satış fişi" yerine geçtiğini ve bu fişlerin vergi iadesi uygulamasında geçerli belge olduğunu belirtir bilgilerin de yer aldığı, bağlı bulundukları vergi dairesinden verilecek olan bir
levhayı, cihazın üzerine ve müşterinin devamlı surette görebileceği yere asacaklardır.
Bu şekilde ödeme kaydedici cihazı kullanmak suretiyle verilen "satış fişleri" mükelleflerin fatura vermek mecburiyetinde bulunmadıkları 100.000 liraya kadar olan satışlarının
belgelendirilmesinde Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca verilmesi gereken "perakende satış fişi" yerine geçecek ve vergi iadesi uygulanmasında vergi iadesi kapsamına giren
harcamaları tevsik edici belge olarak kabul edilecektir.
Mükelleflerin ödeme kaydedici cihaz kullanmak suretiyle verdikleri satış fişlerinin vergi iadesi uygulanmasında geçerli belge olarak kabul edilebilmesi için satış fişinin;
— Satış fişini veren kişi veya kuruluşun adı, soyadı veya ünvanını, adresini, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve hesap numarasını,
— Satılan malların cinsini (gıda, giyim v.s.) bedelini, vergili olup olmadığını ve bunlara ait toplamları,
— Müteselsil fiş numarasını ve işlem tarihini,
— Cihazın onaylandığını gösterir "M ve F" harflerinin stilize edilmiş birleşiminden meydana gelen mali sembolü (MF), cihazı imal veya ithal eden kuruluşlara Bakanlığımızca verilen iki
harften müteşekkil firma kodunu ve cihaz sicil numarasını,
ihtiva etmesi gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalara uygun olmadığı görülen satış fişleri vergi iadesinde, harcamaları tevsik edici belge olarak kabul edilmeyecektir.
3. Serbest Meslek Makbuzu :
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 236 ncı maddesine göre, serbest meslek erbabı mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve
bir nüshasını müşteriye vermek, müşteride bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir. Aynı Kanunun 237 nci maddesi ve "Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri
Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik" hükümlerine göre, serbest meslek makbuzunda;
— Makbuzu verenin soyadı, adı veya ünvanı, adresi, vergi dairesi ve hesap numarası,
— Makbuzun sıra ve seri numarası,
— Müşterinin adı, soyadı ve adresi,
— Alınan paranın miktarı,
— Paranın alındığı tarih;
— Düzenleyenin imzası,
bulunması gerekmektedir.
Vergi iadesinden yararlanılabilmesi için gerçek usulde vergiye tabi serbest meslek erbabına yapılan ödemelerin yukarıda mahiyeti açıklanan serbest meslek makbuzları ile
belgelendirilmesi gerekmektedir.
4. Kamu İdare ve Müesseseleri Tarafından Verilen Belgeler :
Mal ve hizmet alımlarının kamu idare veya müesseselerinden yapılması halinde, ödemelerin bu kurumların düzenleyip vereceği fatura, makbuz veya diğer belgelerle (Örneğin, resmi
sağlık kurumlarına yapılan ödemelerin bu kurumlarca verilecek makbuzlarla) belgelendirilmesi mümkündür.
Kamu idare ve müessesesi niteliğinde olan kurumlar veya bunlara bağlı teşekkül ve teşebbüsler, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca, kurumlar vergisi
mükkellefiyetlerinin olması halinde, bu kurumlardan yapılan vergi iadesine konu harcamalarını fatura veya perakende satış vesikaları ile belgelendirilmesi gerekir.
Ancak, kamu idare ve müesseseleri ile PTT, Devlet Demir Yolları, hava yolları ve deniz nakliyat firmaları tarafından yapılan yolcu ve yük taşımaları ile ilgili olarak verilen bilet, konşimento,
fazla bagaj ücret formu gibi belgeler de vergi iadesine esas harcama belgesi olarak kabul edilecektir.
5. Yöneticiler Tarafından Verilen Makbuzlar :
Birden fazla bağımsız bölümü bulunan binalar ile merkezi ısıtma sistemi ile ısıtılan yerlerde, yakacak giderlerinin apartman veya site yöneticileri tarafından verilen makbuzlarla
belgelendirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, şehir şebekesine bağlı olan binaların tek bir su sayacının olması halinde, su bedeli müştereken ödeneceğinden, her bir bağımsız bölüme isabet eden su bedelinin, yönetici
makbuzu ile tevsik edilmesi. mümkün bulunmaktadır.
6. Mesken Olarak Kullanılan Konutların Kira Bedelinin Tevsiki :
İkamet edilen konutların kira bedeli, kamu idare ve müesseselerine ödenmekte ise, ödenen kira bedelinin kamu idare ve müesseselerince verilecek fatura, makbuz veya diğer belgelerle
belgelendirilmesi yeterli olup, ayrıca kira mukavelesinin bir örneğinin ibrazına gerek bulunmamaktadır.
Kira ödemesi, kamu idare ve müesseseleri dışında kalan gerçek veya tüzel kişilere yapılmakta ise, kira mukavelesinin bir örneği ve ayrıca kira ödemesini gösterir kiralayan tarafından
verilecek bir belge veya kira bankalar aracı kullanmak suretiyle ödenmekte ise, bankalarca verilecek makbuz ile belgelendirilmesi gerekmektedir. Bankalarca verilecek makbuzda, kira
tutarının kiralayanın adı, soyadı ve adresinin, kiracının adı, soyadı ve adresi ile makbuzun düzenlenme tarihinin bulunması şarttır. Ancak, kira mukavelesinde yer alan kira tutarı
değişmediği sürece, kira mukavelesinin bir örneğinin (fotokopisinin) bir defa ibrazı yeterli olup, mukavele örneğinin herhangi bir makama tasdik ettirilmesine de gerek bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, kamu idari ve müesseseleri dışında kalan kurumlarda çalışanlar, kurumlarının kendilerine tahsis ettikleri ve kira mukavelesine dayanmayan konutlarda kiracı olarak
oturmakta iseler, bu kişiler tarafından da kira mukavelesi ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır. Sözü edilen bu kimselerin sadece ödedikleri kira miktarını işverenlerinden alacakları
bir belge ile belgelendirmeleri mümkün bulunmaktadır.
Gerçek usulde vergilendirilen ücretlilerin işverenlerine, çiftçilerin vergi sorumlularına, emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanların sosyal güvenlik kurumlarına, diğerlerinin de vergi
dairelerine ibraz ettikleri kira mukavelelerinin bir örneğini bu kişi veya kurumlar muhafaza edeceklerdir.
7. Diğer Hususlar :
a) Harcama Belgelerinin Aslının İbraz Edilmesi :
Vergi iadesine konu harcamalara ilişkin belgelerin, vergi iade bildirimlerine veya vergi iade beyannamelerine asıllarının eklenmesi esastır.
Ancak, kamu idare ve müesseseleri tarafından düzenlenen belgelerin asıllarının verilmemesi durumunda ilgililere verilen nüshaların vergi iadesine konu harcamaları tevsik edici belge
olarak nazara alınması gerekmektedir.
Belge aslının aranmayacağı durumlarda, belgenin karbonlu nüshasının ibraz edilmesi zorunlu olup, tasdikli örnekleri veya fotokopileri iadeye konu harcama belgesi olarak kabul
edilmeyecektir. Öte yandan, belge aslının kaybedilmesi nedeniyle alınan ve satıcıların tastikini taşıyan örnekler vergi iadesi uygulamasında harcamaları tevsik edici bir belge olarak kabul
edilebilecektir.
b) Kredili Mal Alışları :
Vergi iadesinden yararlanacak olanların taksitle yaptıkları mal ve hizmet alımlarına ilişkin belge tutarının, alımın yapıldığı döneme ait net gelire tekabül eden kısmı, vergi iadesine konu
harcama olarak kabul edilecektir.
ÖRNEK: Bir ücretlinin aylık net ücret geliri 75.000 liradır. Bu ücretlinin bir ayda yiyecek ve giyecek için yaptığı belgeli harcamalar tutarı 30.000 lira, aynı ay içerisinde kredili olarak satın aldığı
televizyonun alış bedeli ise 150.000 lira olup, faturası alınmış, ancak ücretli televizyon için o ay 30.000 lira taksit ödemiştir.
Kişinin bu ay yararlanabileceği vergi iadesi tutarı net ücretine tekabül eden 75.000 lira üzerinden hesaplanacak ve o ayda yaptığı toplam belgeli harcama tutarı olan 180.000 liranın net
ücretin üzerindeki kısımları ile daha sonraki aylarda ödeyeceği televizyon taksit tutarları müteakip aylarda vergi iadesine konu harcama olarak kabul edilmeyecektir.
c) Götürü Usule Tabi Mükellefler Tarafından Verilen Belgeler :
Kazançları götürü usulde tespit edilen ticaret ve serbest meslek erbabı tarafından, vergi iadesi kapsamına giren mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak fatura, perakende satış fişi ve
makbuz gibi belgeler düzenlenmesi halinde bu belgeler, sözü edilen kimselerin kazançlarının götürü usulde vergiye tabi tutulması nedeniyle, vergi iadesine esas harcama belgesi olarak
kabul edilmeyecektir.
B — Adlarına Belge Düzenlenecek Olanlar :
Vergi iadesi, iade hakkından yararlanacak olanlar ile bunların eş, çocuk ve bakmakla yükümlü oldukları kimseler adına düzenlenecek belgeler üzerinden hesaplanmak suretiyle
yapılacaktır.
Vergi iadesinden yararlanacak olanlar yukarıda açıklanmıştır. Bunların eş, çocuk ve bakmakla yükümlü oldukları kimseler ifadesinden ise, kimlerin anlaşılması gerektiği aşağıda
belirtilmiştir.
Eş; Medeni Kanun hükümlerine göre aralarında evlilik bağı kurulmuş olan kadın ve erkekten her biridir.
Çocuk tabirine gelince: Bilindiği üzere, 3239 sayılı Kanunla, Gelir Vergisi Kanununun "Çocuk tabirinin" tanımlandığı 33 ncü maddesi 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış
ve çocuk, aynı Kanunun 93 ncü maddesinde tanımlanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 93 ncü maddesinin son fıkrasında, "Çocuk tabiri, mükellefIe
birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilmek suretiyle bakılanlar dahil) 18 yaşını doldurmamış evlatları ifade eder." denilmiştir.
Bu hükme göre, mükellef tarafından bakılan 18 yaşını aşmış olan evlatlar, çocuk sayılmamakla birlikte, bakmakla yükümlü olunan kimseler kapsamına girdiğinden bunlar adına
düzenlenen belgeler, "bakmakla yükümlü olan" kimseler adına düzenlenmiş belge olarak, vergi iadesinde geçerli sayılacaktır.
Bakmakla yükümlü olunan kimseler ifadesinden de, vergi iadesi hakkından yararlanacak olanlarla aralarında akrabalık ilişkisinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın mutat geçim
giderleri bunlar tarafından karşılanan kimselerin anlaşılması gerekmektedir.
VI — ÜCRETLİLERE YAPILACAK VERGİ İADESİNİN USUL VE ESASLARI :
Ücretleri gerçek veya götürü usulde tespit edilen ücretlilerin vergi iadesinin usul ve esasları aşağıda açıklanmıştır.
A — Net Ücret Geliri ve Harcama Tutarı :
1. Harcama Tutarı :
İade edilecek vergi miktarı, vergi iadesinden yararlanacak olan ücretliler ile bunların eş, çocuk ve bakmakla yükümlü oldukları kimselerin, bir ay içinde yaptıkları mal ve hizmet alımlarına
ilişkin belgelerde yazılı tutarlar üzerinden hesaplanacaktır. Ancak, 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesine göre, vergi iadesine esas alınacak harcama tutarı,
mal ve hizmet alımlarının gerçekleştiği dönemde elde edilen net ücret gelirini aşamayacaktır.
2. Ücretleri Gerçek Usulde Tespit Edilen Ücretlilerin Net Ücret Geliri :
Ücretleri gerçek usulde tespit edilen ücretlilerde net ücret geliri, vergiye tabi olsun veya olmasın maaş, ikramiye, prim, gider karşılığı, tahsisat, zam, yakacak zammı, özel hizmet tazminatı,
avans, fazla mesai, huzur hakkı, kıdem tazminatı gibi adlarla ücretliye bir ay içinde yapılan ödemeler toplamından, emekli aidatı, sosyal sigorta primi, Ordu Yardımlaşma Kurumu ve
benzeri kamu kurumları için yapılan kesintiler ile Gelir Vergisi ve Damga Vergisi düşüldükten sonra kalan tutardır. Net ücret gelirinin hesabında, bir ay içinde yapılan ve süreklilik arz
etmeyen harcırah, fazla mesai, ikramiye, prim ve transfer ücreti gibi ödemelerin de dikkate alınması gerekir.
Diğer taraftan; ücret, para veya para ile temsil edilebilen ayın ve menfaat şeklinde de ödenebilmektedir. Ayın ve menfaat şeklinde yapılan ödemeler, ücret kapsamı içine girmekle beraber,
ücretlinin tüketim ve kullanımına tahsis edilmiş olması nedeniyle, herhangi bir harcamaya kaynak teşkil etmeyeceğinden, bunların net ücret gelirinin hesabında nazara alınması mümkün
bulunmamaktadır.
Öteyandan, vergi iadesinden yararlanacak kimsenin birden fazla yerden ücret geliri elde etmesi halinde, iade edilecek verginin hesaplanmasında vergi iade oranları, elde edilen her bir
ücret için harcamalar da dikkate alınarak ayrı ayrı uygulanacaktır.
a) Borçlanma Aidat ve Pirimleri:
Kanunla kurulan ve tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları ve sosyal sigortalar kurumlarına kanunlarında öngörülen usul ve esaslara göre ödenen borçlanma aidat ve primleri, emekli aidatı
niteliğinde olduğundan vergi iadesine esas tutulacak net ücretin hesabında kesinti olarak nazara alınacaktır.
b) Emekli Sandığından Alınan Borçlar ve Bunların Taksitler Halinde Ödenmesi:
T.C. Emekli Sandığının iştirakcisi olan kimselere, bu kurumca kendi mevzuatları gereğince borç para verilebilmekte ve bu borç paralar taksitler halinde geri tahsil edilebilmektedir.
Emekli sandığından bu şekilde alınan borç paralar (ikrazlar), ücret tanımı kapsamına girmediğinden, bu borç paralar net ücret gelirine dahil edilmeyecek ve ayrıca, borç olarak alınan
paranın taksitler halinde geri ödenmesinde de, yapılan taksit ödemeleri net ücret gelirinden düşülmeyecektir.
c) Kefalet Aidatı :
2489 sayılı Kanun hükümlerine göre, mükellef memurların ücretlerinden kesilen kefalet aidatı, emekli aidatı, sosyal sigorta primi, Ordu Yardımlaşma Kurumu ve benzeri kamu kurumları
için yapılan bir kesinti niteliğinde olmaması nedeniyle, net ücretin hesabında kesintiler kapsamı içinde mütalaa edilmeyecektir. Ancak, kefalet sandıkları tarafından mükellef memurlara
yapılan ödemeler de ücret niteliğinde olmaması nedeniyle, vergi iadesinde ücret olarak dikkate alınmayacaktır.
d) Sendika Aidatı ve Sendikalarca Yapılan Ödemeler :
Bilindiği üzere, 3239 sayılı Kanunun 54 ncü maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63 ncü maddesine ilave edilen 4 numaralı bent hükmü ile, ödendiğinin tevsik edilmesi
kaydıyla sendikalara, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre ödenen aidatların, ücretin vergi matrahının tayininde gider olarak gayrisafi ücret tutarından indirilmesi esası getirilmiştir.
İşçiler tarafından sendikalara ödenen aidatlar, emekli aidatı, sigorta primi niteliğinde bir ödeme olmadığından, bu aidatların net ücret gelirinin tespitinde indirim olarak nazara
alınmaması, başka bir ifade ile net ücret gelirine dahil edilmesi gerekmektedir.
Sendikalarca işçilere, grev veya lokavt uygulamasının devam ettiği sürece belli bir para ödenmektedir. Bu ödemeler, işçiler tarafından sendikalara ödenen ve ücretin vergi matrahının
tayininde gider olarak nazara alınan aidatlardan karşılandığından, sendikalarca işçilere ödenen sözkonusu paraların net ücret gelirine dahil edilmemesi gerekmektedir.
e) Geçici İş Göremezlik Ödenekleri
506 sayılı Kanun hükümleri uyarınca iş kazası, meslek hastalığı veya hastalık halinde, işçinin günlük kazancının belli oranlarında Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından verilen geçici iş
göremezlik ödenekleri, ücret tanımı kapsamına girmesi nedeniyle, bu ödemelerin vergi iadesinde ücret olarak nazara alınması gerekmektedir.
Geçici iş göremezlik ödeneklerinin Sosyal Sigortalar Kurumundan alınarak işverenlerce ilgililere ödenmesi halinde, bu ödemelerin işverence yapılan ücret ödemesinin net tutarına dahil
edilmesi icap eder.
f) Harcırahlar :
Vergi İadesine esas net ücretin hesabında ücretliye ödenen harcırahların da ücret olarak nazara alınması gerektiği yukarıda açıklanmıştır. Ancak, tahakkuk etmiş olan ücret vergi iadesine
esas alındığından, harcırahların kati tahakkuklarının yapıldığı ayda net ücrete dahil edilmesi, avans olarak yapılan harcırah ödemelerinin ise, ödendiği ayda ücret olarak nazara
alınmaması gerekmektedir.
Öte yandan, 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine tabi olan ve bu Kanunun hükümlerine tabi olmayan kimselere nakten yapılan harcırah gündeliği ödemelerinin, vergi iadesi
uygulamasında net ücret gelirine dahil edilmesi gerekmekte, diğer tarafdan, 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre ödenen yol parası ile bu Kanuna tabi olmayan kimselere
yapılan yol parası ödemeleri ve harcırah gündeliğinin aynı olarak verilmesi durumlarında, bu ödemeler de harcırah (ücret) ödemesi olmakla beraber, bu ödemeler ayın olarak
yapıldığından vergi iadesine konu harcamalara kaynak teşkil etmeyeceğinden, net ücret gelirinin hesabında dikkate alınmaması gerekir.
Bu nedenle, işverenlerce ayın olarak verilen yol giderleri ve ayın olarak verilen harcırah gündeliğine ait harcamalar, ücretliler tarafından yapılmadığından, vergi iadesine esas harcama
olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
g) Yer Altında Çalışan Hizmet Erbabının Net Ücreti:
Gelir Vergisi Kanununun 23 ncü maddesinin 3 numaralı bendinde, toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer bütün işlerde çalışanların yer
altında çalıştıkları zamanlara ait ücretleri Gelir Vergisinden istisna edilmiştir.
Bu hüküm uyarınca, anılan kişilerin ücretleri mutlak olarak vergiden istisna edilmediğinden, bunların da vergi iadesi hakkındaki yararlandırılması gerekmektedir.
h) Nafaka:
Bilindiği üzere; ilgili mevzuat hükümleri gereğince mahkemelerce, boşanmış olan karı veya kocaya, çocukları veya kendileri için nafaka ödemelerine karar verilebilmektedir. Sözü edilen
nafakalar; ödeyen yönünden, emekli aidatı veya sigorta primi gibi kanuni bir kesinti olmadığından, bu kesintilerin net ücret gelirinin hesaplanmasında ücrete dahil edilmesi
gerekmektedir.
Öteyandan, alanlar açısından nafaka, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 25 nci maddesinin 8 numaralı bendi uyarınca, Gelir Vergisinden tamamen müstesna tutulduğundan, nafakanın
alanlar için net ücret geliri sayılması veya net ücret gelirlerine dahil edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
i) Özel Şahıs Sigorta Primleri :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesine 3239 sayılı Kanunla eklenen 4 numaralı bent hükmünde, ücretin vergi matrahının tayininde, hizmet erbabı tarafından ödenen şatış
sigorta primlerinin gayrisafi ücret tutarından indirim olarak düşüleceği belirtilmiştir.
Şahıs sigorta primleri gelir vergisi uygulaması açısından, ücretin matrahın tayininde indirim olarak nazara alınabilmesine rağmen, bu primler vergi iadesi uygulamasında sigorta primi
veya emekli aidatı gibi kanuni bir kesinti olmaması nedeniyle, net ücretin tespitinde indirim olarak nazara alınmayacak, başka bir ifadeyle net ücret gelirine dahil edilecektir.
j) İcra Yolu ile Yapılan Kesintiler :
İlgili mevzuat hükümleri uyarınca, ücretlilerin borçları, icra yolu ile ücretlerinden kesilmek suretiyle de tahsil edilebilmektedir.
İcra yolu ile ücretten borç için yapılan kesintiler de, emekli aidatı veya sigorta primi gibi kanuni bir kesinti olmadığından net ücretin hesaplanmasında net ücrete dahil edilmesi
gerekmektedir.
k) Yıllık Beyanname Veren Ücretlilerin Net Ücret Geliri:
Ücretleri gerçek usulde tespit edilmekle beraber, ücretlerini yabancı bir işverenden veya diğer nedenlerle, ücretler üzerinden vergi tevkifatı yapılmayan ve bu nedenle, ücretlerini Gelir
Vergisi Kanununun 95 inci maddesine göre, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan eden tam mükellefiyete tabi ücretlinin net ücret geliri bir takvim yılı içinde elde edilen ücretin safi
tutarından, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan Gelir Vergisinin düşülmesinden sonra kalan tutar olarak nazara alınacaktır.
1. Özel Emekli Sandıklarından Emekli, Malûliyet Dul ve Yetim Aylığı Alanların Net Ücret Geliri :
T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur dışında kalan ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre kurulmuş olan özel emekli sandıkları ile diğer özel emekli
sandıklarından emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanlara, almış oldukları aylıklarının vergiye tabi olup olmadığına bakılmaksızın, aylıkları (emekli ikramiyeleri dahil) toplamından gelir
vergisi ve damga vergisi kesilmekte ise, bu kesintiler düşüldük-ten sonra kalan kısım net ücret geliri olarak kabul edilecektir.
3. Ücretleri Götürü Usulde Tespit Edilen Ücretlilerin Net Ücret Geliri :
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 4 üncü maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, ücretleri götürü usulde vergilendirilen ücretlilerin vergi iade dönemleri
ikişer aylık olarak tespit edilmiştir. Bu nedenle, ücretleri götürü usulde tespit edilen ücretlilerde net ücret geliri; vergi karnelerinde yer alan vergi matrahından hesaplanan gelir vergisi
düşüldükten sonra kalan tutarın altıda biri olarak nazara alınacaktır.
B — Vergi İadesine Esas Tutar ve Oranlar :
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 ncü maddesinde, vergi iadesine esas tutar ve oranlar 1 Ocak 1986 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca, bu
maddede, vergi iadesinin aylık, yıllık veya dönemsel olarak hesaplanacağı hükme bağlanmış ve maddenin son fıkrasında, "Bu maddede yazılı veya Bakanlar Kuırulu Kararı ile yeniden
tespit edilecek tutar ve oranlarda bir değişiklik yapmadan aylık tutarları yıllık olarak veya vergi iadesinin dönemine uygun bir şekilde tespit etmeye Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkilidir."
denilmiştir.
Buna göre, ücretleri gerçek usulde tespit edilen mükelleflerin 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yapacakları harcamalara aylık dönemler itibariyle yapılacak vergi iadesinin, 2978 sayılı
Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 ncü maddesinde yer alan tutar ve oranların uygulanarak hesaplanması gerekmektedir.
Ancak, 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 4 ncü maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, ücretlerinden vergi tevkifatı yapılmaması nedeniyle, ücretlerini yıllık
beyanname ile beyan eden mükelleflerin vergi iade dönemleri yıllık, ücretleri götürü usulde tespit edilen ücretliler için de ikişer aylık olarak tespit edilmiş olup, vergi iade tutarları da buna
paralel yıllık ve ikişer aylık olarak tespit edilmiştir:
1. Gerçek Usulde Tespit Edilen ve Vergisi Tevkif Yolu ile Kesilen Ücretlilere Uygulanacak Vergi İadesi Tutar ve Oranları:
Bu kimselere vergi iadesi aylık olarak yapılacağından, vergi iadesi, bir aya ait mal ve hizmet alımları tutarına;
30.000 liraya kadar ......................................................................... % 20
60.000 liranın; 30.000 lirası için % 20, aşan kısmına .......................... % 15,
100.000 liranın; 60.000 lirası için % 17,5 aşan kısmına ...................... % 10
100.000 liradan fazlasının; 100.000 lirası için % 14,5, aşan kısmına .... % 5,
Nispeti uygulanarak hesaplanacaktır.  

Öteyandan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesine göre kurulan özel emekli sandıklarından emekli, malûliyet, dul ve yetim aylığı alanlara da, vergi iadesinin aylık
olarak yapılması nedeniyle, bu kimselere de yukarıdaki tutar ve oranlarının uygulanması gerekmektedir.
2. Vergi Tevkifatı Yapılmaması Nedeniyle Ücretlerini Yıllık Beyanname İle Beyan Eden Tam Mükellefiyete Tabi Ücretlilere Uygulanacak Tutar ve Oranlar;
Ücretleri gerçek usulde tespit edilmekle beraber, ücretlerini yabancı bir işverenden almaları veya diğer nedenlerle, ücretleri üzerinden vergi tevkifatı yapılmayan ve bu nedenle ücretlerini
Gelir Vergisi Kanununun 95 nci maddesine göre, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan eden tam mükellefiyete tabi ücretlilerin vergi iadesi, bir takvim yılına ait mal ve hizmet alımları
tutarına;
360.000 liraya kadar ............................................................................ % 20
720.000 liranın; 360.000 lirası için % 20, aşan kısmına ........................... % 15,
1.200.000 liranın; 720.000 lirası için % 17,5 aşan kısmına ....................... % 10
1.200.000 liradan fazlasının; 1.200.000 lirası için % 14,5, aşan kısmına .... % 5,
Nispeti uygulanarak hesaplanacaktır.  

3. Ücretleri Götürü Usulde Tespit Edilen Ücretlilere Uygulanacak Tutar ve Oranlar:
Ücretleri götürü usulde tespit edilen ücretlilere vergi iadesi iki ayda bir yapılacağından, 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 ncü maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye
dayanılarak, vergi iadesine esas tutarlar ve oranlarda bir değişiklik yapılmadan, vergi iadesine esas tutarlar, ikişer aylık olarak tespit edilmiştir.
Bu nedenle, bir vergi iade dönemine ait mal ve hizmet alımları tutarına;
60.000 liraya kadar ............................................................................. % 20
120.000 liranın; 60.000 lirası için % 20, aşan kısmına ............................ % 15,
200.000 liranın; 120.000 lirası için % 17,5 aşan kısmına ........................ % 10
200.000 liradan fazlasının; 200.000 lirası için % 14,5, aşan kısmına ........ % 5,
Nispeti uygulancaktır.  

C — Vergi İadesinin Usul ve Esasları :
1. Ücretlerden Tevkif Ettikleri Vergileri Muhtasar Beyanname İle Bildiren İşverenler Yanında Çalışan Ücretlilerin Vergi İadesi :
2978 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi 3239 sayılı Kanunla değiştirilmekle beraber, ücretleri gerçek usulde tespit edilen ücretlilerin vergi iadesinin usul ve esaslarında herhangi bir
değişiklik olmamıştır. Bu nedenle, sözü edilen kimseler hakkında ötedenberi yapılan uygulamaya devam edilecektir.
Ötedenberi uygulana geldiği üzere, ücretleri gerçek usulde tespit edilen ücretliler, bir ay içinde yaptıkları malve hizmet alımlarına ait belgeleri "Vergi İade Bildirimi" ile ertesi ayın 7 nci günü
akşamına kadar işverenlerine vereceklerdir.
İşverenler kendilerine ibraz edilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin belgelerin usulüne uygun olup olmadığını ve bildirimin bu belgelere dayanılarak yapılıp yapılmadığını kontrol etmek ve
iade edilecek miktarı hesaplamak zorundadırlar.
Ücretlilerin bir ay içinde hak ettikleri toplam vergi iadesi, işverenlerce üç örnek olarak düzenlenecek "Vergi İade Beyannamesi" ile bildirimlerin alındığı ayın 20 nci günü akşamına kadar
muhtasar beyannamelerin verildiği vergi dairesine beyan edilecektir.
Vergi iade beyannamesinin bir örneği iade edilecek meblağa esas olmak üzere, vergi dairesince işverene geri verilecektir.
Vergi daireleri, işverenlerce verilen vergi iade beyannamelerinde gösterilen iade edilecek vergi miktarını, vergi iade beyannamesinin verildiği tarihten itibaren o ayın sonuna kadar ilgili
işverene nakten veya talep edilmesi halinde mahsuben ödeyeceklerdir.
İşverenler aldıkları vergi iadelerini, iadenin alındığı tarihten itibaren en geç 10 gün içinde hak sahiplerine ödemek zorundadırlar. İşverenler tarafından bu süre içinde hak sahiplerine
ödenmeyen vergi iadeleri en geç müteakip ilk işgününde ilgili vergi dairesine geri verilecektir.
Bu suretle ödenmeyen vergi iadeleri, vergi iade dönemini takip eden aydan başlamak üzere, altı ay içinde başvurmaları halinde ücretlilere veya kanuni mirasçılarına vergi dairelerince
ödenecektir.
İşverenlerin vergi iadesi ile ilgili işlemleri ölüm, iflas, tasfiye ve mücbir sebeplerle yerine getirememeleri veya kanundan doğan mükellefiyetlerini zamanında ve tam olarak yerine
getirmemeleri nedeniyle hak sahiplerinin alamadıkları vergi iadeleri altı ay içinde başvurmaları halinde vergi dairelerince kendilerine veya kanuni mirasçılarına ödenecektir.
2. Genel Bütçeye Dahil Dairelerde Çalışan Ücretlilerin Vergi İadesi:
2978 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde vergi iadelerinin her ay ödenmesi hükme bağlandığından, ötedenberi uygulana geldiği üzere, genel bütçeye dahil dairelerde çalışan ücretlilerin
vergi iadeleri de her ay yapılacaktır.
Buna göre, genel bütçeye dahil dairelerde çalışan ücretliler, bir ay içinde yaptıkları mal ve hizmet alımlarına ilişkin belgeleri "Vergi İade Bildirimi" ile ertesi ayın 7 nci günü akşamına kadar
dairelerine vereceklerdir.
Ücretlilerin bir ay içinde hak ettikleri vergi iadeleri, dairelerince hesaplanarak, en geç vergi iade bildirimlerinin alındığı ayın sonuna kadar hak sahiplerine ödenecektir.
3. T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur Dışında Kalan Sosyal Güvenlik Kurumlarından Emekli, Malûliyet, Dul ve Yetim Aylığı Alanların Vergi İadesi:
T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur dışında kalan ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre kurulmuş olan özel emekli sandıkları ile diğer özel emekli
sandıklarından emeklilik malûliyet, dul ve yetim aylığı alanların vergi iadeleri, yukarıda açıklanan "Ücretlerden Tevkif Ettikleri Vergileri Muhtasar Beyanname ile Bildiren İşverenler Yanında
Çalışan Ücretlilerin Vergi İadesi"ne ilişkin usul ve esaslar dahilinde yapılacaktır.
4. Ücretleri Götürü Usulde Tespit Edilen Ücretlilerin Vergi İadesi:
Ücretleri götürü usulde tespit edilen tam mükellefiyete tabi ücretlilerin vergi iadesi dönemleri 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 4 üncü maddesi ile Bakanlığımıza verilen
yetkiye istinaden Ocak ve Şubat ayı, Mart ve Nisan ayı, Mayıs ve Haziran ayı, Temmuz ve Ağustos ayı, Eylül ve Ekim ayı, Kasım ve Aralık ayı birer vergi iade dönemi olarak tespit edilmiştir.
Bu kimselere yapılacak vergi iadeleri bu dönemler esas alınarak yapılacaktır.
Ücretleri götürü usulde tespit edilen tam mükellefiyete tabi ücretliler, bir döneme ait mal ve hizmet alımlarına ilişkin belgeleri, üç örnek olarak düzenlenecek "Vergi İade Beyannamesi" ile
ertesi ayın sonuna kadar vergi dairelerine vereceklerdir.
Vergi iade beyannamelerinin bir örneği iade edilecek meblağa esas olmak üzere vergi dairesince ücretliye geri verilecektir.
Vergi dairelerince, iade edilecek vergi miktarı, ücretlinin vergi iade dönemine ait net geliri ve o döneme ilişkin harcamaları da dikkate alınarak ikişer aylık olarak hesaplanacaktır. İkişer
aylık olarak hesaplanan vergi iade miktarı, iade beyannamesinin alındığı ayı takip eden ayın sonuna kadar ücretlilere veya kanuni mirasçılarına ödenecektir.
5. Vergi Tevkifatı Yapılmaması Nedeniyle Ücretlerini Yıllık Beyanname İle Beyan Eden Tam Mükellefiyete Tabi Ücretlilerin Vergi İadesi:
Ücretlerini yabancı bir işverenden almaları veya diğer nedenlerle ücretleri üzerinden vergi tevkifatı yapılmayan ve bu nedenle ücretlerini Gelir Vergisi Kanununun 95 inci maddesine göre,
yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan eden tam mükellefiyete tabi ücretlilerin vergi iadesi, takvim yılı esas alınarak yıllık olarak yapılacaktır.
Sözü edilen ücretliler yıllık olarak vergi iade beyannamesi tanzim edip, bu beyannameye o yıla ait harcama belgelerini ve işverenlerinden aldıkları aylık net ücret gelirlerin gösteren bir
belgeyi ekleyerek, yıllık Gelir Vergisi beyannamelerini verdikleri vergi dairelerine Nisan ayı içinde ibraz edeceklerdir.
Vergi dairelerince, ücretlinin yıllık net ücret geliri ve o yıla ilişkin harcamaları da dikkate alınarak, iade edilecek vergi miktarı yıllık olarak hesaplanacaktır. Hesaplanan vergi iadesi, iade
beyannamelerinin verildiği ayı izleyen Mayıs ayının sonun kadar ücretlilere veya kanuni mirasçılarına ödenecektir.
6. Vergi İadesinin İşverenlerce Hak Sahiplerine Ödenmesi:
İşverenlerce, vergi iadelerinin hak sahiplerine nakden ödenmesi esastır. Ancak, izin, hastalık, seyahat gibi nedenlerle hak sahiplerinin tayin ettikleri mutemetlerine veya açtırmış oldukları
banka hesaplarına yatırılması suretiyle de ödenmesi mümkün bulunmaktadır.
D — Vergi İadesinin İşverenlerin veya Götürü Usulde Vergilendirilen Ücretliler İle Yıllık Beyanname Veren Ücretlilerin Vergi Borçlarına Mahsup Edilerek Ödenmesi:
Muhtasar beyanname veren işverenler yanında çalışan ücretlilere ait vergi iadesi, yukarıda açıklanan esaslar dahilinde işverenlere nakten ödenebileceği gibi, talep edilmesi kaydıyla
işverenin muhtasar vergi borcuna veya diğer vergi borçlarına mahsup edilmesi suretiyle de ödenebilir.
2978 sayılı Kanunun değişik 4 ncü maddesine göre, vergi dairesinin, bir dönemin vergi iade beyannamesine göre çıkan iadeyi, vergi iade beyannamesinin alındığı tarihten itibaren
beyannamenin alındığı ayın sonuna kadar işverene ödenmesi gerekmektedir.
Bu hükme göre; işverenler, vergi dairelerine vermiş oldukları muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden (stopaj) gelir vergisinin, aynı döneme ait tahakkuk eden vergi iadesinden
mahsup edilerek ödenmesini yazı ile isteyebilirler. Ancak, sözü edilen mahsuben ödeme keyfiyetinin, (stopaj) gelir vergisinin en son ödeme tarihi olan her ayın 20 nci günü mesai saati
sonuna kadar istenmesi halinde, bu istek kabul edilerek (stopaj) gelir vergisi iade miktarı da dikkate alınmak kaydıyla vergi süresinde ödenmiş sayılacaktır. Ancak, mahsuben ödeme
isteğinin ayın 20 sinden sonra yapılması halinde, bu istek de kabul edilerek mahsuben ödeme yapılacak fakat (stopaj) gelir vergisinin zamanında ödenmemesi sebebiyle 6183 sayılı
Kanun hükümlerine göre, vadesinde ödenmeyen gelir vergisi için gecikme zammı tatbik edilecektir.
Öte yandan, vergi iade beyannameleri üzerinden tahakkuk eden vergi iadesinin, (stopaj) gelir vergisi dışında, işverenlerce talep edilmesi kaydıyla işverenin başka bir vergi borcuna
mahsup edilmesi de mümkün bulunmaktadır.
İşverenlerce, yazılı olarak yapılan mahsuben ödeme istekleri doğrudan vergi dairelerine yapılacak ve vergi dairelerince, iade edilecek tutar ile vergi borcu dikkate alınmak suretiyle
başkaca herhangi bir incelemeye ihtiyaç duyulmadan talep kabul edilecek ve bu talebin vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarihten itibaren, işverenlere hesaben ödeme yapılabilecektir.
Diğer taraftan, işverenlerce bu şekilde mahsuben vergi iadeleri, iadenin alındığı tarihten itibaren 10 gün içinde hak sahiplerine ödenecektir. Bu süre içinde hak sahiplerine ödenmeyen
vergi iadeleri, en geç 10 günlük süreyi izleyen ilk işgününde vergi dairelerine geri verilecektir.
Ayrıca, ücretleri götürü usulde tespit edilen ücretlilerin yazılı olarak talep etmeleri halinde, hak kazandıkları vergi iadelerinin, vergi borçlarına mahsup edilmesi suretiyle ödenmesi de
mümkün bulunmaktadır
Diğer yandan, yıllık beyanname veren ücretlilerin de vergi iadesi, nakten ödenebileceği gibi, yazılı olarak talep edilmesi kaydıyla, ücretlinin vergi borçlarına mahsup edilmesi suretiyle de
ödenmesi mümkün bulunmaktadır.
E — Vergi İade Bildiriminin Veya Vergi İade Beyannamesinin Verilmemesi:
1. İşverenlere Vergi İade Bildiriminin Verilmemesi :
Çalıştırdıkları hizmet erbabına yapacakları vergi iadeleri nedeniyle vergi iade beyannamesi vermek durumunda olan işverenler, hizmet erbabının bildirim vermedikleri aylar için bağlı
oldukları vergi dairelerine vergi iade beyannamesi vermek zorunda değillerdir.
Diğer taraftan, yukarıda açıklandığı şekilde vergi iade beyannamesi vermeyecek olan işverenlerin bu hususu vergi dairesine bildirmek mecburiyetleri de bulunmamaktadır.
2. Vergi Dairelerine Vergi İade Beyannamesinin Verilmemesi :
Götürü ücretliler ile ücretlerini yıllık beyanname ile bildirmek durumunda olan ücretliler, bir vergi iade dönemine ait vergi iade beyannamelerini süresinde vergi dairelerine vermedikleri
takdirde, o döneme ait vergi iadesinden yararlandırılmayacaktır.
VII — SOSYAL GÜVENLİK KURUMLARINDAN EMEKLİ, MALÛLİYET, DUL VE YETİM AYLIĞI ALANLARIN VERGİ İADESİNİN USUL VE ESASLARI:
Bilindiği üzere, 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 ncü maddesinde, vergi iadesine esas tutar ve oranlar 1 Ocak 1986 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden
düzenlenmiştir. Ayrıca, bu maddede vergi iadesinin aylık, yıllık veya dönemsel olarak hesaplanacağı hükme bağlanmış ve maddenin son fıkrasında da, "Bu maddede yazılı veya Bakanlar
Kurulu Kararı ile yeniden tespit edilecek tutar ve oranlarda bir değişiklik yapmadan aylık tutarları yıllık olarak veya vergi iadesinin dönemine uygun bir şekilde tespit etmeye Maliye ve
Gümrük Bakanlığı yetkilidir." denilmiştir.
Bu hüküm ve 16/3/1984 gün ve 18343 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 8/3/1984 gün sayılı ve 2/12/1984 gün ve 18593 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 21/11/1984 gün ve 84/8791
sayılı Bakanlar Kurulu Kararları hükümleri uyarınca, 5434, 506, 1479, 2913, 1005 ve 2022 sayılı Kanunlara göre; T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu veya Bağ-Kur'dan aylık
alanlar ile Bütçe Kanunlarına göre vatani hizmet tertibinden aylık alanlara 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yapılacak vergi iadesinin usul ve esasları aşağıda açıklanmıştır.
A — Vergi İadesine Esas Alınacak Net Gelir ve Harcama Tutarı:
1. Vergi İadesine Esas Alınacak Net Gelir:
Yukarıda da belirtildiği üzere, 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre, vergi iadesi aylık, yıllık veya dönemsel olarak hesaplanabilecektir. Ayrıca, 2978
sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 4 ncü maddesinde vergi iade dönemleri üçer aylık olarak hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanların vergi iade dönemleri;
— Birinci dönem ocak-mart aylarını,
— İkinci dönem nisan-haziran aylarını,
— Üçüncü dönem temmuz-eylül aylarını,
— Dördüncü dönem ekim-aralık aylarını,
kapsamaktadır.
Vergi iade dönemlerinin üçer aylık olması nedeniyle, sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanların net gelirlerinin de 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren üçer aylık olarak nazara alınması
gerekmektedir. Bu nedenle, emekli, malûliyet, dul ve yetim aylığı alanların ocak, şubat ve mart aylarına ilişkin aylıkları toplamı birinci döneme ait net gelir; nisan, mayıs ve haziran aylarına
ilişkin aylıkları toplamı ikinci döneme ait net gelir; temmuz, ağustos ve eylül aylarına ilişkin aylıkları toplamı üçüncü döneme ait net gelir, ekim, kasım, ve aralık aylarına ilişkin aylıkları
toplamı dördüncü döneme ait net gelir olarak kabul edilecektir. Sosyal güvenlik kurumları tarafından emekli, malûl, dul ve yetimlere yapılan maaş ödemeleri, her ne kadar farklı tarihlerde
yapılıyor ise de, ödeme farklı tarihlerde yapılmakla beraber, ödeme dönemlerinin değişmesi bu kimselerin maaşlarında esas itibariyle hiç bir değişiklik yapmayacağından, yukarıdaki
dönemleri takip eden aylar içerisinde sosyal güvenlik kurumlarından aylık alan bu kimseler vergi iade bildirimlerini aylıklarını almakla oldukları ilgili banka şubelerine vermeleri uygun
görülmüştür.
Öteyandan, sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanların aylıklarının, kurumları tarafından herhangi bir nedenle zamanında ödenmemesi halinde, anılan ödemenin tahakkuku hangi
dönemde yapılmış ise, bu ödeme o dönemin net gelirine dahil edilecektir. Ayrıca, emekli ikramiyelerinin de tahakkukunun yapıldığı dönemin net gelirine dahil edileceği tabiidir.
2. Vergi İadesine Esas Alınacak Harcama Tutarı:
1 Ocak 1986 tarihinden önceki dönemlerde vergi iadesine esas net gelir ve harcama tutarı aylık olarak hesaplanıp dikkate alınmakta iken, 2978 sayılı Kanun hükümlerinde 3239 sayılı
Kanunla 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yapılan değişiklikle aylık esasından vazgeçilerek, net gelir ve harcama tutarının vergi iade dönemine göre tespit edilmesi esası getirilmiş
bulunmaktadır.
Bu nedenle, bir ödeme dönemine ait harcama tutarı, harcamanın ait olduğu dönemdeki net geliri aşamayacağından, iade edilecek miktarın ilgili dönem için tespit edilen net gelir
üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
B — Vergi İadesine Esas Tutar ve Oranlar:
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 ncü maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanlar için vergi iadesine esas tutarlar
dönemine uygun olarak üçer aylık olarak aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.
Buna göre, bir ödeme dönemine ait mal ve hizmet alımları tutarına;
90.000 liraya kadar .......................................................................... % 20
180.000 liranın; 90.000 lirası için % 20, aşan kısmına ......................... % 15,
300.000 liranın; 180.000 lirası için % 17,5 aşan kısmına ..................... % 10
300.000 liradan fazlasının; 300.000 lirası için % 14,5, aşan kısmına ..... % 5,
nispeti uygulanarak hesaplanacaktır.  

C — Vergi İadesinin Usul ve Esasları :
16/3/1985 gün ve 18343 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 8/3/1984 tarih ve 84/7791 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, 5434, 506, 1479, 2913, 1005 ve 2022 sayılı Kanunlara göre
T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu veya Bağ-Kur'dan aylık alanlar ile Bütçe Kanunlarına göre vatani hizmet tertibinden aylık alanlardan vergi iadesinden yararlanma hakkına
sahip olanların vergi iadeleri, ilgili sosyal güvenlik kurumları adına aylıkları almakta oldukları banka şubelerince yapılacaktır.
Buna göre, sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanların vergi iadesinin usul ve esasları aşağıda açıklanmıştır.
1. Vergi İade Bildirimlerinin Doldurularak İlgili Banka Şubelerine Verilmesi:
Sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanlar, bir vergi iade dönemine ait mal ve hizmet alımlarına dair belgeleri, her bir dönem için bir adet düzenleyecekleri "Vergi İade Bildirimi" ile;
— Ocak, Şubat ve Mart dönemi için Nisan ayının,
— Nisan, Mayıs ve Haziran dönemi için Temmuz ayının,
— Temmuz, Ağustos ve Eylül dönemi için Ekim ayının,
— Ekim, Kasım ve Aralık dönemi için Ocak ayının,
sonuna kadar aylıklarını aldıkları banka şubelerine ibraz edeceklerdir.
Öteyandan, sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanlar bir ödeme dönemine ait, her ay için ayrı ayrı vergi iade bildirimi temin etmekte iken, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren her üç aylık bir
dönem için sadece tek bir vergi iade bildirimi tanzim edeceklerdir.
2. Banka Şubelerince Yapılacak İşlemler :
a) İade edilecek miktar, ibraz edilen belge ve bildirimlere dayanılarak banka şubelerince dönem dikkate alınarak hesaplanacaktır.
Üç aylık dönem itibariyle ödenecek olan vergi iadeleri;
— Ocak-Mart dönemi için Mayıs ayının,
— Nisan-Haziran dönemi için Ağustos ayının,
— Temmuz-Eylül dönemi için Kasım ayının,
— Ekim-Aralık dönemi için Şubat ayının,
sonuna kadar, hak sahiplerine nakden veya hesaplarına alacak kaydedilerek ödenecektir.
b) Banka şubeleri, vergi iadesine ilişkin olarak ödeme yaptıkları kişiler ile süresinde müracaat ederek vergi iadesini almayan kişilerin listelerini ayrı ayrı düzenleyerek, kendilerine ibraz
edilen belge ve bildirimlerle birlikte, ödemenin yapıldığı ayı takip eden ay içinde ilgili sosyal güvenlik kurumlarına göndereceklerdir.
3. Sosyal Güvenlik Kurumlarınca Yapılacak İşlemler:
a) Banka şubeleri tarafından hak sahiplerine yapılacak ödemelerin karşılanabilmesi için, ödemeden önce Sosyal Güvenlik Kurumlarınca ilgili bankalar, nezdinde bir karşılık hesabı
açtırılır, daha önce açtırılan hesapların yenilenmesine gerek bulunmamaktadır. Ayrıca, sosyal güvenlik kurumları, vergi iade dönemlerine uygun olarak, banka şubeleri bazında o
şubelerden aylık alanların listesini, vergi iade dönemlerine göre (üçer aylık toplamlar halinde) tanzim ederek ilgili banka şubelerine gönderir.
b) Sosyal güvenlik kurumlarınca mal ve hizmet alımlarına ilişkin belgelerin usullerine uygun olup olmadığı ve bildirimlerin bu belgelere dayanılarak yapılıp yapılmadığı kontrol edilir. Sosyal
güvenlik kurumlarınca yapılan kontrol sonunda fazla alındığı tespit edilen iade miktarı, ilgili sosyal güvenlik kurumunca ilgililerin aylıklarından kesilerek veya sair bir surette istirdat edilir.
c) Fazla iadenin 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen fiillerden kaynaklandığının tespiti halinde, fazla iade edilen
miktar, üç kat cezası ile birlikte ilgili sosyal güvenlik kurumunca ilgililerin aylıklarından kesilerek veya diğer bir surette istirdat edilir.
d) Sosyal güvenlik kurumları, banka şubeleri tarafından kendilerine gönderilen belge ve bildirimleri arşivlerinde, ödeme yapılan kişiler ile ödeme yapılmayan kişiler bakımından ayrı ayrı
muhafaza edeceklerdir.
e) Süresi içinde ilgili banka şubelerine müracaat ederek vergi iadesini almayanlar, ilgili sosyal güvenlik kurumlarına müracaat edecekler, sosyal güvenlik kurumları da müracaatları
değerlendirerek, vergi iadesini hak sahiplerinin aylıklarını almakta oldukları banka şubeleri aracılığı ile ödeyeceklerdir.
D — Uygulanacak Müeyyideler:
Vergi iadesinin uygulanmasında; vergi iadesinden yararlananların bilerek sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı vesikalar kullanmaları veya vesikalar tahrif etmelerinin tespiti halinde
fazla iade edilen miktar üç kat cezası ile birlikte ilgili sosyal güvenlik kurumunca geri alınacak ve bu fiilin tekerrür halinde ise hak sahipleri bir daha vergi iadesi hakkından
yararlandırılmayacaktır.
E — Vergi İade Bildirimlerinin Verilmemesi :
Sosyal güvenlik kurumlarından emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanlarca, vergi iade bildiriminin süresinde verilmemesi halinde, banka şubeleri ile sosyal güvenlik kurumlarınca bu
dönemlere ait vergi iadesi yapılmayacaktır.
Örnek:
T.C. Emekli Sandığından aylık alan bir kimsenin aylığı 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren 60.000 liradır.
Bu kimsenin ocak, şubat ve mart dönemine ait aylıkları toplamı 180.000 TL. olup, aynı aylarda yaptığı vergi iadesine konu harcamaları ise, ocak ayında 90.000 lira, şubat ayında 45.000 lira ve mart ayında da 70.000 lira olmak üzere toplam 205.000 liradır. Bu emekli, birinci döneme ait tek nüsha olarak tanzim edeceği vergi iade bildirimini nisan ayı sonuna kadar, aylığını
aldığı banka şubesine ibraz edecektir.
Banka şubesince, sözkonusu kimsenin üç aylık dönem itibariyle vergi iadesi; 90.000 liralık kısım için % 20, müteakip 90.000 liralık kısım için % 15 oranı uygulanarak, bu dönem için
toplam 31.500 lira olarak hesaplanacak ve mayıs ayının sonuna kadar hak sahibine ödenecektir. Bu kimsenin bu döneme ait net geliri olan 180.000 liranın üzerindeki harcaması dikkate
alınmayacaktır.
VIII — ÇİFTÇİLERE YAPILACAK VERGİ İADESİNİN USUL VE ESASLARI :
3239 sayılı Kanunla 2978 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde yapılan değişiklikle, vergi iadesinden yararlanacaklar arasına, (küçük çiftçi muaflığından yararlananlar dahil olmak üzere)
çiftçiler de dahil edilmiş bulunmaktadır.
Bu nedenle, l Ocak 1986 tarihinden itibaren küçük çiftçi muaflığından yararlananlar dahil olmak üzere tam mükellefiyete tabi çiftçilere de vergi iadesi yapılacaktır.
Çiftçilere yapılacak vergi iadesinin usul ve esasları aşağıda açıklanmıştır:
A — Net Gelir ve Harcama Tutarı:
2978 sayılı kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesinin son fıkrasında, "Satış hasılatları üzerinden vergi tevkifatı yapılan çiftçilerin net geliri ise, 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunun 94 ncü maddesine göre, vergi tevkifatına esas olan satış hasılatı üzerinden öncelikle % 70 gider payı, bilahare tevkif suretiyle kesilen vergi düşüldükten sonra kalan kısımdır."
denilmektedir. Bu hüküm ve 2978 sayılı Kanunun değişik 4 ncü maddesi hükmü uyarınca, vergi iadesi çiftçilere dört ayda bir yapılacağından, çiftçilerin dört aylık dönemde, vergi tevkifatı
yapmak zorunda olan vergi sorumlularına yapmış oldukları satış hasılatları tutarından öncelikle % 70 gider, daha sonra sorumlu gerçek veya tüzel kişiler tarafından yapılan gelir vergisi
tevkifatı düşüldükten sonra kalan kısım, vergi iadesine ait net geliri teşkil edecektir.
Harcama tutarı ise, bir vergi iade döneminde elde edilen net geliri aşamaz.
B — Vergi İadesine Esas Tutar ve Oranlar :
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 ncü maddesinde,vergi iadesine esas tutar ve oranlar 1 Ocak 1986 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca, bu
maddede, vergi iadesinin aylık, yıllık veya dönemsel olarak hesaplanacağı hükme bağlanmış ve maddenin son fıkrasındada, "Bu maddede yazılı veya Bakanlar Kurulu Kararı ile yeniden
tespit edilecek tutar ve oranlarda bir değişiklik yapmadan aylık tutarları yıllık olarak veya vergi iadesinin dönemine uygun bir şekilde tespit etmeye Maliye veya Gümrük Bakanlığı yetkilidir."
denilmiştir.
Buna göre, küçük çiftçi muaflığından yararlananlar dahil olmak üzere tam mükellefiyete tabi çiftçilere vergi iadesi 4 ayda bir yapılacağından, bunlar için vergi iadesine esas tutarlar ve
oranlarda bir değişiklik yapılmadan, tutarlar aşağıdaki şekilde 4 aylık olarak tespit edilmiştir.
Çiftçilere yapılacak vergi iadesi, bir ödeme dönemine ait mal ve hizmet alımları tutarına;
120.000 liraya kadar ........................................................................ % 20
240.000 liranın; 120.000 lirası için % 20, aşan kısmına ....................... % 15,
400.000 liranın; 240.000 lirası için % 17,5 aşan kısmına ..................... % 10
400.000 liradan fazlasının; 400.000 lirası için % 14,5, aşan kısmına ..... % 5,
nispeti uygulanarak hesaplanacaktır.  

C — Vergi İadesinin Usul ve Esasları:
Küçük çiftçi muaflığından yararlananlar dahil olmak üzere tam mükellefiyete tabi çiftçiler bir ödeme dönemine ait mal ve hizmet alımlarına ait belgeleri;
— Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayı dönemi için Mayıs,
— Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos ayı dönemi için Eylül,
— Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayı dönemi için Ocak,
ayı sonuna kadar, iki örnek düzenlenecek vergi iade bildirimi ile satış hasılatları üzerinden vergi tevkifatı yapan sorumlu gerçek veya tüzel kişilere vereceklerdir.
Vergi sorumlusu gerçek veya tüzel kişiler, kendilerine ibraz edilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin belgelerin usulune uygun olup olmadığını ve bildirimlerin bu belgelere dayanılarak
yapılıp yapılmadığını kontrol etmek ve iade edilecek miktarı hesaplamak zorundadırlar.
Vergi sorumluları, çiftçinin almayı hak kazandığı vergi iadesini kendilerine verilen vergi iade bildirimlerinin "vergi sorumlularınca tespit edilen iade tutarı" sütununa yazacaklardır. Bilahare,
bildirimlerin vergi sorumlularınca doldurulması gereken bölümü doldurularak, tarih konulmak suretiyle imzalanıp bir örneği çiftçiye iade edilecektir. Ayrıca, vergi sorumluları kendilerine
verilen vergi iade bildirimlerine dayanarak çiftçilere yapacakları vergi iadesi için bordro düzenleyecekler ve bu bordroda: Çiftçinin adı ve soyadını, yapmış olduğu harcama tutarı ile
kendilerince hesaplanan vergi iadesi tutarını göstereceklerdir.
Bir vergi iade dönemi içinde, birden fazla vergi sorumlusuna zirai mahsul satışı yapılmış ise, her bir sorumluya o döneme ilişkin ayrı ayrı vergi iade bildiriminin verilmesi mümkün
bulunmaktadır.
Vergi sorumlusu gerçek veya tüzel kişiler, kendilerine vergi iade bildirimi veren çiftçilerin, bir ödeme dönemine ait hak ettikleri toplam vergi iadesini;
— Ocak-Nisan dönemi için Haziran ayının,
— Mayıs-Ağustos dönemi için Ekim ayının,
— Eylül-Aralık dönemi için Şubat ayının,
20 nci günü akşamına kadar, muhtasar beyannamelerini verdikleri vergi dairesine üç adet düzenleyecekleri "Vergi İade Beyannamesi" ile bildireceklerdir.
Vergi iade beyannamesinin bir örneği iade edilecek meblağa esas olmak üzere, vergi dairesince sorumluya geri verilecektir.
Vergi daireleri, vergi sorumlularına verilen vergi iade beyannamelerinde gösterilen iade edilecek vergi miktarını, vergi iade beyannamesinin verildiği tarihten itibaren o ayın sonuna kadar
ilgili vergi sorumlusuna nakten ödeyeceklerdir. Ancak, çiftçilerden satın alınan zirai mahsullerin alış bedeli üzerinden vergi tevkifatı yapan sorumlulara, zirai mahsullerin alış bedeli
üzerinden tevkif ettikleri vergileri vergi dairesine ödemedikleri takdirde, vergi iadesi yapılmayacaktır.
Vergi sorumluları aldıkları vergi iadelerini, iadenin alındığı tarihten itibaren en geç 10 gün içinde hak sahiplerine ödemek zorundadırlar. Sorumlular tarafından bu süre içinde hak
sahiplerine ödenmeyen vergi iadeleri, en geç müteakip ilk işgününde ilgili vergi dairesine geri verilecektir.
Bu suretle ödenmeyen vergi iadeleri, vergi iade dönemini takip eden aydan başlamak üzere, altı ay içinde başvurmaları halinde çiftçilere veya kanuni mirasçılarına vergi dairelerince
ödenecektir.
Vergi sorumlularının vergi iadesi ile ilgili işlemleri, ölüm, iflas, tasfiye ve mücbir sebeplerle yerine getirememeleri veya kanundan doğan mükellefiyetlerini zamanında ve tam olarak yerine
getirmemeleri nedeniyle, hak sahiplerinin alamadıkları vergi iadeleri altı ay içinde başvurmaları halinde vergi dairelerince kendilerine veya kanuni mirasçılarına ödenecektir.
D — Vergi İadesinin Sorumlularca Hak Sahiplerine Ödenmesi :
Vergi iadelerinin hak sahiplerine nakden ödenmesi esastır. Ancak, hastalık, seyahat gibi nedenlerle hak sahiplerine süresinde ödenmeyecek olan vergi iadelerinin, iadeye hak
kazananların açtırmış oldukları banka hesaplarına süresinde yatırılması suretiyle de ödenmesi mümkün bulunmaktadır.
E — Bir Örnekle İzahı :
Bir çiftçi 1986 yılı ocak, şubat, mart ve nisan aylarında, vergi tevkifatı yapmak zorunda olan (A) gerçek kişisine toplam 2.500.000 liralık, (B) tüzel kişisine aynı dönemde, 1.500.000 liralık
zirai mahsul satmış bulunmaktadır. Bu çiftçi aynı dönemde zirai mahsulünün 500.000 liralık kısmını da pazarda tüketiciye satmıştır.
Anılan çiftçi (A) ve (B) kişilerine yaptığı zirai mahsul satışları için vergi iadesinden yararlanacak, ancak tüketiciye pazarda yaptığı zirai mahsül satışı için vergi iadesi hakkından
yararlanamayacaktır.
Örneğimizde yer alan çiftçinin (A) kişisine yaptığı satıştan elde ettiği 2.500.000 liralık hasılatı için net geliri;
Hasılat ............................................................................
2.500.000
İndirimler .........................................................................
1.925.000
  % 70 Gideri .................................... 1.750.000 TL.  
  Stopaj Gelir Vergisi (% 7) ............... +  175.000 TL.  
       
Net Geliri ..................................................
      575.000 TL.  

olacaktır. Çiftçi, bu vergi sorumlusuna net geliri kadar harcama belgesi ibraz ettiği takdirde bu vergi iade dönemi için adına 66.750 lira vergi iadesi hesaplanacaktır.
Çiftçinin (B) kişisine yaptığı satıştan dolayı 1.500.000 liralık hasılat için net geliri;
Hasılat ............................................................................
1.500.000
İndirimler .........................................................................
1.155.000
  % 70 Gideri .................................... 1.050.000 TL.  
  Stopaj Gelir Vergisi (% 7) ............... +  105.000 TL.  
       
Net Geliri ..................................................
      345.000 TL.  

olacaktır. Çiftçi, bu vergi sorumlusuna net geliri kadar harcama belgesi ibraz ettiği takdirde aynı dönem için ayrıca kendisine 52.500 lira vergi iadesi yapılacaktır.
Bu durumda bu çiftçi, 1986 yılı ocak, şubat, mart ve nisan aylarına ait vergi iade bildirimlerini harcama belgeleri ile birlikte mayıs ayı içinde vergi sorumlularına ibraz etmesi halinde, en geç haziran ayının sonuna kadar toplam 119.250 lira vergi iadesi alacaktır.
IX — TİCARİ KAZANÇ SAHİPLERİ İLE SERBEST MESLEK KAZANÇ SAHİPLERİNE YAPILACAK VERGİ İADESİNİN USUL VE ESASLARI :
3239 sayılı Kanunla 2978 sayılı Kanunun 1 nci maddesinde yapılan değişiklikle, vergi iadesinden yararlanacaklar arasına, tam mükellefiyete tabi olup, ticari ve mesleki kazançları
nedeniyle gelir vergisine tabi olan mükellefler de alınmış bulunmaktadır.
Bu nedenle, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren ticari ve mesleki kazançları nedeniyle gelir vergisine tabi olan gelir vergisi mükelleflerine de vergi iadesi yapılacaktır.
Bu kimselere yapılacak vergi iadesinin usul ve esasları aşağıda açıklanmıştır.
A — Gerçek Usulde Vergiye Tabi Olan Ticari Kazanç Sahipleri ile Mesleki Kazanç Sahiplerine Yapılacak Vergi İadesinin Usul ve Esasları:
1. Net Gelir ve Harcama Tutarı:
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre, gerçek usulde (defter tutmak suretiyle) gelir vergisine tabi olan, ticari ve mesleki kazanç sahiplerinin net geliri,
yıllık beyanname ile bir önceki yıl beyan edilen matrahın, ticari veya mesleki kazanca isabet eden kısmından hesaplanan (dahili tevkifat ve diğer vergi tevkifatlarının mahsubundan önceki)
gelir vergisi düşüldükten sonra kalan miktarın onikide biridir.
Net gelirin hesaplanmasında dikkat edilecek husus, bir önceki yıla ait olarak beyan edilen matrahın değil bir önceki yılda beyan edilen matrahın ticari veya mesleki kazanca isabet eden
kısmının nazara alınması gerektiğidir. Ayrıca, ticari veya mesleki kazançları nedeniyle verilen yıllık beyannamede, beyan edilen gelirin, hayat standardı esasına göre tespit edilen gelirden
düşük olması nedeniyle matrahın, hayat standardı esasına göre tespit edilmesi halinde, vergi iadesine esas alınacak net gelirin, hayat standardı esasına göre bulunan matrah üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
Yıllık beyannameye dahil edilmiş gelir unsurlarından, herhangi biri nedeniyle daha önce yıl içinde vergi iadesinden yararlanılmış ise, bu gelir unsurları net gelirin hesaplanmasında
nazara alınmayacaktır.
ÖRNEK:
1984 takvim yılına ilişkin olarak 1985 yılı mart ayında yıllık beyanname veren bir mükellefin yıllık beyannamesinde, gerçek usulde tesbit edilen ticari kazancı (safi tutarı) 2.000.000 TL.,
götürü usulde tespit edilen serbest meslek kazancı (safi tutarı) 337.500 TL. ve gerçek usulde tespit edilen ücreti de (safi tutarı) 500.000 TL. olmak üzere toplam 2.837.500 TL. matrah
beyan edilmiştir.
Bu kimsenin, götürü usulde tespit edilen serbest meslek kazancı için 1984 yılında vergi iadesi hakkı bulunmadığından ve 1984 yılına ait ücreti üzerinden yıl içinde vergi iadesi
yapıldığından, ticari kazancına ait vergi iadesinde dikkate alınacak net gelirinin tespitinde ücret ile götürü usulde tespit edilen serbest meslek kazancı nazara alınmayacaktır. Ayrıca, yıllık
safi 2.000.000 lira tutarındaki ticari kazanç üzerinden bu kazanca isabet eden 664.757 lira gelir vergisi düşüldükten sonra, kalan (2.000.000-664.757=) 1.335.243 liranın 1/12'si olan
111.270 lira, 1986 yılının her bir ayı için bu kimsenin net geliri olarak kabul edilecektir.
Harcama tutarı ise, bir aylık döneme ait net gelir tutarı olan 111.270 TL. aşmayacaktır.
a) Aile Reisi Beyanına Dahil Edilmiş Olan Ticari ve Mesleki Kazanca Ait Net Gelir:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 93 ncü maddesinde, bir takvim yılına ait ve yıllık beyanname ile beyan edilmesi zorunlu olan, mükellefin kendisine, eşine ve küçük çocuklarına ait
kazanç ve iratların aile reisi beyanında toplanarak, tek bir beyanname ile beyan edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm uyarınca, aile reisi beyanına eş ve velayet altındaki çocuklara ait gerçek usulde tespit edilen ticari ve mesleki kazancın da dahil edilmiş olması halinde, eş ve velayet altındaki
çocukların sözkonusu kazançları, aile reisinin net gelirinin tespitinde nazara alınacaktır.
Beyannameye menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin gelir unsurlarının dahil edilmesi halinde daha önce açıklandığı üzere bu iratlara vergi iadesi yapılamayacağından, bu
iratlar vergi iadesi açısından net gelirin hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır.
b) Kazancın Kıst Bir Dönemde Elde Edilmesi:
Gerçek usulde tespit edilen ticari ve mesleki kazancın takvim yılının belli bir döneminde elde edilmesi halinde, bu tür kazançlar da dönem sonunda yıllık beyanname ile bir takvim yılı için
beyan edileceğinden, yıllık beyanname ile beyan edilen sözkonusu kazançlar üzerinden net gelirin, yukarıda yapılan açıklamalara göre beyan edilen matrahın ticari veya mesleki kazanca
isabet eden kısmından hesaplanan gelir vergisi düşüldükten sonra kalan miktarının on ikide biri olarak hesaplanması gerekir.
Öteyandan, 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 4 ncü maddesi uyarınca; ticari ve mesleki kazancı nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar, gelir vergisi mükellefiyetlerinin
sona erdiği tarihi takip eden dönemler için vergi iadesinden yararlanamayacaklardır.
c) Senelere Sari İnşaat ve Onarma İşlerinde Net Geliri:
Senelere sari inşaat ve onarma işleri ile iştigal eden mükelleflerin bu kazançları, Gelir Vergisi Kanununun 42 ve 44 ncü maddeleri uyarınca işin bittiği yılın geliri olarak tespit edilip beyan
edileceğinden, bu mükelleflerin bir önceki yıl verdikleri beyannamelerinde beyan edilmiş vergi matrahı olmayabilecektir.
Bu nedenle, münhasıran senelere sari inşaat ve onarma işi ile iştigal eden mükelleflerin, en son verdikleri senelere sari inşaat ve onarma işinden elde ettikleri kazançlarının, vergi
matrahı üzerinden hesaplanan (mahsuplardan önceki) gelir vergisi düşüldükten sonra kalan kısım, inşaatın devam ettiği yıllara bölünecek ve bu yolla bulunan tutarın onikide biri, aylık net
gelir olarak hesaplanacaktır.
Ancak, bu şekilde net gelirin tespitinde; mükellefin işinin münhasıran senelere sari inşaat ve onarma işi olması ve gelir vergisi mükellefiyetinin devam etmesi gerekmektedir.
2. Vergi İadesine Esas Tutar ve Oranlar:
Gerçek usulde gelir vergisine tabi ticaret erbabı ile serbest meslek erbabının vergi iadesi aylık olarak yapılacağından, bunlara 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 ncü
maddesinde yer alan vergi iadesine esas tutar ve oranlar uygulanacaktır.
Bu kimselere vergi iadesi aylık olarak yapılacağından, vergi iadesinin bir aya ait mal ve hizmet alımları tutarına;
30.000 liraya kadar ......................................................................... % 20
60.000 liranın; 30.000 lirası için % 20, aşan kısmına .......................... % 15,
100.000 liranın; 60.000 lirası için % 17,5 aşan kısmına ...................... % 10
100.000 liradan fazlasının; 100.000 lirası için % 14,5, aşan kısmına .... % 5,
Nispeti uygulanarak hesaplanacaktır.  
3. Vergi İadesinin Usul ve Esasları:
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 4 ncü maddesi hükmü uyarınca, ticari ve mesleki kazançları gerçek usulde tespit edilen mükellefler, bir aya ait mal ve hizmet alımlarını
gösteren belgeleri, bu belgelere dayanılarak üç örnek olarak düzenledikleri "Vergi İade Beyannemesi" ile birlikte yıllık gelir vergisi beyannamesi verdikleri vergi dairesine ertesi ay içinde
ibraz edeceklerdir.
Vergi iade beyannamelerinin birer örneği, iade edilecek meblağa esas olmak üzere vergi dairesince, ticari ve mesleki kazanç sahibine geri verilecektir.
Vergi dairelerince iade edilecek miktar, hak sahibinin net geliri ve o aya ilişkin harcamaları da dikkate alınarak, aylık olarak hesaplanacaktır. Aylık olarak hesaplanan vergi iade miktarı,
iade beyannamelerinin alındığı ayı takip eden ayın sonuna kadar hak sahiplerine veya kanuni mirasçılarına ödenecektir.
ÖRNEK:
Bir ticaret erbabının 1984 takvim yılına ait 1985 yılı Mart ayında beyan ettiği matrahı 5.000.000 liradır. Bu kimsenin ticari kazancına ait beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir vergisi de
1.860.000 liradır. Hesaplanan gelir vergisinin vergi matrahından düşülmesi ile 3.140.000 lira yıllık net gelir hesaplanır. Bu net gelirin aylık tutarı da 200.000 lira etmektedir.
Bu ticaret erbabı, 1986 yılının ocak ayı için tanzim edeceği üç örnek vergi iade beyannamesine, harcama belgelerini de ekleyerek 1986 yılı şubat ayı sonuna kadar, müteakip aylar için de
o ayları izleyen ayın sonuna kadar yıllık gelir vergisi beyannamesi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verecektir.
Vergi dairelerince, bu mükellefin vermiş olduğu vergi iade beyannamelerinde 1986 yılının her bir ayına ait 261.666 lira olan net gelir ve bu aylara ait harcama tutarları gözönünde
bulundurularak; her bir ay için vergi iadesi hesaplanacak ve hesaplanan vergi iadesi, vergi iade beyannamesinin verildiği ayı takip eden ay içinde hak sahibine ödenecektir.
B — Kazançları Götürü Usulde Tespit Edilen Ticaret ve Serbest Meslek Erbabına Yapılacak Vergi İadesinin Usul ve Esasları :
1. Net Gelir ve Harcama Tutarı :
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanuna değişik 3 ncü maddesi uyarınca kazançları götürü usulde tespit edilen ticaret ve serbest meslek erbabının net geliri, vergi karnelerinde yer alan
vergi matrahından, hesaplanan gelir vergisi düşüldükten sonra kalan miktarın onikide biri olarak hesaplanacaktır. Ancak, aynı Kanunun değişik 4 ncü maddesi hükmüne göre, bu
kimselere vergi iadesi ikişer aylık dönemler itibariyle yapılacağından net gelirlerinin de, ikişer aylık dönemler olarak hesaplanması uygun olacaktır.
Bu nedenle, kazançları götürü usulde vergiye tabi tutulan serbest meslek erbabı ile ticaret erbabının, vergi karnelerinde yer alan vergi matrahlarından, hesaplanan gelir vergisi
düşüldükten sonra kalan miktarın altıda biri, her bir dönemin net geliri olarak kabul edilecektir.
Öteyandan, yıl içinde işe başlayan mükelleflerin, işe başladıkları yıla ait safi kazançları, faaliyetin yapılacağı aylar nazara alınmak suretiyle tespit edileceği için faaliyetin yapılacağı aylara ait tespit edilen vergi matrahından, hesaplanan gelir vergisi düşüldükten sonra kalan, faaliyetin yapıldığı aylara bö1ünmek suretiyle net gelir tespit edilecektir. Bu mükelleflere de yukarıda
açıklanan şekilde vergi iadesi ikişer aylık dönemler esas alınarak yapılacaktır.
2. Vergi İadesine Esas Tutar ve Oranlar :
Kazançları götürü usulde gelir vergisine tabi tutulan kimselere, vergi iadesi iki ayda bir yapılacağından, 2978 sayılı Kanunun 3219 sayılı Kanunla değişik 3 ncü maddesinin Bakanlığımıza
verdiği yetkiye dayanılarak, vergi iadesine esas tutarlar ve oranlarca bir değişiklik yapılmadan, vergi iadesine esas tutarlar ikişer aylık olarak tespit edilmiştir.
Bu nedenle, bir vergi iade dönemine ait mal ve hizmet alımları tutarına:
60.000 liraya kadar ............................................................................ % 20
120.000 liranın; 60.000 lirası için % 20, aşan kısmına ........................... % 15,
200.000 liranın; 120.000 lirası için % 17,5 aşan kısmına ........................ % 10
200.000 liradan fazlasının; 200.000 lirası için % 14,5, aşan kısmına ....... % 5,
Nispeti uygulancaktır.  
3. Vergi İadesinin Usul ve Esasları :
Kazançları götürü usulde vergiye tabi tutulan ticaret ve serbest meslek erbabına vergi iadesi, 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 4 ncü maddesi uyarınca, vergi iade
dönemleri; Ocak ve Şubat ayı, Mart ve Nisan ayı, Mayıs ve Haziran ayı, Temmuz ve Ağustos ayı, Eylül ve Ekim ayı, Kasım ve Aralık ayı, birer vergi iade dönemi olarak belirlendiği için iade bu
dönemler esas alınarak yapılacaktır.
Götürü usulde gelir vergisine tabi ticaret ve serbest meslek erbabı bir döneme ait mal ve hizmet alımlarına ilişkin belgeleri, üç örnek olarak düzenleyecekleri "Vergi İade Beyannamesi" ile
dönemi takip eden ay içinde, gelir vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine vereceklerdir.
Vergi iade beyannamelerinin bir örneği iade edilecek meblağa esas olmak üzere, vergi dairesince hak sahiplerine geri verilecektir.
Vergi dairelerince iade edilecek vergi miktarı, hak sahibinin vergi iade dönemine ait net geliri ve o döneme ilişkin harcamaları da dikkate alınarak, iki aylık olarak hesaplanacaktır. Bu
şekilde hesaplanan vergi iade miktarı, iade beyannamesinin alındığı ayı takip eden ayın sonuna kadar hak sahiplerine veya kanuni mirascılarına ödenecektir.
ÖRNEK:
Bir ticaret erbabının 1984 yılına ait 1985 yılı Mart ayında beyan ettiği matrahı 5.000.000 liradır. Bu kimsenin ticari kazancına ait beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir vergisi de
1.860.000 liradır.Hesaplanan gelir vergisinin vergi matrahından düşülmesi ile 3.140.000 lira yıllık net gelir hesaplanır. Bu net gelirin aylık tutarı da 261.666 lira etmektedir.
Bu ticaret erbabı, 1986 yılının ocak ayı için tanzim edeceği üç örnek vergi iade beyannamesine, harcama belgelerini de ekleyerek 1986 yılı şubat ayı sonuna kadar, müteakip aylar için de o ayları izleyen ayın sonuna kadar yıllık gelir vergisi beyannamesi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verecektir.
Vergi dairelerince, bu mükellefin vermiş olduğu vergi iade beyannamelerinde 1986 yılının her bir ayına ait 261.666 lira olan net gelir ve bu aylara ait harcama tutarları gözönünde
bulundurularak, her bir ay için vergi iadesi hesaplanacak ve hesaplanan vergi iadesi, vergi iade beyannamesinin verildiği ayı takip eden ay içinde hak sahibine ödenecektir.
B — Kazançları Götürü Usulde Tespit Edilen Ticaret ve Serbest Meslek Erbabına Yapılacak Vergi İadesinin Usul ve Esasları:
1 — Net Gelir ve Harcama Tutarı:
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesi uyarınca kazançları götürü usulde tespit edilen ticaret ve serbest meslek erbabının net geliri, vergi karnelerinde yeralan
vergi matrahından, hesaplanan gelir vergisi düşüldükten sonra kalan miktarın onikide biri olarak hesaplanacaktır. Ancak, aynı Kanunun değişik 4 ncü maddesi hükmüne göre, bu
kimselere vergi iadesi ikişer aylık dönemler itibariyle yapılacağından net gelirlerinin de, ikişer aylık dönemler olarak hesaplanması uygun olacaktır.
Bu nedenle, kazançları götürü usulde vergiye tabi tutulan serbest meslek erbabı ile ticaret erbabının, vergi karnelerinde yer alan vergi matrahlarından, hesaplanan gelir vergisi
düşüldükten sonra kalan miktarın altıdabiri, her bir dönemin net geliri olarak kabul edilecektir.
Öteyandan, yıl içinde işe başlayan mükelleflerin, işe başladıkları yıla ait safi kazançları, faaliyetin yapılacağı aylar nazara alınmak suretiyle tespit edileceği için faaliyetin yapılacağı aylara ait tespit edilen vergi matrahından, hesaplanan gelir vergisi düşüldükten sonra kalan miktar, faaliyetin yapıldığı aylara bölünmek suretiyle net gelir tespit edilecektir. Bu mükelleflere de
yukarıda açıklanan şekilde vergi iadesi ikişer aylık dönemler esas alınarak yapılacaktır.
2 — Vergi İadesine Esas Tutar ve Oranlar :
Kazançları götürü usulde gelir vergisine tabi tutulan kimselere, vergi iadesi iki ayda bir yapılacağından, 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 3 ncü maddesinin Bakanlığımıza
verdiği yetkiye dayanılarak, vergi iadesine esas tutarlar ve oranlarda bir değişiklik yapılmadan, vergi iadesine esas tutarlar ikişer aylık olarak tespit edilmiştir.
Bu nedenle, bir vergi iade dönemine ait mal ve hizmet alımları tutarına;
60.000 liraya kadar ............................................................................ % 20
120.000 liranın; 60.000 lirası için % 20, aşan kısmına ........................... % 15,
200.000 liranın; 120.000 lirası için % 17,5 aşan kısmına ........................ % 10
200.000 liradan fazlasının; 200.000 lirası için % 14,5, aşan kısmına ....... % 5,
Nispeti uygulancaktır.  
3 — Vergi İadesinin Usul ve Esasları:
Kazançları götürü usulde vergiye tabi tutulan ticaret ve serbest meslek erbabına vergi iadesi, 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 4 ncü maddesi uyarınca, vergi iade
dönemleri; Ocak ve Şubat ayı, Mart ve Nisan ayı, Mayıs ve Haziran ayı, Temmuz ve Ağustos ayı, Eylül ve Ekim ayı, Kasım ve Aralık ayı, birer vergi iade dönemi olarak belirlendiği için iade bu
dönemler esas alınarak yapılacaktır.
Götürü usulde gelir vergisine tabi ticaret ve serbest meslek erbabı bir döneme ait mal ve hizmet alımlarına ilişkin belgeleri, üç örnek olarak düzenleyecekleri "Vergi İade Beyannamesi" ile
dönemi takip eden ay içinde, gelir vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine vereceklerdir.
Vergi iade beyannamelerinin bir örneği iade edilecek meblağa esas olmak üzere, vergi dairesince hak sahiplerine geri verilecektir.
Vergi dairelerince iade edilecek vergi miktarı, hak sahibinin vergi iade dönemine ait net geliri ve o döneme ilişkin harcamaları da dikkate alınarak, iki aylık olarak hesaplanacaktır. Bu
şekilde hesaplanan vergi iade miktarı, iade beyannamesinin alındığı ayı takip eden ayın sonuna kadar hak sahiplerine veya kanuni mirascılarına ödenecektir.
C — Vergi İadesinin Ticari Kazanç Sahipleri ile Serbest Meslek Kazanç Sahiplerine Mahsuben Ödenmesi:
Vergi iadelerinin, vergi iadesine hak kazanan ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek kazanç sahiplerine, yazılı olarak talep etmeleri şartıyla vergi borçlarına mahsup edilmek suretiyle
de ödenmesi mümkün bulunmaktadır.
D — Vergi İade Beyannamesinin Verilmemesi:
Vergi iadesinden yararlanma hakkına sahip olan ticaret erbabı ile serbest meslek erbabı, vergi iade beyannamesini süresinde vermedikleri dönemler için, vergi iadesi hakkından
yararlandırılmayacaktır.
X — VERGİ İADESİNE İLİŞKİN BELGELERİN SAKLANMASI:
A — Vergi Sorumluları İle İşverenlerin Belge Saklamak Mecburiyeti:
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 5 nci maddesi uyarınca işverenler ile vergi sorumluları vergi iadesine konu mal ve hizmet alımlarına ait belgeleri, ücretli ve çiftçiler
tarafından verilen vergi iade bildirimleri ile vergi iadesine ait diğer her türlü belgeleri iadenin yapıldığı yıldan başlayarak 5 yıl süre ile saklamak ve yetkili makam ve memurların talebi
üzerine bunlara ibraz etmek mecburiyetindedirler.
B — Sosyal Güvenlik Kurumlarının Belge Saklamak Mecburiyeti:
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 5 nci maddesi ve 21/11/1984 tarih ve 84/8791 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4 ncü maddesi uyarınca, sosyal güvenlik kurumları, banka şubeleri tarafından kendilerine gönderilen belge ve bildirimleri arşivlerinde ödeme yapılan kişiler ile ödeme yapılmayan kişiler bakımından, ödemenin yapıldığı yıldan başlayarak 5 yıl süre ile ayrı ayrı muhafaza edecekler ve yetkili makam ve memurların talebi üzerine bunlara ibraz edeceklerdir.
C — Ticari ve Mesleki Kazançları Nedeniyle Gelir Vergisine Tabi Mükellefler İle Götürü Usulde Vergilendirilen Ücretlilerin Belge Saklamak Mecburiyeti:
2978 sayılı Kanunun 5 nci maddesine 3239 sayılı Kanunun 87 nci maddesi ile ilave edilen üçüncü fıkrada, "Ticari ve mesleki kazançları nedeniyle gelir vergisi mükellefleri olanlar ile
götürü usulde tespit edilen ücret gelirine sahip olanların vergi iade beyannamesine ekli olarak ibraz ettikleri harcama belgeleri vergi dairelerince, vergi iadesinin ödenmesi sırasında hak
sahiplerine iade edilir. Vergi iadesinden yararlananlar, bu belgeleri vergi iadesinin yapıldığı yıldan başlayarak 5 yıl süre ile muhafaza etmeye ve yetkili makam ve memurların talebi
üzerine bunlara ibraz etmeye mecburdurlar." hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, vergi darelerince, ticari ve mesleki kazançları nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile götürü usulde vergilendirilen ücretliler tarafından ibraz edilen (ikamet edilen
konuta ait kira mukavelesinin örneği dışında kalan) vergi iadesine esas harcama belgeleri, vergi iadesinin ödenmesi sırasında ilgililere geri verilecektir.
Vergi dairelerince iade edilen söz konusu belgeler, ilgilileri tarafından vergi iadesinin yapıldığı yıldan başlayarak 5 yıl süre ile muhafaza ve yetkili makam ve memurların talebi üzerine de
ibraz edilecektir.
D — Bu bölümde vergi iadesine ilişkin belgeleri muhafaza etmekle sorumlu tutulan kişi ve kuruluşlar belgelerin asıllarını muhafaza edecekler ve bunların yerine fotokopi veya örneklerini
koymayacaklardır.
XI — UYGULANACAK CEZAİ MÜEYYİDELER VE 6183 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI:
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 6 ncı maddesinde,
"Aşağıdaki hallerden birisiyle haksız yere vergi iadesine sebebiyet verilmesi durumunda, iade edilen bu meblağ üç kat cezası ile birlikte müsebbiplerinden geri alınır.
a) Vergi iadesine hak kazananların bilerek sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı vesikalar kullanmaları veya vesikaları tahrif etmeleri,
b) İşverenlerin ve sorumluların gerçek dışı Vergi İade Beyannamesi düzenlemeleri,
c) İşverenlerin ve sorumluların azami sınır ve oranlar konusundaki hükümlere aykırı olarak iade hesaplamaları,
d) Beşinci madde hükmüne uyulmaması,
e) İşverenlerin ve sorumluların hak sahiplerine ödemedikleri vergi iadesini süresinde vergi dairesine yatırmamaları,
Bu Kanundan doğan mükellefiyetini zamanında ve tam olarak yerine getirmeyen işveren ve sorumlulara, vergi dairesince ödenen meblağın iki katı tutarında ceza kesilir. Şu kadar ki vergi
iade beyannamesi kanuni sürenin bitiminden itibaren 15 gün içinde verilir veya beyanname süresinde verilmekle beraber, noksan bildirim, bu süre içerisinde tamamlanır ise, bu
beyannamelere dayanılarak yapılan vergi iadeleri üzerinden işveren veya sorumlular adına % 5 oranında ceza kesilir.
Birinci fıkrasının (a) bendinde açıklanan fiillerinin tekerrürü halinde, vergi iadesine hak kazananlar vergi iadesi hakkından bir daha faydalandırılmaz." hükmü yer almıştır.
Öteyandan, ceza uygulamasına ilişkin olarak 2/12/1984 gün ve 18593 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 21//11/1984 tarih ve 84/8791 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2 nci maddesinde,
"Vergi iade beyannamelerini süresinde veren işverenlerin, bu beyannamelerinde hata yapıldığını ve yapılan hatanın fazla vergi iadesine neden olacağını, vergi iadesinin kendilerine vergi
dairelerince ödenmesinden önce haber vererek, hatanın düzeltilmesini yazılı olarak istemeleri halinde, düzeltme talepleri kabul edilerek, vergi iadesi düzeltilmiş miktar üzerinden ödenir
ve işverenler adına her hangi bir ceza kesilmez." denilmiş ve aynı Kararnamenin 3 ncü maddesinde de, " Süresi içinde vergi dairelerine verilen vergi iade beyannameleri üzerinden haksız
yere fazla vergi iadesi alan işverenler, almış oldukları, fazla vergi iadelerini, vergi dairelerince kendilerine ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 11'nci günün mesai saati sonuna kadar ilgili
vergi dairelerine ödedikleri takdirde, bu işverenlerden haksız yere aldıkları vergi iadesi 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 nci maddesine göre gecikme
zammı tatbik edilerek tahsil olunur. İşverenlerce haksız yere fazladan alınan vergi iadelerinin, belirtilen bu süre içerisinde ilgili vergi dairelerine geri ödenmemesi halinde, haksız yere
fazladan alınan vergi iadeleri 2978 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi hükümleri uyarınca 3 kat cezası ile birlikte geri alınır." hükmü yer almıştır.
Bu Hükümler uyarınca, vergi iadesinden yararlanan kimseler ile vergi iade beyannamesi veren işveren ve vergi sorumlularına uygulanacak cezai müeyyideler aşağıda açıklanmıştır.
A — Vergi İade Bildirimi Veren Ücretliler ile Çiftçiler Hakkında Uygulanacak Cezai Müeyyideler:
İşverenler ile vergi sorumlularına vergi iade bildirimi veren ücretliler ile çiftçiler, bilerek sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı vesikalar kullanmaları veya vesikaları tahrif etmeleri (tarihin,
harcama tutarının değiştirilmesi gibi) halinde bunlara ilişkin iade edilen meblağ üç kat cezası ile birlikte sözü edilen kimselerden tahsil edilecektir.
Ayrıca, ücretliler ile çiftçilerin bilerek sahte veya muhteviyat itibariyle yanıltıcı vesikalar kullanmaları veya vesikaları tahrif etmeleri fiillerinin tekerrürü halinde, bunlar vergi iadesi hakkından
bir daha yararlandırılmayacaktır:
B — Ücretliler İle Çiftçilere Ait Vergi İade Beyannamesi Veren İşveren ve Vergi Sorumluları Hakkında Uygulanacak Cezai Müeyyideler :
1. Vergi iade beyannamelerini süresinde veren işveren ve vergi sorumlularının bu beyannamelerde hata yaptıkları ve yaptıkları hatanın fazla vergi iadesine neden olacağını, vergi iadesinin kendilerine ödenmesinden önce haber vermeleri ve hatanın düzeltilmesini yazılı o1arak istemeleri halinde, düzeltme istekleri kabul edilecek ve vergi iadesi düzeltilmiş miktar üzerinden
ödenip işverenler ve vergi sorumluları adına her hangi bir ceza kesilmeyecektir.
2. Süresi içinde vergi dairelerine verilen vergi iade beyannameleri üzerinden haksız vergi dairelerince kendilerine ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 11'nci günün mesai saati sonuna
kadar ilgili vergi dairelerine ödedikleri takdirde, bu işverenlerden, haksız yere aldıkları vergi iadesi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 nci maddesine
göre gecikme zammı tatbik edilerek tahsil edilecektir. İşverenlerce haksız yere fazladan alınan vergi iadelerinin, belirtilen bu süre içerisinde ilgili vergi dairelerine geri ödenmemesi
halinde haksız yere fazladan alınan vergi iadeleri 2978 sayılı Kanunun değişik 6 ncı maddesi hükümleri uyarınca 3 kat cezası ile birlikte ceza alınacaktır.
Öte yandan, süresi içinde vergi dairelerine verilen vergi iade beyannameleri üzerinden haksız yere fazla vergi iadesi alan işveren ve vergi sorumluları, almış oldukları fazla vergi iadesini,
iadenin alındığı gün içinde vergi dairelerine geri ödedikleri takdirde, bunlar adına herhangi bir ceza kesilmeyecek ve gecikme zammı tatbik edilmeyecektir. Ayrıca, mahsuben yapılan
ödemelerde de aynı şekilde işlem yapılacaktır.
3. İşverenler veya vergi sorumluları tarafından, vergi iade beyannamesi kanuni sürenin bitiminden itibaren 15 günlük ek süre içinde verilir veya vergi iade beyannamesi kanuni süresinde
verilmekle beraber noksan bildirim, 15 günlük ek süre içinde tamamlanır ise, vergi dairelerince, bu beyannamelere dayanılarak yapılan vergi iadeleri üzerinden, vergi iadesinin % 5'i
oranında işveren veya sorumlular adına ceza kesilecektir.
4. Yukarıda yapılan açıklamaların dışında kalan ve işveren veya vergi sorumlularının;
— Gerçek dışı vergi iade beyannamesi düzenlemeleri,
— Azami sınır ve oranlar konusundaki düzenlemeleri hükümlere aykırı olarak iade hesaplamaları,
— Belge saklamak mecburiyetine uymamaları,
— Hak sahiplerine 10 gün içinde ödemedikleri vergi iadelerini, 10 günlük süreyi izleyen ilk iş gününde vergi dairelerine yatırmamaları,
Fiillerinden herhangi birisi nedeniyle haksız yere vergi iadesine neden olmaları halinde, iade edilen meblağ kendilerinden üç kat cezası ile birlikte tahsil edilecektir:
5. İşveren veya vergi sorumlularının, yukarıda belirtilen hususlar dışında kalan, vergi iadesine ilişkin mükellefiyetlerini zamanında ve tam olarak yerine getirmemeleri halinde, bunlar
hakkında iade edilen meblağın iki katı tutarında ceza kesilecektir.
6. 2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 4 ncü maddesinde, vergi dairelerinin işveren veya vergi sorumluları tarafından verilen vergi iade beyannamelerine göre doğan iadeyi,
iade beyannamesinin verildiği tarihten başlayarak o ayın sonuna kadar işveren veya sorumluya ödeyeceği hükme bağlanmıştır.
Kanunun 4 üncü maddesi ile vergi dairelerince iade edilecek vergi iadesinin alınması hususunda işveren veya sorumlulara herhangi bir yükümlülük getirilmemiş, aksine ödeme
konusunda vergi dairesine ödev verilmiştir. Dolayısıyla, süresi içinde işverenlerin veya vergi sorumlularının, vergi iadesini vergi dairesine müracaat ederek almamaları, 2978 sayılı
Kanunun değişik 6 ncı maddesinde yer alan "İşverenlerin bu Kanundan doğan mükellefiyetlerini zamanında ve tam olarak yerine getirmemeleri" fiilini ifade etmemektedir. Diğer bir
anlatımla, işverenler veya vergi sorumlularının, vergi iadesini ödeme süresi içinde müracaat ederek almamaları halinde, ödeme süresinin sonunda, yapılacak vergi iadeleri üzerinden
bunlar adına iki kat ceza kesilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Ancak, vergi iadelerini ödeme süresi içinde müracaat ederek almayan işveren veya sorumlulara vergi dairelerince, vergi iadesini almaları hususunda yazılı tebliğde bulunmak ve bu yazı
ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 14 üncü maddesine göre 15 günlük süre tanınmak ve ayrıca verilen süre zarfında vergi iadesinin alınmaması halinde, 2978 sayılı Kanunun 6 ncı
maddesine göre, ücretlilere ve çiftçilere ödenmesi gereken vergi iadesinin iki katı tutarında ceza kesileceği belirtilmek kaydıyla, bu yazının tebliği tarihinden itibaren verilen süreye rağmen
vergi iadesini almayan işveren ve sorumlulara söz konusu cezayı uygulamak mümkün olacaktır.
Öte yandan, ücretlilere ve çiftçilere yapılacak vergi iadesinin işveren veya vergi sorumlularına yapılması asıldır. Ancak, yukarıda yapılan açıklamalara göre, haklarında yapılan ceza
uygulamasına rağmen işveren veya vergi sorumlularının hizmet erbabı veya çiftçilere ait vergi iadesini almamaları halinde, 2978 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine göre hizmet erbabı
veya çiftçilerin ilgili vergi dairesine altı aylık sürede müracaat etmeleri kaydıyla, hak kazanılan vergi iadesi kendilerine ödenecektir.
C — Vergi İadesi Beyannamesi Veren Ücretliler İle Ticari Veya Serbest Meslek Kazançları Nedeniyle Gelir Vergisine Tabi Olanlar Hakkında Uygulanacak Cezai Müeyyideler:
Ücretlerinden vergi tevkifatı yapılmaması nedeniyle ücretlerini yıllık beyanname ile beyan eden ücretliler ile ücretleri götürü usulde vergiye tabi tutulan ücretliler, götürü usulde vergiye tabi
tutulanlar dahil olmak üzere ticari veya mesleki kazançları nedeniyle gelir vergisine tabi olan mükelleflerden, vergi iadesinden yararlanma hakkına sahip olanların;
— Bilerek sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı vesikalar kullanmaları veya vesikaları tahrif etmeleri,
— Belge saklamak konusundaki mecburiyete uymamaları,
halinde, bunlara yapılan vergi iadesi üç kat cezası ile birlikte tahsil edilecektir.
Öteyandan, yukarıda sözü edilen kimselerin bilerek sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı vesikalar kullanmaları veya vesikaları tahrif etmeleri fiillerinin tekerrürü halinde, bunlar vergi
iadesi hakkından bir daha yararlandırılmayacaklardır.
D — 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine Uygulanması:
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 7 nci maddesi uyarınca; işveren, sorumlu veya vergi iadesine hak kazananlarca, vergi dairesine geri verilmesi gereken vergi iadesinin ve ödenmesi gereken cezaların tahsilinde Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanacaktır.
XII — VERGİ İADESİ UYGULAMASINA İLİŞKİN DİĞER HUSUSLAR:
A — Vergi İadesi Hakkından Yararlananların Aynı Zamanda Başka Gelirinin de Bulunması:
Vergi iadesi hakkından yararlananların birden fazla gelirlerinin olması halinde, bunlar vergi iadesi hakkı tanınan gelirlerinin tamamı için vergi iadesinden ayrı ayrı yararlandırılacaktır.
Ancak, vergi iadesi hakkından yararlanan bir kimsenin, vergi iadesi hakkı tanınan gelirleri dışında başka gelirlerinin de olması halinde, vergi iadesi yönünden net gelir kavramı içine
girmeyen gelirleri için vergi iadesi yapılmayacaktır.
B — Vergi İadesine Konu Eğitim ve Öğretim Giderlerin Belgelendirilmesi:
Gerçek usulde vergiye tabi tutulan gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükelleflerine (kurumlar vergisinden muaf olan kurumlar dahil) ve derneklere ödenen eğitim ve öğretim
giderleri ile eğitim ve öğretimle ilgili ödenen taşıt ücreti, kur ücreti gibi giderlerin bu tebliğde muhteviyatı açıklanan fatura, perakende satış fişi ve serbest meslek makbuzu ile
belgelendirilmesi gerekir. Anılan harcamaların, bu belgeler dışında kalan bono, banka makbuzu veya makbuz gibi belgelerle belgelendirilmesi halinde, bu belgeler vergi iadesine konu
harcama belgesi olarak kabul edilmeyecektir.
Ancak, 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa tabi özel öğretim kurumlarına, ödemelerin bankalar aracılığı ile yapılması halinde bankalarca verilen belgeler ile kamu idare ve
müessesesi niteliğinde olan kurumlar ve üniversitelere (bunlar bünyesinde kurulu dernekler hariç) ödenen eğitim, öğretim, anaokulu, kreş ücretleri ile kitap alımları için sözü edilen
kuruluşlar tarafından verilen makbuz veya banka makbuzu iadeye konu harcama belgesi olarak kabul edilecektir. Bu belgelerde ödemenin mahiyeti, kurumun adı veya ünvanı, öğrencinin
adı ve soyadı ile ödeme tutarının belirtilmesi icap etmektedir.
Öte yandan, yurt dışında okuyan öğrencilere Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığınca tespit edilen ve Merkez Bankası aracılığı ile veliler tarafından gönderilen paraların, bu tebliğde
açıklanan bir belge ile belgelendirilmesi mümkün bulunmadığından, bu harcamalar vergi iadesine konu teşkil etmeyecektir. Ayrıca, ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından yurt
dışına para transferi için bu konuda verilen izin belgeleri veya transferin yapıldığına ilişkin verilen belgelerin vergi iadesine konu harcama belgesi olarak kabul edilmesi de mümkün
bulunmamaktadır.
C — Vergi İadesinin Net Gelire Dahil Edilmemesi :
2978 sayılı Kanun ve bu Kanunda değişiklik yapan 3239 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi iadesinden yararlananlara yapılan vergi iadeleri, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre
vergiye tabi gelir olmadığından ve ayrıca emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı da kabul edilemeyeceğinden,bu iadelerin vergi iadesine esas net gelir olarak nazara alınmaması
gerekmektedir.
D — Vergi İade Beyannameleri ve Bildirimlerinin Hak Sahiplerince İmzalanarak İbraz Edilmesi :
İşverenler ve vergi sorumluları hariç olmak üzere, vergi iadesi hakkından yararlananların; vergi dairelerine verdikleri vergi iade beyannamesini, işveren veya sorumlulara verdikleri vergi
iade bildirimlerini bizzat, küçüklerle kısıtlılarda kanuni temsilcilerin imza etmesi gerekmektedir.
E — Bir Vergi Sorumlusunun Aynı Zamanda Ücretliler ve Çiftçiler İçin Vergi İade Beyannamesi Vermesi :
Bir vergi sorumlusunun aynı zamanda hem ücretliler ve hemde çiftçiler için vergi iadesi beyannamesi vermek durumunda olması halinde, bu tür işverenler (vergi sorumluları) vergi iade
dönemlerinin farklı olması nedeniyle ücretliler için ayrı çiftçiler içinde ayrı olmak üzere vergi iade beyannamesi tanzim ederek, vergi iadesini beyan etmeleri gerekmektedir. Bu işverenler
ayrı ayrı hesaplayarak vergi dairesinden aldıkları vergi iadesine ilişkin işlemleri ayrı ayrı yapacaklar ve buna ait belgeleri ayrı ayrı muhafaza edeceklerdir.
F — Kazançları Gerçek Usulde Tespit Edilen Ticaret Erbabının Kendisi, Eşi ve Çocukları Adına Belge Düzenlemesi:
Kazançları gerçek usulde tespit edilen ticaret erbabının, işletmesinden yapılan vergi iadesine konu mal ve hizmet alımları nedeniyle, kendisi, eşi ve çocukları adına fatura, perakende satış fişi ve ödeme kaydedici cihazlara ait satış fişi tanzim etmeleri halinde, bu belgeler de vergi iadesine konu harcama belgesi olarak kabul edilecektir.
Ancak, bu belgelerin tutarı işletmenin kayıtlarına hasılat olarak intikal ettirilecektir.
Öteyandan, hasılat olarak kayıt edilen bu belgeler tutarı, Gelir Vergisi Kanununun 41 nci maddesine göre, işletmenin giderlerine intikal ettirilmeyecektir.
XIII — VERGİ İADE BİLDİRİM VE BEYANNAMELERİNİN ŞEKİL VE MUHTEVASI :
2978 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 4 ncü maddesinin son fıkrasının Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak vergi iadesi uygulamasında kullanılacak "Vergi İade Bildirimi"
ile "Vergi İade Beyannamesi"nin şekil ve muhtevası yeniden düzenlenmiş olup, bu bildirim ve beyannamelerin kimler tarafından ve ne şekilde kullanılacağı aşağıda açıklanmıştır.
A — Vergi İade Bildiriminin Şekil ve Muhtevası :
Yukarıda da açıklandığı üzere, vergi iade bildiriminin şekil ve muhtevası yeniden düzenlenmiş olup, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yapılan harcamalar üzerinden yapılacak vergi iadeleri
için bu bildirimler kullanılacaktır.
Vergi iade bildirimi, vergi iadesinden yararlanan ücretliler ile emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanlar ve çiftçiler için ayrı ayrı tertip ve tanzim edilmiştir.
Yeniden tertip ve tanzim olunan vergi iade bildirimleri standart dosya kağıdı büyüklüğünde ve ilişikteki örneklere uygun olarak çoğaltılıp kullanılabileceği gibi, vergi iade bildirimine
eklenecek belgelerin muhafazasında sağlayacağı fayda açısından (23x32,5) ebadındaki "torba zarflara" bastırılmak suretiyle de kullanılabilir. Vergi iade bildirimlerinin torba zarfa
bastırılarak kullanılması halinde, bildirimin ön yüzünün zarfın (kapaksız) ön yüzüne, vergi iadesine esas belgelere ait arka yüzünün de zarfın kapaklı arka yüzüne bastırılması icap eder.
Vergi iade bildirimine, her bir harcama belgesi (Perakende Satış Vesikaları dahil) tek tek yazılacaktır. Bu nedenle, vergi iade bildirimine eklenecek belgelerin çokluğu nedeniyle, bildirimin
arka yüzündeki kolonların yetmemesi halinde, birden fazla vergi iade bildirimi kullanılabilecektir. Ancak, torba zarf şeklindeki bildirimin kullanılması ve bildirimin arka yüzündeki kolonların
yetmemesi nedeniyle ikinci bir bildirim kullanılması durumunda, ikinci bildirimin tek yaprak şeklinde olan bildirimden kullanılması uygun olacaktır.
Harcama belgeleri ve kullanılan vergi iade bildirim veya bildirimleri vergi iadesinden yararlanacaklar tarafından birbirine raptedilerek ilgililerine ibraz edilecektir.
l. Gerçek Usulde Tespit Edilen ve Vergisi Tevkif Yolu İle Kesilen Ücretlilere Ait Bildirimin Şekil ve Muhtevası :
Ücretleri gerçek usulde tespit edilen ve vergisi tevkif yolu ile kesilen ücretlilere ait "Vergi İade Bildirimi"nin şekil ve muhtevası bu kimselerin vergi iade dönemlerinin aylık olması nedeniyle,
vergi iade dönemine uygun olarak yeniden tertip ve tanzim edilmiş ve bildirimin yeni şekli (Ek: 1'de) gösterilmiştir.
Genel bütçeye dahil dairelerle, muhtasar beyanname vermek mecburiyetinde olan işverenler yanında çalışan ücretliler (Ek: 1'de) yer alan vergi iade bildirimini kullanacaklardır.
2. Emekli, Maluliyet, Dul ve Yetim Aylığı Alanlara Ait Vergi İade Bildiriminin Şekil ve Muhtevası :
Sosyal güvenlik kurumlarından emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanlara ait "Vergi İade Bildirimi"nin şekil ve muhtevası bu kimselerin vergi ise dönemlerinin üçer aylık olması
nedeniyle, vergi iade dönemine uygun olarak yeniden tertip ve tanzim edilmiş ve bildirimin yeni şekli (Ek: 2'de) gösterilmiştir.
Emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı, alanların kullanacakları (Ek : 2'de) gösterilen vergi iade bildiriminin ne şekilde doldurulacağı (Ek: 2/A'da) verilen örnekle izah edilmiştir.
3. Çiftçilere Ait Vergi İade Bildiriminin Şekil ve Muhtevası :
Küçük çiftçi muaflığından yararlananlar dahil olmak üzere, çiftçiler tarafından vergi sorumlularına verilecek "Vergi İade Bildirimi"nin şekil ve muhtevası bu kimselerin vergi iade dönemlerinin dörder aylık olması nedeniyle, vergi iade dönemine uygun olarak tertip ve tanzim edilmiş olup, bildirimin şekli (Ek: 3'de) gösterilmiştir.
Çiftçiler tarafından kullanılacak olan vergi iade bildiriminin ne şekilde doldurulacağı (Ek: 3/A'da) verilen örnekle izah edilmiştir.
B — İşverenler ve Vergi Sorumluları Tarafından Verilecek Vergi İade Beyannamesinin Şekil ve Muhtevası :
Yapmış oldukları ödemelerden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan işverenler ile vergi sorumluları, ücretliler ile çiftçilere ait vergi iadesine ilişkin (ek: 4'de) yer alan "Vergi İade Beyannamesi"ni kullanacaklardır.
Yukarıda da açıklandığı üzere, bir işverenin aynı zamanda hem ücretliler hemde çiftçiler için vergi iade beyannamesi vermek durumunda olması halinde, çiftçiler ile ücretlilerin vergi iade
dönemlerinin farklı olması nedeniyle bu işverenler, ücretliler için ayrı, çiftçiler içinde ayrı olmak üzere vergi iade beyannamesi tanzim ederek, vergi dairesine ibraz edeceklerdir.
C — Yıllık Beyanname Vermek Mecburiyetinde Olan Ücretliler ile Götürü Usulde Tespit Edilen Ücret Gelirine Sahip Olanlar ve Ticari ve Mesleki Kazanç Sahiplerince Verilecek Vergi
İade Beyannamelerinin Şekil ve Muhtevası :
Yıllık beyanname vermek mecburiyetinde olan ücretliler ile ücretleri götürü usulde tespit edilen ücretliler ve ticari veya mesleki kazançlar nedeniyle gelir vergisine tabi olan mükellefler tarafından kullanılacak vergi iade beyannamesinin şekil ve muhtevası dönemlerine uygun olarak tertip ve tanzim edilmiştir.
Yeniden tertip ve tanzim olunan vergi iade beyannameleri belgelerin muhafazasında sağlayacağı fayda açısından sadece torba zarf şeklinde tertip ve tanzim edilmiş olup, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren ilişikteki örneklerine uygun olarak çoğaltılıp kullanabilecektir.
Vergi iade beyannamesine, her bir harcama belgesi (Perakende Satış Vesikaları dahil) tek tek yazılacaktır. Bu nedenle, vergi iade beyannamesine eklenecek belgelerin çokluğu nedeniyle, beyannamenin arka yüzündeki kolonların yetmemesi halinde, birden fazla vergi iade beyannamesi kullanılabilecektir.
Harcama belgeleri ve kullanılan vergi iade beyannamesi veya beyannameleri vergi iade den yararlanacaklar tarafından birbirine raptedilerek vergi dairelerine ibraz edilecektir.
1. Ücretlerini Yıllık Beyanname İle Beyan Etme Mecburiyetinde Olan Ücretlilere Ait Vergi İade Beyannamesinin Şekil ve Muhtevası :
İlgili bölümde de açıklandığı üzere, ücretlerinin vergi iadesinin takvim yılı esas alınarak yapılması gerekmektedir. Bu kimselerin vergi iade dönemlerinin takvim yılı olması nedeniyle "Vergi İade Beyannamesi" bunlar için, vergi iade dönemine uygun olarak tertip ve tanzim edilmiş olup, torba zarf halinde kullanılması zorunlu olan bu beyannamenin şekli (Ek: 5'de) gösterilmiştir.
Ücretlerini yıllık beyanname ile beyan etmek mecburiyetinde olan ücretlilere ait vergi iade beyannamesinin ne şekilde doldurulacağı, Ek (5/A'da) yeralan örnekle izah edilmiştir.
2. Ticari veya Mesleki Kazançların Yıllık Beyanname İle Beyan Eden Gelir Vergisi Mükelleflerinin Vergi İade Beyannamesinin Şekil ve Muhtevası :
Ticari veya mesleki kazançları gerçek usulde tespit edilen ticaret ve serbest meslek erbabına vergi iadesi aylık dönemler itibariyle yapılacağından, bu kimselerin vergi iade dönemlerine
uygun olarak "Vergi İade Beyannamesi" yine torba zarf şeklinde tertip ve tanzim edilmiş olup, bu beyannamenin şekli (Ek : 6'da) gösterilmiştir.
Ticari veya mesleki kazançlarını yıllık beyanname ile beyan eden gelir vergisi mükelleflerine ait vergi iade beyannamesinin ne şekilde doldurulacağı (Ek : 6/A'da) yer alan örnekle izah
edilmiştir.
3. Götürü Ücretliler İle Kazançları Götürü Usulde Tespit Edilen Ticaret veya Serbest Meslek Erbabına Ait Vergi İade Beyannamesinin Şekil ve Muhtevası :
Götürü ücretliler ile kazançları götürü usulde tespit edilen ticaret veya serbest meslek erbabına vergi iadesi ikişer aylık dönemler itibariyle yapılacağından, bu kimselerin vergi iade
dönemlerine uygun olarak "Vergi İade Beyannamesi" de torba zarf şeklinde tertip ve tanzim edilmiş olup, bu beyannamenin şekli (Ek: 7'de) gösterilmiştir.
Bu kimselerin vergi iade beyannamesinin ne şekilde doldurulacağı, (Ek : 7/A'da) yer alan örnekle izah edilmiştir.
XIV — DAHA ÖNCE YAYIMLANAN GENEL TEBLİĞ HÜKÜMLERİ :
2978 sayılı Kanunun uygulanması ile ilgili olarak daha önce yayımlanan tebliğler, bu tebliğ ile yürürlükten kaldırılmış olup, 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren bu tebliğde yapılan açıklamalara
göre işlem yapılacaktır.
Tebliğ olunur.
EK 1 : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Ücretleri Gerçek Usulde Tespit Edilen ve Vergisi Tevkif Yolu İle Kesilen Ücretlilere Ait)
EK 2 : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Emekli, Maluliyet, Dul ve Yetim Aylığı Alanlara Ait)
EK 2/A : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Emekli, Maluliyet, Dul ve Yetim Aylığı Alanlara Ait) (Örnek )
EK 3 : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Çiftçilere Ait)
EK 3/A : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Çiftçilere Ait) (Örnek)
EK 4 : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (İşverenler ve Vergi Sorumlularına Ait)
EK 5 : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Ücretlerini Yıllık Beyanname İle Beyan Eden Ücretlilere Ait)
EK 5/A : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Ücretlerini Yıllık Beyanname İle Beyan Eden Ücretlilere Ait) (Örnek)
EK 6 : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Ticari Veya Mesleki Kazançlarını Yıllık Beyanname İle Beyan Edenlere Ait)
EK 6/A : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Ticari Veya Mesleki Kazançlarını Yıllık Beyanname İle Beyan Edenlere Ait) (Örnek)
EK 7 : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Kazançları Götürü İsulde Vergilendirilen Ticaret ve Serbest Meslek Erbabı İle Götürü Ücretlilere Ait)
EK 7/A : VERGİ İADE BİLDİRİMİ (Kazançları Götürü İsulde Vergilendirilen Ticaret ve Serbest Meslek Erbabı İle Götürü Ücretlilere Ait)
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı